Annemin yokluğundaki babam

Çocuğun uykuya dalmasını bekledim, geç cevaplıyorum kusura bakmayın.



Aminn :olamaz:

Mune müdürüm, annem de diyabet, zaten babamla bir aradalarken annem perhizlerinden ödün verdirtmiyor. Bilinçlidir baya bu konuda ve babamı da dizginlerdi. Her ne kadar babam kaçak göçek yese de (Bahçeye gittiğinde meyve filan yer çaktırmadan ya da gece uyanır dolaptan mini mini aşırır) annemsiz daha kontrolsüz ve damadından destek de alıyor.

Dediğin gibi o parmak sallanacak sanırım çünkü yolda suratına bakınca ürktüm; şekeri yüksekti ve salt inkar etme-haklı çıkma pahasına gizlemeye çalıştı biliyorum. Gözü, yüzü, yürüyüşü belli etti yani. Eşim farkında değil, hala adamı besleme peşinde. Bir güzel azarını yedi benden ama hala durumu tam idrak edebildiğini düşünmüyorum.

Aleyküm selam, aldı selamınızı "Seni şikayet ettim arkadaşlarıma biliyor musun, bak hastalığını ciddiye alman gerektiğini söylüyorlar" dedim de, "Annen gitti sen mi başladın?" diye triplendi gitti. :) Mümkün olduğunca haşlamaları yaparım, anneme de haber edeyim de bilsin. Gerçi kardeşim dökülmüştür şimdiye. Eşime bi azar daha kayayım buraları okutup.

Çok geçmiş olsun size de Mune; Allah korumuş. Gerçekten şakası yok ya, özen istiyor.



İnşallah. Evet var öyle huyları. Araba koltuğunun altında kuru üzüm-kayısı-dut zulasını da bulmuştu hatta annem. Adam her yerden yeme peşinde.
Yalnız dutta tuhaf bir şey var en azından benim babam da öyle 1 sene annem 1 tepsi dut getirmiş ve kaşla göz arasında tepsinin tamamını bir oturuşta yemiş annem benim için komşudan almış oysa bir tane yiyemedim :KK70: babam komaya girip ölecek dedik aksine düştü ve o seneden beri devamlı dut yer ve garip bir şekilde yükselmiyor şekeri dut yemekten tabiii :KK70:
 
he esini yanlizken hasla tabi ki :)
babana da elbette diyetini hatirlat ve israrci ol,

sadece seni dinlemedikleri zaten cok stres yapma kendine, kendini yipratma, sen onlardan sorumlu ust duzey yetkiler ve yeteneklerle dolu birisi degilsin ki.

Haklısın da böyle işte dört nala koşuyorlar ya ne bileyim, set olmam gerekiyor illa bir miktar. O set annemdi, şimdi benim. Öbür türlü mevcut durum kötüleşse kendimi daha yer bitiririm Goha. Kendime de çok yüklenip sıkmadan dediğin gibi, elimden geldiği kadarınca, abartmadan, çok da salmadan bi dengeyle götürmem lazım. Kolay gelsin bana :))

Seni ufak çaplı bir sinir krizi geçirmeye davet ediyorum!

Başka türlü kimse senin bu denli bunaldığını farketmeyecek yoksa Gangsta'm...

Bir tutam daha sabrım var Breem o da bitsin de, sonra güzel patlayayım, ortaya karışık herkese bi sayayım sıradan. :KK70:
Hakikaten bunaldım evet, bakalım annem tarafı uzarsa zaten isyan bayrağını çekerim illa.

Sayılı gün çabuk geçer gangsta :)
Yalnız senin yat ,kalk ,sürün işi biraz sıkıntı :)

Evet. Hatta bizde yat-kalk pek yok gibi, daha çok sürün var :))
 
Çocuğun uykuya dalmasını bekledim, geç cevaplıyorum kusura bakmayın.



Aminn :olamaz:

Mune müdürüm, annem de diyabet, zaten babamla bir aradalarken annem perhizlerinden ödün verdirtmiyor. Bilinçlidir baya bu konuda ve babamı da dizginlerdi. Her ne kadar babam kaçak göçek yese de (Bahçeye gittiğinde meyve filan yer çaktırmadan ya da gece uyanır dolaptan mini mini aşırır) annemsiz daha kontrolsüz ve damadından destek de alıyor.

Dediğin gibi o parmak sallanacak sanırım çünkü yolda suratına bakınca ürktüm; şekeri yüksekti ve salt inkar etme-haklı çıkma pahasına gizlemeye çalıştı biliyorum. Gözü, yüzü, yürüyüşü belli etti yani. Eşim farkında değil, hala adamı besleme peşinde. Bir güzel azarını yedi benden ama hala durumu tam idrak edebildiğini düşünmüyorum.

Aleyküm selam, aldı selamınızı "Seni şikayet ettim arkadaşlarıma biliyor musun, bak hastalığını ciddiye alman gerektiğini söylüyorlar" dedim de, "Annen gitti sen mi başladın?" diye triplendi gitti. :) Mümkün olduğunca haşlamaları yaparım, anneme de haber edeyim de bilsin. Gerçi kardeşim dökülmüştür şimdiye. Eşime bi azar daha kayayım buraları okutup.

Çok geçmiş olsun size de Mune; Allah korumuş. Gerçekten şakası yok ya, özen istiyor.



İnşallah. Evet var öyle huyları. Araba koltuğunun altında kuru üzüm-kayısı-dut zulasını da bulmuştu hatta annem. Adam her yerden yeme peşinde.

Sağolasın teşekkür ederim, valla bazı kronik hastalıklardan korkarım, annem sağolsun sayesinde korktum şeker ve tansiyondan, tansiyon ilaçlarını düzenli almadığı için 15 yıl önce felç geçirdi, onu atlattı düzeldi dedik, bu sefer kontrolsüz yemeleri nedeniyle obezite ve şekerle mücadelemiz başladı, biz yeme dedikçe lokmalarını sayıyoruz gibi algılayıp küstü, surat astı, ağladı, biz kötülüklerini istemiyoruz ki, onlara birşey olunca en çok üzülen biziz, ne oldu annem dinlemedi şekeri 400'e fırladı, geldi mi üst üste gelir, valla 1,5 aydır annem hastane kapısından çıkamadı bir türlü, kadrolu hasta olma yolunda ilerliyordu, zamanında bizi dinleseydi ne o üzülseydi ne biz, bir musibet bin nasihatten iyidir derler ama illa sağlıklarını heba etmek zorundalar mı?

Vicdansızca olacak ama aç göster şeker hastalarının yüksek şekerden vücudunda açılan yaraları, kalp hastasıymış üstelik, şeker kalbe de vuruyor, biz bizlerle daha çok zaman geçirsinler, torunlarının büyüdüğünü, mürüvvetlerini görsünler istiyoruz, okuyorsun değil mi amca bey:))
 
Babanın şekeri kaç

Annem şeker hastası

Babam da kalp ve KOAH

Yediklerine içtiklerine karışmak aklımdan geçmez

Geçen gittik ne çok ekmek yiyorsunuz dedim güldük

Oğlum ve ben gittik diye babam iki ekstra ekmek alacakmış da

Kızma ama bana çok abartıyor ve müdahale ediyorsun gibi geldi

Yolda kavun da yenir bu arada biz 2,5 kişi de 4-5 kavun alırız

Babana baskı yapma

İyiliğini istesen de 2 yaşındaki oğlun değil hem çocuğa yazın battaniye olmaz diye rest çekmiyoruz ama 60 yaşındaki Adama karışmayı hak görüyoruz
 
Aynı benim babam da, bunu böyle yazmak yazabilmek asla aklıma gelmezdi ne biliim babam çok yiyo ya hastalığı da var inşallah bisey olmaz bizi dinlemiyo deyip geçiyoruz...
 
Şu sıra sadece iç dökmeye, şikayetlenmeye ihtiyacım var; şöyle biri otursa karşımda gık demeden, 2-3 gün boyunca anlatsam dursam öyle. Sonra "Hadi eyvallah" deyip gitsem, unutsak filan ne güzel olacak.
Konum uzun, "Amma uzatmışsın" diyeceklere -konularda cümle sınırı olmadığını ve canımın böyle anlatmak istediğini- baştan yazayım. Bir uyarı da hamilelere; konuda yemek-meyve isimleri bol geçebilir. Canınız filan çekerse mesul değilim he ona göre okuyun. :) :*

Çocuğum birken, üç oldu.
Bu erkekler hep böyle midir, yani çocuklaşmaya meyilli, bir araya geldiklerinde birbirlerinden güç alıp şımaran tipler filan mıdırlar çoğunluk?

Son açtığım konular birbiri ardına bağlı geliyor farkındayım, çünkü domino etkisi gibi bir şey aleni yaşanmakta burada; her bir olay diğerine sebep, diğerini ortaya çıkarıyor, bir sorun, başka bir sorun olarak doğuyor ve en başta tek bir taşı iterek her şeyi birbirine katan kişi olarak annem, kardeşimle beraber farklı bir şehirde kendi macerasında şu an. Ben ise hali hazırda takip ve müdahale etmekte olduklarım arasına bir de diyabetik babam ve kontrolsüzce yemesini ekledim. Tabi "Bahçem de bahçem" diye tutturmalarını saymıyorum şu an. Hatta şimdilik, babamla birlikte takım olup coşan, bu coşkunluk denizinde, bir anda zeka yaşı dörde inen eşimi de saymıyorum.

Annem ve kardeşimi yeni evlerine yerleştirdik ve babam-eşim-ben ve 2 yaşındaki oğlumla, yaklaşık 500 kmyi gerisin geri döndük.

Zaten yolda başladık, yolculukta gelmeye başladı annem ve kardeşimin yokluğunda nelerle uğraşmam gerekeceğinin sinyalleri. Babam, koca bedeninde, bir çocuk olmuş. Yaş almak böyle mi yapar insanı? Bu kadar dikkatli incelememiştim, bu kadar fark etmemiştim, bu kadar saat yanından ayrılmadan gözlemlememiştim."Adamı çok sıkıyorsun bi rahat bırak, tepesinde bik bik bik sürekli direktif veriyorsun" derdim anneme, dediklerimi yuttum.

Babam kalp ve şeker hastası; yolculuk boyunca damadıyla bir arada (Birbirlerinden yüz buluyorlar zaten), şartlar el verse bi öküzü devirip yiyeceklerdi. Abartmıyorum; birisi bir yerde dana çeviriyor olsa ve görselerdi, başına oturur ve tabak uzatırlardı.

Oğlum, "Annem terliyoruz, üzerimize sarmayalım" dediğim halde yolculuk nazından tutturmuş ve yaz-kış yanından ayırmadığı o kalın battaniyesini boynuma sarıp üzerime yatmış, çocuğu klima çarpacak diye belli bir ayarın üzerine oynatmadığım araba içi ısısı ve battaniye ile vücudumun çeşitli yerlerinde isilik filan çıkarmışım, sinirden Serpil Çakmaklı tokamı beynime kadar bastırıp takmışım, ağzım yüzüm kaymış çocuğu araba içinde oyalayıp yerinde güvenli oturtacağım diye; adamların derdi "Ne yesek?"...

Yayla taraflarındaki yol üzerine bir sürü kavun tezgahı kurulu, belki yolculuğunuz sırasında fark ettiniz, belki durup birkaç kavun aldınız, belki tezgah sahibinin tadımlık uzattığı bir dilimi orada yediniz; ama yarım kavunu oturup orada gömüp üzerine 3 kişi için (Ki ben pek kavun da yemem, bilirler) 4-5 kavun alıp çıkmadınız muhtemelen. Tezgahtaki abi ikram ettikçe, eşimle babam yer de yer... Bi de muhabbet ediyorlar "Güzelmiş ya kavunun baya, bal gibiymiş hea insanın yedikçe yiyesi geliyor". Adam da "Ye abimm yee yarasın, bol bol var nasılsa" diyor. Adam dedikçe, bizimkiler yiyor, bizimkiler yedikçe adam diyor. Böyle bi döngüye girmişiz o ara dalmışım hatta manzaraya "Bunlar nabıyolar ya?" diye izlerken.

"Yeter ya tezgahı yediniz!" diye müdahale ettim, dayanamadım. Eşim de gülüyor, espri yaptım sanmış, bi dilim gelirmiş burnuma burnuma dürtüyor "Ye ye bak bulamazsın böyle güzelini" diye. "Yemicem" dedikçe bu kez zor yatıştırıp oturttuğum oğlana dürtüyor "Ye çocumm ye bak kavunn" diyerek. Çocuk da istemez; artık pencereyi kapattım kolunu sıkıştırmak pahasına; resmen kavunla taciz edildik tövbest. Zorla yedirecek o kavunu bize.

Tezgahtar abi de oradan dahil oluyor tabi "Yeğenim, bi dilim ye" diye, bana sesleniyor. Ben malını bu kadar istekle yedirmeye çalışan bir abi daha görmedim yani öyle bir ısrar. "Abi ağzı bulaşan sonsuz döngüye giriyor, ben yemeyeyim sağ ol, babamları da nolur bi kov artık, yola devam etmemiz lazım" filan dedim. Babam adamla vedalaşırken, eşimi tek yakalayıp "Napıyorsun? İyilik yaptığını mı sanıyorsun! Adam şeker hastası" dedim kulağına doğru. "Bi şee olmaaz yeaa" dedi. Cevap vermedim, babam geldi.

Bu nasıl bir düşünce ya? Nasıl bir şey olmaz?!
Buna ne deniyordu, ne kafası deniyordu, hani çakmakla tüpü kontrol eden tipler gibi.

Sonra tabi tuvalet ihtiyaçları geldi. O kadar kavunu yerlerse...
Bir saate kadar bir benzincide durduk ve wc molasına girdik.
Sonra bakıyorum ki marketin bir kısmını arabaya taşımışlar. :olamaz:
"Napıyorsunuz ya, ya bu kadar şey alınır mı?" diyorum.
"Artanı eve gider, hepsini yiyecek değiliz ya, canımız çeker diye çeşit aldık" diyor eşim.
Hanımlar... Hepsini yediler.
Muhabbet ede ede, koca bir poşet abur cuburu bitirdiler.
Babam az yesin diye (Çünkü laf dinlemiyor, yoldayız, yolda yenir filan diyor) ittire kaktıra zorla ben yedim. Ağzıma ne tıktım bilmiyorum, denk gele yedim kalmasın adama diye.

Annem, yola çıkmadan yanımıza biraz meyve ve atıştırmalık-fındık fıstık koymuştu. İlk bir saatte onları bitirdiklerini de ekleyeyim bu arada.

"Yeme artık" dedikçe "Akşam yemeği yerine geçer" diye diye yedi.
Eve varmaya son bir saat kala durup akşam yemeği de yedik tabi. Akşam yemeği yerine geçen şeyler sayılmadı, o zaman da "Yemeğin yerini tutmaz onlar"a bağlandı.

Eşim zaten yer, ona bi lafım yok da babam diyabetik; onu ne coşturuyorsun? Adam dünden razı zaten; annemi bıraktık ama görmelisiniz, "Aşkım"lar havada uçuşuyor. Telefonla 2 saatte bir bilgi alıyor yolun neresindeyiz diye annem, babam sanki bi ayrı dünyalarda, aman ne sevgiler, ne güzellikler... Yediklerinden bahsetsene! O kısım yok, annem huyunu bildiğinden soruyor olacak ki babam "Hiç ya, öyle bir iki şey atıştırdık" tarzı cevaplarla geçiştiriyor; dünyayı yedik damatla, kıtlıktan çıkmış gibi yedik, semerimizden boşandık demiyor.
Telefona doğru bağıracaktım ama çocuk uyur, artık diğer güne yaparım şikayetimi dedim.
Adamın gözleri filan çipil çipil oldu yemekten, şekerinin yükseldiği suratından okunuyordu. Bir de inkar eder, "Böyle yiyemezsin, durumuna göre davranmalısın" dedikçe inkar da inkar...

Bugün de güne babamı zapt etmeye çalışarak başladım.
Kendini öldürecek... Damadı da katkı sağlıyor.
Ne yapacağım ben bunları? İki koca adam yani ne yapacağım?!
Eşimi çektim kenara "Kolu bacağı kesilir, kör olur, böbrekleri iflas eder!! Yapma!! Çok hafife alıyorsun yapma öldüreceksin babamı!" filan dedim, yüklendim baya. Mahcup halde tamam dedi ya, bilmiyorum. Güvenmiyorum.

Ben ne yapacağım bunları ya?
Kardeşim annemden için "Onun bir sene diye salladığına bakma, bir aya kalmaz ben yollarım onu, rahat ol" dedi ama... Gelsin ya. Kimi neresinden zapt edeceğim daha? Niye bizim ailede herkes bi çeşit, niye normalimiz yok ya?

Oyh... Şiştim.
Bütün yazdıklarınıza tek cevabim, çocuk koltuğu olmadan çocukla güvenli yolculuk yapamazsınız ve zaten bildiğim kadarıyla yeni kanunlarla yasak. Acil bir oto koltuğu edinin.
 
Sağolasın teşekkür ederim, valla bazı kronik hastalıklardan korkarım, annem sağolsun sayesinde korktum şeker ve tansiyondan, tansiyon ilaçlarını düzenli almadığı için 15 yıl önce felç geçirdi, onu atlattı düzeldi dedik, bu sefer kontrolsüz yemeleri nedeniyle obezite ve şekerle mücadelemiz başladı, biz yeme dedikçe lokmalarını sayıyoruz gibi algılayıp küstü, surat astı, ağladı, biz kötülüklerini istemiyoruz ki, onlara birşey olunca en çok üzülen biziz, ne oldu annem dinlemedi şekeri 400'e fırladı, geldi mi üst üste gelir, valla 1,5 aydır annem hastane kapısından çıkamadı bir türlü, kadrolu hasta olma yolunda ilerliyordu, zamanında bizi dinleseydi ne o üzülseydi ne biz, bir musibet bin nasihatten iyidir derler ama illa sağlıklarını heba etmek zorundalar mı?

Vicdansızca olacak ama aç göster şeker hastalarının yüksek şekerden vücudunda açılan yaraları, kalp hastasıymış üstelik, şeker kalbe de vuruyor, biz bizlerle daha çok zaman geçirsinler, torunlarının büyüdüğünü, mürüvvetlerini görsünler istiyoruz, okuyorsun değil mi amca bey:))

Öyle Mune. Ayağının altları açılmış yara olmuş kenardan, kapanmamış. Mikrop alacak diye uğraşır dururdu annem güç bela kapandı o yara; şimdi yine kaşınır, topuk kenarında yara gibi bir şey var. Göz göre göre de bu kadar inkar edilir mi diyorum; bir o değil, hepimiz çekeceğiz acısını.
Ne güzel insülini bıraktı annem, kontrollü gitti. Babam da bıraktı bir ara ama şimdi yine dengesizleşmeye başladı. Avuç avuç haplarla gezer, insülinden kaçar. 300 ile 50 arasında gidip geliyor ve her dalgalanmada iç organları hasar görüyor, umuru değil.
Zor ya.

Babanın şekeri kaç

Annem şeker hastası

Babam da kalp ve KOAH

Yediklerine içtiklerine karışmak aklımdan geçmez

Geçen gittik ne çok ekmek yiyorsunuz dedim güldük

Oğlum ve ben gittik diye babam iki ekstra ekmek alacakmış da

Kızma ama bana çok abartıyor ve müdahale ediyorsun gibi geldi

Yolda kavun da yenir bu arada biz 2,5 kişi de 4-5 kavun alırız

Babana baskı yapma

İyiliğini istesen de 2 yaşındaki oğlun değil hem çocuğa yazın battaniye olmaz diye rest çekmiyoruz ama 60 yaşındaki Adama karışmayı hak görüyoruz

Babam konusunda abartmıyorum, babamın kendisi abartı biri zaten Damdan.
Değerleri sürekli normalin dışında oynar, insülini de reddeder. Kaç kez 300ü gördük.
Karışmadan duramam.

2 yaşındaki oğluma da çıktığı ilk uzun yolculuğunda battaniyesi konusunda rest çekemem, uykusu için o battaniyeyi ister. Zaten çok farklı yerlerden çok rest yedi yolculukta ve düzeni değişti, battaniyesini de elinden alsam olmazdı.
 
Öyle Mune. Ayağının altları açılmış yara olmuş kenardan, kapanmamış. Mikrop alacak diye uğraşır dururdu annem güç bela kapandı o yara; şimdi yine kaşınır, topuk kenarında yara gibi bir şey var. Göz göre göre de bu kadar inkar edilir mi diyorum; bir o değil, hepimiz çekeceğiz acısını.
Ne güzel insülini bıraktı annem, kontrollü gitti. Babam da bıraktı bir ara ama şimdi yine dengesizleşmeye başladı. Avuç avuç haplarla gezer, insülinden kaçar. 300 ile 50 arasında gidip geliyor ve her dalgalanmada iç organları hasar görüyor, umuru değil.
Zor ya.



Babam konusunda abartmıyorum, babamın kendisi abartı biri zaten Damdan.
Değerleri sürekli normalin dışında oynar, insülini de reddeder. Kaç kez 300ü gördük.
Karışmadan duramam.

2 yaşındaki oğluma da çıktığı ilk uzun yolculuğunda battaniyesi konusunda rest çekemem, uykusu için o battaniyeyi ister. Zaten çok farklı yerlerden çok rest yedi yolculukta ve düzeni değişti, battaniyesini de elinden alsam olmazdı.

Oğluna rest çek demedim yanlış anlaşılmayayım ona karışmıyoruz daha özgür yetiştiriyoruz da 60 yaşındaki Adama karışıyoruz diyorum

Özetle babana çok karışma demek istedim ama anladığım sen duramıyorsun

Bir müddet annenin babanın hatta eşinin senin sorumluluğunda olmadığına dair ikna seansına mı girişsem diye düşünüyorum

Herkes yetişkin kendini düşünecek kadar da aklı başında arkasından toplayan olmazsa o da sorumluluğunu alır
 
Bütün yazdıklarınıza tek cevabim, çocuk koltuğu olmadan çocukla güvenli yolculuk yapamazsınız ve zaten bildiğim kadarıyla yeni kanunlarla yasak. Acil bir oto koltuğu edinin.

Konuyu ne alakasız yerlere götürüyorsunuz valla.
Evet biliyorum koltukla daha güvenli ve var koltuğumuz, bagajda yanımızda geldi bizle, bazen kullandık bazen kullanamadık.
4 çevirmeden geçtik; polisler uygunsuz bir manzara görmediler koltuksuz da.
Sürekli o koltukta oturmuyor çocuk, ne yapayım? 7-24 çığrındırayım mı başımda, bu kadar uzun süre yolda kalmadı hiç?
Alışacak. Öyle her ana her şekle hemen uyulmuyor, bazen duruma göre davranmak zorunda kalıyorsunuz.
 
Valla ben kimseye karışmıyorum.
1-2 kere söylüyorum. Sonuçta yaşını başını almış insanlar.
Biz kendimizi paralasak da kendi bildiklerini yapıyorlar.

Sürekli konuşmak, uyarmak işe yararsa devam edin. Yaramıyorsa kendinizi parçalamayın.
Allah'a emanetsiniz deyin, geçin.
 
Sağolasın teşekkür ederim, valla bazı kronik hastalıklardan korkarım, annem sağolsun sayesinde korktum şeker ve tansiyondan, tansiyon ilaçlarını düzenli almadığı için 15 yıl önce felç geçirdi, onu atlattı düzeldi dedik, bu sefer kontrolsüz yemeleri nedeniyle obezite ve şekerle mücadelemiz başladı, biz yeme dedikçe lokmalarını sayıyoruz gibi algılayıp küstü, surat astı, ağladı, biz kötülüklerini istemiyoruz ki, onlara birşey olunca en çok üzülen biziz, ne oldu annem dinlemedi şekeri 400'e fırladı, geldi mi üst üste gelir, valla 1,5 aydır annem hastane kapısından çıkamadı bir türlü, kadrolu hasta olma yolunda ilerliyordu, zamanında bizi dinleseydi ne o üzülseydi ne biz, bir musibet bin nasihatten iyidir derler ama illa sağlıklarını heba etmek zorundalar mı?

Vicdansızca olacak ama aç göster şeker hastalarının yüksek şekerden vücudunda açılan yaraları, kalp hastasıymış üstelik, şeker kalbe de vuruyor, biz bizlerle daha çok zaman geçirsinler, torunlarının büyüdüğünü, mürüvvetlerini görsünler istiyoruz, okuyorsun değil mi amca bey:))
Çok geçmiş olsun, Allah acil şifa versin.

Annem de aynı hatta konu açmıştım.

Annemin mantığı şu; zaten yaşım gitmiş, er geç öleceğim, canımın istediğini yerim diyor. Ya ölmez de sürünürsen diyorum, bir şey olmaz diyor.

Sonuç, hala istediklerini yiyip kilo veremediği için şikayetçi.
 
Oğluna rest çek demedim yanlış anlaşılmayayım ona karışmıyoruz daha özgür yetiştiriyoruz da 60 yaşındaki Adama karışıyoruz diyorum

Özetle babana çok karışma demek istedim ama anladığım sen duramıyorsun

Bir müddet annenin babanın hatta eşinin senin sorumluluğunda olmadığına dair ikna seansına mı girişsem diye düşünüyorum

Herkes yetişkin kendini düşünecek kadar da aklı başında arkasından toplayan olmazsa o da sorumluluğunu alır

Doğru ne diyeyim.
Benim sorumluluğumda değiller; kendi hayatları kendi tercihleri ve tercihlerinin bedellerini ödeyecekler. Hiçbirinin anası değilim, hiçbiri de 4-5 yaşında değil. Ama nasıl müdahale etmeden izleyebilirsin ki Damdan; yani biri zaten dünden razı her şeyi yemeye, diğeri de nasıl destek nasıl "Ye baba ye" diye. Bunun arasına nasıl girmeden öylece izlersin ki? Ya da bu bedeli, tek başlarına mı ödeyecekler? Bize de ödetmeyecekler mi?

Zaten babamın elinden yediğini alacak değilim, adamı sürekli kontrolde de tutamam; istesem de tutamam yani ilgilenecek çok şeyim var zaten; göz hapsine alamam adamı, anormal de olur. Ama eşimle bir aradaki hallerine kayıtsız kalıp müdahale etmemem imkansız.
 
Doğru ne diyeyim.
Benim sorumluluğumda değiller; kendi hayatları kendi tercihleri ve tercihlerinin bedellerini ödeyecekler. Hiçbirinin anası değilim, hiçbiri de 4-5 yaşında değil. Ama nasıl müdahale etmeden izleyebilirsin ki Damdan; yani biri zaten dünden razı her şeyi yemeye, diğeri de nasıl destek nasıl "Ye baba ye" diye. Bunun arasına nasıl girmeden öylece izlersin ki? Ya da bu bedeli, tek başlarına mı ödeyecekler? Bize de ödetmeyecekler mi?

Zaten babamın elinden yediğini alacak değilim, adamı sürekli kontrolde de tutamam; istesem de tutamam yani ilgilenecek çok şeyim var zaten; göz hapsine alamam adamı, anormal de olur. Ama eşimle bir aradaki hallerine kayıtsız kalıp müdahale etmemem imkansız.

Bak Gangsta bana soğuksun vicdansızsın vs diyorlar burada

Babamın kalbi durdu aynı gece 3 kere

Annem aradı doktorlar elinden geleni yapıyormuş dedi özetle gitti dedi

Bunu ciddiyeti anlaşılsın olayın diye yazdım neyse babam bir doktorun yoğun çabası ve kalp masajında inat etmesi ile geri gelmiş

Olay ocakta oldu yazın babamlara gittik

Bu arada hayatındaki tek olumlu şey sigarayı bırakması oldu

70lik rakı almış geldi

Evde annem anneannem ben eşim ve babam var

Anneannem zaten içmez annem şeker var diye yıllardır içmiyor

Eşim ve babam oturdular ben annemlerle çay içtim

Sonra yanlarına gittim eşim ve babam içiyor bana da doldurdular

70 liği bitirdik o akşam saat 930 dan oğlan uyuduktan sonra

Babam çok içmesin diye çok içtim sabah dediki ben yavaş yavaş iki kadeh içtim siz gençsiniz çok içtiniz babam 68 yaşında idi o Zaman galiba

Az içsin diye içtim ama bu intihar içme vs demedim annem de demiyor

Geçen gittim dolapta bir uzo şişesi X e hediye gelmiş bir kadeh içmiş sevmemiş bize verdi içtim dedi 70 lik uzo 71 lik babam

Hayatlarını kısıtlamamak gerektiğini düşünürüm ben

İnsanları belli bir yaştan sonra alışkanlıklarından isteklerinden mahrum etmek dağa çok çökertip hayat kalitesini de azaltır

Babana güzelce söyle ama bahçesine de gidip arada ağzına iki meyve de atsın yani
 
Şu sıra sadece iç dökmeye, şikayetlenmeye ihtiyacım var; şöyle biri otursa karşımda gık demeden, 2-3 gün boyunca anlatsam dursam öyle. Sonra "Hadi eyvallah" deyip gitsem, unutsak filan ne güzel olacak.
Konum uzun, "Amma uzatmışsın" diyeceklere -konularda cümle sınırı olmadığını ve canımın böyle anlatmak istediğini- baştan yazayım. Bir uyarı da hamilelere; konuda yemek-meyve isimleri bol geçebilir. Canınız filan çekerse mesul değilim he ona göre okuyun. :) :*

Çocuğum birken, üç oldu.
Bu erkekler hep böyle midir, yani çocuklaşmaya meyilli, bir araya geldiklerinde birbirlerinden güç alıp şımaran tipler filan mıdırlar çoğunluk?

Son açtığım konular birbiri ardına bağlı geliyor farkındayım, çünkü domino etkisi gibi bir şey aleni yaşanmakta burada; her bir olay diğerine sebep, diğerini ortaya çıkarıyor, bir sorun, başka bir sorun olarak doğuyor ve en başta tek bir taşı iterek her şeyi birbirine katan kişi olarak annem, kardeşimle beraber farklı bir şehirde kendi macerasında şu an. Ben ise hali hazırda takip ve müdahale etmekte olduklarım arasına bir de diyabetik babam ve kontrolsüzce yemesini ekledim. Tabi "Bahçem de bahçem" diye tutturmalarını saymıyorum şu an. Hatta şimdilik, babamla birlikte takım olup coşan, bu coşkunluk denizinde, bir anda zeka yaşı dörde inen eşimi de saymıyorum.

Annem ve kardeşimi yeni evlerine yerleştirdik ve babam-eşim-ben ve 2 yaşındaki oğlumla, yaklaşık 500 kmyi gerisin geri döndük.

Zaten yolda başladık, yolculukta gelmeye başladı annem ve kardeşimin yokluğunda nelerle uğraşmam gerekeceğinin sinyalleri. Babam, koca bedeninde, bir çocuk olmuş. Yaş almak böyle mi yapar insanı? Bu kadar dikkatli incelememiştim, bu kadar fark etmemiştim, bu kadar saat yanından ayrılmadan gözlemlememiştim."Adamı çok sıkıyorsun bi rahat bırak, tepesinde bik bik bik sürekli direktif veriyorsun" derdim anneme, dediklerimi yuttum.

Babam kalp ve şeker hastası; yolculuk boyunca damadıyla bir arada (Birbirlerinden yüz buluyorlar zaten), şartlar el verse bi öküzü devirip yiyeceklerdi. Abartmıyorum; birisi bir yerde dana çeviriyor olsa ve görselerdi, başına oturur ve tabak uzatırlardı.

Oğlum, "Annem terliyoruz, üzerimize sarmayalım" dediğim halde yolculuk nazından tutturmuş ve yaz-kış yanından ayırmadığı o kalın battaniyesini boynuma sarıp üzerime yatmış, çocuğu klima çarpacak diye belli bir ayarın üzerine oynatmadığım araba içi ısısı ve battaniye ile vücudumun çeşitli yerlerinde isilik filan çıkarmışım, sinirden Serpil Çakmaklı tokamı beynime kadar bastırıp takmışım, ağzım yüzüm kaymış çocuğu araba içinde oyalayıp yerinde güvenli oturtacağım diye; adamların derdi "Ne yesek?"...

Yayla taraflarındaki yol üzerine bir sürü kavun tezgahı kurulu, belki yolculuğunuz sırasında fark ettiniz, belki durup birkaç kavun aldınız, belki tezgah sahibinin tadımlık uzattığı bir dilimi orada yediniz; ama yarım kavunu oturup orada gömüp üzerine 3 kişi için (Ki ben pek kavun da yemem, bilirler) 4-5 kavun alıp çıkmadınız muhtemelen. Tezgahtaki abi ikram ettikçe, eşimle babam yer de yer... Bi de muhabbet ediyorlar "Güzelmiş ya kavunun baya, bal gibiymiş hea insanın yedikçe yiyesi geliyor". Adam da "Ye abimm yee yarasın, bol bol var nasılsa" diyor. Adam dedikçe, bizimkiler yiyor, bizimkiler yedikçe adam diyor. Böyle bi döngüye girmişiz o ara dalmışım hatta manzaraya "Bunlar nabıyolar ya?" diye izlerken.

"Yeter ya tezgahı yediniz!" diye müdahale ettim, dayanamadım. Eşim de gülüyor, espri yaptım sanmış, bi dilim gelirmiş burnuma burnuma dürtüyor "Ye ye bak bulamazsın böyle güzelini" diye. "Yemicem" dedikçe bu kez zor yatıştırıp oturttuğum oğlana dürtüyor "Ye çocumm ye bak kavunn" diyerek. Çocuk da istemez; artık pencereyi kapattım kolunu sıkıştırmak pahasına; resmen kavunla taciz edildik tövbest. Zorla yedirecek o kavunu bize.

Tezgahtar abi de oradan dahil oluyor tabi "Yeğenim, bi dilim ye" diye, bana sesleniyor. Ben malını bu kadar istekle yedirmeye çalışan bir abi daha görmedim yani öyle bir ısrar. "Abi ağzı bulaşan sonsuz döngüye giriyor, ben yemeyeyim sağ ol, babamları da nolur bi kov artık, yola devam etmemiz lazım" filan dedim. Babam adamla vedalaşırken, eşimi tek yakalayıp "Napıyorsun? İyilik yaptığını mı sanıyorsun! Adam şeker hastası" dedim kulağına doğru. "Bi şee olmaaz yeaa" dedi. Cevap vermedim, babam geldi.

Bu nasıl bir düşünce ya? Nasıl bir şey olmaz?!
Buna ne deniyordu, ne kafası deniyordu, hani çakmakla tüpü kontrol eden tipler gibi.

Sonra tabi tuvalet ihtiyaçları geldi. O kadar kavunu yerlerse...
Bir saate kadar bir benzincide durduk ve wc molasına girdik.
Sonra bakıyorum ki marketin bir kısmını arabaya taşımışlar. :olamaz:
"Napıyorsunuz ya, ya bu kadar şey alınır mı?" diyorum.
"Artanı eve gider, hepsini yiyecek değiliz ya, canımız çeker diye çeşit aldık" diyor eşim.
Hanımlar... Hepsini yediler.
Muhabbet ede ede, koca bir poşet abur cuburu bitirdiler.
Babam az yesin diye (Çünkü laf dinlemiyor, yoldayız, yolda yenir filan diyor) ittire kaktıra zorla ben yedim. Ağzıma ne tıktım bilmiyorum, denk gele yedim kalmasın adama diye.

Annem, yola çıkmadan yanımıza biraz meyve ve atıştırmalık-fındık fıstık koymuştu. İlk bir saatte onları bitirdiklerini de ekleyeyim bu arada.

"Yeme artık" dedikçe "Akşam yemeği yerine geçer" diye diye yedi.
Eve varmaya son bir saat kala durup akşam yemeği de yedik tabi. Akşam yemeği yerine geçen şeyler sayılmadı, o zaman da "Yemeğin yerini tutmaz onlar"a bağlandı.

Eşim zaten yer, ona bi lafım yok da babam diyabetik; onu ne coşturuyorsun? Adam dünden razı zaten; annemi bıraktık ama görmelisiniz, "Aşkım"lar havada uçuşuyor. Telefonla 2 saatte bir bilgi alıyor yolun neresindeyiz diye annem, babam sanki bi ayrı dünyalarda, aman ne sevgiler, ne güzellikler... Yediklerinden bahsetsene! O kısım yok, annem huyunu bildiğinden soruyor olacak ki babam "Hiç ya, öyle bir iki şey atıştırdık" tarzı cevaplarla geçiştiriyor; dünyayı yedik damatla, kıtlıktan çıkmış gibi yedik, semerimizden boşandık demiyor.
Telefona doğru bağıracaktım ama çocuk uyur, artık diğer güne yaparım şikayetimi dedim.
Adamın gözleri filan çipil çipil oldu yemekten, şekerinin yükseldiği suratından okunuyordu. Bir de inkar eder, "Böyle yiyemezsin, durumuna göre davranmalısın" dedikçe inkar da inkar...

Bugün de güne babamı zapt etmeye çalışarak başladım.
Kendini öldürecek... Damadı da katkı sağlıyor.
Ne yapacağım ben bunları? İki koca adam yani ne yapacağım?!
Eşimi çektim kenara "Kolu bacağı kesilir, kör olur, böbrekleri iflas eder!! Yapma!! Çok hafife alıyorsun yapma öldüreceksin babamı!" filan dedim, yüklendim baya. Mahcup halde tamam dedi ya, bilmiyorum. Güvenmiyorum.

Ben ne yapacağım bunları ya?
Kardeşim annemden için "Onun bir sene diye salladığına bakma, bir aya kalmaz ben yollarım onu, rahat ol" dedi ama... Gelsin ya. Kimi neresinden zapt edeceğim daha? Niye bizim ailede herkes bi çeşit, niye normalimiz yok ya?

Oyh... Şiştim.
Bence eşiniz babanızdan pek haz etmiyor, şeker hastası olduğunu bile bile o kadar yemesine ön ayak olduğuna göre :KK70: :KK70: şaka yapıyorum tabi ama bizim bir komşumuz vardı kayınvalidesini hiç sevmezdi, tansiyon hastası kadıncağız bizim bu komşuya kalmaya gelince tüm yemekleri aşırı tuzlu yapar hatta onun tabağına ekstra tuz eklediğini söylerdi aklıma geldi yazdıklarınızı okuyunca, Allah sabır versin size.
 
Ayrı değiller, tayini çıktı kardeşimin ayrı bir şehre yerleştirmeye gittik. Annem de kardeşimle kalmak istedi. Özetle canı öyle istedi yani.[/QUOTE]

bence annen kaçmış canım yaa
 
Konuyu ne alakasız yerlere götürüyorsunuz valla.
Evet biliyorum koltukla daha güvenli ve var koltuğumuz, bagajda yanımızda geldi bizle, bazen kullandık bazen kullanamadık.
4 çevirmeden geçtik; polisler uygunsuz bir manzara görmediler koltuksuz da.
Sürekli o koltukta oturmuyor çocuk, ne yapayım? 7-24 çığrındırayım mı başımda, bu kadar uzun süre yolda kalmadı hiç?
Alışacak. Öyle her ana her şekle hemen uyulmuyor, bazen duruma göre davranmak zorunda kalıyorsunuz.
Şunu anlatmaya çalıştım, bahsettiğiniz insanlar içind e sorumlu olduğunuz bir tek o var ama siz yanlış yapmışsınız. O koltuğun yeri bagaj değil ve gerekirse 10 dakikada bir duracaksınız ama o çocuk o koltuğa alışacak. Polislerin bilinçsiz olması sizin sorumluluğumuzu yok saymaz. Zibilyon yaşına gelmiş babanızla kazık kadar kocanız yerine oğlumuzla ilgilenin. Hem sinirleriniz daha az bozulur.
 
Biz erkek arkadaşımla böyleyiz maalesef. Maalesef çünkü o yiyebilir ama benimde iştahım çok müsait yedikçe yiyoruz. 2iştahı açık yan yana olursa.... Ama bunu her daim yapmazlar ayda yılda bir kez çozutmuşlar Pek de üstüne düşmeyin şayet 1 kerelikse. Değilse bile 'kişi kendini düşünmedikten sonra' sen istediğin kadar düşün bi yere kadar. Allah kolaylık versin. Bişeyi merak ettim eşin nasıl doyuyor evde?
 
Öncelikle babanıza geçmiş olsun. Annem ağır diabetik (250 şekere biz şeker demiyoruz o derece) bu sebeple de korkularınızı da, endişelerinizi de çok iyi anlıyorum. Şu anda tek yapabileceğiniz şekerini bol bol ölçmek ve gerekirse insülinini ona göre düzenlemek. Zira bence bütün şeker hastaları potansiyel hırsız .. Kafanı çevirdiğin anda gömüyorlar koca baklavaları :halay::KK49: Sorsan : "aaa ben ne yedim ki aşkolsun, azıcık tadına baktım" derler. O sebeple de konunuzu okurken sesli sesli güldüm, bazı yerlerde gözümden yaş geldi. Çünkü gerçekten yaşadım yaşadıklarınızı.

Gerçi artık annemin o kadar ağır ve farklı hastalıkları var ki şimdi canı hiç bir şey istemiyor ve yemiyor. (sadece bir kaç kez kavun istediğini duydum zararlıgillerden)

O yüzden bırakın yiyebiliyorken yesinler ama siz de gözünüzü üzerinizden ayırmayın, takip etmeye devam.

Not: Bir süre sonra yemekten bıkacaktır. Şu anda senelerin hıncını alıyor diyebiliriz.
 
X