Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
İşte bu şiirin de sonunda dikişleri söküldü
Mundar oldu parçaları paçalarımdan döküldü
Yokluğumda kimsenin suçu yok tamam mı
Varlığım türk varlığına haram olsun
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.
Öyle bir yerin düşünü gördüm ki:İnsanlar, sabah
uyandıklarında hala hayatta olduklarını fark edip, günaydın demeden
önce birbirlerini öpüyorlardı..
K. iskender
Aşk olsun sana çocuk, aşk olsun
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Elbette Türkiye'de de en uzun koşuysa devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
İlk o fırladı lüverden en sekmez mermisiynen
En hızlısıydı hepimizin, ilk o göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım osun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun..
Topalla gezen aksamak öğrenir / Abanın kadri yağmurda bilinir / ve hatıra silinir... Ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz ama Bağdat bombalanır!
Kabuğunu koparmadan
ne bir elmayı soyabildim
ne de iyileştirebildim bir yaramı
ama karşıma çıkınca
kızmadım hiç elma kurduna
bendim çünkü bıçağı saplayan
onun yurduna...
ben buruşuk ipek mendil kaldım
bileklerimin iç kısmını öpemez kimseler
tuttu sürükledi beni ibne ince sülün bir maytap
matrak bir tanrıyla salaş bir kulun şakalaşması
gibi siktiri boktan ayrılıklar.
onlar bir duble rakı daha söylediler
onlar bir duble rakı daha anlatılar
bir elimi götürüp saçlarına taktım ben senin
bir elimi götürüp siyah eldivenlere astım
dudaklarına hafif deydirdiğin ben mendil kaldım