Merhaba,
Ben de üniversiteden mezun olduğum sene Comenius programıyla dil asistanı olarak Fransa'ya gitmiştim ve ben de gidip gideceğime pişman olmuştum.
Çok kötü bir deneyim yaşadım. Üstelik Paris'te, dünyada parmakla gösterilen bir yerde olduğum halde... Hibe sözleşmesi gereği bulunduğum yerde 8 ay kalmam gerekiyordu. Ben en sonunda dayanamayıp feshettim ve 6. ayda döndüm. Seninki muhtemelen o kadar çok uzun sürmeyecektir. Ama çok ciddiye almamaya çalış.
İlk başlarda sosyalleşme çabalarım olduysa da karamsarlaşmıştım. Sebebi belki de çok büyük beklentilerle gitmiş olmamdı. Belki de bizim buraya gelen değişim öğrencilerine yaptığımız muameleyi kendim orada bulamadığım için hayal kırıklığıyla karşılaştım. Bu deneyim beni o kadar çok yaraladı ki, Türkiye'deyken çok sosyal, "geyik" ve eğlenceli biriyken döndüğümde kendine güvensiz, fikirlerini sadece kendine saklayan, yalnızlığı birileriyle olmaya tercih eden, sosyalleşemeyen, neşesiz, huysuz bir insan oldum. Hala etkilerini atamıyorum. Kendimi her grubun dışında görüyorum. Hiçbir arkadaş ortamını benimseyip kendimi ifade edemiyorum. Sadece nazikçe dinliyorum. Eleştirmiyorum, fikrimi belirtmiyorum... Ne düşündüğümü, ne hissettiğimi paylaşamıyorum. Öğrencilik hayatımdakine göre öyle farklıyım ki.
Sana tavsiyem, kendini izole etme. Oradaki diğer insanlardan farklı olduğunu kendine düşündürme. Sen de oradaki herkes gibisin. Gruptaki "kötü bir istisna" değilsin. Okuldan çok geri kaldığını düşünme. Böyle yaparsan daha baştan 1-0 yenik başlarsın ve başarısız olmaya doğru yürürsün. Bol bol gez. Bulunduğun şehrin Erasmus grubu ya da üniversitenin kültür aktivitelerinin ilan edildiği bir sayfa filan vardır facebookta. Oraya üye ol. Okuldaki ilanları takip et. Gezilere katıl. Bu deneyimin en güzel parçası geziler. Türk Erasmusçularla da tanış. Beraber kısa bir gezinti planlayabilirsiniz. Mesela Hollanda. Eurolines otobüs firmasıyla uygun biletlerle gidebilirsiniz. Bol bol fotoğraf çekersin. Geldiğinde mutlu hissedersin ve derslerine çalışmaya başlayabilirsin.
Son olarak, tek başına gezmek de hiç utanılacak bir şey değil. Başlarda tek gezersin zamanla ufak arkadaşlıklar kurarsın. Beklentilerini küçült ve ne olursa olsun kendini eve/yurda kapatma. Ben tek başıma stüdyo dairede kalıyordum. Belli bir süre sonra daha önce hiç Facebook oyunu oynamamış biri olarak Farmville ve Restaurant City bağımlısı olup çıkmıştım. Okulda ders vermek zorunda olduğum zamanların dışındaki tüm zamanları evde oyun oynayarak geçirmeyi tercih ediyordum. Belli bir süreden sonra bana gelen davetleri ben oyun oynamak uğruna reddeder olmuştum.
Çok hassas bir süreç geçiriyorsun. Dikkat et. Jim Carry'nin Yes Man filminde olduğu gibi karşına çıkan her fırsata "evet" de. Faydasını göreceksin.