Ayrılıkta erkeği geri getirmenin yolu

Fulya, msnde görünmemek falan işe yaramıyor denedim=) Boşver o yokmuş gibi gir çık hatta görün arada, orada online olarak görünmen bile onun aklına girmen için bir sebeptir bence.Birini bulduğunu sanmam ama bulsa bile uzun ilişki sonrası o tür yeni sevgili olayları yürümez için rahat olsun.Ki birini bulması bile aslında iyiye yorulabilir çünkü seni unutmaya çalışıp unutamadığı için bulur ancak yeni birisini, kendi kendini kandırmalık gibi bir şey.
Benimkinin kız çevresi vardır, onlarla takılmasını kafaya takacak olsam delirirdim=)
 
Kimseden ses yok mu kızlar?
Ben bayramda her zamani gibi arayacağım ailesini.En azından kendimi hatırlatmış olurum.
 
Biz bunla bir gece konştuk. Ben bir kızdan şüphelenmiştim önceleri. Dedim sen bu kızla birliktesin. Adama bi baktım çılgına döndü. Çağrı üstüne çağrı. Ertesi günde ben öle olduğunu düşünüyorum en azından güyya hedef şaşırtmak için esra şuraya gel bitirelim işi dedi. Böle mesaj attı.
 
Ne yapmaya çalışıyorsa artık.Bu erkeklere akıl sır ermiyor ama hiç iyi düşünemiyorum bu tür oyunlara gerek duyuyorsa..İnşallah sürünürler de kapımızda yalvarırlar hem sevip hem bu kadar kızmak böyle bir şey olsa gerek.
 
Kimseden ses yok mu kızlar?
Ben bayramda her zamani gibi arayacağım ailesini.En azından kendimi hatırlatmış olurum.

Sadece kendimi fikrimi söylemek istiyorum canım, bence ailesini aramamalısın. Sen sadece saygından aramak istiyorsun belki ama cidden gerek yok, yanlış anlaşılmalara da yol açabilir.
 
Ne yapmaya çalışıyorsa artık.Bu erkeklere akıl sır ermiyor ama hiç iyi düşünemiyorum bu tür oyunlara gerek duyuyorsa..İnşallah sürünürler de kapımızda yalvarırlar hem sevip hem bu kadar kızmak böyle bir şey olsa gerek.

Ben hem sevip hem kızmanın nasıl birşey olduğunu çooook iyi biliyorum. Kızlar şu son birkaç ayda o kadar çok şey yaşadım ki, bir hayat boyu yetecek tecrübem oldu. Size tek bir anahtar vereceğim: Kötü davranın. O sizin kalbinizi kırdıysa siz de onu kırın. Arayıp sormayın.

Bunları yaptığınızda nasıl süründüklerini, nasıl yalvarıp af dilediklerini çok yakından gördüm. Gururunuzu koruyun, üzüntüden ölseniz bile belli etmeyin. Sonunda kazanıyorsunuz. Ama o zaman da sizin içinizde birşeyler ölüyor, o zaman belki de siz istemeyeceksiniz artık. Ama işin sırrı ne derseniz yazdım ve tecrübeyle şahidim. En inatçı, en sorumsuz erkeği bile yola getirecek zeka var biz kadınlarda, buna inanın ve kendinize güvenin.
 
Son düzenleme:
Ben hem sevip hem kızmanın nasıl birşey olduğunu çooook iyi biliyorum. Kızlar şu son birkaç ayda o kadar çok şey yaşadım ki, bir hayat boyu yetecek tecrübem oldu. Size tek bir anahtar vereceğim: Kötü davranın. O sizin kalbinizi kırdıysa siz de onu kırın. Arayıp sormayın.

Bunları yaptığınızda nasıl süründüklerini, nasıl yalvarıp af dilediklerini çok yakından gördüm. Gururunuzu koruyun, üzüntüden ölseniz bile belli etmeyin. Sonunda kazanıyorsunuz. Ama o zaman da sizin içinizde birşeyler ölüyor, o zaman belki de siz istemeyeceksiniz artık. Ama işin sırrı ne derseniz yazdım ve tecrübeyle şahidim. En inatçı, en sorumsuz erkeği bile yola getirecek zeka var biz kadınlarda, buna inanın ve kendinize güvenin.[

matahari bu defa da kötü davranıyorsun diye terk etmeye kalkmasın,arama sorma demişsin ben denedim bunu ama bu defada sen hiç ilgilenmiyorsun ilgisizsin demeye başladı.ne yapsam olmuyor.arayınca çok arıyorsun aramayınca da ilgisiz oluyorum.buna ne diyeceksin peki????
 
Ben hem sevip hem kızmanın nasıl birşey olduğunu çooook iyi biliyorum. Kızlar şu son birkaç ayda o kadar çok şey yaşadım ki, bir hayat boyu yetecek tecrübem oldu. Size tek bir anahtar vereceğim: Kötü davranın. O sizin kalbinizi kırdıysa siz de onu kırın. Arayıp sormayın.

Bunları yaptığınızda nasıl süründüklerini, nasıl yalvarıp af dilediklerini çok yakından gördüm. Gururunuzu koruyun, üzüntüden ölseniz bile belli etmeyin. Sonunda kazanıyorsunuz. Ama o zaman da sizin içinizde birşeyler ölüyor, o zaman belki de siz istemeyeceksiniz artık. Ama işin sırrı ne derseniz yazdım ve tecrübeyle şahidim. En inatçı, en sorumsuz erkeği bile yola getirecek zeka var biz kadınlarda, buna inanın ve kendinize güvenin.

İlhan Uçkan'ın taktikleriyle çok yakından benzeşiyo sölediklerin canım :) size ordan bi alıntı :

“Kadın gibi fingirdeme!” “Kadın gibi kırıtma!” “Kadın gibi gülme!” “Kadın aklı!” Bunlar artık tarih olmuş cümleler. İyi bakın, doğru düşünün. Etrafta bir tane bile hakikaten fingirdeyen, oynaklık yapan, şen şakrak kahkahalar atan, kafasını kullanan kadın var mı? Yok!

Ya küçük kızlar gibi saç burup çocuk gibi davranıyorlar, ya hanım hanımcık kadın rolüyle kendilerini var etmeye çalışıyorlar. Bir başka tür de, memelerini iyice şişirtip, ardından da üzerlerine estetik cerrah reklamı almış gibi sergileyerek, “seksi” ve “dayanılmaz” olduklarını zannediyor.
Silikonlu göğüsler erkekleri tahrik ediyorsa, bu olsa olsa “mutant sempatisi”dir.
Ama “Lolita düşkünlüğü”, “bakire sendromu” ve “mutant sempatisi”nin objelerini bir araya topladığınız vakit bile bir “kadın” etmez!
Kadın dediğin, hem endamıyla, hem de aklıyla ele avuca gelmeyen, erkeği sürüm sürüm süründüren bir şeydir!
Öyle “Bana ne, bana ne, beni de al, beni de al…” diye, şarkılı türkülü, erkeğin önünde kuyruklara girmez mesela. Bu kuyruklarda erken gelen öne geçmiyor ne de olsa.
En çok “kadınlık meziyeti”ni kendinde barındıran, tek başına, bütün endamıyla tarihe heykel oluyor. En iyisinden, gelecek vaat eden bir erkeği alıp, adam ediyor. Onu krallığın oynak taburesine, başında teneke tacıyla oturtuyor.
Değmeyin bir daha keyfine…
☼☼☼☼☼☼☼
Test:

Gerçek bir “kadın” mısınız?
Sizin için minik bir test hazırladım. Aşağıdaki sorulara “evet” ya da “hayır” cevabı vererek kadın olmanın tadını çıkaranlardan mı, yoksa “Ay, kadın olmak çok zor” diye yakınanlardan mı olduğunuzu öğrenebilirsiniz:
1- Kaprisli misiniz?
2- Naz yapmayı biliyor musunuz?
3- Kıskanç olmakla övünüyor musunuz?
4- Rahatça ağlayabildiğiniz için mutlu musunuz?
5- Süslü iç çamaşırlarını, renkli giysileri seviyor musunuz?
6- Şefkatli, duygulu, kırılgan görünebiliyor musunuz?
7- Gururlu musunuz?
Yukarıdaki sorulardan bir tekine bile “hayır” dediyseniz, inanın kendinize yazık ediyorsunuz. İnsan kadın olup da kadınlığının tadını çıkarmıyorsa aklı karışmış demektir!
☼☼☼☼☼☼☼
“Kadınlık” dersi:
1- Konuşma: Cümleler tane tane olmalıdır. Sakin, gerekli kelimelere vurgu yapmayı ihmal etmeden, içten gelen, ikna edici, kendine güvenen bir ses tonuyla konuşun. Kendine özgü hoş bir kahkahayı da unutmamak lazım elbette…
2- Hal ve hareketler: Bir kadın öncelikle kendisi için bakımlı olmalıdır. Saçı başı düzgün, giysileri temiz, ayakkabıları her zaman pırıl pırıl…
Haline gelince: Şefkatli, içten, duygulu, dengesiz, arzulu, şirret, melek…
Yani kadın dediğin, duygularına engel olmamalı, o anda içinden nasıl geliyorsa öyle davranmalıdır.
Kıskanç olmayan, ağlamayan, kavga etmeyen kadın olur mu hiç? Zaten çekici olan da kadının hesaplanamaz ruh hali değil midir?
Bütün bunlar bir yana, bir kadın kendi değerinin farkında olmalıdır. Değerini ölçmeyi asla başkasına bırakmamalıdır. Tek olmalıdır. Başkalarının görünüşü, konuşması, hal ve hareketlerinden kendine yama yapmamalıdır. Ne o öyle seri üretim gibi!
3- Şaşırtma: Bunlar yetmez. Kadın dediğin bir çok konuda bilgi sahibi olmalıdır. Merakına ve öğrenme isteğine engel olmamalıdır. Bilgi her zaman elinizi güçlendirir. Sadece kendi ilgi alanınıza dair bilgiler de değil bunlar, ekonomi, politika ve daha bilumum aktüel konuya kadınsı karmaşık zekayı ekleyin, bakın nasıl hoş bir karışım doğuyor.
Gizli tedavi: Bir kadın asla bilgisinin sınırlarını açık etmemelidir. Bırakın sizi “Hiçbir şeyden anlamaz!” zannetsinler…
 
Ben hem sevip hem kızmanın nasıl birşey olduğunu çooook iyi biliyorum. Kızlar şu son birkaç ayda o kadar çok şey yaşadım ki, bir hayat boyu yetecek tecrübem oldu. Size tek bir anahtar vereceğim: Kötü davranın. O sizin kalbinizi kırdıysa siz de onu kırın. Arayıp sormayın.

Bunları yaptığınızda nasıl süründüklerini, nasıl yalvarıp af dilediklerini çok yakından gördüm. Gururunuzu koruyun, üzüntüden ölseniz bile belli etmeyin. Sonunda kazanıyorsunuz. Ama o zaman da sizin içinizde birşeyler ölüyor, o zaman belki de siz istemeyeceksiniz artık. Ama işin sırrı ne derseniz yazdım ve tecrübeyle şahidim. En inatçı, en sorumsuz erkeği bile yola getirecek zeka var biz kadınlarda, buna inanın ve kendinize güvenin.[

matahari bu defa da kötü davranıyorsun diye terk etmeye kalkmasın,arama sorma demişsin ben denedim bunu ama bu defada sen hiç ilgilenmiyorsun ilgisizsin demeye başladı.ne yapsam olmuyor.arayınca çok arıyorsun aramayınca da ilgisiz oluyorum.buna ne diyeceksin peki????

Canım, benim de eşimde benzer bir durum oldu, başka bir konuda uzun uzun yazdım ama özetleyeyim; evden durduk yere çekip gitti, bana beni sevmediğini sıkıldığını asla geri dönmeyeceğini bile söyledi düşün artık. Zaten beni çok kırmıştı ben de hiç üstüne düşmedim, sonra kendiliğinden geri dönmek istedi ama fazla bir değişiklik yoktu bana karşı davranışları hala düzelmemişti. Bu arada aynen senin dediğin gibi beni ayrı kaldığımız dönemde aramadığım sormadığım ilgilenmediğim için suçlamaya başladı. Önceden çok üstüne düşmüştüm şimdi de ilgisiz oldum çıktım. Saçmasapan şeyler yaptı, ama ben pes etmedim iyice ters davrandım ve şu an herşeyi düzeltmek için çabalıyor. Bana yaşattığı herşeyin acısını çıkarıyorum ondan ve içimde kalan beni üzdüğü her şeyi tek tek telafi etmeye başladı. Üstelik benim eşim incelikten anlamayan, tek bir iltifat etmeyen, odun gibi bir insan ayıptır söylemesi. Ben ona defalarca ağladım, yalvardım, sevdiğimi söyledim ve bana kötü davrandı. Şimdi sevmiyorum diyorum, seni affetmem diyorum ve kendini affettirmek için çabalıyor. Tabi ki, herkes aynı değil ben kendi yaşadıklarımı anlattım. Seni ilgisiz diye suçlasa bile sen pes etmezsen gururundan taviz vermezsen istediğin gibi oluyor zaten herşey:KK34:
 
canım öncelikle büyük geçmiş olsun..umarım birdaha böyle şeyler yaşamazsınız.herkes aynı deildir belki ama bu erkeklerin hepsinin genleri aynı :KK34: hepsi aynı dilden anlıyor.malesef onlara bütün sevgi kapılarını sonuna kadar açmak,ayrılmak istiyorum dediğinde arkasından yalvarıp yakarmak,mantıklı çözümler bulmaya çalışmak sensiz yaşayamam gibi sözler sarfetmek onları döndürmek yerine arkalarına bakmadan kaçmalarına bi sebep.kendinizi onun yerine koysanıza sizin için salya sümük ağlayan yalvaran birine ya da bitmesin diye çabalayan birine dönermiydiniz..tabiki hayır.bunları yapmak kişiyi tam tersi iticileştiriyor.

bitsin artık istemiyorum diyen birine tamam nasıl istiyorsan öyle olsun deyip ayrılığı kabul edeceksiniz ki egosu incinsin.belli ki sizin sevginize doymuş ama bu tekrar acıkmayacak anlamına da gelmezki.b süre uzak kalmak lazım.sizi özlemesi lazım.daha da fenası siz ayrılığı kabul ettiğiniz için önce geçici bi rahatlama yaşar daha sonra bu beni nasıl olurda terkeder,bensizliği nasıl göze alabildi yoksa beni sevmiyormu düşüncesi kafasını kemirmeye başlar ve egosu incinir.ama bizim kızlarımız bunu yapmaktan korkuyor.sebebi belli kaybetme korkusu..aman ben bunu böle yaparsam ''zaten beni sevmiyormuş hemen de kabullendi ayrılığı bende yoluma bakarım artık'' der de vazgeçer diye korkuyolar.tam tersi bu onlarda daha çok elde etme arzusu yaratır.erkekler avcı gibidir.elde edebilmek için uğraşırlar.
 
Erkekleri Dize Getirmenin Yolları
Biz kadınlar, bir sevgilimiz olduğunda, onu dünyamızın merkezi haline getirir; sonra da ondan aynı karşılığı alamayınca karalar bağlayıp, kötü film senaryoları kurmaya başlarız.

Gittikçe, kurma katsayımız artar ve işin boyutu gecenin bir yarısı, buzdolabından kutu kutu dondurma yeme derecesine kadar varır. Sonuçta olan, uykularımıza, formumuza ve bizi 24 saat dinlemek zorunda kalan vefalı kız arkadaşlarımıza olur. O ise, "Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış" hesabı hayatına devam eder. Kulağa çok tanıdık geliyor, değil mi?

Kendini bulunmaz Hint kumaşı zanneden sevgilinizi, siz de aynı kefeye koymaya başladığınızda, sizin için artık tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Onu günde Atatürk Havaalanına inen uçak sayısı kadar aramaya, uçak hızı ile mesaj çekmeye başlarsanız; karşı taraftan ise tek bir sinyal bile gelmez. İşte, o zaman erkeğinizin eğitilme vaktinin geldiğini anlarsınız.

Aslında erkekler, şirin mi şirin ama bir o kadar da ele avuca sığmayan, yaramaz köpek yavrularıa benzerler. Eğitimleri de pek kolay olmaz ama üstesinden gelindiğinde de, ödülü sizi Oscar heykelciğinden daha fazla mutlu

Ödül ve ceza oyunu
Minik köpek yavrunuzu, ödül ve ceza yöntemi ile eğitmelisiniz. Sözünüzü dinlediğinde, onu yemek ile ödüllendirip; dinlemediğinde ona sevgi göstermeyerek cezalandırabilirsiniz.

Sevgiliniz de, size bir edebilir. Öyleyse, hazırsanız, derslerimize başlayabiliriz, ilk başta dersler, sevgilinizden çok size zor gelecektir ama ne demişler; sabreden derviş, muradına ermiş. sürpriz yapıp, sizi Kız Kulesi'nde yemeğe götürdüğünde onu, akşam güzel bir masaj ile ödüllendirebilirsiniz ki, bu sürprizleri devamlılık göstersin. Yok eğer, size davranması gerektiği gibi davranmıyorsa, sevginizden mahrum bırakıp hatasını anlamasını sağlayabilirsiniz.

Bağımsız olun
Köpek yavrularını eğitmenin bir yolu da, sürü liderinin kim olduğunu ona göstermektir. Liderin, siz olduğunu anladıktan sonra sözünüzden çıkmayacaktır.

Çoğunlukla, erkekler de, sürü psikolojisi ile hareket ederler. Bu durumda, yapmanız gereken biraz dişli olup, hep erkeğinizin isteklerine boyun eğmemek olmalı. Örneğin, o sizin gitmek istediğiniz bir yere gelmek istemiyorsa, siz de onu yalnız bırakıp gidin; böylece sizin de bir hayatınız olduğunu ve ona bağımlı olmadığınızı anlayacaktır. Yalnız kalmak istemeyeceği için de sizinle gelmek zorunda kalacak.

Hatasını anlatın
Erkeğiniz eğitim sırasında şımarmaya çok meyilli olacaktır, sert çıkmadığınız takdirde, size kucak isteyen minik bir köpek yavrusu bakışları ile bakıp şefkat göstermenizi isteyecektir. Diyelim ki, sevgiliniz, size söz verdiği halde, ailenizin yemek davetine gelemedi; onun özürlerini hemen kabul etmeden önce. onun hatasını iyice anlamasını sağlamalısınız.

O size gelsin
Minik köpek yavrunuzu okşamak için siz, onun yanma gitmeyin, bırakın o size gelsin. Erkek arkadaşınıza da aynı şekilde davranmalısınız. Ona ilgi, şefkat gösteren sürekli siz olmayın. Sevginizin kıymetini anlaması için, aslında bu sevgiye ne kadar muhtaç olduğunu anlaması gerekir. Unutmayın, insan elindekinin kıymetini kaybedince anlar.

Eğitim sırasında aklınıza takılacak sorular
Beni aramadığı halde onu aramalı mıyım?
İşte, biz kadınların kırık not aldığı bir ders. Kafamızı kurcalayan bu sorunun yanıtı, aslında tek bir kelime: HAYIR. Siz, onu aradıkça, peşinden koştukça o,Tarkan'ın "Şımarık" klibindeki sürü gibi kızdan kaçtığı gibi, çareyi kaçmakta bulur.
Oysa, eğer siz onu aramazsanız, onu meraka düşürürsünüz; niye aranmadığını merak eden bir erkeğin egosu hafiften kırılmaya başlamış demektir, işte tam bu safhada, onu da sizi kaybetme korkusu sarar. Şimdiden, roller biraz değişmeye başlıyor değil mi?

Ona mesaj gönderdiğim, telesekreterine not bıraktığım halde neden beni geri aramıyor?
Bir erkek bu şekilde davranıyorsa, iki nedeni vardır. Birincisi, acı ama gerçek sizi artık istemiyor demektir. İkincisi ise, sizden hoşlanıyor ama sizinle artık flört etmenin zevkini yaşayamıyor demektir, fakat bu zevki ona yeniden yaşatmak için onu biraz kıvrandırmanız yeterli.

Tabii, bunun için anaokulu öğretmenlerini kıskandıran cinsten bir sabıra ihtiyacınız var. Erkekler için bir ilişkide işin en zevkli kısmı, flört aşaması yani tabiri caizse ava çıkmaktır. Bir kedinin, bir kuşun peşinden nasıl baktığım hiç gördünüz mü?

İşte, erkeğiniz de sizinle flört aşamasında bu halde iken, siz onu sürekli gönderdiğiniz mesajlarınızla, kuşu mideye indirdikten sonra uyuklayan kedi haline sokarsınız.

Onunla evlenmek isteyip istemediğimi bilmiyorum. Bu kadar çabaya değer mi?
Eğitimde çok önemli bir noktaya geldik. Erkeğiniz eğitim almaya değer mi yoksa siz sadece o kaçtığı için hırs yapıp kovalayanlardan mısınız? Onu gerçekten seviyorsanız, eğitime değer demektir. Onu kendinize bağlı olmaya eğitmek istiyorsanız, yapmanız gereken onu hep daha fazlası için bekletmek olmalı.

Beraber dans mı ediyorsunuz, oturalım diyen ilk siz olun, ya da güzel bir akşamın sonunda artık eve dönelim diyen hep siz olun. Böylece, şekeri bitmeden elinden alınmış çocuk gibi, şekerin tadı damağında kalacaktır ve gittikçe şekere yani size bağımlı hale gelecektir.

-Alıntıdır-
 
Sadece kendimi fikrimi söylemek istiyorum canım, bence ailesini aramamalısın. Sen sadece saygından aramak istiyorsun belki ama cidden gerek yok, yanlış anlaşılmalara da yol açabilir.
Evet sadece saygıdan aramayı düşündüm, beklentim yok.Yıllarca görüştük konuştuk, şuan direk silip atar bayramlarını bile kutlamazsam ayıp olur gibi geldi.
Ne açıdan yanlış anlaşılır anlayamadım canım?
 
Ben hem sevip hem kızmanın nasıl birşey olduğunu çooook iyi biliyorum. Kızlar şu son birkaç ayda o kadar çok şey yaşadım ki, bir hayat boyu yetecek tecrübem oldu. Size tek bir anahtar vereceğim: Kötü davranın. O sizin kalbinizi kırdıysa siz de onu kırın. Arayıp sormayın.

Bunları yaptığınızda nasıl süründüklerini, nasıl yalvarıp af dilediklerini çok yakından gördüm. Gururunuzu koruyun, üzüntüden ölseniz bile belli etmeyin. Sonunda kazanıyorsunuz. Ama o zaman da sizin içinizde birşeyler ölüyor, o zaman belki de siz istemeyeceksiniz artık. Ama işin sırrı ne derseniz yazdım ve tecrübeyle şahidim. En inatçı, en sorumsuz erkeği bile yola getirecek zeka var biz kadınlarda, buna inanın ve kendinize güvenin.
3 haftada geri geldi ve sen şimdi onu süründürüyorsun en güzelini yapıyorsun=) Hala bizden ses yok şaşırıyorum ya yakındır artık bir ses vermesi, onu bu 3 yılda tanıdığım kadarıyla artık bi ses vermeliydi.. Kalbini kırın demişsinya bizde bir iletişim yok ki 0a 0 durum.Sadece durup bekliyorum.
 
Evet sadece saygıdan aramayı düşündüm, beklentim yok.Yıllarca görüştük konuştuk, şuan direk silip atar bayramlarını bile kutlamazsam ayıp olur gibi geldi.
Ne açıdan yanlış anlaşılır anlayamadım canım?

Canım seni çok iyi anlıyorum, ben olsam belki ben de arardım ama oturup düşününce aramamak daha doğru gibi geldi bana. Şöyle bir şey var, ayrılıklarda sen daha öncesinden ne kadar iyi görüşsen de ailesiyle diyaloğunuz iyi olsa da, ayrıldınız mı ailesi senin hiç suçun olmasa bile sana tavır alıyor veya tavır almasa da sana karşı eskisi gibi olmuyor, soğuk davranıyorlar. Ben bunu çok gördüm ve şok olmuştum resmen başıma geldiğinde. Genellikle de böyle oluyor ama istisnaları da vardır elbette.

Yanlış anlamadan da şunu kastettim; sen hiçbir beklentin olmadan gerçekten saygından arıyorsun. Sonuçta bu bir bayram ve büyükler aranır, ya da önceden iyi bir diyaloğun varsa bayramlarını tebrik etmek güzel bir şeydir. Ama bence ararsan onlar beklentin olduğunu düşünebilir, laf almak için aradığını zannedebilirler. Erkek arkadaşın da "bak beni arıyor aslında, bayram bahane" diye havalara girebilir. Umarım yanlış düşünüyorumdur, sonuçta ben erkek arkadaşının ailesini tanımıyorum. Tanıdığın kadarıyla aramak sana doğru gelirse tabi ki ara.

Bu arada büyük ihtimalle erkek arkadaşın seni bayram için arayabilir ya da mesaj atabilir diye düşünüyorum ben.
 
Son düzenleme:
3 haftada geri geldi ve sen şimdi onu süründürüyorsun en güzelini yapıyorsun=) Hala bizden ses yok şaşırıyorum ya yakındır artık bir ses vermesi, onu bu 3 yılda tanıdığım kadarıyla artık bi ses vermeliydi.. Kalbini kırın demişsinya bizde bir iletişim yok ki 0a 0 durum.Sadece durup bekliyorum.

Şimdilik iletişim olmaması onun yeterince kalbini kırıyordur zaten, merak etme :KK34:
 
Canım seni çok iyi anlıyorum, ben olsam belki ben de arardım ama oturup düşününce aramamak daha doğru gibi geldi bana. Şöyle bir şey var, ayrılıklarda sen daha öncesinden ne kadar iyi görüşsen de ailesiyle diyaloğunuz iyi olsa da, ayrıldınız mı ailesi senin hiç suçun olmasa bile sana tavır alıyor veya tavır almasa da sana karşı eskisi gibi olmuyor, soğuk davranıyorlar. Ben bunu çok gördüm ve şok olmuştum resmen başıma geldiğinde. Genellikle de böyle oluyor ama istisnaları da vardır elbette.

Yanlış anlamadan da şunu kastettim; sen hiçbir beklentin olmadan gerçekten saygından arıyorsun. Sonuçta bu bir bayram ve büyükler aranır, ya da önceden iyi bir diyaloğun varsa bayramlarını tebrik etmek güzel bir şeydir. Ama bence ararsan onlar beklentin olduğunu düşünebilir, laf almak için aradığını zannedebilirler. Erkek arkadaşın da "bak beni arıyor aslında, bayram bahane" diye havalara girebilir. Umarım yanlış düşünüyorumdur, sonuçta ben erkek arkadaşının ailesini tanımıyorum. Tanıdığın kadarıyla aramak sana doğru gelirse tabi ki ara.

Bu arada büyük ihtimalle erkek arkadaşın seni bayram için arayabilir ya da mesaj atabilir diye düşünüyorum ben.
Haklısın hiç bu açıdan düşünmemiştim.Direk o duruma girmiş oluyorum aslında içten içe ailesini değil de onu arar gibi.Biz ayrılınca ailesi beni aramıştı baya sıcak konuşmuşlardı destek olmuşlardı biraz da ona güvenerek aramayı düşündüm.Ama şuanki tepkileri ne olur bilemedim şimdi.En iyisi biraz daha düşünmek.
Aaa doğru aslında o da arayabilir, bunu hiç düşünmemiştim=)

İletişim olmaması benden beklenen bir şey değil en azından onu şaşırtsam bile bana yeter.Böyle bir anda bittiği gibi başlarsa bizimki heralde bir anda başlar arada iletişim olmadan, çünkü arkadaşça konuşmaya bile ikimiz de cesaret edemiyoruz.
 
Kızlar sinirden patlıyorum vallahi. İçimi hala soğutamadım. Ve sanırım öcümü alana kadarda soğutamıcam. Artık onu düşündükce, o aklıma geldikce kalbim ağrıyor.
 
Kızlar sinirden patlıyorum vallahi. İçimi hala soğutamadım. Ve sanırım öcümü alana kadarda soğutamıcam. Artık onu düşündükce, o aklıma geldikce kalbim ağrıyor.
Bende de bazen öyle oluyor.Hala söylerim bana karşı asla bir yanlışını görmedim, bu kadar düzgün giden bir ilişkiye bunu yaptığı için ona hep kızıyorum.Sevmek ile nefret etmek arasından ince bir çizgi var bu yüzden ikisinin ortasındayız sanırım.Nötr olana kadar onlara karşı hala birşeyler olacak içimizde.
 
X