Bir kitapta okumuştum. ABD’de 20 bebek üzerinde bir test yapılıyor. Amacı fiziksel yönden her türlü bakımı sağlanan bebeklerin, iletişim kurulmadan nasıl gelişeceğini gözlemlemek.. Bebeklerin zaruri ihtiyaçları sayılabilecek beslenme,alt değişimi gibi ihtiyaçların en iyi şekilde sağlanıyor fakat bakıcılar bebeklere göz teması, konuşma veya herhangi bir mimik sarfetmiyor. Bebekler bir süre sonra bakıcının dikkatini çekecek davranışları bırakıyorlar ve hiç bir sağlık problemi olmayan bebekler ölmeye başlıyor. Deneyin olumsuz gittiğini farkeden yetkililer yarıda kesiyor fakat bebek ölümleri devam ediyor,çünkü bebekler pes ediyor.
Ve anlaşılıyor ki iletişim, sevgi dili, ilgi ve özen de en az beslenme, barınma kadar temel bir ihtiyaçtır.
Maalesef ki Türkiye’de pek çok evlilik mutsuz ebeveynler tarafından yapılıyor. Dolayısıyla da mutsuz anneler mutsuz çocuklar yetiştiriyor. Veya mutsuz çocuklar mutlu etmeyi bilmeyen ebeveynlere dönüşüyorlar. Tabi etkileyen onlarca parametre var. Görücü usulü evlilikler, mahalle baskısı vs.
Sizin adınıza çok üzüldüm. Sevgi en temel ihtiyaçtır ve sevgisiz bir çocuğu gölgesi hayatı boyunca takip eder. Değersizlik hissi, kendini yetersiz görme, görülmek ve yaranmak için onlarca çaba sarfetmek çok zor.
Bizler seçimlerimizden mesulüz. Anne babanızı seçemezsiniz ama nasıl bir anne olacağınızı siz seçebilirsiniz. Kendi içsel dünyanızdaki anlamlandıramadığınız,annenizin size kendinizi kötü hissettiren davranışlarını çocuğunuza yaşatmamakta çabalayarak bu döngüyü kırmalısınız.
Bence zor da olsa bu günleri geride bırakmaya, içsel huzurunuz için affetmeye çalışın. Çünkü affedebilmek özgürlüktür.