Asla Bebek Sahibi Olmak Istemeyen Var Mi?

BU SÖZE GERÇEKTEN BAYILDIM :

BİR ÇOCUK DOĞDUĞU ANDA BİR ANNE DOĞARMIŞ...
Ne kadar da doğru...
anne olanlar için süper........ ......... .
Ben anne olmasaydım eğer...

Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim...
Hamileliğim esnasında 80'li kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bir alanda rekorumu kıramayacaktım.:CüvCüv:

O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kâğıt parçasının bu
kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim.

Kan yapsın diye danadili haşlayıp üzerine yumurta kırıp ağzının tadına da
uysun diye çikolatalı pudingle karıştırmak gibi yaratıcılığın sınırlarını
zorlayan tarifler keşfedemeyecektim hiç.

Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda k umandayı
buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama
atacak kadar kendimden geçmeyecektim.

Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım.

Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım.

Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insanüstü bir uğraşa asla..

Bir insanın gaz çıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.
Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde Süper Anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim.

Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik.

sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktı m.

Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım.

Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım.

Annesinden zorla ayırdılar diye "Uçan Fil Dumbo!" çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.senağlama

Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.

Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer bir yerin
kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.gamyoncuiremsu

Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktı m.

38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı .
Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir
lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım.

Sen olmasaydın eğer yaşamın k armaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı
öğrenemeyecektim.

Sen olmasaydın eğer ben asla "anne" olmayacaktım.

Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış... Bu lafın doğruluğuna
inanmayacaktım!

anne olmamayı bütün bunları bi kenara itmeye göze alamam..:1no2:

o kadar güzel anlatmışsinki arkadaşım diyecek hiçbir şey bulamadım.allah herkesin gönlüne göre versin.:Saruboceq:
 
.hem çocuk yapan,hem çalışan hemde kocasıyla ilk günkü gibi aşk yaşayan milyonlarca kadın var.(biride benim..)

bunun mümkün olduğuna inanmıyorum, yani hem kariyer, hem ev hanımlığı, hem çocuk hem de aşk ve de kendine bakabilmek..
Günde 24 saat var.. 8 saat uyusanız kalıyor 16 saat... kariyer kadınıysanız (istanbulda falan hele) en azzzz 10 saatiniz işe gidecek.. kaldı 6 saat.. bunun yine en azzz 2 saatı yola gidecek.. kaldı 4 saat.. ve tabi aşırı yorgun bir bünye.. Diyelim 1 saat de yemek hazırlaması, sofraya koyması.. Kahvaltı, akşam yemeği de 1 saat olsun kaldı geriye 2 saat.. Artık bu 2 saatte dinlenir msnz, çocuğunuza mı bakarsınız, bakım mı yaparsınız, sevişir misiniz, spora mı gidersiniz, dizi mi izlersiniz bilemiyorum delikafadulden müthiş sorumluluk sahibi bir eşiniz bile olsa inanın hiç bir erkek evin sorumluluğunu paylaşmıyor.. yardımcı olmanın yeterli olacağını düşünüyor..

tabi yukardakiler büyükşehirdeki gerçek kariyer kadınları için.. yöneticiyseniz 10 saatten fazla da vermeniz gerekebilir işe.. o zaman geriye 2 saat de kalmıyor delikafadulden çocuğa da bakıcı ya annenizin bakması gerekiyor...

ufak, ulaşım problemi olmayan bir şehirde memurluk falan yapıp 8-5.30 çalışıyorsanız, o ayrı mesele.. o zaman çalışırsınız da, çocuk da yaparsınız.. yine az vakit kalır kendinize ve eşinize ama idare edersiniz..

ben kadınlarım mükemmel olmak için kendilerini çok yıprattığını düşünüyorum.. ve bakımlarını da ister istemez aksatıyorlar.. ve çöküyorlar...

bence denge kurmak lazım.. hem o hem bu hem şunun problemsiz yürüyeceğine inanmıyorum maalesef..
 

Laalem kızmıyorsundur inşallah burdan yazmama ama açmamışsın ziyeretçi msj.
oohh çok şükür geldin ve iyiyim dedinŞeniz
en güzelide bu ne yaşadıysan eminim üstesinden gelmişsindir sennŞeniz
 
Şimdi daha çok erken konuşmak için belki de..
Daha resmiyete dökülmediği için durumumuz..
Ama anladım ki çocuk büyütmek,yetiştirmek bizim harcımız değilmiş..:nazar:
Yarınların ne göstereceğini Allahımdan başka kimse bilemez ama ben bu evliliğimde evlat sahibi olmayarak en doğru kararı vermişim..:CüvCüv:
 
Şimdi daha çok erken konuşmak için belki de..
Daha resmiyete dökülmediği için durumumuz..
Ama anladım ki çocuk büyütmek,yetiştirmek bizim harcımız değilmiş..:nazar:
Yarınların ne göstereceğini Allahımdan başka kimse bilemez ama ben bu evliliğimde evlat sahibi olmayarak en doğru kararı vermişim..:CüvCüv:


evet canım seni eşini aileni senden başka kimse tanıyamaz,
sen tanıdığın için düşündüğünde doğrudur,
İnşallah herşey istediğin doğrultuda olur:Saruboceq:
Rabbim gönlündekine göre verir inşallah:Saruboceq:
neler yaşandığını bilmiyorum ama,
Rabbim kimsenn yuvasını bozmasın:Saruboceq:
sennde gelmene çook çoooookk sevindim canımŞeniz
 
ilk iç sene istemiyordumçocuk sahibi olmayı.arada eşime hadi artık çocuğumuz olsun desem de istemiyordum çocuk falan.ayrıca çocukları fazla sevmiyordum.şımarık çocuklara ise bağırasım gelirdi. ama sonra birden istemeye başladım. eşim hala istemiyordu. ama şimdi 8,5 aylık bir oğlumuz var çok şükür. hayatımızın merkezinde:)
 
bende hamıle kaldıgımda hıc ıstememıstım bır bebek sahıbı olmak hatta aldırmayı bıle dusundum esım kabuletmedı.sımdı ıse onalarsız bır hayat dusunemıyorum.tabıkı bana gorede mutlu bır cıft olmak ıcın ılla bır cocuk sahıbı olmana gerek yok.sadece mutluluguna mutluluk katıyor cocuklar
 
laaale rabbim hakkında hayırlı olan en güzel şeyi nasip etsin sana...............
 
Kızlar ablalar teyzeler! Car car ötmek için belki fazla küçük bulabilirsiniz beni ama her şey yaş değildir. Çocuğum olana kadar... diye başlayan cümleler kuran arkadaşlar, birden vahiy inmiyor. Sadece hormonlarınız değişiyor ve doğum sonrası iki yıl o hormonlar öyle kalıyor. O sürede de yeni rolünüzü oynamaya zaten alışmış oluyorsunuz. Ama bunun vücudun bir kandırmacası olduğunu bile bile bunu yaşamaya kalkışmak doğum sonrası depresyonu denen şeye yol açabiliyor. Kimse çocuğumu sevmiyorum diyemez özgürce. Aşırı derecede kutsal süsü verilince insan kendine bile itiraf edemez bunu ve bastırır bastırır bastırır... Derken saçma sapan yerlerden fırlar bu bastırılmışlık. Toplum sorunlu kadınlarla dolup taşar. Hani derler ya cahillik en büyük mutluluktur diye. İnatla çocuk istemeyip bir şekilde çocuk sahibi olunca da onu çok seven (öyle sanan) anneler bunun bir çeşitilizyon olduğuna baştan şartlansa acaba bu denli içten iyi ki doğurmuşum derler miydi? Doğum,kadını bambaşka bir insana çevirir. Öyle ki önceki haliniz çoook gerilerde kalır unutursunuz bile başkasının hikayesini anlatır gibi "ben zamanında şöyle böyle bıdı bıdı" demeye başlarsınız.
Şahsen ben bebek görünce öğürmeye başlıyorum. Nedenini çok düşündüm. İki sebep buldum. Birincisi şu ki bebek,annenin ölümüdür. O doğunca artık siz siz değilsinizdir. O vardır ve onun hayatı başlar. Sizin hayatınızsa onunkiyle kancalanır kelepçelenir artık. Doğanız biz olmaya müsait değilse kronik mutsuzluğun hayatınıza zerk edilişidir doğum. Kendimi kendi irademle yok edip yeni bir canlıya hayat vermek istemiyorum. Evet bencilim. Hani bir huy kötü olabilir ama kötü de olsa o sizin huyunuzdur. Ben beni bencilliğimle kabul etmezsem kimseyi kötü yanlarıyla kabul edemem ki. Neyse orayı geçelim.İkinci sebebe gelince, ne zaman akmış bir burun ya da kulak görsem, ne zaman fotoğraf dahi olsa idrar dışkı vs. görsem, ne zaman ki kendimin dahil terini genital atıklarını görsem öğürtü sarar beni. Neticede bebek de vücudun bir deliğinden çıkan bir çeşit atık değil midir? Bu kadar pembe bir forum için çok sivri kaçtı ama evet ben buyum böyle görüyorum bebekleri. Ve aklın yolu bir aynı şeyi biri daha demiş, bir erkek.. Tam hatırlamıyorum ama Küçük İskender benzer bir şey demiş acaba kadınlar da bebekleri doğunca tiksinir mi gibisinden.

neticede laleee idolümsün hayatını yaşa eşinle
 
Ve forumu okudukça ufak detaylar daha yakaladım. Çoğunluk "evlenmeden önce" istemezdim "evlendikten sonra" fikrim değişti diyor. Bu, evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamamış olmakla alakalı. Hormonların iyice harekete geçmesini sağlayan cinsellik,doğal olarak annelik hormonunu da dürtüp geçiyor. İlk deneyim sonrası vücut yepyeni bir sürece giriyor ve neler olduğunu anlamak zaman alıyor. Dönem dönem sebepsiz yere anaç tavuk moduna girme sebebimiz budur.
 
arkadaslar burada anneliğin ne yüce , ne inanılmaz bir duygu olduğunu anlatıp duranlar war saolsunlar da, bunu zaten bilmeyen olduğunu düşünmüyorum ben..herseyı gecin , kendı annemıze hayranlığımızdan biliriz zaten bunu, birtane normal doğum videosu izleyen herkes, annesine tapınır resmen...bunun çocuk sevmekle falan da ilgisi yok,sokakta her gördüğün bebeği okşamakla da...! insan kendini buna hazır hisseder ya da hissetmez...benim de 4 senelik ilişkim war seneye ewlenmeyi düşünüyorum, ama çocuk düşünmüyorum uzun süre.. neden? çünkü, o kadar okul okuduk it gibi, kariyer sewdasına düştük,onu geç hayat zor..Çocuk doğurmadan onun için uygun ortamı oluşturmak lazım...he sunu da söliyim ,isterseniz kızın ; ben wücudumun bozulmasından ya da hamıleyken esımın benı arzu etmemesını bıle dusunuyorum sımdıden...bekara karı bosamak kolay derler misalı; ewlı ve cocuklu hatunlar da bekarları anlasınlar....yoksa doğurup , burda konusan hatunları bulup onlara baktırıcam=))))
 
iste bu hikayeydi buldum ve kopyaliyorum:

Zengin bir ailenin fakir bir komşusu varmış. Evlerindeki saadetin dalgalanmaları, zengin ailenin duvarlarını aşarak kulaklarına kadar ulaşırmış. Akşam olunca , fakir ailenin evindeki gülme ve saadeti duyunca zengin komşu gıpta edermiş. bir gün karısına demiş ki:
- Biz bu kadar zengin olduğumuz halde neden neşemiz yok? Sen yarın fakir komşunun hanımından sor bakalım, saadetlerinin sebebi ne ise, biz de onlar gibi saadete nail olmaya çalışalım.
Kadın sabah olunca fakir komşuyu ziyarete giderek, konuşma sırasında evlerindeki saadetin sebebinden sual açmış, fakir komşunun hanımı demiş ki:
- Bizim küçük bir altın topumuz var. Akşam olunca ben efendime o da bana altın topu atarak oynar eğleniriz.
Akşam olunca zenginin karısı meseleyi kocasına nakletmiş. Adam ertesi gün bir kuyumcuya giderek altın bir top sipariş etmiş. Topu aldığı günün akşamı karısı ile karşı karşıya oturup, altın topu birbirlerine atmaya başlamışlarsa da, hayal ettikleri neşe bir türlü doğmamış... Hatta madeni topun ağırlığı sebebeiyle canları yanmış; sert atışlar yüzünden topun isabet ettiği vücutları, yer yer morarmış. Sabah olur olmaz zenginin karısı, alelacele fakirin ailesinden sual etti:
- Biz senin dediğin altın topu yaptırdık, fakat neşelenemedik, dedi. Fakir komşu:
- A komşum, o bildiğin gibi top değil. Sarı saçlı masum bakışlı bir yavrumuz var. biz ona "altın top" diyoruz. akşam olunca kah benim kucağıma, kah babasına koşar ve bizi eğlendirir. Onunla meşgul olurken yorgunluğumuzu unutur, neşeleniriz, cevabını verdi.



Binaya konulan harç, nasıl tuğlaları birbirine kaynaştırır ise, evlat da karı ve kocayı birbirine bağlar!:emir_bebek: :asigim:


gec oldu ama katiliyorum sana cocuk aileyi daha cok birbirini bagliyor hayat kaynagimiz oluyor cocuksuz dusunemem ben bu hayatta
 
şimdi birşey diyeceğim ayıp olacak...neyse şuan susmak en iyisi galibaa..
 
Kızlar ablalar teyzeler! Car car ötmek için belki fazla küçük bulabilirsiniz beni ama her şey yaş değildir. Çocuğum olana kadar... diye başlayan cümleler kuran arkadaşlar, birden vahiy inmiyor. Sadece hormonlarınız değişiyor ve doğum sonrası iki yıl o hormonlar öyle kalıyor. O sürede de yeni rolünüzü oynamaya zaten alışmış oluyorsunuz. Ama bunun vücudun bir kandırmacası olduğunu bile bile bunu yaşamaya kalkışmak doğum sonrası depresyonu denen şeye yol açabiliyor. Kimse çocuğumu sevmiyorum diyemez özgürce. Aşırı derecede kutsal süsü verilince insan kendine bile itiraf edemez bunu ve bastırır bastırır bastırır... Derken saçma sapan yerlerden fırlar bu bastırılmışlık. Toplum sorunlu kadınlarla dolup taşar. Hani derler ya cahillik en büyük mutluluktur diye. İnatla çocuk istemeyip bir şekilde çocuk sahibi olunca da onu çok seven (öyle sanan) anneler bunun bir çeşitilizyon olduğuna baştan şartlansa acaba bu denli içten iyi ki doğurmuşum derler miydi? Doğum,kadını bambaşka bir insana çevirir. Öyle ki önceki haliniz çoook gerilerde kalır unutursunuz bile başkasının hikayesini anlatır gibi "ben zamanında şöyle böyle bıdı bıdı" demeye başlarsınız.
Şahsen ben bebek görünce öğürmeye başlıyorum. Nedenini çok düşündüm. İki sebep buldum. Birincisi şu ki bebek,annenin ölümüdür. O doğunca artık siz siz değilsinizdir. O vardır ve onun hayatı başlar. Sizin hayatınızsa onunkiyle kancalanır kelepçelenir artık. Doğanız biz olmaya müsait değilse kronik mutsuzluğun hayatınıza zerk edilişidir doğum. Kendimi kendi irademle yok edip yeni bir canlıya hayat vermek istemiyorum. Evet bencilim. Hani bir huy kötü olabilir ama kötü de olsa o sizin huyunuzdur. Ben beni bencilliğimle kabul etmezsem kimseyi kötü yanlarıyla kabul edemem ki. Neyse orayı geçelim.İkinci sebebe gelince, ne zaman akmış bir burun ya da kulak görsem, ne zaman fotoğraf dahi olsa idrar dışkı vs. görsem, ne zaman ki kendimin dahil terini genital atıklarını görsem öğürtü sarar beni. Neticede bebek de vücudun bir deliğinden çıkan bir çeşit atık değil midir? Bu kadar pembe bir forum için çok sivri kaçtı ama evet ben buyum böyle görüyorum bebekleri. Ve aklın yolu bir aynı şeyi biri daha demiş, bir erkek.. Tam hatırlamıyorum ama Küçük İskender benzer bir şey demiş acaba kadınlar da bebekleri doğunca tiksinir mi gibisinden.

kırmızıyla yazdığın yer zaten yeterde artar seni anlatmak için..evet ben sevmiyorum de geç..ne bu böyle bütün dünya üzerindeki anneler adına konuşuyorsun..yok siz ölüyorsunuz da,yok duygularınızı bastırıyorsunuzda,kutsal gösterildiği için öyle sanıyorsunuzda bla bla blamirmirmirmir
sen öyle düşün ve öyle düşünmeye ve yaşamaya devam et canım..zaten başında demişsin çok küçük bulabilirsiniz beni diye..yaşını bilmiyorum ama büyüdüğünü sanmıyorum...çok süslü cümleler kurmuşsun lakin ...herkesin adına konuşarakta bencillik yapmışsın zaten...
ben bir kere kadının anne olunca çok daha güçlü bir birey olduğunu düşünüyorum...
neyse daha fazla yazmayayım başka yerlere kayacağım...
 
Evet o hikayeyi biliyorum ama biz o hikayedeki gibi mutsuz bir çift değiliz ki... Hatta hiç evli gibi de değiliz sanki iki sevgili ailemizden ayrı eve çıkmışız beraber yaşıyoruz her anımız heyecan dolu! Geziyoruz,eğleniyoruz,maç izliyoruz,çogu akşam mesaide oldugu için gece gelince yemek için bile dışarı çıkıyoruz saat 12 de 1 de....

Biz böyle çok mutluyuz cidden:1yes2: ...

bizde büyük bir aşkla evlendik.. hergün başka bir eğlenceyle geçiyor. evleneli 2 yıl oldu ama 7 yıldır beraberdik.
şimdi doğumumma 7 hafta var.. ve aşk şimdi daha da güzel.. bebek olunca tabi ki bazı eksileride olacak ama bu kadar güzel bi deneyim herşeye değer. hem sen öyle düşüüyorsun ama ya büyük aşşkın baba olmak isemez mi ?
 
Eşim beni 5 yıl bekledi. Ben 5 yıl boyunca hiç çocuk istemedim. Bebek resimleri, giysileri falan acaip sıkıcı geliyordu. Ama birden bire olmadı. Yavaş yavaş istemeye başladığımı anladım. Bunlar hormon meseleleri. kimisi kerevizi sevmeye 30 yaşından sonra başlar. Sebebini sorgulayamazsın.
 
Kızlar ablalar teyzeler! Car car ötmek için belki fazla küçük bulabilirsiniz beni ama her şey yaş değildir. Çocuğum olana kadar... diye başlayan cümleler kuran arkadaşlar, birden vahiy inmiyor. Sadece hormonlarınız değişiyor ve doğum sonrası iki yıl o hormonlar öyle kalıyor. O sürede de yeni rolünüzü oynamaya zaten alışmış oluyorsunuz. Ama bunun vücudun bir kandırmacası olduğunu bile bile bunu yaşamaya kalkışmak doğum sonrası depresyonu denen şeye yol açabiliyor. Kimse çocuğumu sevmiyorum diyemez özgürce. Aşırı derecede kutsal süsü verilince insan kendine bile itiraf edemez bunu ve bastırır bastırır bastırır... Derken saçma sapan yerlerden fırlar bu bastırılmışlık. Toplum sorunlu kadınlarla dolup taşar. Hani derler ya cahillik en büyük mutluluktur diye. İnatla çocuk istemeyip bir şekilde çocuk sahibi olunca da onu çok seven (öyle sanan) anneler bunun bir çeşitilizyon olduğuna baştan şartlansa acaba bu denli içten iyi ki doğurmuşum derler miydi? Doğum,kadını bambaşka bir insana çevirir. Öyle ki önceki haliniz çoook gerilerde kalır unutursunuz bile başkasının hikayesini anlatır gibi "ben zamanında şöyle böyle bıdı bıdı" demeye başlarsınız.
Şahsen ben bebek görünce öğürmeye başlıyorum. Nedenini çok düşündüm. İki sebep buldum. Birincisi şu ki bebek,annenin ölümüdür. O doğunca artık siz siz değilsinizdir. O vardır ve onun hayatı başlar. Sizin hayatınızsa onunkiyle kancalanır kelepçelenir artık. Doğanız biz olmaya müsait değilse kronik mutsuzluğun hayatınıza zerk edilişidir doğum. Kendimi kendi irademle yok edip yeni bir canlıya hayat vermek istemiyorum. Evet bencilim. Hani bir huy kötü olabilir ama kötü de olsa o sizin huyunuzdur. Ben beni bencilliğimle kabul etmezsem kimseyi kötü yanlarıyla kabul edemem ki. Neyse orayı geçelim.İkinci sebebe gelince, ne zaman akmış bir burun ya da kulak görsem, ne zaman fotoğraf dahi olsa idrar dışkı vs. görsem, ne zaman ki kendimin dahil terini genital atıklarını görsem öğürtü sarar beni. Neticede bebek de vücudun bir deliğinden çıkan bir çeşit atık değil midir? Bu kadar pembe bir forum için çok sivri kaçtı ama evet ben buyum böyle görüyorum bebekleri. Ve aklın yolu bir aynı şeyi biri daha demiş, bir erkek.. Tam hatırlamıyorum ama Küçük İskender benzer bir şey demiş acaba kadınlar da bebekleri doğunca tiksinir mi gibisinden.

neticede laleee idolümsün hayatını yaşa eşinle
İnsanlar çocuk doğurur ya da doğurmazlar kendi kararlarıdır .Ben buna saygı duyarım .ama çocuklarımızı atığa benzeten ve onlarla bir tutan kimseye kaç yaşında olursa saygı duymamı beklemeyin.siz dünyaya bebek olarak gelmediniz mi acaba:uhm:
 
Kızlar ablalar teyzeler! Car car ötmek için belki fazla küçük bulabilirsiniz beni ama her şey yaş değildir. Çocuğum olana kadar... diye başlayan cümleler kuran arkadaşlar, birden vahiy inmiyor. Sadece hormonlarınız değişiyor ve doğum sonrası iki yıl o hormonlar öyle kalıyor. O sürede de yeni rolünüzü oynamaya zaten alışmış oluyorsunuz. Ama bunun vücudun bir kandırmacası olduğunu bile bile bunu yaşamaya kalkışmak doğum sonrası depresyonu denen şeye yol açabiliyor. Kimse çocuğumu sevmiyorum diyemez özgürce. Aşırı derecede kutsal süsü verilince insan kendine bile itiraf edemez bunu ve bastırır bastırır bastırır... Derken saçma sapan yerlerden fırlar bu bastırılmışlık. Toplum sorunlu kadınlarla dolup taşar. Hani derler ya cahillik en büyük mutluluktur diye. İnatla çocuk istemeyip bir şekilde çocuk sahibi olunca da onu çok seven (öyle sanan) anneler bunun bir çeşitilizyon olduğuna baştan şartlansa acaba bu denli içten iyi ki doğurmuşum derler miydi? Doğum,kadını bambaşka bir insana çevirir. Öyle ki önceki haliniz çoook gerilerde kalır unutursunuz bile başkasının hikayesini anlatır gibi "ben zamanında şöyle böyle bıdı bıdı" demeye başlarsınız.
Şahsen ben bebek görünce öğürmeye başlıyorum. Nedenini çok düşündüm. İki sebep buldum. Birincisi şu ki bebek,annenin ölümüdür. O doğunca artık siz siz değilsinizdir. O vardır ve onun hayatı başlar. Sizin hayatınızsa onunkiyle kancalanır kelepçelenir artık. Doğanız biz olmaya müsait değilse kronik mutsuzluğun hayatınıza zerk edilişidir doğum. Kendimi kendi irademle yok edip yeni bir canlıya hayat vermek istemiyorum. Evet bencilim. Hani bir huy kötü olabilir ama kötü de olsa o sizin huyunuzdur. Ben beni bencilliğimle kabul etmezsem kimseyi kötü yanlarıyla kabul edemem ki. Neyse orayı geçelim.İkinci sebebe gelince, ne zaman akmış bir burun ya da kulak görsem, ne zaman fotoğraf dahi olsa idrar dışkı vs. görsem, ne zaman ki kendimin dahil terini genital atıklarını görsem öğürtü sarar beni. Neticede bebek de vücudun bir deliğinden çıkan bir çeşit atık değil midir? Bu kadar pembe bir forum için çok sivri kaçtı ama evet ben buyum böyle görüyorum bebekleri. Ve aklın yolu bir aynı şeyi biri daha demiş, bir erkek.. Tam hatırlamıyorum ama Küçük İskender benzer bir şey demiş acaba kadınlar da bebekleri doğunca tiksinir mi gibisinden.

neticede laleee idolümsün hayatını yaşa eşinle

gerçekten düşünceleriniz çok ilginç... ama ben bu tarz bir düşünceye katılmayanlardanım.. iyi ki doğurmuşum kızlarımı...
 
Son düzenleme:
Kızlar ablalar teyzeler! Car car ötmek için belki fazla küçük bulabilirsiniz beni ama her şey yaş değildir. Çocuğum olana kadar... diye başlayan cümleler kuran arkadaşlar, birden vahiy inmiyor. Sadece hormonlarınız değişiyor ve doğum sonrası iki yıl o hormonlar öyle kalıyor. O sürede de yeni rolünüzü oynamaya zaten alışmış oluyorsunuz. Ama bunun vücudun bir kandırmacası olduğunu bile bile bunu yaşamaya kalkışmak doğum sonrası depresyonu denen şeye yol açabiliyor. Kimse çocuğumu sevmiyorum diyemez özgürce. Aşırı derecede kutsal süsü verilince insan kendine bile itiraf edemez bunu ve bastırır bastırır bastırır... Derken saçma sapan yerlerden fırlar bu bastırılmışlık. Toplum sorunlu kadınlarla dolup taşar. Hani derler ya cahillik en büyük mutluluktur diye. İnatla çocuk istemeyip bir şekilde çocuk sahibi olunca da onu çok seven (öyle sanan) anneler bunun bir çeşitilizyon olduğuna baştan şartlansa acaba bu denli içten iyi ki doğurmuşum derler miydi? Doğum,kadını bambaşka bir insana çevirir. Öyle ki önceki haliniz çoook gerilerde kalır unutursunuz bile başkasının hikayesini anlatır gibi "ben zamanında şöyle böyle bıdı bıdı" demeye başlarsınız.
Şahsen ben bebek görünce öğürmeye başlıyorum. Nedenini çok düşündüm. İki sebep buldum. Birincisi şu ki bebek,annenin ölümüdür. O doğunca artık siz siz değilsinizdir. O vardır ve onun hayatı başlar. Sizin hayatınızsa onunkiyle kancalanır kelepçelenir artık. Doğanız biz olmaya müsait değilse kronik mutsuzluğun hayatınıza zerk edilişidir doğum. Kendimi kendi irademle yok edip yeni bir canlıya hayat vermek istemiyorum. Evet bencilim. Hani bir huy kötü olabilir ama kötü de olsa o sizin huyunuzdur. Ben beni bencilliğimle kabul etmezsem kimseyi kötü yanlarıyla kabul edemem ki. Neyse orayı geçelim.İkinci sebebe gelince, ne zaman akmış bir burun ya da kulak görsem, ne zaman fotoğraf dahi olsa idrar dışkı vs. görsem, ne zaman ki kendimin dahil terini genital atıklarını görsem öğürtü sarar beni. Neticede bebek de vücudun bir deliğinden çıkan bir çeşit atık değil midir? Bu kadar pembe bir forum için çok sivri kaçtı ama evet ben buyum böyle görüyorum bebekleri. Ve aklın yolu bir aynı şeyi biri daha demiş, bir erkek.. Tam hatırlamıyorum ama Küçük İskender benzer bir şey demiş acaba kadınlar da bebekleri doğunca tiksinir mi gibisinden.

neticede laleee idolümsün hayatını yaşa eşinle

ben bu konudaki düşüncemi daha önceki sayfalarda zaten yazmıştım.
her türlü düşünceye saygılı olduğumu da belirterek.

ama bu cümlelerinizin bana göre saygı duyulacak tarafı yok maalesef. siz bebeğe; delikten çıkan bir atık benzetmesini yaparsanız öncesinede yazdığınız süslü cümlelerin hepsi boşa çıkar.
rahmetli ananeciğim derdi ki; hayvan sevmeyen insan sevemez diye, bilmezdi ki bırak hayvanı insan yavrusunu bile sevmeyenler var..

bir de merak ettiğim bu atıklık mertebesiden insan mertebesine terfi etmek için kaç yıl gerekiyor. bilumum deliklerini kontrol altına alabildiğin zaman mıdır acaba???

bebek anneni ölümüyse eğer, o bebeğin dünyaya getirebilmek için anında ölmeyi göze alabilecek nice kadın var. kelime anlamında ölmekten bahsediyorum hem de ben, sizin gibi kadının kendini unutmasından falan değil...
 
X