değmez. hiçbir şekilde değmez, kendimizi avutmayalım.
belki altımdaki yorumlarda, "evet affettim!çok güzel,çok mutluyuz" diyenler olacaktır.
ama çektiklerini onlar bilir, o çekilen acıyı, o günlerdeki depresyonu hiçbir güzel davranış,hiçbir değişmiş erkek unutturmaz.
gerçi ben bu konudan çok uzağım şuan,
ama iki sene önce, iki senelik ilişkisini aldatılma sonucu bitirmiş,
bir buket güle, bir diz çökmeye kanmış,affetmiş, aylarca ağlamış ,acaba aldatılıyor muyum korkusunu bir türlü içinden atamamış,ilaçlarla ayakta duran bir bünyeye dönüşmüş biriyim.
tekrar aldatıldığımı ispatlayana kadar böyle sürdü. sonra da ayrıldık zaten temelli.
(bakın şuan bile diğer kızla yaptıkları gözümün önüne geldi, affettikten sonra bile milleti evine davet ettiği mesajları,kızların ona verdiği laubali yanıtlar...hatta beni dillerine dolayışları...) ona zerre bir şey hissetmesem de,o zamanlarki kendi halime ben bile üzüldüm şuan düşününce.
aldatan birine ikinci şansı vereceğinize, sokaktaki adama ilk şansı verin.cidden yapabiliyorsanız bunu yapın...
sizi yok sayan, milleti size güldüren, başkasına dokunabildiğine göre sizi sevmeyen birine şans vermekle uğraşmak hayattan çalmak gibi geliyor bana. eninde sonunda pişman oluyoruz keşke affetmeseydim diyoruz. kaderime boyun eğmeliyim düşüncesiyle ilişki kurtarılmaz, kaderini kendi yazar insan.
iki yol var aslında,çok değil.
ya affedeceksin, sevgilin/eşin yanında uyurken kalkıp telefonunu karıştıracaksın, ceketinin cebinde bir delil arayacaksın, telefonu meşgul çalsa, eve geç dönse ağlaya ağlaya bekleyeceksin, arabasında kadın saçı falan bulacaksın ama senin paranoyak olmana bağlayacak, bir gün de telefonunda,"dün gece çok güzeldi aşkımopuyorumnanaktan" diye bir mesaj göreceksin osman abi'den gelen(!), iyice dibe batacaksın.
ya da bir cesaret, tek kalemde bütün ilişkini sileceksin, çok can acıtıcak evet ama bir kere acıyacak... zamanla da yanında huzurlu olduğun adamı bulacaksın...hatta o ara bir sigara yakıp, "ah ulan ah neler yaşadım, ama hepsi geçti geride kaldı" bile diyebilirsin.(not: süper bir histir o,afiyet olsun.)
ilk yazdığın söz çok güzeldi canım, bu arada çok realist gördüm seni kötükedihüso (yazılanların ardında ne acılar olduğu belliydi zaten )
değmez. hiçbir şekilde değmez, kendimizi avutmayalım.
belki altımdaki yorumlarda, "evet affettim!çok güzel,çok mutluyuz" diyenler olacaktır.
ama çektiklerini onlar bilir, o çekilen acıyı, o günlerdeki depresyonu hiçbir güzel davranış,hiçbir değişmiş erkek unutturmaz.
gerçi ben bu konudan çok uzağım şuan,
ama iki sene önce, iki senelik ilişkisini aldatılma sonucu bitirmiş,
bir buket güle, bir diz çökmeye kanmış,affetmiş, aylarca ağlamış ,acaba aldatılıyor muyum korkusunu bir türlü içinden atamamış,ilaçlarla ayakta duran bir bünyeye dönüşmüş biriyim.
tekrar aldatıldığımı ispatlayana kadar böyle sürdü. sonra da ayrıldık zaten temelli.
(bakın şuan bile diğer kızla yaptıkları gözümün önüne geldi, affettikten sonra bile milleti evine davet ettiği mesajları,kızların ona verdiği laubali yanıtlar...hatta beni dillerine dolayışları...) ona zerre bir şey hissetmesem de,o zamanlarki kendi halime ben bile üzüldüm şuan düşününce.
aldatan birine ikinci şansı vereceğinize, sokaktaki adama ilk şansı verin.cidden yapabiliyorsanız bunu yapın...
sizi yok sayan, milleti size güldüren, başkasına dokunabildiğine göre sizi sevmeyen birine şans vermekle uğraşmak hayattan çalmak gibi geliyor bana. eninde sonunda pişman oluyoruz keşke affetmeseydim diyoruz. kaderime boyun eğmeliyim düşüncesiyle ilişki kurtarılmaz, kaderini kendi yazar insan.
iki yol var aslında,çok değil.
ya affedeceksin, sevgilin/eşin yanında uyurken kalkıp telefonunu karıştıracaksın, ceketinin cebinde bir delil arayacaksın, telefonu meşgul çalsa, eve geç dönse ağlaya ağlaya bekleyeceksin, arabasında kadın saçı falan bulacaksın ama senin paranoyak olmana bağlayacak, bir gün de telefonunda,"dün gece çok güzeldi aşkımopuyorumnanaktan" diye bir mesaj göreceksin osman abi'den gelen(!), iyice dibe batacaksın.
ya da bir cesaret, tek kalemde bütün ilişkini sileceksin, çok can acıtıcak evet ama bir kere acıyacak... zamanla da yanında huzurlu olduğun adamı bulacaksın...hatta o ara bir sigara yakıp, "ah ulan ah neler yaşadım, ama hepsi geçti geride kaldı" bile diyebilirsin.(not: süper bir histir o,afiyet olsun.)
değmez. hiçbir şekilde değmez, kendimizi avutmayalım.
belki altımdaki yorumlarda, "evet affettim!çok güzel,çok mutluyuz" diyenler olacaktır.
ama çektiklerini onlar bilir, o çekilen acıyı, o günlerdeki depresyonu hiçbir güzel davranış,hiçbir değişmiş erkek unutturmaz.
gerçi ben bu konudan çok uzağım şuan,
ama iki sene önce, iki senelik ilişkisini aldatılma sonucu bitirmiş,
bir buket güle, bir diz çökmeye kanmış,affetmiş, aylarca ağlamış ,acaba aldatılıyor muyum korkusunu bir türlü içinden atamamış,ilaçlarla ayakta duran bir bünyeye dönüşmüş biriyim.
tekrar aldatıldığımı ispatlayana kadar böyle sürdü. sonra da ayrıldık zaten temelli.
(bakın şuan bile diğer kızla yaptıkları gözümün önüne geldi, affettikten sonra bile milleti evine davet ettiği mesajları,kızların ona verdiği laubali yanıtlar...hatta beni dillerine dolayışları...) ona zerre bir şey hissetmesem de,o zamanlarki kendi halime ben bile üzüldüm şuan düşününce.
aldatan birine ikinci şansı vereceğinize, sokaktaki adama ilk şansı verin.cidden yapabiliyorsanız bunu yapın...
sizi yok sayan, milleti size güldüren, başkasına dokunabildiğine göre sizi sevmeyen birine şans vermekle uğraşmak hayattan çalmak gibi geliyor bana. eninde sonunda pişman oluyoruz keşke affetmeseydim diyoruz. kaderime boyun eğmeliyim düşüncesiyle ilişki kurtarılmaz, kaderini kendi yazar insan.
iki yol var aslında,çok değil.
ya affedeceksin, sevgilin/eşin yanında uyurken kalkıp telefonunu karıştıracaksın, ceketinin cebinde bir delil arayacaksın, telefonu meşgul çalsa, eve geç dönse ağlaya ağlaya bekleyeceksin, arabasında kadın saçı falan bulacaksın ama senin paranoyak olmana bağlayacak, bir gün de telefonunda,"dün gece çok güzeldi aşkımopuyorumnanaktan" diye bir mesaj göreceksin osman abi'den gelen(!), iyice dibe batacaksın.
ya da bir cesaret, tek kalemde bütün ilişkini sileceksin, çok can acıtıcak evet ama bir kere acıyacak... zamanla da yanında huzurlu olduğun adamı bulacaksın...hatta o ara bir sigara yakıp, "ah ulan ah neler yaşadım, ama hepsi geçti geride kaldı" bile diyebilirsin.(not: süper bir histir o,afiyet olsun.)
değmez. hiçbir şekilde değmez, kendimizi avutmayalım.
belki altımdaki yorumlarda, "evet affettim!çok güzel,çok mutluyuz" diyenler olacaktır.
ama çektiklerini onlar bilir, o çekilen acıyı, o günlerdeki depresyonu hiçbir güzel davranış,hiçbir değişmiş erkek unutturmaz.
gerçi ben bu konudan çok uzağım şuan,
ama iki sene önce, iki senelik ilişkisini aldatılma sonucu bitirmiş,
bir buket güle, bir diz çökmeye kanmış,affetmiş, aylarca ağlamış ,acaba aldatılıyor muyum korkusunu bir türlü içinden atamamış,ilaçlarla ayakta duran bir bünyeye dönüşmüş biriyim.
tekrar aldatıldığımı ispatlayana kadar böyle sürdü. sonra da ayrıldık zaten temelli.
(bakın şuan bile diğer kızla yaptıkları gözümün önüne geldi, affettikten sonra bile milleti evine davet ettiği mesajları,kızların ona verdiği laubali yanıtlar...hatta beni dillerine dolayışları...) ona zerre bir şey hissetmesem de,o zamanlarki kendi halime ben bile üzüldüm şuan düşününce.
aldatan birine ikinci şansı vereceğinize, sokaktaki adama ilk şansı verin.cidden yapabiliyorsanız bunu yapın...
sizi yok sayan, milleti size güldüren, başkasına dokunabildiğine göre sizi sevmeyen birine şans vermekle uğraşmak hayattan çalmak gibi geliyor bana. eninde sonunda pişman oluyoruz keşke affetmeseydim diyoruz. kaderime boyun eğmeliyim düşüncesiyle ilişki kurtarılmaz, kaderini kendi yazar insan.
iki yol var aslında,çok değil.
ya affedeceksin, sevgilin/eşin yanında uyurken kalkıp telefonunu karıştıracaksın, ceketinin cebinde bir delil arayacaksın, telefonu meşgul çalsa, eve geç dönse ağlaya ağlaya bekleyeceksin, arabasında kadın saçı falan bulacaksın ama senin paranoyak olmana bağlayacak, bir gün de telefonunda,"dün gece çok güzeldi aşkımopuyorumnanaktan" diye bir mesaj göreceksin osman abi'den gelen(!), iyice dibe batacaksın.
ya da bir cesaret, tek kalemde bütün ilişkini sileceksin, çok can acıtıcak evet ama bir kere acıyacak... zamanla da yanında huzurlu olduğun adamı bulacaksın...hatta o ara bir sigara yakıp, "ah ulan ah neler yaşadım, ama hepsi geçti geride kaldı" bile diyebilirsin.(not: süper bir histir o,afiyet olsun.)
değmez. hiçbir şekilde değmez, kendimizi avutmayalım.
belki altımdaki yorumlarda, "evet affettim!çok güzel,çok mutluyuz" diyenler olacaktır.
ama çektiklerini onlar bilir, o çekilen acıyı, o günlerdeki depresyonu hiçbir güzel davranış,hiçbir değişmiş erkek unutturmaz.
gerçi ben bu konudan çok uzağım şuan,
ama iki sene önce, iki senelik ilişkisini aldatılma sonucu bitirmiş,
bir buket güle, bir diz çökmeye kanmış,affetmiş, aylarca ağlamış ,acaba aldatılıyor muyum korkusunu bir türlü içinden atamamış,ilaçlarla ayakta duran bir bünyeye dönüşmüş biriyim.
tekrar aldatıldığımı ispatlayana kadar böyle sürdü. sonra da ayrıldık zaten temelli.
(bakın şuan bile diğer kızla yaptıkları gözümün önüne geldi, affettikten sonra bile milleti evine davet ettiği mesajları,kızların ona verdiği laubali yanıtlar...hatta beni dillerine dolayışları...) ona zerre bir şey hissetmesem de,o zamanlarki kendi halime ben bile üzüldüm şuan düşününce.
aldatan birine ikinci şansı vereceğinize, sokaktaki adama ilk şansı verin.cidden yapabiliyorsanız bunu yapın...
sizi yok sayan, milleti size güldüren, başkasına dokunabildiğine göre sizi sevmeyen birine şans vermekle uğraşmak hayattan çalmak gibi geliyor bana. eninde sonunda pişman oluyoruz keşke affetmeseydim diyoruz. kaderime boyun eğmeliyim düşüncesiyle ilişki kurtarılmaz, kaderini kendi yazar insan.
iki yol var aslında,çok değil.
ya affedeceksin, sevgilin/eşin yanında uyurken kalkıp telefonunu karıştıracaksın, ceketinin cebinde bir delil arayacaksın, telefonu meşgul çalsa, eve geç dönse ağlaya ağlaya bekleyeceksin, arabasında kadın saçı falan bulacaksın ama senin paranoyak olmana bağlayacak, bir gün de telefonunda,"dün gece çok güzeldi aşkımopuyorumnanaktan" diye bir mesaj göreceksin osman abi'den gelen(!), iyice dibe batacaksın.
ya da bir cesaret, tek kalemde bütün ilişkini sileceksin, çok can acıtıcak evet ama bir kere acıyacak... zamanla da yanında huzurlu olduğun adamı bulacaksın...hatta o ara bir sigara yakıp, "ah ulan ah neler yaşadım, ama hepsi geçti geride kaldı" bile diyebilirsin.(not: süper bir histir o,afiyet olsun.)
değmez. hiçbir şekilde değmez, kendimizi avutmayalım.
belki altımdaki yorumlarda, "evet affettim!çok güzel,çok mutluyuz" diyenler olacaktır.
ama çektiklerini onlar bilir, o çekilen acıyı, o günlerdeki depresyonu hiçbir güzel davranış,hiçbir değişmiş erkek unutturmaz.
gerçi ben bu konudan çok uzağım şuan,
ama iki sene önce, iki senelik ilişkisini aldatılma sonucu bitirmiş,
bir buket güle, bir diz çökmeye kanmış,affetmiş, aylarca ağlamış ,acaba aldatılıyor muyum korkusunu bir türlü içinden atamamış,ilaçlarla ayakta duran bir bünyeye dönüşmüş biriyim.
tekrar aldatıldığımı ispatlayana kadar böyle sürdü. sonra da ayrıldık zaten temelli.
(bakın şuan bile diğer kızla yaptıkları gözümün önüne geldi, affettikten sonra bile milleti evine davet ettiği mesajları,kızların ona verdiği laubali yanıtlar...hatta beni dillerine dolayışları...) ona zerre bir şey hissetmesem de,o zamanlarki kendi halime ben bile üzüldüm şuan düşününce.
aldatan birine ikinci şansı vereceğinize, sokaktaki adama ilk şansı verin.cidden yapabiliyorsanız bunu yapın...
sizi yok sayan, milleti size güldüren, başkasına dokunabildiğine göre sizi sevmeyen birine şans vermekle uğraşmak hayattan çalmak gibi geliyor bana. eninde sonunda pişman oluyoruz keşke affetmeseydim diyoruz. kaderime boyun eğmeliyim düşüncesiyle ilişki kurtarılmaz, kaderini kendi yazar insan.
iki yol var aslında,çok değil.
ya affedeceksin, sevgilin/eşin yanında uyurken kalkıp telefonunu karıştıracaksın, ceketinin cebinde bir delil arayacaksın, telefonu meşgul çalsa, eve geç dönse ağlaya ağlaya bekleyeceksin, arabasında kadın saçı falan bulacaksın ama senin paranoyak olmana bağlayacak, bir gün de telefonunda,"dün gece çok güzeldi aşkımopuyorumnanaktan" diye bir mesaj göreceksin osman abi'den gelen(!), iyice dibe batacaksın.
ya da bir cesaret, tek kalemde bütün ilişkini sileceksin, çok can acıtıcak evet ama bir kere acıyacak... zamanla da yanında huzurlu olduğun adamı bulacaksın...hatta o ara bir sigara yakıp, "ah ulan ah neler yaşadım, ama hepsi geçti geride kaldı" bile diyebilirsin.(not: süper bir histir o,afiyet olsun.)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?