- 18 Mart 2013
- 3.848
- 12.390
- 363
- Konu Sahibi En buyuk kk
-
- #61
Ben de merak ediyordum seni. Bu gözlemlerin sadece göreve başladığın şehirle mi alakalı yoksa İstanbul’da falan da mı öyle?
Ben İstanbul’da Bostancı’da 8 sene yaşadım, doğma büyüme Bursalıyım. Sonra da senin göreve başladığın şehre atandım. Diğer yaşadığım yerlere göre inanılmaz eril. Mesela benim bulunduğum kurumda genel olarak evlilik bir statü göstergesiydi. Erkekler kaba sabaydı. Ben uyum sağlamaya çalışmıyorum, uzak durmaya çalışıyorum ahsjjaja. Ama illa denk geliyorsun tabii. Mesela aynı öküz taksicinin arabasına binmiş olabilirim çünkü yakın mevkilerdeydik galiba. Son olarak bu tarz şeyler az ya da çok her yerde var. Bir şehre mal edemeyiz tabii ki ama daha önce yaşadığım şehirlere göre ciddi farklar olduğu kesin.Ya ben şehri genel olarak seviyorum bence şehirle alakası yoktur. Ama 3 sene sonra belki önceden alıştığım şeyler gözüme batmaya başladı.
Aynen öyleKatılıyorum. Bu konuda o kadar çok yazılacak şey var ki...
İnsanın gelişmesi için zora girmesi şarttır. Kadınlar ( ırkı farketmez) hep bir şeylerle mücadele etmek zorunda. Dolayısıyla kendilerini daha çok geliştiriyorlar ama erkekler cinsiyetlerinden dolayı zaten 1-0 önde başladıklarını düşündükleri için çaba sarfetmek zorunda hissetmiyorlar. Daha doğrusu hissetmiyorlardi. Şimdi durum değişiyor. Çok değil 40 sene öncesini düşünün. Flört edip; evlenebilen kaç kadın var? En eğitimlisi bile millet ne der korkusundan el ele bile tutuşmadan evlendi muhtemelen. Eğitimsiz olanın işi zaten Allah'a kalmış. Eğitimlisi boşansa millet ne der; eğitimsizi boşanmaya kalksa para yok.
Geçenlerde bir tweet vardı. Neymiş kp ile aynı sofraya oturmayan gelinler neredeymis? 21. yy daki kafa yapısı bu. Bugün ekşi de başlık açılmış. Doktora yapan kadınlarla alakalı. Yazılanları söylememe gerek yok sanırım. Hazmedemiyorlar. Eskiden vasıfsız bir adam bile akraba vs. sayesinde evlenebiliyordu. Artık o şansları da kalmadı. Tavırları bu yüzden. Düzelir mi? düzelir. Biz geçiş aşamasındayız. Muhtemelen torunlarımız çok farklı bir ortamda yetişmiş olacak.
Türkiye ye hoşgeldin. Genel durum bu malesef. Kendilerinde bir kadını azarlama hakkını her zaman görürler. Ezdirme kendini
Ben de merak ediyordum seni. Bu gözlemlerin sadece göreve başladığın şehirle mi alakalı yoksa İstanbul’da falan da mı öyle?
Tespit gibi tespitBaşka yurtdışında yaşayan biri olarak söyleyeyim, aynı şehirde bile muhitten muhite değişiyor bence. Ben tatilde Nişantaşında kalıyorum genelde, bu tarafta alışveriş yapıyorum. Esnaf da medeni ve güleryüzlü, sokaktaki insan da. Hatta köşede kalem satan amca bile kibar diyebilirimSokak hayvanları için her köşede karton, mama,su var; birkaç kez mağazada başka müşteri kadınlarla lafladım, satış danışmanlarıyla lafladım valla gayet güzeldi. İnsanlar mutlu ve telaşsız, sokak hayvanı sevmek için duran , kahve içip güneşlenen, hayatın tadını çıkaran çok kişi var.
Öte yandan bir kez bir düğün için Esenler otogarına yakınca bir semte gittim (adını hatırlayamadım). Aman Allahım o neydiÇok acaip bir demografiye sahip bir semt, yani 2 semt arasında sosyal ve kültürel olarak o kadar çok fark vardı ki anlatamam. Apayrı dünyalar.
Türkiyede eğitim maalesef gelirle doğru orantılı, eğitim hakkı herkese eşit gitmiyor. Gelir çok adaletsiz dağıldığı için eğitim de adaletsiz ve homojen olmayan bir şekilde dağılıyor. Bazı yerlerde para var ama eğitim yine yok (o apayarı bir konu paralı kıro deniyor böyle tiplere kısaca anlayın işte) Bundan kaynaklı olarak toplum aşırı derecede kutuplu. Bu şekil giderse ben sosyal patlama yaşanacağını düşünüyorum.
Maalesef katılıyorum. Sadece kadınlar değil, genel olarak kibar insanlar zayıf/ezik olarak görülüyor. Kibarlık nezaket değil zayıflık olarak değerlendiriliyor. Genel olarak toplum eğitim seviyesi yerlerde ve her gün daha kötüye gidiyor
Türkiyeye geldiğimde bana da kızkardeşim fazla kibar konuşuyorsun, üzücü davranışlara maruz kalırsın kırılırsın diyor mesela. Diğer insanlar kaba diye medeniyetten çıkmak istemiyorum ben ne yapayım yani.
Ben Türkiyeden yıllar önce ayrıldım. Ama insanlar gercekten cook stresli duruyor. Malesef Türkiye Dünya mutluluk raporunda 78. Sırada acıp bakabilirsiniz www. Word happiest report. Tabii mutsuzluklarının sebebini söylemeye gerek yok. Cok açık ortada...
Arkadaşlar selam.
Bu konunun biraz komik görülebileceginin farkındayım.
Ben Istanbulda doğdum büyüdüm, bir ara Belçikaya iki kere Fransaya gittim birer sene oralarda kaldım toplam 3 sene. Sonra Ankarada yaşadım 3 sene. Son üç senedir Afrika'daydim ama hani yurtdisinda büyümüş bi insan değilim hayatımın çoğu turkiyede geçti. Şimdi geri geldim turkiyeye bir ayı geçti sayılır. İstanbul veya Ankarada değilim ama oldukça modern bir sanayi kentindeyim.
Ama şu an turkiyeye alışamıyorum. Yani hani los angeles doğma büyüme bi insan gibi konuşmak da istemem gayet geleneksel aileden gelen vatanını milletini seven bir insanım dolayısıyla konum cok garip gorunecek ve sanki kendi yurdunu kötüler gibi anlaşılacak boyle de anlaşılmak istemem ama daha önce hiç batmayan ve hiçbir şekilde adlandiramadigim şeyler çok fazla rahatsız etmeye başladı.
Birincisi ben cidden çok sakin, utangaç, ama çok sıcakkanlı ve guleryuzlu biriyim ama herhangi bir şekilde biriyle konuşurken özellikle erkeklerle konuşurken, bu kişi taksici olabilir, emlakci olabilir, isim gereği görüştüğüm bir kurum Müdürü olabilir, bir memur olabilir, birden tamamen çok alakasız bir şekilde sinirlenip ayar veriyorlar. Çoğu zaman bunun neden olduğunu bile anlamıyorum yani. Taksici bozuk veremediğim için birden kızıyor garip garip ya sabır dercesine hareketler yapıyor, is gereği görüştüğüm müdür söylediğim aşırı normal ve saygılı bir şeyi tamamen yanlış anlayıp bana haddimi bildiriyor. Kimse kizmasa hiçbir çatışma olmasa bile erkeklerle en günlük ilişkilerimde bile çok garip bir enerji hissediyorum. Sanki ortada söylenmeyen şeyler var gibi ve sanki sürekli bir güç eşitsizliği var gibi. Tabi hepsiyle böyle değil, mesela patronum inanılmaz tatlı ve iyi bir insan, yine çok sevdiğim is arkadaşlarım var filan ama. Nedense bir anda bazı erkek bireylerin yanında hiç rahat edememeye başladım. Sanki onlar sinirlendirilmemesi, hoş tutulması gereken dengesiz varlıklarmis gibi. Meryem Uzerli bir keresinde demişti ya "Turkiyede erkeklerle çok garip bir enerji tanimlayamadigim bir şey var" diye. O zaman bunu anlamamıştım. Yani biliyorum benim bunu söylemem çok garip ve bazılarına çok komik gelebilir ama birdenbire bunu hissetmeye başladım.
İkincisi ise işyerimde sanki her söylediğim hesaplı olmalıymış, hiç şaka yapamazmisim gibi hissetmem. Ben isyerimde her daim şakalar komiklikler yapmayı seven biriyim, her zaman işimi yapmış calismisimdir ama bir yandan da orayı evim gibi görmüş ve aklıma gelen her şeyi soyleyebilmisimdir. Burada ise sanki hickimseye zayıf tarafını gostermemelisin, hep hesaplı olmalısın, kendini sürekli kontrol etmelisin gibi geliyor. Yani çok normal bisey söylüyorsun ve karşındaki hemen yanlış anlıyor sana çok garip şifreli bir cevap veriyor, kalakaliyorum lan acaba laf mı soktu diye. Çoğu zaman benim şahsımla ilgili bile olmuyor benim birimimden haz etmiyor olabilir veya yakın arkadaşımla anlaşamıyor oluyor filan ve beni de o grubun içinde görüp saldırıyor. Yani o kadar kafam karıştı ki. Aski memnuda matmazelle bihterin bakışlarla savaşı gibi ortam oluyor bazen. Ve biraz garipsiyorum benim alıştığım tarz bu degil.
Ben hayatımın hiçbir döneminde böyle hissetmedim ilk defa şu an hissediyorum. Aranızda böyle şeyler hisseden, mesela erkekler ve genel olarak insanların yanında kendisi gibi olamayan ve özgür hissedemeyen var mı? Ozellikle kesin dönüş yapan gurbetcilerden fikir bekliyorum ama tabi diğerleri de yazabilir. Yoksa bunlar benim kafamda mı veya gelecekle ilgili korkularımı ve kişisel hesaplarimi ülkeye mı mal ediyorum?
Sevgiler herkese.
Bence eğitimli insanlar bile bir tuhaf olmuş rekabet hırs. Burada ne eğitimli kadınlar var ama en dandik konudan kavga çıkıyor bazen yani bence tam eğitimle de mi açıklayabiliriz emin olamadım ama.
Eğitim derken bunun içinde bence diploma değil iletişim kurabilme, genel görgü, saygılı olma, kurallara uyma, toplum kurallarına uyma,insana saygı, hayvana saygı ve sevgi var her şeyden önce. Türkiyede diplomalı ve yüksek gelirli biri de hayvana eziyet edebilir, kadına şiddet uygulayabilir, kadın düşmanlığı yapabilir, trafikta kabalaşabilir, sıraya kaynak yapabilir ... diplomaya rağmen eğitim seviyesi düşük Türkiyede.
Ben eğitim seviyesi bakımından homojen bir toplumda yaşıyorum. Bunu %100 söyleyebilirim ki sokaktan rasgele 2 insan çevirseniz gelir düzeyleri çok çok farklı olsa bile eğitim seviyeleri benzerdir ve 2siyle de sohbet edebilirsiniz. Örnek vereyim, ben PhD bir mühendisim. Ex ofisimde bizim ofise temizliğe gelen benimle yaşıt Hırvat bir kızla ahbaplık ediyordum. 2 köpeğini de getiriyordu yanında, öğle arasında köpek gezdiriyorduk, laflıyorduk, Türk kahvesi yapıyordu içiyorduk. Gelirimiz çok farklıydı ama eğitim seviyemiz gayet benzerdi.
Burda ikinci bir durum da Almanya'da saygı insana gösteriliyor. Türkiyede ise saygı cepteki paraya. Burda insanlar paraya tapınmıyor, sosyal hayatta herkes eşit bir birey, varlıklı insanlar da kendilerini üstün falan görmüyor, daha az gelirli insanlar ezilmiyor. Gelirin adaletli dağıldığı toplumlar daha mutlu ve üst bilinç düzeyinde kesinlikle.
müdürüm aramış. adamın bunu yapmasının sebebi karısının kıskançlığı !
yurtdışında böyle şeyler yaşanır mı bilemiyorum ama yaşanırsa da oralarda böyle saçmalıkların en azından yaptırımı olur sanırım.
çok uzun yazdım ama diyeceğim o ki, burası türkiye işte.. o adam karısından boşanmasın diye bu olayda bana yapılan hakaret hasır altı edilebiliyor.
Ben o tip bir semtte 3 sene kaldım ve ömrümden ömür gitti. Ne çalışılır ne de yaşanır. Şimdi ise İstanbul'un en nezih semtlerinden birindeyim ve oldukça memnunum. Son yazdığına da katılıyorum. Hele bu pandemi ile birlikte millet hepten birbirine düşman oldu. Çok ürkütücü gerçekten.Başka yurtdışında yaşayan biri olarak söyleyeyim, aynı şehirde bile muhitten muhite değişiyor bence. Ben tatilde Nişantaşında kalıyorum genelde, bu tarafta alışveriş yapıyorum. Esnaf da medeni ve güleryüzlü, sokaktaki insan da. Hatta köşede kalem satan amca bile kibar diyebilirimSokak hayvanları için her köşede karton, mama,su var; birkaç kez mağazada başka müşteri kadınlarla lafladım, satış danışmanlarıyla lafladım valla gayet güzeldi. İnsanlar mutlu ve telaşsız, sokak hayvanı sevmek için duran , kahve içip güneşlenen, hayatın tadını çıkaran çok kişi var.
Öte yandan bir kez bir düğün için Esenler otogarına yakınca bir semte gittim (adını hatırlayamadım). Aman Allahım o neydiÇok acaip bir demografiye sahip bir semt, yani 2 semt arasında sosyal ve kültürel olarak o kadar çok fark vardı ki anlatamam. Apayrı dünyalar.
Türkiyede eğitim maalesef gelirle doğru orantılı, eğitim hakkı herkese eşit gitmiyor. Gelir çok adaletsiz dağıldığı için eğitim de adaletsiz ve homojen olmayan bir şekilde dağılıyor. Bazı yerlerde para var ama eğitim yine yok (o apayarı bir konu paralı kıro deniyor böyle tiplere kısaca anlayın işte) Bundan kaynaklı olarak toplum aşırı derecede kutuplu. Bu şekil giderse ben sosyal patlama yaşanacağını düşünüyorum.
Saçmalık yani, Slack, Teams vb platformlar iletişim hızlıca sağlansın kimse beklemesin diye kullanılıyor zaten. Eeee onu bırak mail yaz demek saçmalık.
Ben gayet profesyonel bir Amerikan yazılım şirketinde çalışıyorum. Smiley kullanıyoruz, çok iyi yaptıysak bir işi gülücük koyuyoruz , iş berbat olduysa mutsuz emoji koyuyoruz. Bizim CEO da koyuyor, 45lik abi de ben de.. Profesyonel hayatın hali zaten içler acısı, işletmenin ya da kurumun derdi işi adam gibi, takım olarak hakkıyla tamamlamak değil daha çok insanların birbirine eziyet etmesi sankim.
Saçmalık yani, Slack, Teams vb platformlar iletişim hızlıca sağlansın kimse beklemesin diye kullanılıyor zaten. Eeee onu bırak mail yaz demek saçmalık.
Ben gayet profesyonel bir Amerikan yazılım şirketinde çalışıyorum. Smiley kullanıyoruz, çok iyi yaptıysak bir işi gülücük koyuyoruz , iş berbat olduysa mutsuz emoji koyuyoruz. Bizim CEO da koyuyor, 45lik abi de ben de.. Profesyonel hayatın hali zaten içler acısı, işletmenin ya da kurumun derdi işi adam gibi, takım olarak hakkıyla tamamlamak değil daha çok insanların birbirine eziyet etmesi sankim.
KiyamammmmKonuyu dağıtmayayım ama bunları son pandemisiz İstanbul tatilimde çekmiştim . Çok yumoş değiller miİkisini de hemen sevmek istemiştim tabi, sağ tarafta olan özellikle aşırı derecede yumoştu bu kadar yumuşak tüylü bir kediyi ilk kez tanıdım
Eki Görüntüle 2838537 Eki Görüntüle 2838536
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?