Ne deseniz haklısınız... Mantık çerçevesi içinde bakılınca evet beklememeliydim bunca zaman. Ama bunların altında yatan bazı nedenler vardı. En başta dul kalma ihtimali. Benim için toplumun ne düşündüğü çokta önemli değil ama ailem için çok önemli. O kadar önemliydi ki daha ben nişanlıyken eşimin yaptığı bir hareketten rahatsız olmuş babama nişanı atmak istediğimi de söylemiştim. Bana verdiği yanıt: 'davetiyeler dağıtıldı bunun için artık çok geç.' Ben de illa ki babam benim için benden daha iyi düşünüyordur ben gereksiz yere büyüttüm bu durumu diye düşünmüştüm.
Aman bu kız dul kalırsa düşman akrabalar sevinir... Zaten bekarken okuduğum halde bile kendi yanında çalıştırılmaya işte bu düşman akrabalar sevinmesin diye zorlanmıştım. Aaa ne derler babasının işi varken gitmiş yabancı yerlerde çalışıyor derlermiş. Bakar mısınız baskıya.
Evet ben neden bekledim. Ben kendimi sevmiyormuşum. Bunu yeni anladım. Çocukken babamdan yediğim dayaklar sonucu olsa gerek bu. Ne çocuğu en son 21 yaşındaydım dayak yediğimde. Hem de şirkette ve 3-5 kişinin gözü önünde. Rezil olmuştum ve çok utanmıştım. Buradan da şöyle bir sonuç çıkarıyorum, dayak yiyerek büyüyen çocuklar itaatkar, özgüvensiz ve pasif oluyor tıpkı ben gibi
Baskıcı babası ne derse evet o herşeyi benden daha iyi biliyor diye düşünüyor...