benim kızımda aynı..her dışarı çıkışımız facia olurdu 3 dk bi yerde durmaz sürekli istedigi bişeyler var..hep aglar..2 aylıkkende öyleydi 15 aylık oldu halaa aynı malesef..forumda başka bi arkadasta aynı dertteydi..galiba zamane cocukları böyle oluyo zekayla doguyolar :) hamileyken iyi besleniyoruz cocuklarda zeki oluyo :)) cocugun ne istedigini yada istemedigini bu çağında bilmesi onun zakasını gösterirmiş..hep aglamasının nedeni de bu işte:) o o anda pusette oturmak istemiyo..sürekli onu kucagında taşı istiyo yada gece hep salla istiyo..hep onun istedikleri :) senin istedigin değil onun istediği..ve bu inanki çok iyi bişey..bebişlerimiz için çok iyi bişey..gelecek için iyi bişey..sende hep böyle düşün olurmu..bu onun için iyi:) benide kızım boğuyo bazen kulagım geçici sagır olacak kadar kulagımın dibinde ağlayarak çığlık atıyo:) hani çok gürültülü bi yere girersinde kulagın bi süre duymazya öyle işte..düşün artık.. ve emin ol canım kötü bi anne oldugun için değil bu hislerin..insan oldugun için..seninde bi sabrın var dayanma noktan var..uykusuzluk insanı bitiren bişey..ve yanlız olmanda cabası..seni öyle iyi anlıyorumki..ama ne yap biliyomusun geçecek bu dönem de sürekli biraz daha dayanmalıyım de zekasından böyle bu çocuk de..çok huysuzlaştıgında 10 a kadar say içinden..yetmezse bi 10 daha say :) pek yapabilecek bişeyimiz yok..böyle bu çocuklar :) ama geçecek elbet büyüyecek..zaten sende böyleymişsin..bide forumda biri yazmıştı : "kul çektirdiğini çekmeden ölmezmiş" gibi bişeydi..mecbur sende çekeceksin biraz:) annemde diyo bu kız aynı senin bebekliğin...bende çekiyom bak:)
doktoruna da katılıyorum ne sakinleştiricisi
Annem hep anlatir, 7 tane cocuk büyüttüm hic bir zahmetini görmedim der ama bu zamanda bir cocuga bakmam der.
Yani simdiki cocuklar veya bebekler gercekten cok ilginc.
Ben suna bagliyorum ne kadar ilgi o kadar simariklik.
Eskiden kim bizimle ilgilenirdiki, öyle büyüyüp gittik, simdi aman ya Rabbim cocuk daha dogmadan neler alinir yapilir, özel odalar vs. vs.
Tabiki özel odasi olacak ama ne kadar cok üzerine düsme o kadar cok simariyor cocuk, cünkü anliyorki etkiye tepki geliyor yani aglarsam beni kucakliyor gibi...aglarsam devam edecek ayaklarinda sallayacak.
Birden roller degisiyor cocuk ebevynlerini ele aliyor ve istedigini yaptiriyor, anneler babalar , dedeler ve neneler artik var yok o cocuga odaklaniyorlar.
Cocukda bunun farkinda ve sonuna kadar bu büyüklerini avucunun icinde oynatiyor.
Bu konuda Alman anneleri cok güzel cocuk egitiyorlar, hic bir zaman hayatinin merkezi yapmiyorlar cocuklarini ve o cocukda cok saglikli büyüyor.
Hatta su pasam kelimesi bile Almancaya tercüme etsem burdaki anneler gülme krizine girerler galiba. Almancada böyle abartili kelimeler söylenmez.
Zaten pasa pasa büyüttügümüz erkekler ne yazikki sonra agzimiza yapiyorlar.
Bir cocuk normal ve abartisiz büyümeli.
Hatta dügünlerde hemen 3-5 yas arasi kiz cocuklari prensesle kiyafetiyle, saclari kuaförden yapili ve tirnaklar kirmiziya boyanmis getiriyorlar.
Ben korkuyorum böyle cocuklara bakmaya cünkü cocuk cockulugundan cikmis bir büyük insan gibi...
Onun icin cocugun her dedigi yapilmaz, yeri geldiginde sinirlar koyulmali.
2,5-3 yaşına kadar çocuklar neden sonuç ilişkisini kuramazlarmış..yani bi yerden düşse ben düşmüstüm yapmayayım diyemezlermiş..onlara bu yaşta bişeyleri öğretmeye çalışmak sınır koymak ders vermek onun ruhunda yara açarmış sadece..ağlaya ağlaya uyuması kimbilir ne yara açar çocukta..yanlızlıkmı dersin güvensizlikmi dersin..bu dönemde onların her istediğini yapmak onda sadece güven duygusunu pekiştirimiş..saglıklı kendine güvenen özgüvenli çocuklar yetiştirmek 3 yaşına kadar onun ihtiyaçlarına anında ve zamanında karşılık vermekle olurmuş..onun bişeylerden ders alacağı dönem 2,5 - 3 yaşından sonrası..o zaman her agladıgında her istediğindi yapamacağını anlayabileceği dönem başlarmış..sabiha paktuna keskin diyecem kendisini pek sevmesemde :) bakalım onu dinliyoz uyguluyoz falan da canavarmı çıkacak melekmi izleyip görecez :)
Bence sırf ağlamasın diye bu kadar da yüz verme çocuğa o yaşta bile
olsa sınırlarını bilsin.Her istediğini yaparsan doyumsuzluk başlayacak elbette
ve her geçen gün durum daha kötüye gidecek.Zaten senin gerginliğini
hisseder çocuk,onun davranışına da yansır.O yüzden sana tavır yapıyor
olabilir,biraz kendine zaman ayır gerekirse yaşıtlarının olduğu bir yuvaya yarım gün
bırak haftada birkaç gün.
Çocuk sınırları bilsin derken kızın dövün demedim bazı arkadaşların o nasıl bilsin filan gibi
tepkilerini anlamadım.2. bebeğimi büyüteceğim Allah kısmet ederse az çok bebek ve çocuk psikolojisi
hakkında bilgim var.Ama bırakın 6. ayını anne karnındayken bebeğin kişiliği gelişiyor sizin psikolojiniz
dışardan duyduğu sesler bile etkiliyor.Her dediğini yapalım olayına katılmıyorum o yüzden.Çocuğu şımartmadan
dengeli bir şekilde yetiştirmek gerekir diye düşünüyorum.Tabii herkesin yetiştirme tarzı vs. farklı ona da saygı
duyuyorum.
Sen bunu nasil kabul ediyorsun arkadasim ya?
Cocugun kusmuguyla oynuyor ve sen buna izin veriyorsun. Cocuk bu, demek cocugun kakasiyla oynamak istese, aglamasin diye bunada izin vereceksin.
Bence bir anne cocugu kustugu an hemen temizlemesi lazim, bu kadar mide bulandirici birsey olabilirmi?
Ya sen fark etmeden yese kusmugunu, onadami izin vereceksin, sirf aglamasin diye?
Canım doğumundan sonra sıkıntılı şeyler yaşamışınız Allah bir daha yaşatmasın.Sonrasında ki
çabanızı ve üstüne düşmenizi çok iyi anlıyorum.Ama uzun vade de sıkıntılı bir çocuk olarak geri dönmüş.
Hemen düzelmesi uyum sağlaması çok zor.Ama bir yerden başlamak lazım.Çok sabır ister ama sonrasında
inş sen de bebeğin de huzura kavuşursunuz.Ben ne kadar sana aktarabilirim bilmiyorum ama bak geçen gün
okumuştum şu yazıyı seninle paylaşayım.
''u Olumlu davranışı destekleyin
Anne babalar genelde çocuklarının yapmalarını istemedikleri şeylere kafa yoruyor. Bunun yerine yapmalarını istedikleri şeyleri öne çıkartıp, çocukları buna teşvik etmek gerek. Mesela “Söyler söylemez, yatağına gittin. Bu çok güzel bir davranış.” Ya da “Bak, çocuk arkadaşının düşen oyuncağını kaldırmasına yardım etti. Ne güzel değil mi?” Olumsuz davranışı yok etmenin en iyi yolu, olumlu davranışı yeri geldikçe desteklemektir.
u Öfke pratiği yapın
Çocuğunuzun korkunç öfke nöbetlerinden kurtulmak istiyorsanız, hafif öfke pratiği yapın. Ortada hiçbir gerginlik yokken ona şöyle deyin: “Şimdi bir oyun oynayacağız. Ben sana “Dışarı çıkmak yok” diyeceğim. Sen de sakince “Hayır, anne. Dışarı çıkmak istiyorum” diyeceksin. Ağlamak, bağırmak, bana vurmaya kalkmak yok.” Ona bunu 5 gün boyunca haftada 1 gün yapacağınızı söyleyin. Çocuk bu durumla gerçekten karşılaştığı zaman çılgına dönmek yerine, daha hafif bir reaksiyon gösterecektir. Kazdin Metodu denen yöntem de bu. Çocuğunuzla yaşadığınız en temel sorun neyse, sakinken onun pratiğini yapın.
u Küçüklere karşı açık ve net olun
Yöntem 1.5 yaşından başlayarak 15-16 yaşındaki çocuklara kadar işe yarıyor. 1.5-2 yaşındakiler bu oyundan anlamayacağı için onun boyuna inin ve gözünün içine bakarak şöyle deyin: “Az önce sinirlendin. Ama etrafa bir şey fırlatmadın veya bir yere vurmadın. Aferin, tam büyük bir çocuk gibi davrandın.”
u Öfke nöbetleri öğrenme anları değildir
Bir insan boğulurken, ona yüzme öğretilmez. Öfke nöbeti sırasında aileler çok tepkisel ve negatif davranıyor ve bu sinirli olan çocuğu daha da sinirlendiriyor. O ânı sakin kalmaya çalışarak, dikkati başka yöne çekerek geçirmeye çalışın. Olmuyorsa sakinleşene kadar odadan çıkın, sonra tekrar dönüp durumu kontrol altına alın.
u Ceza süresini artırmak başarı sağlamaz
En sık yapılan disiplin hatası mola süresini artırarak, bunu cezaya dönüştürmek. “Aynı şeyi bir daha mı yaptın, o zaman 5 dakika yerine 15 dakika odada kalacaksın” denmemeli. Böyle böyle, mola verme süresi 3-4 saate varıyor. Ve çocuk aynı şeyi, üstelik daha da kötü bir şekilde tekrar yapıyor. Olumlu davranışı desteklerseniz, ceza yöntemi nadiren işe yarar, yoksa yaramaz.
u Mola süresi 1-2 dakika olmalıdır.
Ve 10 dakikayı geçmemelidir. Amaç ceza vermek değil, çocuğu olumsuz davranışı sergileten unsurlardan uzaklaştırmaktır. Bu zaman çocuğa “Git ve yaptıklarını düşün” demek için uygun değildir. Çocuk sakinleşerek ve kavga etmeden yanınıza geri dönüyorsa, bu davranışı mutlaka yüceltin.
u Ya sana yapılsaydı, demeyin
Anne ve babaların en sık düştüğü tuzaklardan biri de çocuğa davranışının ne kadar kötü olduğu söylenirse, o kadar kolay vazgeçeceğini düşünmek. “Kardeşinin bebeğini kırmamalısın. Ya o senin en sevdiğin arabanı kırsa...” tarzında bir yaklaşım çocuğun davranışını değiştirmeyecektir. Önemli olan olumlu davranışı desteklemek ve bu tür örnekler vermektir. Biz büyükler bile transyağların ne kadar zararlı olduğunu biliyoruz ama patates cipsi yemekten vazgeçmiyoruz.
u ‘Lütfen’ deyin
Otoriter bir ses tonuyla “Yatağa git” demek yerine, sakin bir tonla “Yatağa gider misin, lütfen?” diye sorarak daha kolay sonuca ulaşırsınız. Bu tüm insanlar için geçerlidir. Çocuklar da kendileriyle emir kipinde konuşulmasından hoşlanmaz.
u Seçenek sunun
Mesela sokağa çıkarken mont giymemekte ısrar eden çocuğunuza “Montunu giy” demek yerine pozitif bir ifadeyle “Yeşil montu mu, turuncuyu mu tercih edersin? Bence turuncu sana çok yakışıyor.” derseniz, büyük ihtimalle birini tercih edecektir. Tüm insanlar seçenek sunulduğunda, birini tercih etme yoluna gider.
u Olumsuz davranışın tekrarı normaldir
Hareketlerinde düzelme gözüken çocuğunuzun arada sırada olumsuz davranışı tekrarlaması çok normaldir. Tıpkı tuvalet eğitimini tamamlayan çocuğun, ara sıra altına kaçırması gibi... İnsan davranışlarında tam öğrenme gerçekleşene kadar olumlu ve olumsuz değişiklikler olur. Öğrendikten sonra ise yavaş yavaş olumsuzlar kaybolur. Hayal kırıklığına uğramayın.''' alıntıdır.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?