Argemer davet

anlattıklarınız üstün zeka belirtileri.öğretmeni de bir şeyleri fark etmiş ve bilseme yönlendirmiş.o yaşta okuma yazma merak 3.sınıf matematik bilgisi üstün zekalı bir çocuğunuz olduğunu düşündürdü. bilseme bir girsin eğer geçemezse yine de RAM bir değerlendirsin.bazen üstün olup kaygı stres dikkat dağınıklılığından bilsem yerleşemeyen de olabiliyor.ilgi alanlarını destekleyin derim

teşekkür ederim bakalım hayırlısı olsun evlatlarımız için..
 
özel ilgilenmek derken şuanda bol bol kitap okuyor..
yabancı dil öğreniyor.karateye gidiyor..def dersi vardı ara verdik..
babası ile zihinden işlem yapıyor..
zeka oyunu falan oynuyoruz.başka ne yapılabilir?

öğretmeni çok ilginç bir şey dedi oğlumuza demedik.Okul ödevini yapmasa da olur..test çözdürün..bize doğru gelmedi.ödevler evet çok basit geliyor ama sorumluluk duygusunu geliştiriyor yanılıyor muyum?

D damdan bilgi vermeliyim mi sınav hakkında ne olacağı hakkında?

yani okulun rehber öğretmeni varsa ona bir danış derim

benim oğlan da girdi Bilsem sınavına

biz bu bir sınav demedik

hatta o zaman oğlumun tableti yoktu sınav tablette dediler diye tablet aldık şok olmasın diye

neyse biz okul etkinliği dedik zaten bri anaokulunda idi sınav bahçesi hep bizim okuldan veliler vs vardı erken de gitmiştik

ama bir görevli geldi kimliğini verin çocukları gönderin dedi pat diye içeri aldı çocuğu yalnız

sonra içerde de bu bir sınav demişler önemli demişler

çişi olan yapsın sınava başlayacağız vs demişler

tabii benim oğlan çok gerilmiş yaptım oyunları farklı farklı etapları vardı vs demişti

bu arada o barajı geçemedi baraj 30 idi benimki 28 yapmıştı ama belki sakin olsa farklı olurdu

onların sınıfta aynı sınavda bilsem li olan bir çocuk var mesela

dersleri değil de ilgi alanları farklı böcek taş çamur vs onun ilgi alanına daha çok giriyor herkes futbol topu peşinde o kertenkele peşinde :)))

dün oğlunu rehberlik öğretmeni çağırmış üç boyutlu blok vs oynatmış kendince tekrar gözlem yapmış muhtemelen zira son yapılan deneme sınavında başarılı olmuş

bir de komşumuzun var bilsemli çocuğu o daha da farklı

o okula gitmek istemiyor

ağlıyor bağırıyor

krize giriyor vs kendince deney yapacakmış

mesela onun sosyal yönünün de desteklenmesi lazım

bu yönler ile ilgili de destek alın çocuğunuza gerekirse

zira komşunun oğlu değişik inatlara sahip diş hekimine gitmiş film çektirmiş hekim annesi hamile diye odaya girmemiş vay benim beynim radyasyon aldı ne kadar sürede bu atılır vs vs demiş ve sonrasında doktora ağzını bile açmamış kendinin kapatmış

tabi ana baba tutumu da önemli çocuğa bunun olmayabileceği ihtimalini hissettirmişler hep o inatçı dediğini yaptırır diyorlar ilkokul 4 e giden çocuğun dişçide ağzını açmaması bana çok ilginç geliyor mesela farklı işliyor düşünce yapısı

özetle hem çocuğunuzun sistem içinde harcanmaması için hem de eğer varsa eksik kalan sosyal alanlarını tamamlamak için küçükten itibaren eliniz üstünde olsun
 
çok teşekkür ederim açıklayıcı cevabınız için.

Ben de branş öğretmeniyim.Benim üstün zekalı öğrencilerimin de sosyal yönü hep zayıftı.Odasından çıkmayan araştırma yapan oyunlara katılmayan tiplerdi.

Oğlum da çok asosyal ve çekingendi kreş çağında.Biz sosyal yönünü destekledik hep.Zor oldu ama oldu.

Bilsemi geçemese bile rehber öğretmeni ile bir konuşayım..
 
Benim şahsi görüşüm.
2 evlat annesi olarak, kesinlikle yatılı okula vermezdim çocuklarımı.
Hem güven sorunları açısından, hem de çocuklarımın aile içi gelişimi açısından.

Zaten üniversite çağına gelince istedikleri tercihler doğrultusunda bir şekilde aileden ayrılacaklar.
Ne gerek var onlara şimdiden bunu yaşatmaya...

Hayırlısı olsun, ama yine de tanımak açısından ben giderdim.
Maksat hem bilgi sahibi olmak, hem de araştırmak olmak olsun.
 
çok teşekkür ederim açıklayıcı cevabınız için.

Ben de branş öğretmeniyim.Benim üstün zekalı öğrencilerimin de sosyal yönü hep zayıftı.Odasından çıkmayan araştırma yapan oyunlara katılmayan tiplerdi.

Oğlum da çok asosyal ve çekingendi kreş çağında.Biz sosyal yönünü destekledik hep.Zor oldu ama oldu.

Bilsemi geçemese bile rehber öğretmeni ile bir konuşayım..

utandım ama şimdi

tereciye tere satmışım :((((
 
Sadece su acidan dusunuyorum. 10 yasindaki bir cocugun anne ve baba sefkatine ihtiyaci vardir. O yasta ilk gunler belki hosuna gidebilir ama sonra yuvasini ozleyecektir ve psikolojisi bozulabilir. Ben 40 kusur yasimda olmama ragmen ailemden uzakta bir baska sehire tasindim ve onlari ilk zamanlar cok aradim.
Kizlar daha becerikli ama oglum o yasta pantolonunun dugmesini bile ilikleyemiyordu. Belki oradakiler yardim ederler, bilemem ama o yasta hala fiziksel bakima ihtiyaclari var cocuklarin.
Bunlar yuzunden gondermezfim sanirim.
 
çok teşekkür ederim açıklayıcı cevabınız için.

Ben de branş öğretmeniyim.Benim üstün zekalı öğrencilerimin de sosyal yönü hep zayıftı.Odasından çıkmayan araştırma yapan oyunlara katılmayan tiplerdi.

Oğlum da çok asosyal ve çekingendi kreş çağında.Biz sosyal yönünü destekledik hep.Zor oldu ama oldu.

Bilsemi geçemese bile rehber öğretmeni ile bir konuşayım..
Ben de öğretmenim aynen dediğiniz gibi ben de kızımın üstün bir tarafı olduğunu düşünmüyordum ama değerlendirme sonucu aksini gösterdi. Bilsem müdürü hala beni uyarıyor yaklaşımınız güzel ama çocuğun farklılığını sürekli görmezden gelemezsiniz diye.

Ben daha çok geri olduğu yönlere takılmış durumdayım. Kızım 10 yaşında ayakkabısını bağlayamıyor mesela. Yemek yerken yarısını dışına döküyor ya da gecenin bir yarısı neden Meclis’te bu kadar az kadın milletvekili var neden eşit değiliz diye ağlama krizine giriyor.

Maalesef üstün zeka aynen zeka geriliği gibi bir problem. Mutlaka ilgilenilmesi gereken sorunları da beraberinde getiriyor.
 
Arkadaşlar merhabalar. Kızım kamp aşamasına katılma isteğinde ısrarcı oldu. Bilsem müdürümüz de mutlaka gitmesi gerektiği aksi taktirde ilerde bizi suçlayabileceğini söyledi. Gitsin belki orda yapamayacağını anlar, kampı kabul edince eğitimi de kabul etmiş olmuyorsunuz diye telkinde bulundu. Sonuç olarak temmuz ayında 5 günlük kampa gidecek, biz de ailecek en yakın ötele yerleşeceğiz 5 günlüğüne. Hakkımızda hayırlısı olsun inşallah.
 
Selam konuyu yeni gördüm. Benimde kızım bu okul için çağrı aldı uzun zamandır araştırıyoruz eşim ve ben. Kızıma bu okuldan davet geldiğini bir kamp sürecinden sonra seçilir ise orada okuyacağını söyledik ve oda hiç tereddüt etmeden kabul etti. Biz ailecek seçilirse gönderme taraflısıyız dediğim gibi okulu araştırdık çocuğu orada okuyan bir kaç anneyle konuşma fırsatı bulduk okul hakkında olumlu görüşlerini aldık. Ben çocuğum istiyor diye gönderiyorum ilk günden beri Argem'de okumayı çok istiyor Yine de hakkımızda hayırlısı olsun
 
Lise bitip yetişkinşiğe geçene kadar her çocuk kendi anne babasının yanında kalmalı. Aile sevgisini kimse veremez. İleride anne bana özleminin nasıl sonuçları olur bilemezsiniz. Bilsem den destek almaya devam edersiniz. Argemer şart değil.
 
Bence cocugunuzu gondermeyin ne oldugu belli değil cocuk ailesinin yaninda buyumeli ne oldugu belli olmayan bir yerde degil
Daha önceki mesajımda da belirtim Şubat ayından beri araştırıyorum bu merkezi çevremde bu merkeze çocuğunu veren iki anneyle de konuştum ikisinin de kız çocuğu Argem'e devam ediyor birisi büyük 9.sınıf öğrencisi diğeri 5.sınıf iki annede okuldan çok memnun gönderim aşamasındaki tereddütleri bizimle aynı olmuş. Ama o tereddütlerin ortadan kalktığını söylüyorlar. Doğrudur çocukların ana babalarının yanında kalması ve anı biriktirmesi önemlidir ama çocuğumuz için verilen buradaki eğitim parayla pulla alınabilecek bir eğitim değil. Teknoloji ve imkanlar gelişti çocuğumuzla 2 haftada bir görüşme daha doğrusu evci izni veriliyor aynı zamanda etkinliklerden ve dersten aran zamanlarda telefonları açık oluyormuş. Özel yetenekli çocukarın eğitiminde bir süre sonra anne baba yeterli olamayacaktır. Eşim okulundaki rehber öğretmeni ile görüşmüş öncelikle çocuğa danışın bu okulun amacı bilim insanı yetiştirmek çocuğun doktor hakim öğretmen olmayı düşünüyorsa zaten yanında da olur demiş. Benim çocuğum 1.sınıftan bu yana bilim insanı olmayı düşünüyor. Zaten ilk söylediğimizde hemen kabul etti. Kendisi istemeseydi böyle bir şeye asla girmezdik. Haziran ayında seçmeler olacak bakalım hayırlısı okula gidip oradaki ortamı görüp değerlendirme imkanımız olacak
 
Merhaba. Üstün zekalı bir çocuktum. Ailemden yeterli sevgiyi alamadan büyümek zorunda kaldım. Potansiyelimi kucumsedikleri için akademik anlamda da destek olmadılar. Hatta hedeflerimi abartılı buldukları için kendime olan inancımı kırmak suretiyle bir çok şeyden vazgecirdiler beni. Ailemin uygun gördüğü istemediğim bölümler içinde en istediğim bölümü okudum. İlk kez 18 yaşında üniversite için ayrıldım ailemin yanından.

Şu an 29 yaşındayım, geçmişimi hatırladığımda derin bir üzüntü ve pişmanlık duyuyorum. Ama akademik kariyerimin bu üzüntüden payı gerçekten çok az. Bu yaşımda hala odaklandığım nokta sevgi. Geçmişi sevgi dolu tekrar yasayabilseydim ama bugün akademik kariyerimde yine aynı noktada olsaydım keşke diyorum. Hayatımın her döneminde çok mantıklı görünen çok duygusal bir insan oldum, hemen her konudan insanların kestiremeyecegi kadar etkilendim.

20 aylık üstün zeka adayı bebeğim var. Eve giren bir böceği terlikle öldürmüştük bir gün. Bana göre asla dehşet duyacağı bir ortam yaratmamıştık ve zaten bebeğim 14 aylıktı, anlayamazdi ne olduğunu. Bebeğim şok içinde yüzümüze baktı ve olayı kendi diliyle anlata anlata ağlamaya başladı. Böceğin uyuduğunu sonra da camdan uçup evine gittiğini anlattık. Sakinleşmesi çok uzun zaman aldı. Ara sıra Niloya çizgi filminin süt bölümünü izletiyorum. O gün bir hatayla içeriğini bilmediğim başka bir bölüm açtım. Niloyaya annesi bir toka alıyor ve takmasini istiyor. Niloya tokayi çok komik buluyor ama annesini kirmamak için takıyor. Fakat utancından arkadaşlarınin karşısına çıkamıyor ve kaçıyor. Çözüm olarak kör ebe oyunu oynuyorlar arkadaşlarıyla. Bebeğim kucağımdaydi, yanak yanağa izliyorduk. Yanağım ıslandı, yüzüne baktım yetişkin gibi sessiz sessiz ağlıyordu. Yaşadığım şoku anlatamam. Ben ağladığını farkettikten sonra niloyadan rahatsız oldum diyerek ağlamaya başladı boynuma sarılıp. 19 aylıktı.

Bizzat çalıştığım bir vaka olmuştu. Üstün zekalı 3.5 yaşında çocuk çizgi film izliyor. Bir ayı, merak edip incelemek istediği kediyi bacağından tutup kaldırıyor. Kedi imdat ben oyuncak değilim diye bağırıyor. Dehşet verici bir görüntü yok. Fakat çocuk o an imdat ben oyuncak değilim diyerek bağırmaya başlıyor, uzun bir ağlama krizinin ardından atipik otizm olarak devam ediyor hayatına.

Bunları şunun için anlattım. Bizler çocuklarımıza her an tanık olarak onları herkesten iyi tanıyıp, herkesten çok biliyoruz ihtiyaçlarını. Buna rağmen hiç tahmin edemediğimiz duyarsızlıklar göstermiş olabiliyoruz. Ya da olumsuz etkilendiği süreçleri yönetmekte başarısız olabiliyoruz. Üstün çocukların duygusal zekaları da üstün oluyor çoğunlukla. Kimse üstün bir çocuğun bir durumdan gerçekte ne kadar etkilendiğini ailesinden daha iyi kestiremez. Ve bir çok çocuğun olduğu bir okulda hiçbir yetişkin bir çocuğa ihtiyaç duyduğu duygusal desteği veremez. Ben çocuğumu bu gerekçelerle kesinlikle yatılı bir okula vermeyi düşünmezdim. İlerde benim yaşadığım sevgisizliği akademik başarı uğruna ona yaşattigimi düşünmesini istemiyorum. Buna ek olarak hayatımı üzerine bina ettiğim değerlerim var. Çocuğumun da bu değerleri kazanmasını istiyorum. Yatılı okulda benden ayrı geçireceği zamanlar onu bambaşka bir insana dönüştürebilir. Öğretmenler arasında görüşlerini empoze etmek isteyen olabilir. Olmasa bile çocuğumun benden farklı görüşteki insanlarla benden fazla zaman geçirmesi demek zaten onlardan etkileneceği anlamına gelir.

Çocuğunuzun karakterini en iyi siz tanirsiniz, duygusal bir cocuksa ne gerekce ile olursa olsun onu yalnız bırakmayın.
 
Merhaba. Üstün zekalı bir çocuktum. Ailemden yeterli sevgiyi alamadan büyümek zorunda kaldım. Potansiyelimi kucumsedikleri için akademik anlamda da destek olmadılar. Hatta hedeflerimi abartılı buldukları için kendime olan inancımı kırmak suretiyle bir çok şeyden vazgecirdiler beni. Ailemin uygun gördüğü istemediğim bölümler içinde en istediğim bölümü okudum. İlk kez 18 yaşında üniversite için ayrıldım ailemin yanından.

Şu an 29 yaşındayım, geçmişimi hatırladığımda derin bir üzüntü ve pişmanlık duyuyorum. Ama akademik kariyerimin bu üzüntüden payı gerçekten çok az. Bu yaşımda hala odaklandığım nokta sevgi. Geçmişi sevgi dolu tekrar yasayabilseydim ama bugün akademik kariyerimde yine aynı noktada olsaydım keşke diyorum. Hayatımın her döneminde çok mantıklı görünen çok duygusal bir insan oldum, hemen her konudan insanların kestiremeyecegi kadar etkilendim.

20 aylık üstün zeka adayı bebeğim var. Eve giren bir böceği terlikle öldürmüştük bir gün. Bana göre asla dehşet duyacağı bir ortam yaratmamıştık ve zaten bebeğim 14 aylıktı, anlayamazdi ne olduğunu. Bebeğim şok içinde yüzümüze baktı ve olayı kendi diliyle anlata anlata ağlamaya başladı. Böceğin uyuduğunu sonra da camdan uçup evine gittiğini anlattık. Sakinleşmesi çok uzun zaman aldı. Ara sıra Niloya çizgi filminin süt bölümünü izletiyorum. O gün bir hatayla içeriğini bilmediğim başka bir bölüm açtım. Niloyaya annesi bir toka alıyor ve takmasini istiyor. Niloya tokayi çok komik buluyor ama annesini kirmamak için takıyor. Fakat utancından arkadaşlarınin karşısına çıkamıyor ve kaçıyor. Çözüm olarak kör ebe oyunu oynuyorlar arkadaşlarıyla. Bebeğim kucağımdaydi, yanak yanağa izliyorduk. Yanağım ıslandı, yüzüne baktım yetişkin gibi sessiz sessiz ağlıyordu. Yaşadığım şoku anlatamam. Ben ağladığını farkettikten sonra niloyadan rahatsız oldum diyerek ağlamaya başladı boynuma sarılıp. 19 aylıktı.

Bizzat çalıştığım bir vaka olmuştu. Üstün zekalı 3.5 yaşında çocuk çizgi film izliyor. Bir ayı, merak edip incelemek istediği kediyi bacağından tutup kaldırıyor. Kedi imdat ben oyuncak değilim diye bağırıyor. Dehşet verici bir görüntü yok. Fakat çocuk o an imdat ben oyuncak değilim diyerek bağırmaya başlıyor, uzun bir ağlama krizinin ardından atipik otizm olarak devam ediyor hayatına.

Bunları şunun için anlattım. Bizler çocuklarımıza her an tanık olarak onları herkesten iyi tanıyıp, herkesten çok biliyoruz ihtiyaçlarını. Buna rağmen hiç tahmin edemediğimiz duyarsızlıklar göstermiş olabiliyoruz. Ya da olumsuz etkilendiği süreçleri yönetmekte başarısız olabiliyoruz. Üstün çocukların duygusal zekaları da üstün oluyor çoğunlukla. Kimse üstün bir çocuğun bir durumdan gerçekte ne kadar etkilendiğini ailesinden daha iyi kestiremez. Ve bir çok çocuğun olduğu bir okulda hiçbir yetişkin bir çocuğa ihtiyaç duyduğu duygusal desteği veremez. Ben çocuğumu bu gerekçelerle kesinlikle yatılı bir okula vermeyi düşünmezdim. İlerde benim yaşadığım sevgisizliği akademik başarı uğruna ona yaşattigimi düşünmesini istemiyorum. Buna ek olarak hayatımı üzerine bina ettiğim değerlerim var. Çocuğumun da bu değerleri kazanmasını istiyorum. Yatılı okulda benden ayrı geçireceği zamanlar onu bambaşka bir insana dönüştürebilir. Öğretmenler arasında görüşlerini empoze etmek isteyen olabilir. Olmasa bile çocuğumun benden farklı görüşteki insanlarla benden fazla zaman geçirmesi demek zaten onlardan etkileneceği anlamına gelir.

Çocuğunuzun karakterini en iyi siz tanirsiniz, duygusal bir cocuksa ne gerekce ile olursa olsun onu yalnız bırakmayın.
Maşallah ne kadar değişik(iyi manada söylüyorum) bir bebeğiniz var. Ama fazla duyarlı mı acaba diye düşündüm?
Bu kadar duyarlı bireyler maalesef çabuk kırılabiliyorlar. Yanlış mı algıladım bilemiyorum ama yazmadan edemedim.
Bu kadar algıları açık bir çocukla baş etmek çok zordur sanırım. Rabbim size güç kuvvet versin. Yavrunuzunda ayağına taş değmesin inşallah.
 
Maşallah ne kadar değişik(iyi manada söylüyorum) bir bebeğiniz var. Ama fazla duyarlı mı acaba diye düşündüm?
Bu kadar duyarlı bireyler maalesef çabuk kırılabiliyorlar. Yanlış mı algıladım bilemiyorum ama yazmadan edemedim.
Bu kadar algıları açık bir çocukla baş etmek çok zordur sanırım. Rabbim size güç kuvvet versin. Yavrunuzunda ayağına taş değmesin inşallah.
Amin, çok teşekkür ederim duanız için. Varsa evlatlarınız, aynılarını sizler için diliyorum.

Doğru algiladiniz, çok zor bir bebek. Ne bebek gibi davranabiliyoruz ne çocuk gibi. Neyden etkileneceğini kestirmek çok güç. Gözlemleyip ifade ettiği ayrıntılar endişe verici. Kırılmasından, insanlara, en önemlisi bana ve babasına kusmesinden çok endişe duyuyoruz. İnsanlar bir iki dakika iletişim kurduğunda imrenerek bakıyorlar, küçücük ağzında kocaman laflar çok sevimli duruyor ama ben bebeğimin normal olmasını her şeyden çok isterdim. Sanki hayat onu her zaman mutsuz edecek ayrıntılarla dolu gibi hissediyorum. Onun için Allah'tan hayırlar diliyorum. Duanız için tekrar teşekkür ederim.
 
Amin, çok teşekkür ederim duanız için. Varsa evlatlarınız, aynılarını sizler için diliyorum.

Doğru algiladiniz, çok zor bir bebek. Ne bebek gibi davranabiliyoruz ne çocuk gibi. Neyden etkileneceğini kestirmek çok güç. Gözlemleyip ifade ettiği ayrıntılar endişe verici. Kırılmasından, insanlara, en önemlisi bana ve babasına kusmesinden çok endişe duyuyoruz. İnsanlar bir iki dakika iletişim kurduğunda imrenerek bakıyorlar, küçücük ağzında kocaman laflar çok sevimli duruyor ama ben bebeğimin normal olmasını her şeyden çok isterdim. Sanki hayat onu her zaman mutsuz edecek ayrıntılarla dolu gibi hissediyorum. Onun için Allah'tan hayırlar diliyorum. Duanız için tekrar teşekkür ederim.
Yok hayır bebeğim yok . Aslında bende bunu demek istedim yani çok ince düşünen insanlar maalesef hayatta en üzülen insanlar oluyor. Yerinizde olsam sürekli bir pedagog ile iletişimde olurdum .
 
Bu okul hakkında İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü sitesinde şu ana kadar verilmiş en net bilgiyi yazıyorum resmi ağızdan en net bilgi şu ana kadar sanırsam
ARGEM Nedir?

ARGEM, özel yetenekli öğrencilerin, yeteneklerini geliştirmek üzere etkinlik ve proje tabanlı destek eğitim hizmeti sunan Bilim ve Sanat Merkezleri’nin (BİLSEM) yarı zamanlı destek eğitim kurumları olması ve özel yetenekli öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek tam zamanlı alternatif modellere ihtiyaç duyulması dolayısıyla 2017’de İstanbul’da kuruldu. BİLSEM’e kayıtlı öğrenciler arasından belirli ölçütler doğrultusunda yapılan değerlendirmeler neticesinde tespit edilen ve özel davetle öğrenci seçim kampına çağrılarak, burada gerçekleştirilen uygulama ve tarama sürecinde başarılı olanlar, ARGEM öğrencisi olmaya hak kazanıyor. Bu kapsamda ortaokul ve lise düzeyinde 90 kız, 90 erkek olmak üzere 180 öğrencisi bulunan ARGEM’de, ortaokul ve Anadolu lisesi programlarına ek olarak öğrencilerin yeteneklerine uygun proje tabanlı, disiplinler arası, zenginleştirilmiş, farklılaştırılmış ve hızlandırılmış eğitim programları uygulanıyor.



Ayrıca zorunlu bir yabancı dile ek olarak seçmeli birçok yabancı dil eğitimi de verilen kurumda, bilimsel, kültürel ve sanatsal alanlarda kulüp çalışmaları, ders dışı etkinlikler ve sosyal faaliyetler yapılabiliyor. Kış ve yaz kampları, toplum hizmetleri, stratejik kurumlarda staj programları ve sosyal sorumluluk projeleri gibi uygulamalarla eğitim sisteminin zenginleştirildiği ARGEM, dünyadaki gelişmeler takip edilerek sürekli güncellenip, güçlendiriliyor
 
Cocugunuzu hic o toplara sokmayin derim ileride ne olacagi belli olmuyor siyaset her gub degisiyor:110:
 
Ne olursa olsun isterse elon musk olsun çocuğumdan ayrılmam sevgi herşeyin başıdır aile temeldir çocukluğum annemden ayrı kaldığım zamanlar gelir aklıma 34 yaşındayım. Hala travma
 
Back
X