- 27 Temmuz 2010
- 404
- 0
- 116
- Konu Sahibi asdfasdf77
- #1
Neye nerden başlasam bi türlü bilemiyorum! 18 yaşındayım, okuyorum. Bi erkek arkadaşım vardı. 21 yaşında. Onun asker yolunu bekledim. 460 günün her saniyesini özlemle ağlayarak geçirdim! 3. yılımızı kutlamaya hazırlanırken mecburen ayrılmaya karar verdim. Ayrılmamız için tek bi sebep yok ne yazık ki. Hem annem onu istemiyor, hemde ben ona deliler gibi aşık olmama rağmen ileride hayatımı onunla devam ettirebileceğimi hissedemiyorum. Ne yardan geçerim ne serden derler ya işte o haldeyim. Ne annemden geçebiliyorum ne de sevdiğimden. Ben resmen Hasan'la büyüdüm. Hayata gözlerimi onunla açtım. Öbür tarafta da annem var. Adı üstünde işte anne... Bilmiyorum bunu söyleyince beni nasıl yargılarsanız ama derdimi bi tek sizlere açabiliyorum. İlkokuldan beri arkadaşım olan birisi var. Gerçekten çok çok iyi birisi. Abdullah dinine bağlı, başarılı, idealleri olan, bu yaşına kadar ağzına bir damla içki koymamış, herşeyin çok iyi farkında olan birisi. Bana şiirler yazıyor, ne zaman başım darda olsa koşuyor hemen yanıma, beraber çok iyi vakit geçiriyoruz, alışverişe gidiyoruz. Ne yazık ki Hasan'da bunun tam tersi. Öyle çok üzülüyorum ki tarif edemem. Sanırım ayrılık kararımda bu durumunda etkisi var. Dün gece sabaha kadar ağladım, kendimi uzun zamandır hiç bu kadar kötü hissetmemiştim. Biliyorum bu zor günlerin hepsi geçicek. Fakat yanımda hiç kimseyi destek olarak göremiyorum. Buna annemde dahil! Az önce televizyonda bi belgesel çıktı. Onu görünce anneme dönüp üniversitede bambaşka bi şehre gidip, deliler gibi gezmek istediğimi söyledim. Açtı ağzını yumdu gözünü. Neymiş efendim ben okulu meslek kazanmak için değilde gezmek için kullanıyormuşum. Bi genç kız terbiyesine bu hiç yakışmıyormuş! Her zamanki gibi başka şeyleri dert edinip bana patladı. Ona da kıyamıyorum, zatürre olmuş, yanımda uyuyor şimdi. Belki çok dağınık anlattım ama toparlayınca annem, sevdiğim ve hayatım arasında kaldım resmen. Bazen çekip gitmek istiyorum. Şeytan diyor ki topla kitaplarını, kıyafetlerini bi bavula, bin taksiye git Hasan'a. Emine Teyze(annesi) kapıyı açınca 'hoşgeldin kızım' der. Niye geldin bile demez. Düşünün artık o kadar iyi bi insan. Bi de bunun yanında Hasan'ın 3 ablası, 1 kız kardeşi var. Benim gibi tek birisine bulunmaz nimet, çünkü onların hepsini ablam, kardeşim gibi görüyorum. Ama ailem bana yokluğu hiç göstermedi. Bilsem ki onların evinde sıkıntı geçmeden hayatımızı kurabiliriz, hemen şu dakika giderim. Ama yok işte, kaç defa dedim Hasan'a okulunu tamamla diye! Dinlemiyor... İnanılmaz derecede bunaldım artık herşeyden. Hasan'ın sevmekten başka birşey yapmamasından, annemin kadınsan kır dizini otur evde tavrından, Abdullah'la olan belirsizliğimizden. Herşeyden işte!