Anonim Şiirler

Link Silinmiştir.

gözlerime kaçan minik bir çocuğun dalgalı saçlarında

rüzgara karalanmış eksik bir yazının masumluğunda

köşesiz yokluğunda

şekilsiz zaaflarımın üstünü örten pişmanlığında

alfabene uslu bir yağmur yağar...

düşerken ağlar

düş(ü) kovalarken ıslanır parmaklar

Işte Tam O Köşedeyim derken...gece gelir yakalar...

senin kaçışlarında umut...benim saklanbacımda hüzün var...
 
Link Silinmiştir.

hükümsüzüm..
hüznümün ağdalanamayan sığlığında kayboldum .

şimdi hüzün hüküm sürüyor, baharımda..
bir zamanlar, arnavut kaldırımlarını süpüren ince bir hüzzamı nakış nakış iğneleyen Istanbul türkülerini ört üstüme.

son nakaratına kefenliyorum olmadığın zamanların yangınlarını...

"oturmuşta kumar oynar
ciğerimin köşesi "

ah !

sonu "ah"la biten rüyalarımın yangınını adıyorum, dudaklarından sürgün gecenin mahrem düşlerine.

ciğerimin köşesi .

hiç bir yağmur aklayamazken, soğuk asfaltlardan süzülen senden öte düşleri. Kalbim nasıl aklansın bu alfabesi sende kalan cehennem bekleyişlerinden .

ört üstümü, gurbet sürgünü gecelere bulanmış kirpiklerinin aşkına.
tavafına geç kaldığım gözlerinin uçurumlarını dağlıyorum bileklerime. ört üstümü.
aklanmaya muhtaç bakışlarımı gömüyorum prangalı yalnızlığıma.

son gemi de gidiyor üstelik kahrolayım beklemediysem.

şafakların gelincik kanını sindirene kadar gözlerime baktığım ufuklardan yadigar yorgunluklarını sana yummadan tüm hükümleri kaldırcağımı ummak ne ağır.

şimdi korku hüküm sürüyor,yüreğimde
hayatın ortasında biriken iğdeler batıyor sabahlarıma ve sensiz hiçbir güneşin yalazını buyur etmiyorum muhtaç yüzüme.


Her sabah ; yokluğuna, yani hiç'e, yani çocuk yanlarıma, yani küskünlüğe, yani sensizliğe, yani anla işte yüzüme çarpan yalnızlığıma yataklık eden camlarımı açıyorum ki;

yok hükmünde essin diye yel

yeniden kanayayım diye.

şimdi ölüm hüküm sürüyor ömrümde..
 
Fesleğen kokar
nefes aldığın yer...

Kış olmaz,
soğuk olmaz,
varlığın bahar...

Dokunduğun
her yer yeşerir,

hazırım,
dokun bana yar...
 
Yabancı ellerde olduğunu düşündükçe çılgına dönüyorum...
Vedasız gidişin iki parçaya böldü beni...
Resimlerine bakarak döktüğüm kanlı göz yaşlarım senin kabuslarına giriyor biliyorum.
Gittiğin günden beri bir dolu yalan aşkla avutmaya çalıştım yaralı yüreğimi... Olmadı, yapamadım...
Daha çok yaralandım...
O yarayı iyileştiremedim bir türlü, durmadan kan kaybediyorum...
Yokluğunun çöreklendiği bu eve, bir daha güneş doğmadı sen gidince...
Ben de yıldızlarla donattım odamın duvarlarını,karanlık gecelerimde bana ışık olsunlar diye...
Odama doldurduğum o yıldızları içime de doldurabilseydim keşke...
Yapamıyorum...
Sen benden gittin gideli, ben de gittim kendimden...
Nerde unuttum yüreğimi?....

 
Ben seni ıssız sokaklarda aradım
Ne de olsa bulamayacaktım
Ne gereği vardı ki kalabalıkla boğuşmanın
Hem de senin için


Ben seni soğuk gecelerde unuttum
Ne de olsa gelip beni ısıtmayacaktın
Ne gereği vardı ki boşa hayal kurmanın
Hem de senin için


Ben seni en mutlu günlerimde hatırladım
Ne de olsa beni üzmeyecektin
Ne gereği vardı ki boşa ağlamanın
Hem de senin için


Ben seni boş derslerde sıraya yazdım
Ne de olsa beni sevmeyecektin
Ne gereği vardı ki azar işitmenin
Hem de senin için


Ben seni şiirlerimde bile yazmadım
Ne de olsa ileride beni hüzünlendirmeyecektin
Ne gereği vardı ki ilhamla boğuşmanın
Hem de senin için...
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Yine yağmur yine hazan
Sessizce ölür ozan
Kurur ırmak kurur toprak
Dökülür yeşil yaprak



Sımsıcacık gülümserdi
Türkülerde gülüş idi
Güle sığmaz bir kuş idi
Uçup gitti sonsuzluğa



Gül yok artık dal yok artık
Türkülerde söz bitti
Omzundaki kuş yok artık
Uçup gitti sonsuzluğa



Ben de gideceğim.
Bir dalganın köpüğünde martı,
Gemi direğinde yelken,
Aşkın yüreğinde sevgi olacağım.
Hadi bir ıslık çalın ezgisine binip gideyim
Gülen bir çocuk gösterin gülüşüne gideyim
Bana aşkı getirin öldürüp gideyim



Yine yağmur yine hazan
Sessizce ağla çocuk
Kurudu Irmakların,
Emziğinde bal bitti
Aşk bitti düş yitti
Ağla çocuk...
 
Kapasam gözlerimi
Ve uyansam uykumdan
Hissetsem tenimde
Güneşin serinliğini
Yağmurun sıcaklığını
Ay batsa üzerime
Işıldasam,mat bir şekilde
Ve sesini duyabilsem hayallerimde
Sessiz sessiz haykırsam ismini
Sesim kısılsa fısıldamaktan
Ve bir güneşli bahar akşamı
Karla karışık Aşk yağsa üzerime...
mevsimler kısalsa
ve ben hep baharı yaşasam
güzel gözlerinde
haykırsam karanlıklara
ve bir gece ansızın
karla karışık aşk yağsa üzerime..........................

not:alıntıdır
 
ayrıldık işte

bir mutluluğun son konçertosu eşlik ederken
yüreğimin ezgilerine soğuk bir istanbul sabahında
yine mi ayrılık rüzgarları esiyor üzerimizde
hep günlerle sınırlı olan mutluluğumuza
bak gölge düştü ayrıldık işte

bu sefer neydi neden her zaman ki gibi bir hiç
seni bu kadar kıskanmam mı yoksa sana duyduğum hasret mi
bu terkedişler o kadar ürkütüyor ki benliğimi
gerçek olmadığını bile bile bak ayrıldık işte

ne kadar dayanacaksın bensizliğe
ne kadar dayanacağım sensizliğe
seni ölesiye severken kalplerimize yazmışken isimlerimizi
hiç bitmeyeceğini bile bile ayrıldık işte

yine nazara mı geldi sevgimiz
oysa senin mutluluğun mutluluğumdu
bak uyumadım yine bu gece
neden bu cefa neden bu çile
kavuşacağımızı bile bile ayrıldık işte

seni o kadar özledim ki gözlerine bakmayı
bakışlarında kaybolmayı sana sarılmayı
gülüşünü gamzelerini hallerini tavırlarını
o kadar özledim ki yüreğimi acıttın bak yine
birbirimizi ölümsüzce sevdiğimizi bile bile

bu günün sensiz nasıl geçeceğini bile bile
birbirimize naz ede ede
çaktırmadan oh olsun diye diye
barışacağımızı bile bile ayrıldık işte

ayrılığın üzerinden saatler geçmesine rağmen
dönmeni beklerken bir köşede
yine sevginle aşkınla döneceğini bile bile
sonsuza giden birlikteliğimizde
hadi gel yine tut ellerimi
ayrılmayacağız işte
 
sessiz adımlarla geldin

anlamsızca

ben korkuyordum

sen habersizdin

yürüdüm

yine aynı yolda

sessiz sessiz güldüm

çağladım, mutlandım, umutlandım

bu sefer de bir başka

yağmurlar yağdı birden

şarkılar sustu

gittin

yine habersizdin

arkandan ağıt yaktım

ne geceler devirdim

ne gündüzler söndürdüm

sessiz,sessiz ağladım

sen benden

ben sevdadan kaçıyordum

artık bilmelisin

sevdim
..alıntıdır..
 
SENİ SEVİYORUM
Seni Seviyorum, Çünkü;
Her sabah kalktığımda yaşamak için tek nedenim, sen varsın ...
Fakat seni sevmek için binlerce nedenim var ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin,
Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi ...
Ama alalade bir renk değil,
Gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan bir renk ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Bu soğuk günde içimi ısıtan bir esinti gibisin ...
Hafiften esiyorsun, iliklerime işleyerek ...
Sonra da kaybolup gidiyorsun, daha nereden geldiğini
Anlayamadan ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Seni Sevmekten başka bir şey gelmiyor içimden ...
O kadar doğal ki bu duygu ruhumun derinliklerinde,
Sanki doğduğumdan beri var ...
Sadece ortaya çıkmak için seni bekliyordu ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Sensiz bir yaşamı artık düşünemiyorum ...
Sensiz bu kuru dünyada yaşamaktansa,
ölümün soğuk nefesini öpmeyi
bir daha hiç seni görmemektense hayata arkamı dönmeyi
tercih ederim ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Ne zaman bir aşk şiiri duysam, mısralardan sen akıyorsun ...
Ne zaman eski bir şarkı gelse kulağıma,
Gitar telleri arasından süzülen notalar, seni getiriyor bana ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Sen hep benimlesin ...
Gözümü kapatmam yeterli seni görmem için ...
Tatlı narin tenini ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Belki de ilk defa bir kadının kokusu beni çılgına çeviriyor
içimden Odyseus'a türkü söyleyen deniz kızları da
Onu aynı kokuyla baştan çıkarmaya mı çalıştılar acaba diyorum

Seni Seviyorum, Çünkü;
Gözlerinin içinde binlerce yıldız,
Gecenin karanlığını delip geçiyor ...
Bana bakarken kendimi yıldızlara tepeden bakıyor gibi hissediyorum ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Benliğim sana ait ...
Sen onu buruşturup çöpe de atabilirsi,
Kalbine yakın bir yere de koyabilirsin ...
Tanrım !!!
O kalbine yakın bir yerde olmak istiyorum ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Sen sensin ...
Ama sen beni ben olduğum için seviyor musun
Onu kim bilir ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Seni Sevmeyi Seviyorum ...
Seni koklamayı seviyorum ...
Sana dokunmayı seviyorum ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Saçların ellerimin arasından kayıp giderken,
Dünyada cenneti bulmuş gibiyim ...
Bir an elimde tutuyorum o cenneti ...
Bir an sonra belki de tamamen ellerimden kayıp gidecek ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Ben hiç bir kadın için şiir yazmadım, bu hep tuhaf gelmişti ...
Ama şimdi senin için şiir yazmamak tuhaf geliyor ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
İçimde bir umut var ...
Bu şiiri belki başucuna koyarsın ...
Kim bilir belki yanına da ''Kırmızı'' bir gül ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Tanrı çiçekleri yaratırken seni de onlarla beraber yaratmış ...
Papatyadan güzel,
Zambaktan asil,
Manolyadan tatlı,
Gülden daha güzel kokulu ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Güzelliğine melekler imreniyorlar ...
Dünyada ise,
Ölümlüler arasında galiba bir tek benim gibi bir iki şanslı
Onu farkedebiliyor ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Ölene kadar, yok olana kadar seninle olsam,
Bu herhalde bir ceza gibi gelir,
Daha çok senle olamadığım için ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Senin tarafından Sevilme fikri bile bir insanı hayatı boyunca
mutlu edebilecek kadar güzel ve asil ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Seni anlatmak için mısralar yetmiyor ...
Düşünüyorum bir kış gecesi bunu yazarken,
Acaba kaç şair senin güzelliğini anlatmak için binlerce mısra yazdı ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi,
İnsana her şeyi unutturuyor,
Sadece seyredip tadına varma hissi uyandırıyor ...

Seni Seviyorum, Çünkü;
Bu kadar nedenden sonra bile SENİ ne kadar SEVDİĞİMİ anlatamadım !!!
 
Nasibim

$u anda yanliz sensiz kimsesizim. Sen yoksun sen kimsin?
Ey adini bilmedigim sen, ey adina nasibim koydugum sen.
Varligin bilinmez yoklugun cekilmez,
Gözden uzakta belkide yakinlarimdasin.
Ey adini bilmedigim sen, ey adina nasibim koydugum sen.
Sen hic sokaklar dolusu insan icinde yanliz kaldinmi?
Sen hic umudunu bir bir bagi kopmu$ inciler gibi yitirdinmi?
Ama artik sen varsin?
Ufkuma güne$ gibi dogdun ve beni bir cicek gibi dirilttin.
Evet? Sen adini bilmedigim sen
Adina nasibim koydugum sen
$u yarali sineme umut veren sen
Nasibim seni seviyorum gelecegin günü bekliyorum?
 
Zaman geciyor,
Hergün bir yaprak,
Hergün bir damla daha hayattan,
Büyüyorum anne.
Hani içinde bir kıvılcım olurya,
Hani herşey çok güzeldir,
Benim kıvılcımım kor oldu,
Ama bak herşey yolunda değil anne.
Hani ufacık bir bebekken,
Sadece acıkınca ağlarmışım,
Başka zamanlarda sürekli gülermişim,
Artık sadece acıkınca ağlamıyorum anne.
Bak yıllar ne çabuk geçmiş,
Sadece gülünmeyecegini öğrenmişim,
Belkide öğretilmişim.
Ben büyümüşüm be anne.
Yanından ayrılmayan kızın,
Bak artık uzaklarda,
Üstelik yalnız,
Hemde herkesin içinde anne.
Öyle birde tuzağa düşmüşki,
Of dese olmaz, yok dese hiç,
Adını bile koyamamış,
Yardım etsene anne.
Anlayacağın eskiyi özledim anne,
Yeniden çocuk olmayı,
Sadece acıkınca ağlamayı,
Ve hiç şimdiyi yaşamamayı.
Zaman geriye gitmez değilmi?
Ya da ben yeniden çocuk olamazmıyım?
Söylesene onu unuttum diyebilirmiyim?
Yani herşey söylemek kadar kolay olabilirmi anne?
Dur söyleme,
Ben yine hayal kuruyorum değilmi?
Sadece kendimi kandırıyorum değilmi?
Peki kalbimi kim kandıracak anne?
Eskiden günlerin, hatta dakikaların hesabını tutardım,
Şimdi günlerden Cuma belkide salı,
Günlerin ne önemi kaldıki,
Takvimlere bile küs oldum anne.
Yinede ayaktayım, direniyorum.
Belkide bir ışık arıyorum,
Bulunca herşeyden kurtulabileceğim,
Ne güçlü büyütmüşsün beni anne!
Sen yinede beni merak etme,
Herşeyle savaşmayı,
Güzel günlerinde olacagını,
Ben senden öğrendim anne.
Yinede buralar güzel, soğukları saymazsan.
İnsanlar mutlu, beni saymazsan.
Gündüzler ve gecelerde iyi, yalnızlıgımı saymazsan.
Beni soracak olursan anne,
Bende iyiyim, içimdeki yangını saymazsan.
 
Bana çok şey anlatmalı gözlerin ya da susmalı benimle.
yokluğunda küçük bir kız çocuğu gibi savunmasız,
ve anne kokusu aramalıyım sende.
yüreğini yüreğime öyle bir açmalısın ki,
bir can olmalıyız iki bedende.
gözyaşım gözyaşına karışmalı ağlarken,
ve kahkahalarımız çınlatmalı ortalığı aynı anda.
yalnız ve karamsar olduğumu hissetmelisin,
yanımda ve benimle olduğunu da hissettirmelisin.
sana çok şey veremem belki,dertlerimden başka,
yine de bana tahammül etmelisin.
gün olur delidolu bir kız oluveririm,
camlara taş atalım beraber ne dersin?
içtenliğin kanıtı olmalıyız sen ve ben,
kıskanmalı herkes,
ama herkese açık olmalı dost kapımız.
yoklukta kuru ekmeği,
varlıkta ziyafeti şükredip Yaradana paylaşmalıyız.
doğrularımız olmalı hep; yanlışanlamalar değil.
sana gelmeliyim bir gece yarısı,
gözüm yaşlı kırık kalbimle..
azıcık teselliyi esirgememelisin.
içimde kopan fırtınalar,öfkemle birleşip tutamaz da,
kelimeler olup çıkarsa dudaklarımdan istemeden de olsa,
darılmamalısın bana o kadar vefalı sevmelisin.
biliyorum çok şey istedim senden,
karşılığıysa yok sevgiden başka verecek.
şimdi söyle güzel insan dostum olmak ister misin?
 
Seversin Sen Delice
Hem Hayatta Hem ölünce
O Birakip Gider Zalimce
Ama Sen Unutamazsin

Haykirirsin Duyulmaz
Ağlarsin Soran Olmaz
Dönüp Haline Bakmaz
Sen Yine Unutamazsin

Bir Umuttur Ya Severse
Beklersin Geri Dönerse
O Sirtina Dönüp Gitse
Sen Onu Unutup Gidemezsin

Timsah Gözyaşlarini Istemezsin
O Hep Bunu Yapar Bilirsin
Sen Gözyaşlarini Yürekten Dökersin
çünkü Sen Yürekten Seversin
 
bir cuma günü
ikindiye mütakip
kılınırsa namazım
gözünden yaşları
akıtma anne ...


hafif yağan yağmurda
göz yaşlarını gizle
üzüldüğünü görürsem
dayanamam anne ...


beni öldüren sebeb
ne yar oldu nede dünya
hakkın rahmeti
ruhuma doğdu
kadere karşı çıkıpta
dövünme anne ...


geride bıraktıklarım
kalması gerekenler
yanıma alamadıklarım
varsın kalsın..
sen kendine
çok iyi bak anne
 
Gönül öyle bir sevgi istedi ki Yaradan’ dan,
Hiçbir zaman beni yalnızlığıma esir düşürmesin;
Her daim o yüreğin sevgisi beni yaşatsın.
Her şeye rağmen acının mutluluk kapısı olsun
Yüreğimi hayatla buluşturan can olsun
O yüreğimin sahibi ANNE!
Ve annemin ismi SEVGİ! Olsun.

Issız sokaklarda yüreğime seslenen
Yoksul ve uykusuz gecemde beni saran
Gecenin soğuk karanlığında yüreğime ateş düşüren
Hayat uykusunda ansızın uyandığımda
Beni sımsıkı sarsın o yüreğe dokunan elleriyle.
Sevgi dolu kucağında şefkatine büründüğüm
Annemin adı ŞEFKATTİR.

Hayatın acımasızlığı karşısında yaşadığım mağlubiyetimin tek tesellisi,
Yaşamla yüzleşirken bana ne olduğunu anlatan
Yaşam beşiğinde beni ninnileriyle uyutan
O ninnileri ki acıyı ve mutluluğu anlatır.
O yüreğin kendi acısı olmaz.
Yüreği evlat aşkına tutuşmuş olan;
Annemin adı AŞKTIR.

Beni dünyayla tanıştırıp ömür nedir öğreten
Bu ömür süresince hep yaşam sevincini anlatan
O hüzünlerle yaşadığım anlarda
Hiç tereddüt etmeden gözlerindeki yaşam mutluluğunu veren,
Biran gelir yüreğimi yaşam savaşında yitiririm,
İşte o an yüreğini ölüm nedir bilmeden verip
Her şeye rağmen beni tekrar yaşatan
Annemin adı FEDAKÂRDIR…..

Ömrümce yaşam gücü veren,
Kendi varlığından sonraki yokluğuna alıştıran,
Hatta özlem acısına dayanacak bir can veren,
Gün gelir ki her şey gibi buda son bulur.
Yine o güzel yüreği ile en iyi son nasıl yaşanır öğreten
Her şeye rağmen yaşam zincirimi kırmayan
Biran gelir yüreğimi uçurum kenarında bulurum,
Baktığımda bana uzanan el değil bir beden olur.
Bana yokluğunda sevgisi rehber olan
Her an ağladığımda yüzündeki gülüşle gözyaşlarımı silen
Yüreğimde mutluluk tohumları yeşerten
Sevmek sevilmek istediğimde bana en gerçek sevgiyi veren
Ve hep en güzel sözcüklerden bana altın öğütler veren
Annemin adı YAŞAMDIR.

alıntı
annemin ismi SEVGİ! Olsun.
Annemin adı ŞEFKATTİR.
Annemin adı AŞKTIR.
Annemin adı FEDAKÂRDIR
Annemin adı YAŞAMDIR.
çok güzel bir şiir,sizlerlede paylaşmak istedim.
ben annemi maalesef fazla göremiyorum,böyle şiirleri okuyuncada (zaten sulugözüm) hemen başlıyorum ağlamaya, seni çok özledim anne senağlama
 
Bir Sonbahar mevsimindeyim
Dallarım kırılmış yapraklarım sararmış
Yaralı bir kuşa dönmüşüm
Ne tutunacak dal bulabildim nede yaralarımı
saracak el.
Kaldırımları yalnız yürüyorum yalnız şarkımı
söylüyorum
Gece olunca bir yıldızın hayaline dalıyorum
Yüreğim susuyor gözlerim konuşuyor
Konuşuyor ya beni gözyaşlarına boğuyor
Şimdi ise bir kış mevsimindeyim
İçim kutuplar kadar soğuk
Hayallerim ise gözü yaşlı ve buruk.
 
Ah İstanbul....:çok üzgünüm:

Caddelerde ışıklar yanıyor,
Etrafta insanlar geziyor,
Gökyüzünde yıldızlar,
Birisi diğeri ile kadeh tokuşturuyor
Biraz daha ilerliyorum...
Birisi sevdiğini almış koluna,
Hayata nispet yaparcasına ilerliyor,
Deniz karanlığın üstüne vuran ışıkla,
Kumsala bir başka güzel vuruyor...
Rüya kent İstanbul
Gene sahte belki de gerçek aşklara
Karanlığın arasında şahitlik yapıyor.
Ben de bir gün tutacağım elinden,
Sormayacağım artık seni gelenden,gidenden,
Asla çıkarmam seni yüreğimden
Hadi gel de seveyim seni yeniden...
Acaba ne yapmaktasın?
Biliyorum bensizliğe dayanamazsın.
Sen benim yüreğimde taşıdığım cansın
Her zaman yaşadığım sevdamsın...
Bizim aşkımız yeter her şeye
Herkesi kıskandıracak bir gün geri geldiğinde
Şimdi kaldım sensizlikte
Bir gün sana doyacağım seninle...
 
istanbul ve martılar
simitleri almıştım.
üsküdar iskelesinden bir vapura binecek,
koparıp koparıp simitleri
martılara atacaktık.
Eminönü nde inecek bukez kadıköy vapuruna binecektik ve
martılar bize alışacak.
saçların savrulacak rüzgarda
tel tel martılar konacak
ve köpükler arasında bir martı
şarkı söyleyecek
istanbul un tüm martıları bize uçacakl
çığlıklar çığlıklara karışacak
gökyüzü beyaz kuşların dansına bakacak
ve sen
ve ben
gün inerken suya
kızıllığında akşamın
ismini daha bilmeyeceğim
ve bir bulut gibi akıp gideceksin
yaşanan bir düş kalacak
istanbul ve martılar hep bizi konuşacak..
 
Yokluğunda ne ateşleri hasretinle yaktım da,
Bir seni yakamadım beni yaktığın gibi.
Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni.
Sense araya korkular koydun, yasaklar koydun,
Bitmez tükenmez engeller koydun
Şimdi neredesin diye sakın sorma!
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara
Yağmurlu havalara, bu kasvetli akşamlara
Sen varken;
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına…
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım…
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından,
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım…
Sen varken böyle üşümezdim, titremezdim
Masumdum çocuklar gibi
Böyle delirmez küfretmezdim
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim
Şimdi soruyorum sana:
Adi sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Biliyorsun;
Bütün acılarına yeşil ışık yaktım olmadı

Bütün korkularına arka çıktım olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı, yandım olmadı, taptım olmadı
Artık benden pes!
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes!
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git…
Ama ardında;
Ağlayan bir çift göz,

Paramparça bir yürek,
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan;
Çek silahını daya sırtıma!
Titrersem namerdim!
Sen vurdun da ben ölmedim mi?



--------------------------------------------------------------------------------
 
X