Merhaba. Ben 17 yaşındayım. Annem emekli ama dayımın dükkanında çalışıyor masa ayağı yapıyor. İlk başlarda yorucu bir iş diye üstüne fazla gitmiyim dedim ama iletişimimiz çok az. Evde yemek de yapmıyor. Şimdi kaç yaşındasın kalk da kendin yap diyeceksiniz ama ben onun yemeklerini seviyorum ayrıca yaptıklarımda güzel olmuyor ve çöpe atıyor. Alışveriş etmeyi sevmiyor. Yani kıyafet makyaj tarzında. Ama koçtaşa falan gitmeyi seviyor bende onunla birlikte olmak istediğim için oraya gidiyorum. Ama bu sefer de bazen babanla gez diyor. Bu gün yine onla konuşmaya çalıştım. Bulaşıkları makineye dizip çamaşırları kurutmaya atmama rağmen ''ben bana değer verenle konuşurum sen evi süpürdün mü ki adam kullanmayı çok iyi biliyorsun dedi. Ben de seninle hiç bir şey konuşulmuyor dedim. Ya hep susuyor ya da arada bir bir şeyler konuşuyor. Ama ona sorarsanız onun sohbeti çok iyi ben çok sıkıcıyım. İkide bir sen babana benziyorsun kardeşin bana benziyor deyip siz ikiniz (babamla beni kastediyor.) hep problem yaratıyorsunuz çok uyumsuzsunuz diyor. Atıyorum bir şey al dedi. Gidip alıyorum birileri gibi cimrimisin neden daha çok almadın diyor. Bu sefer bir dahakine daha çok alıyorum oha her şeyin bir kararı var diyor. Bir yere gittiğimiz zaman babama sinirleniyor gelip beni suçluyor. Ön taraflarımda beş tel saçım beyazladı.
Babama gelince;
Babamla da sorunlarım var. Bizim evde tuvaletle yatak odası karşılıklı koridorda öyle. Yani aranın ışığını veya tuvaletin ışığını yaktığınız zaman oda komple aydınlanıyor. Benim aileden gelen bir migren hastalığım var ve ağrısı günlerce geçmiyor. Hatta bu yüzden saçlarımı bile kestirdim. Geçen gün kardeşimle sarılıp uyumaya çalışıyordum.(Onunla aram çok iyidir.) Babam geldi ve pat diye aranın ışığını açtı. Normalde direk odanın ışığını açar ama o kadar çok söyledimki artık aranın kini açıyor. E pat diye ışık yüzüme vurdu. Bir şey falan alcak sandım ama meğersem sadece gülüp uyudunuzmu falan demek için ışığı açmış. E tabi haliyle uykum kaçtı ve ayağa kalktım. 5 dakika sonra dayanamayıp sakince baba sana bir şey sorabilir miyim dedim. Durumu anladı ve agresifçe sor dedi. Sen benim migren hastası olduğumu biliyorsun o kadar doktora gittik, ani gelen ışıkların baş ağrısını tetiklediğini de biliyorsun niye demin biz uyurken ışığı açtın dedim. Abartılı hareketlerle yere çömelip kalktı Afedersiniz hanımefendi bir de özür dileyip yerlere kapanayım istersen ben nerden bileyim senin uyuduğunu ben demin ışık falan açmadım diye bağırıp yarım saat söylendi. Halbuki benim amacım tartışmak değil konuşmaktı. Karanlık bir odada yatan kişinin uyuduğunu herkes anlar diye düşünüyorum. Keşke bana dalgınlığıma geldi kızım gibi bir şeyler söyleseydi. Amaç bir daha yapmamasıydı. Ama o hemen haklı haksız arayıp kendini aklamaya çalıştı. Ben babamla ne zaman bir sorunumu çözmeye çalışsam böyle oluyor bağrıp abartılı hareketler yaparak konuyu kapatıyor. Ben okulda aktif bir insanım. Bir sürü projeye katılıyorum bir çok alanda adım var ve haliyle yorucu oluyor. Eve gelince de azıcık sessizliğin tadını çıkarmak istiyorum ya da televizyon izlemek. Öyle illa şu kanal olsun diye bir takıntım yok ama gerçekten delirmek üzereyim. Babam her gece siyaset izliyor. Artık bıkmış durumdayım. Annemde öyleki inat olsun diye oy kullanmaya gitmiyor. Fakat annemde sürekli Fox crime'ı izliyor. Kan ve ceset ıyk söylerken bile tüylerim ürperiyor fena halde sıkıldım. Ya da sürekli sinema kanallarını açıp film izliyoruz. Oysa okulda İngilizce derslerinde felanda zaten film izletiyorlar ve haftanın her günü sabah ve akşam film izlemiş oluyorum.... Artık ismi bile geçince tiksinmeye başladım. Hep de yabancı ve altyazılı annemin foxcrime'ı da öyle okuldakide.
Mesela arabada hep babamın istediği müzikleri dinliyoruz. O da ağıt seviyor ve kadının söylediklerinden hiç bir şey anlamıyorum ( çünkü bir kelimey1 olabildiği kadar uzatıyor.) ve insan ne kadar süre ağıt dinleyebilirki içim bayılıyor. Annemin ve kardeşiminde öyle. Bu sefer diretiyorum ve bizim sevdiğimiz şarkıların açılmasını sağlıyorum bu sefer de babam kasıtlı hareketler yapıyor ve 3 - 4 parçadan sonra tekrar onunkileri dinlemeye başlıyoruz. En unutamadığım ise,geçen sene doğum günümü televizyonda kendi seçtiğim kanalı izleyerek kutlamak istedim. Pasta hediye hiç bir şey istemiyordum. Ronaldonun maçı vardı ve doğum günümde olması beni çok mutlu etmişti. Çünkü bu siyaset veya yabancı polisiye kanallarından kesinlikle daha farklıydı. Diğer yaşıtlarımın arkadaşlarıyla kutladığını biliyorum fakat ben bunu bile istemezken babam babanemleri getirdi ve yine siyaset konuşmaya başladılar. Bana aldığı pasta ise en sevmediğim türden cevizliydi. Siyaset dinlemektense tüm gece odama kapandım ve akşam herkes uyurken ağladım. Annem şaşırtıcı bir şekilde yanıma geldi -ki babam gitmemesini söylüyordu. Hayır anlamadığım bir gün önce çağırsaydı bir gün sonrasıda olabilirdi ama niye illa her sene benim doğum günüm
Bu sene annem pastayı kendisi seçmişti ve benim en sevdiğimdendi. Bu seferde babam kendisi seçmediği için beğenmedim diyebilmek adına tabağındaki pastanın dibini gözümüze sokarak çöpe döktü. Oysa insan bu gün kızımın doğum günü o sevdiyse iyi demez mi. Demediği gibi birde trip attı işte. Yani gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum.
En çok üzüldüğüm şey ise Allah'a şükür bir savaş alanında doğmadık aç değiliz yani böyle büyük sorunlarımız yok ama bunlarda önemli konuşarak halledilecek şeylerken onlarla her konuşmaya başladığımda haklı haksız aramaya başlıyorlar bense sadece sorunları çözüp mutlu olmak istiyorum eğer sabredip buraya kadar okuduysanız lütfen bana yardım edin babamı geçtim ama en azından annemle iyi olmak istiyorum
Babama gelince;
Babamla da sorunlarım var. Bizim evde tuvaletle yatak odası karşılıklı koridorda öyle. Yani aranın ışığını veya tuvaletin ışığını yaktığınız zaman oda komple aydınlanıyor. Benim aileden gelen bir migren hastalığım var ve ağrısı günlerce geçmiyor. Hatta bu yüzden saçlarımı bile kestirdim. Geçen gün kardeşimle sarılıp uyumaya çalışıyordum.(Onunla aram çok iyidir.) Babam geldi ve pat diye aranın ışığını açtı. Normalde direk odanın ışığını açar ama o kadar çok söyledimki artık aranın kini açıyor. E pat diye ışık yüzüme vurdu. Bir şey falan alcak sandım ama meğersem sadece gülüp uyudunuzmu falan demek için ışığı açmış. E tabi haliyle uykum kaçtı ve ayağa kalktım. 5 dakika sonra dayanamayıp sakince baba sana bir şey sorabilir miyim dedim. Durumu anladı ve agresifçe sor dedi. Sen benim migren hastası olduğumu biliyorsun o kadar doktora gittik, ani gelen ışıkların baş ağrısını tetiklediğini de biliyorsun niye demin biz uyurken ışığı açtın dedim. Abartılı hareketlerle yere çömelip kalktı Afedersiniz hanımefendi bir de özür dileyip yerlere kapanayım istersen ben nerden bileyim senin uyuduğunu ben demin ışık falan açmadım diye bağırıp yarım saat söylendi. Halbuki benim amacım tartışmak değil konuşmaktı. Karanlık bir odada yatan kişinin uyuduğunu herkes anlar diye düşünüyorum. Keşke bana dalgınlığıma geldi kızım gibi bir şeyler söyleseydi. Amaç bir daha yapmamasıydı. Ama o hemen haklı haksız arayıp kendini aklamaya çalıştı. Ben babamla ne zaman bir sorunumu çözmeye çalışsam böyle oluyor bağrıp abartılı hareketler yaparak konuyu kapatıyor. Ben okulda aktif bir insanım. Bir sürü projeye katılıyorum bir çok alanda adım var ve haliyle yorucu oluyor. Eve gelince de azıcık sessizliğin tadını çıkarmak istiyorum ya da televizyon izlemek. Öyle illa şu kanal olsun diye bir takıntım yok ama gerçekten delirmek üzereyim. Babam her gece siyaset izliyor. Artık bıkmış durumdayım. Annemde öyleki inat olsun diye oy kullanmaya gitmiyor. Fakat annemde sürekli Fox crime'ı izliyor. Kan ve ceset ıyk söylerken bile tüylerim ürperiyor fena halde sıkıldım. Ya da sürekli sinema kanallarını açıp film izliyoruz. Oysa okulda İngilizce derslerinde felanda zaten film izletiyorlar ve haftanın her günü sabah ve akşam film izlemiş oluyorum.... Artık ismi bile geçince tiksinmeye başladım. Hep de yabancı ve altyazılı annemin foxcrime'ı da öyle okuldakide.
Mesela arabada hep babamın istediği müzikleri dinliyoruz. O da ağıt seviyor ve kadının söylediklerinden hiç bir şey anlamıyorum ( çünkü bir kelimey1 olabildiği kadar uzatıyor.) ve insan ne kadar süre ağıt dinleyebilirki içim bayılıyor. Annemin ve kardeşiminde öyle. Bu sefer diretiyorum ve bizim sevdiğimiz şarkıların açılmasını sağlıyorum bu sefer de babam kasıtlı hareketler yapıyor ve 3 - 4 parçadan sonra tekrar onunkileri dinlemeye başlıyoruz. En unutamadığım ise,geçen sene doğum günümü televizyonda kendi seçtiğim kanalı izleyerek kutlamak istedim. Pasta hediye hiç bir şey istemiyordum. Ronaldonun maçı vardı ve doğum günümde olması beni çok mutlu etmişti. Çünkü bu siyaset veya yabancı polisiye kanallarından kesinlikle daha farklıydı. Diğer yaşıtlarımın arkadaşlarıyla kutladığını biliyorum fakat ben bunu bile istemezken babam babanemleri getirdi ve yine siyaset konuşmaya başladılar. Bana aldığı pasta ise en sevmediğim türden cevizliydi. Siyaset dinlemektense tüm gece odama kapandım ve akşam herkes uyurken ağladım. Annem şaşırtıcı bir şekilde yanıma geldi -ki babam gitmemesini söylüyordu. Hayır anlamadığım bir gün önce çağırsaydı bir gün sonrasıda olabilirdi ama niye illa her sene benim doğum günüm

En çok üzüldüğüm şey ise Allah'a şükür bir savaş alanında doğmadık aç değiliz yani böyle büyük sorunlarımız yok ama bunlarda önemli konuşarak halledilecek şeylerken onlarla her konuşmaya başladığımda haklı haksız aramaya başlıyorlar bense sadece sorunları çözüp mutlu olmak istiyorum eğer sabredip buraya kadar okuduysanız lütfen bana yardım edin babamı geçtim ama en azından annemle iyi olmak istiyorum
