- 26 Mayıs 2014
- 13.528
- 15.850
- 298
Ciks öyle değil hani tadlum kelimesine takmissin yaa.. Hani diyorum yaa senin arkadaşların olan EVET oyu kullananlara ot beyinli derken onlarada taktinmi diyom. Yoksa sen Sevimli demişsin, dememissin çokta tın.oyyy yeter bu tarz yazışmalarda alintilama beniNeyi söyledim mi? Sevimsiz kelimesini mi?
Ama tatlııım,ben sadece sevimsiz olanlara sevimsiz derim...
Hayir yani ben yine Erdogan icin evet verenleri bi nebze anlayabiliyorum. Ama maddeleri okuyup Evet vermeye karar veren kulliyen ziyan benim icinnolur yeter cidden gülemiyorum artık
asıl evet verenler kişiyi oyladı
aynı sistemi kılıçdaroğlu ya da demirtaş getirseydi oo sistem güzelmiş deyip evet mi verecektiniz?
gerçekten bazı evet veren insanları gördükçe daha da üzülüyorum çıkmalıyım bu bölümden ben.
Ohal uzatılmış. Hani evet çıkınca ohal kalkacaktı? Yoksa başkanlık sistemi daimi ohal sistemi mi oluyor?
Teşekkür ederim. Çocuklarım Atatürk'ün hayatını çoğu insandan daha fazlasını biliyo. Atatürk'ün hangi resmini sorsanız hangi cephede veya nerde çekildiğini bilirler. Gittiği okulları vs. Abartmıyorum ve bundan da gurur duyuyorum. Elimden geldiğincede daha fazlasını öğretmeye devam edeceğim. Bu ülkenin bilinçli geleceğe ihtiyacı var.Aferin evlatlarınıza okurken bile duygulandım,ne mutlu sizeki Atatürk sevgisini ne güzel aşılamışsınız onlara..
Secimden bir gun once "Benim icin Evet diyenle Hayir diyen bir olamaz"diyen bir cumhurbaskani varken nasil birleselim?Beni niye örnek alsınlar, gerek yok. İyi insanlar onlar da; ama kimse de tahammül kalmamış artık. Toplum patlama noktasında İllina. Ülkenin yarısı kendını ötekileştirilmiş hissedıyor, ve her gün her gün aynı dille. Bu dil ülkeyi felakete sürüklüyor , toplumun ortak paydada birleştiği bir değer kalmadı artık. Bu referandum bunun tuz biberi oldu.
Ben bu yazıyu dün okumuştumve aslında beğendim. Bakalım vaatlerin gerçekleşmesini bekliyoruz. En çok da evet denilirse vaat edilen cenneti nasıl verecekler onu merak ediyorum.Uzun ama cok güzel bir yazı Levent Gültekinden, tavsiye ederşm okuyunuz
Referandum sonuçları ne anlama geliyor?
LEVENT GÜLTEKİN
Anayasa değişikliğinin ülkeyi tek adama teslim etmek olduğunu, bağımsız yargıyı yok ettiğini, ülkeyi parti devletine dönüştürdüğünü, 80 milyonun değil, bir kişinin huzurunu teminat altına aldığını yazdık, konuştuk. Dilimiz döndüğünce, imkan buldukça anlatmaya çalıştık.
Fakat tam olarak ne olduğunu, ne getirip ne götüreceğini topluma anlatacak imkanımız olmadı.
Medya onların kontrolündeydi. Her gün 25 kanalda sabah akşam halka yalan söylediler. Yalancı bir cennet vaat ettiler.
Para onlardaydı, dağı taşı afişle donattılar. Kaymakamı, valisi, askeri, polisi, bürokratı… devletin tüm imkanlarını kullanarak ‘Evet’kampanyası yaptılar.
Tehdit ettiler. ‘Hayır’ diyenleri ‘terörist’, ‘vatan haini’ ilan ettiler.
“Evet vermek farzdır” dediler. “Eğer ‘Hayır’ derseniz cehenneme gidersiniz” gibi ipe sapa gelmez sözler sarf ettiler.
Sınırsız maddi imkanları vardı. Devleti kullandılar, dini kullandılar.
İnsanları işsizlikle, açlıkla, ölümle, tehdit ettiler.
“Evet’ çıkmazsa ekonomi bozulur, elinde kalan o son lokma da gider”diyerek, bir lokma ekmek bulduğunda sevinen insanları açlıkla korkuttular…
Ve yüzde 51 gibi kıl payı bir farkla istediklerini elde ettiler. Halkın kararı buysa bize uymaktan başka seçenek kalmıyor.
Kurulan tek adam rejiminin ülkeye bir zararı olacak. ‘Evet’ veren de ‘Hayır’ diyen de maalesef bu zararı çekecek.
YSK’nın son dakika şaibelerinden bağımsız olarak söylüyorum: Bunca tehdide bunca hakarete, bunca baskıya, bunca devlet ve medya imkanına rağmen alınan rakam yüzde 51!
Büyük çoğunluğu milliyetçi ve muhafazakârlardan oluşan bir topluma cenneti vaat ettiler, buna rağmen ikna edebildikleri toplumun ancak yüzde 51’i.
Bu oran, dinin siyaset malzemesi yapılmasının iflasının da göstergesidir aynı zamanda.
Diğer taraftan İstanbul’u kaybettiler, Ankara’yı, İzmir’i, Adana’yı, Diyarbakır’ı, Mersin’i kaybettiler. Bunca baskıya, tehdide, yalana, medyatik bombardımana rağmen yüzde 49 direndi. ‘Hayır’ dedi.
Yüzde 51 ‘Evet’ çıkmış olması her şeyin sonu değil.
Biz demokrasi mücadelesi veriyoruz, iktidar mücadelesi değil. Akşamdan sabaha iktidarı ele geçirmek için yola çıkmadık.
‘Hayır’ çıksaydı bir şey değişmeyecek, sadece ülke için ‘bela’ olarak gördüğümüz bir durumu engellemiş olacaktık.
Gerçek bir demokrasiye ulaşmak için ‘Hayır’ dedik. Herkesin inancını, kimliğini, giyimini, yaşamını teminat altına alan, ortak aklı devrede tutan bir anayasa yapma umudumuzu korumak, bunun zeminini oluşturmak için çabaladık.
Anlaşılan o ki, bütün bunlar için biraz daha uzun soluklu bir mücadele gerekiyor.
Yüzde 55-60 ‘Hayır’ çıksaydı işler daha kolay olabilirdi.
Fakat yüzde 51 ‘Hayır’ çıksaydı ne olurdu? Biraz düşünün.
Ne yazık ki uzmanlar, büyük bir ekonomik krizin hızla yaklaştığını söylüyor. Tüm veriler, ekonominin son derece kırılgan olduğunu gösteriyor.
Fiili tek adam rejimi uygulamalarının ülkede yarattığı büyük tahribat var. Bütün bunların ağır sonuçları olacak.
‘Hayır’ çıksaydı, iktidar, bütün bunların sorumlusu olarak ‘Hayır’diyenleri gösterecekti. Aynen 7 Haziran sonrasına benzer bir durumla karşı karşıya kalacaktık. Döviz artacak “Sorumlusu ‘Hayır’cılar” diyecekti.
İç barış daha da bozulacak “‘Evet’çıksa böyle olmazdı”diyecekti. “İstikrarı ‘Hayır’cılar bozdu, bize engel oldular, hepsi onların yüzünden…” diyecekti.
Ama artık bir bahanesi yok. Artık anayasal olarak da ‘tek adam.’
Yani tek yetkili. Elini tutan da, “Onu öyle yapma” diyecek kimse de yok. Tek yetkili olduğu gibi, aynı zamandan tek sorumlu. En azından, en büyük sorumlu. Yetkiyle birlikte, sorumluluğu da üstüne aldı.
Ne biliyorsa yapacak, uygulayacak. ‘Hayır’ diyenler açısından dün ile yarının bir farkı yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten tek yetkiliydi. Anayasa zaten askıya alınmıştı. Ülkeyi zaten KHK’larla yönetiyordu.
Yargıda istediğini alıp istediğini atayabiliyordu. Hükümete zaten başkanlık ediyordu.
Bunları, bundan sonra anayasal kılıfla yapacak.
Fakat yüzde 51 çok hassas bir oran. İktidarın rahatça hareket etmesini engelleyecek bir oran.
Yani hem bahaneleri ellerinden gitmiş oldu hem de kontrolsüzce hareket edecekleri kadar bir orana ulaşamadılar.
Halk “Ne istiyorsan al, dilediğini yap, her şey sonsuza dek senin, daima arkandayız…” demedi.
Halk “Eh, gerçekten çok mu istiyorsun başkan olmayı? Madem öyle… hatırını kırmayalım, görelim bakalım ne yapabiliyorsun…” demiş oldu.
Şu bir gerçek ki tüm yetkinin tek bir kişiye verildiği bir ülke uzun süre varlığını sürdüremez. Ekonomisini yürütemez. Dünyada sağlıklı ilişkiler geliştiremez.
Bütün bunların bir faturası olacak. İşte yüzde 51 ‘Evet’, o faturanın ‘Hayır’cılara kesilmesini engelledi. Ve yüzde 49 ‘Hayır’ iktidarın coşmasını engelleyecektir.
Muhalefet, yani demokratlar bu süreçten güçlenerek çıktı. Birlikte hareket etmeyi, demokratik üslubu daha iyi öğrenmiş ve çok büyük siyasi tecrübe kazanmış olarak çıktı.
Birbirimizle konuşmayı, birbirimizin dilinden anlamayı, birbirimizin hassasiyetlerine saygılı olmayı öğrendik.
Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Atatürkçü, sağcı, solcu ülkücü, başı açık, başı kapalı… Her kesimden insan el ele verdik, bir mücadele yürüttük.
Dostluğun tadını aldık. Kaynaşmanın, yardımlaşmanın ne demek olduğunu böyle yaparak neler yapılacağını gördük…
Şimdi top iktidarda. Eğer dedikleri gibi işler yolunda gidecekse ne âlâ. Gitmeyecekse, çok değil birkaç yıl içinde halkın karşısına çıkacaklar. Sebep oldukları tahribatın faturasıyla karşılaşacaklar.
Bize düşen, ‘Hayır’ kampanyası ile başlattığımız mücadeleye devam etmek.
Kimliklerimizi, inançlarımızı, mezheplerimizi, ideolojilerimizi kalbimize gömmek ve toplumun bütün kesimleriyle diyalog kurmak, duygu birliği oluşturmak, ortak değerlerimize vurgu yapmak. Demokrasinin, özgürlüğün, ortak aklın değerini, yaşamımıza katkısını anlatmak.
Burayı herkes için yaşanabilir, saygın bir ülke yapabileceğimize insanları ikna etmek.
Yalancı cennet vaat edenlere karşı, gerçek cennetin eşitlikte, özgürlükte, demokraside olduğunu, bunu kurmak için el ele vermek gerektiğini anlatmak…
Yüzde 49 bize bu gücü sağladı. Bu umudu verdi.
Farkında mısınız, yüzde 40’la iktidar olabilen Erdoğan’ın artık yüzde 51’e ihtiyacı var. Ama önünde devasa sorunlar bulunuyor ve artık tek bir bahanesi yok.
Yüzde 60 ‘Evet’ çıksaydı “Burası da böyle bir ülkeymiş oturalım kaderimize razı olalım” deyip her şeyi boş verebilirdik. Fakat öyle değil.
Ancak tamamen kaybedince değerini anladığımız demokrasi ve özgürlük gibi değerler için mücadele zemini oluşturduk.
Daha yeni başladık.
Henüz yolun başında olmamıza rağmen çok iyi başladık.
benden sabahtan beri yazıp yazıp siliyorum ve o kadar kötüyümki fikirlerimi yazamadığım için kahroluyorumben şurada iki cümle yazarken yazıp yazıp siliyorsam yazdığımı okuyan bazı arkadaşlarım bana mesaj atıp yazma vs diyorsa acaba şikayet mi edilirim diye korkuyorsam evet veren biri bana üsluptan bahsedemez neden bahsedemeyeceğini de anlattım önceki mesajlarım da.
sonra bunu aşağılamak olarak algılıyorlar.değil kardeşim değil,bu artık bıkkınlık.
Sen anlattın bende sana cevabımı verdim.ben şurada iki cümle yazarken yazıp yazıp siliyorsam yazdığımı okuyan bazı arkadaşlarım bana mesaj atıp yazma vs diyorsa acaba şikayet mi edilirim diye korkuyorsam evet veren biri bana üsluptan bahsedemez neden bahsedemeyeceğini de anlattım önceki mesajlarım da.
sonra bunu aşağılamak olarak algılıyorlar.değil kardeşim değil,bu artık bıkkınlık.
karanfilim çok siyasetten anlamam ama ekonomi kötü durumda ve daha kötüye gideceğini düşünüyorumyav he hee Erdoğan'a oy vermediniz. Kisiler aizin icin hic önemli değil. Durun kulahimi da getireyim.
Umut verici ama hiçbir şeyin değişeceğini sanmıyorum.Tüm Türkiye referandumda hayır deseydi bile sonuç yine evet çıkacaktı!YSK önüne büyük bir kuyruk var şu an canlı yayındalar
Biz fax ve posta ile buradan destek verirken onlar YSK önünde toplanmış elden dilekçeleri teslim ediyorlar
Helal olsun
Türkiye oylarına sahip çıkıyor
Bu adam döne döne 50 defa dedi Erdoğana tuzak kuruyorlar diye! Bak bunlar seviniyorlar ama ben tam tersi bu referandum sonucundan pek bi menmunum. Ekonomi berbat diyorlar, eğer hayır çıksaydı çıkıp meydanlarda eyy hayırcılar bize imkan vermediniz ekonomi battı diyceklerdi. Mağdur edebiyatına devam edeceklerdi ama şimdi ellerinde şaibeli kocaman bir boş %51 var.Ben bu yazıyu dün okumuştumve aslında beğendim. Bakalım vaatlerin gerçekleşmesini bekliyoruz. En çok da evet denilirse vaat edilen cenneti nasıl verecekler onu merak ediyorum.
bu arada..Kullandığı oyun fotoğrafını çekip sosyal medyadan paylaşanlara 250’şer lira idari para cezası verilmesine karar verildi..diye bir haber var uygulanırmı acaba
Hayır çıksaydı mühürsüz zarflar bahane edilecek referandum tekrarı istenecekti..YSK başkanı Fetöcü denilecekti....Cart curt nerden tutarsan tut hukuksuzluk vicdansızlık...Sen verdiğin eğitimde bile mühürsüz zarf geçersiz diyeceksin sayıma 1 saat kala geçerli olabilir diyeceksin...Yazıklar olsun...Yaşlı yaşlı insanların merdivenleri zarzor tırmanarak oy kullanan insanların vebali boynunuzda....Bu hak elbet sizden çıkar..Mühürsüz 1 zarf için seçim tekrar ettiren yurtdışı oylarında mühürsüz zarf ı iptal ettiren YSK Yazıklar olsun..Sinek küçük mide bulandırırdı..Sinek büyük artık bünyemiz haksızlığa hukuksuzluğa vicdansızlığı kabul etmiyor...Umut verici ama hiçbir şeyin değişeceğini sanmıyorum.Tüm Türkiye referandumda hayır deseydi bile sonuç yine evet çıkacaktı!
Secimden bir gun once "Benim icin Evet diyenle Hayir diyen bir olamaz"diyen bir cumhurbaskani varken nasil birleselim?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?