• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

akıl almaya çok çok ihtiyacım var ne olur yardım edin kızlar...

canım haksızlık diyosun ama bence doktorlar emeğinin karşılığını alamıyolar hangi meslek gurubunda insanlar bayram demeden hafta sonu demeden gece demeden çalışıyo memeurların belli bir mesai saati var sabah 8 akşam 5 gibi mesela doktorlar da öyle bi şey yok ki hadii 5 oldu mesaim bitti benden bu kadar diyip çıkıp gidemiyosun akşam geç saatlerde acil hasta çıkabiliyo evinden yatağından kalkıp koşa koşa gidiyosun hangi meslek gurubunda var bunların hepsi Allah aşkına

112 personeli de aynı şekilde çalışıyo, zor geliyosa başka iş yapabilirsin bu bir tercih, ayrıca kendini nöbetçi gösterip odalarda uyuyan doktorlarda var her daim uzman bulamıyo hastalar emin ol
 
Pergelin ilk önce okudugun bölümün ne kadar zor oldugunu ve ne sekilde disiplinli okumak gerektigini cok iyi biliyorum ve böyle güzel bir bölüm okudugun icinde seni tebrik ediyorum.
Herkesin kari degil, burda kücümseyenlere sizlerde okuyun herkese acik o bölümler demek istiyorum.
Sana sadece sunu söylemek istiyorum, benim durumum seninkiden daha kötüydü, ben dishekimi olacaktim ve esimde acik ögretimdeydi.
Ama birsey vardi esimde, ve bunu cok iyi gözlemlemistim, cok dürüst ve dogruydu.
Ailemi ikna edip evlendik.
Evlendigimde esim bana bir altin yüzük alacak parasi yoktu, ama simdi cok güzel bir hayat yasiyorum.
Zormuydu ilk seneler, evet cok zordu ama birbirimizi cok seviyorduk ve sevgimize inandigimiz icinde ikimizde elele (!) verip, cok seyler basardik.
Esim is adami ve hayal edemeyecegim bir hayati bana yasatiyor.
Eger bir meslektasimla evlenseydim, kesin mutsuz olurdum.
Cünkü benim icin evlenecegim insan beni parasiyla degil ama beyniyle doyurmasi gerekiyordu.
Bana statü degil, insanlik lazimdi.
Daha cok gencsin, birde bu yönden bak bakalim olaya. Yani her zaman davul dengi dengine degilde, davul beyin beyine calmasi daha mantikli degilmi sencede?
Bence sevgilin sana kizdigi icin, araba falan yok diyor, oysa o kesin hala o arabayi almak icin hirs yapmistir ve parasinida topuiyordur, eger seni gercekten seviyorsa ve seninle bir hayati paylasmak istiyorsa.

yazdıkların bana çok iyi geldi çok teşekkür ederim benim onu tam olarak tanımak için zaman ihtiyacım var ailemi karşıma almaya değecek biri mi bunu anlamalıyım önce bi insanı hemen tanımak kolay değil ama ben ikimiz için bi şeyler yaptığını görmek istiyorum
 
112 personeli de aynı şekilde çalışıyo, zor geliyosa başka iş yapabilirsin bu bir tercih, ayrıca kendini nöbetçi gösterip odalarda uyuyan doktorlarda var her daim uzman bulamıyo hastalar emin ol

uzman doktorlar genelde nöbet tutmuyo zaten pediatri filan haricinde icap nöbeti tutuyolar onda da gerekirse geliyolar hastanede durmuyolar
 
Her mesleğin zorluğu vardır..Doktorlarda emeklerinin karşılıklarını fazlasıyla alıyor kanaatindeyim..asgari ücretle günün 12 saati it gibi çalıştırılıp eline 650 tl tutuşturulan vatandaşlarımızı unutmamak lazım.
 
nişanlımda polis, bilen bilir polislerinde aslında bi mesai saati yoktur görev bitimi diye geçiyomuş imza kağıtlarında yani amiri burdasınız dediği anda saatlerce kalır iş yerinde, her iş kutsaldır her işe ihtiyaç vardır arabam var diye böbürlenirsin araban bozulunca çekeceğin yer sanayidir ordaki adam yapacak o işide, helal para kazanılan her meslek kutsaldır dün çok ılımlı yazmışımda bu araba konacak lafları falan beni dellendirdi, böyle iş mi olur yaa
 
bide merak ettiğim bişey var hep araba diye genel ifade kullanıyoruz mesela sevgilin şahin falan alsa tatmin olcakmısın?
 
Her mesleğin zorluğu vardır..Doktorlarda emeklerinin karşılıklarını fazlasıyla alıyor kanaatindeyim..asgari ücretle günün 12 saati it gibi çalıştırılıp eline 650 tl tutuşturulan vatandaşlarımızı unutmamak lazım.

ne kadar aldığımızı nerden biliyorsunuz?
günün 12 saati demişsin de doktorlar 36 saatten fazla çalışıyor nöbet sonrasında izin filan da yok hemşirelerinki gibi mesela..
bilip bilmeden yorum yapmak çok kolay
neyse konuyu dağıtmamak adına daha fazla yazmıım ben
 
"Sayısal" mezunu pergelin söyleyeceklerimi daha iyi anlayabilmesi için metin halinde değil madde madde yazacağım:

1. Siz erkek arkadaşınızı hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Tahmin ettiğim kadarıyla yıllarca kafanızı kitaplardan kaldırmadan çalışmanız neticesinde karşı cinse bakacak pek vaktiniz olmamış ve gönül ilişkilerinde pek deneyim kazanamamışsınız. Belki bir iki ufak gönül ilişkisinin ardından karşınıza çıkan erkek arkadaşınıza belki de sırf "sevgilim olsun diyerek "balıklama" atlamışsınız ancak; iş ciddiye binince onun sizin için "münasip bi damat adayı" olup olmadığını sorgulamaya başlamışsınız. Eğer onu gerçekten seviyor olsaydınız, onu ailenizin beğeneceği modele oturtmaya çalışmaz, ailenize onu ne kadar sevdiğinizi açıklamaya çalışır ve onları, onu "bu haliyle" (halinde bir şey olduğunu düşündüğümden değil, sizin bunu sorun etmenizden ötürü böyle yazıyorum) kabul etmeye ikna eder, buraya yazdığınız çekincelerinizi ise aklınızın ucundan bile geçirmezdiniz. Ancak asıl mesele başkalarının söyledikleri değil, sizin aslında erkek arkadaşınızı sevmiyor oluşunuz.

2. Madem erkek arkadaşınızla denk olmak sizin için bu kadar önemli, neden her şeyi ondan bekliyorsunuz? Madem çalışmaya başlayınca ondan daha çok kazanacaksınız, varsın arabayı da siz alıverin, erkek arkadaşınız eşyaları alır, evi de ortak alırsınız misal? Ama olmaz değil mi? Çünkü sıkıntı arabanızın olmaması değil, erkek arkadaşınızın arabası olmayan biri olması. Bir sürü insan için yaşamı daha da kolaylaştıran bir araç olmaktan öteye geçmeyen araba sizin için hayat arkadaşınızı seçmek için belirlediğiniz bir kriter demek ki ve başkalarına hava atmak için kullanacağınız bir araç sadece.

3. Belki çok iyi okullarda okumuşsunuz ancak hayatın ve yaşamanın ne olduğu konusunda en ufak bir fikriniz yok. Hayat malesef laboratuarda test edebileceğiniz veya formüllerden ezberleyebileceğiniz kadar basit değil. "Doktor doktorla evlenir", "arabası olmayan erkekler evlenilmez" varsayımlarınız malesef size mutluluk getirmeyecektir küçükhanım. Önceki sayfalarda çok örneği verilmiş, sizden "daha yüksek mertebede", daha çok kazanan biriyle evli olsanız, hiç aklınıza dahi gelmeyen başka nedenlerden ötürü mutsuz olmanız hiç de uzak bir ihtimal değil. O nedenle, okul hayatınızda yaşadığınız başarının tüm hayatınızı kurtaracağı yanılgısına sakın düşmeyin. Çok başarılı bir öğrenci olduğunuz gibi çok başarılı bir doktor da olabilirisiniz, ancak mutlu olmak için yeterli mi sizce bu? Kısacası, başarılı olabilirsiniz ancak başarı her zaman beraberinde mutluluk getirmez.

4. Okuduğunuz bölüm ve sahip olacağınız mesleği bu kadar abartmanızı da anlayamadım açıkçası. Bilmem farkında mısınız ama dışarıda sizden binlercesi var. Haberleri biraz olsun takip ediyorsanız, tamgün yasası, zorunlu hizmet ve sağlık reformu gibi uygulamalar nedeniyle doktorlar kan ağlıyor. En iyi ihtimalle sizi tatmin edecek bir noktaya gelseniz dahi hayatınız boyunca yapacağınız, her gün belli sayıda hastayı hastane odanızda ya da muayenehanenizde kabul etmenizin ötesine geçemeyecek. Oysa okutman olan arkadaşınızın önü çok daha açık bana kalırsa. Üstelik sadece öğrencilerine değil, okuduğu alana akademik katkı yapabilecek olma ihtimali de cabası. Bu durumda, sizin ona layık olup olmadığınızı dahi tartışabiliriz biraz zorlarsak.

5. Başkalarının ne düşündüğü sizin için neden bu kadar önemli? Sırf arkadaşlarınız, "arabası olmayanla evlenilir mi?" diyor diye ilişkinizi gözden geçirme ihtimali duyuyorsanız, yarın birgün bir başka arkadaşınızın en ufak bir imasında boşanma davası açarsınız siz. Bilmem farkında mısınız ama okulda çok başarılı olduğunu, harika bir mesleği olacağını ve çok yüksek bir sosyal statüye sahip olacağını iddia eden siz, düşünmekten aciz ve hayatını başkalarınının ne düşündüğüne göre şekillendiren birisiniz.

6. Bu nedenle de, en azından benim gözümde "fena halde cahilsiniz".
 
"Sayısal" mezunu pergelin söyleyeceklerimi daha iyi anlayabilmesi için metin halinde değil madde madde yazacağım:

1. Siz erkek arkadaşınızı hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Tahmin ettiğim kadarıyla yıllarca kafanızı kitaplardan kaldırmadan çalışmanız neticesinde karşı cinse bakacak pek vaktiniz olmamış ve gönül ilişkilerinde pek deneyim kazanamamışsınız. Belki bir iki ufak gönül ilişkisinin ardından karşınıza çıkan erkek arkadaşınıza belki de sırf "sevgilim olsun diyerek "balıklama" atlamışsınız ancak; iş ciddiye binince onun sizin için "münasip bi damat adayı" olup olmadığını sorgulamaya başlamışsınız. Eğer onu gerçekten seviyor olsaydınız, onu ailenizin beğeneceği modele oturtmaya çalışmaz, ailenize onu ne kadar sevdiğinizi açıklamaya çalışır ve onları, onu "bu haliyle" (halinde bir şey olduğunu düşündüğümden değil, sizin bunu sorun etmenizden ötürü böyle yazıyorum) kabul etmeye ikna eder, buraya yazdığınız çekincelerinizi ise aklınızın ucundan bile geçirmezdiniz. Ancak asıl mesele başkalarının söyledikleri değil, sizin aslında erkek arkadaşınızı sevmiyor oluşunuz.

2. Madem erkek arkadaşınızla denk olmak sizin için bu kadar önemli, neden her şeyi ondan bekliyorsunuz? Madem çalışmaya başlayınca ondan daha çok kazanacaksınız, varsın arabayı da siz alıverin, erkek arkadaşınız eşyaları alır, evi de ortak alırsınız misal? Ama olmaz değil mi? Çünkü sıkıntı arabanızın olmaması değil, erkek arkadaşınızın arabası olmayan biri olması. Bir sürü insan için yaşamı daha da kolaylaştıran bir araç olmaktan öteye geçmeyen araba sizin için hayat arkadaşınızı seçmek için belirlediğiniz bir kriter demek ki ve başkalarına hava atmak için kullanacağınız bir araç sadece.

3. Belki çok iyi okullarda okumuşsunuz ancak hayatın ve yaşamanın ne olduğu konusunda en ufak bir fikriniz yok. Hayat malesef laboratuarda test edebileceğiniz veya formüllerden ezberleyebileceğiniz kadar basit değil. "Doktor doktorla evlenir", "arabası olmayan erkekler evlenilmez" varsayımlarınız malesef size mutluluk getirmeyecektir küçükhanım. Önceki sayfalarda çok örneği verilmiş, sizden "daha yüksek mertebede", daha çok kazanan biriyle evli olsanız, hiç aklınıza dahi gelmeyen başka nedenlerden ötürü mutsuz olmanız hiç de uzak bir ihtimal değil. O nedenle, okul hayatınızda yaşadığınız başarının tüm hayatınızı kurtaracağı yanılgısına sakın düşmeyin. Çok başarılı bir öğrenci olduğunuz gibi çok başarılı bir doktor da olabilirisiniz, ancak mutlu olmak için yeterli mi sizce bu? Kısacası, başarılı olabilirsiniz ancak başarı her zaman beraberinde mutluluk getirmez.

4. Okuduğunuz bölüm ve sahip olacağınız mesleği bu kadar abartmanızı da anlayamadım açıkçası. Bilmem farkında mısınız ama dışarıda sizden binlercesi var. Haberleri biraz olsun takip ediyorsanız, tamgün yasası, zorunlu hizmet ve sağlık reformu gibi uygulamalar nedeniyle doktorlar kan ağlıyor. En iyi ihtimalle sizi tatmin edecek bir noktaya gelseniz dahi hayatınız boyunca yapacağınız, her gün belli sayıda hastayı hastane odanızda ya da muayenehanenizde kabul etmenizin ötesine geçemeyecek. Oysa okutman olan arkadaşınızın önü çok daha açık bana kalırsa. Üstelik sadece öğrencilerine değil, okuduğu alana akademik katkı yapabilecek olma ihtimali de cabası. Bu durumda, sizin ona layık olup olmadığınızı dahi tartışabiliriz biraz zorlarsak.

5. Başkalarının ne düşündüğü sizin için neden bu kadar önemli? Sırf arkadaşlarınız, "arabası olmayanla evlenilir mi?" diyor diye ilişkinizi gözden geçirme ihtimali duyuyorsanız, yarın birgün bir başka arkadaşınızın en ufak bir imasında boşanma davası açarsınız siz. Bilmem farkında mısınız ama okulda çok başarılı olduğunu, harika bir mesleği olacağını ve çok yüksek bir sosyal statüye sahip olacağını iddia eden siz, düşünmekten aciz ve hayatını başkalarınının ne düşündüğüne göre şekillendiren birisiniz.

6. Bu nedenle de, en azından benim gözümde "fena halde cahilsiniz".


dün akşamdan beri konuştuklarımızın güzel bir özeti olmuş tatlım eline sağlık...
 
kızlar buraya yeni üye oldum ama daha öncede hep takip okuyodum ben de derdimi dökmeye karar verdim çünkü burda herkesin birbirine çok yardımcı olduğunu gördüm bana da akıl verin ne olur

şimdi benim derdim şu. benim birlikte olduğum biri var. ama ailem pek istemiyor. ben kendim türkiyede çok ii sayılan çok saygı gören bi mesleğe sahibim daha dorusu şu anda öğrenciyim mezun olmaz üzeriyim çok ii bi okulda çok iyi bi bölümde okuyorum erkek arkadaşım ise bana nazaran biraz düşük bi meslekte gerek eğitim açısından gerek kazanç açısından. ben öğrenciyim şu anda ama bitirince ondan çok daha fazla kazanacam. yani nerden biliyosun filan diyebilirsiniz ama inanın öyle. aldığımız eğitim farklı derken ben fen lisesi mezunuyum mesela o meslek lisesi. aynı şekilde üniversitede aldığımız eğitim de çok farklı.aileme birlikte olduğumuzu söylediğimde istemediler kesinlikle olmaz bi geleceğiniz olmaz dediler bunun üzerine biz de bi geleceğimiz olmadığına birbirimize daha fazla bağlanmadan ayrılımamız gerektiğine karar verdik ve ayrıldık. ama bi kaç ay sonra yine görüşmeye başladık ve şu an görüşüyoruz. o çalışıyor ve ayrı şehirlerdeyiz ama yakın çok uzak değil. şimdi sorum şu. eskide erkek arkadaşım ailen beni kabul ersin die elimden gelen her şeyi yaparm derdi işimde kariyer yaparım ev alırım araba alırım maddi durumumu üzeltirim filan diyodu. ama ailem buna rağmen kabul etmemişti. dedğim gibi aldımız eğitim farklı.ailem kendi meslek grubumdan biri olsun istiyodu. ama ben inanıyorum ki erkek arkadaşım dediklerini yaparsa yani kariyer kaparsa biraz araba alırsa ev alırsa ben de biraz zorlarsam ailem istemeyerek de olsa beni üzmemek için kabu eder. ama ben erkek arkadışma ne zaman araba alıyosun dedim geçenlerde hatta şakayla karışık artık arabası olmayana kız vermiyolar dedim o da beni seven böyle sevsin almıycam araba filan dedi. oysa bana araba için birikimi olduğunu en kısa zamanda alacağını söylemişti. benim kafamı karıştıran bu şimdiden böyle yapan ilerde daha kötüsünü yapmaz mı mesela ben ailemi zorla ikna etsem bu defa araba da almıycam ev de almıycam düğün de istediğin gibi olmayacak basit bi düğün yaparız beni seviyosan bunları kabul edersin der mi. bi de benim arkadaşlarımın bi çoğunun sevgilisinin arabası var inanın ben beninkinin yok demeye utanıyorum çünkü yaş olarak benden büyük ve yıllardır çalışıyor. nasıl olmaz filan diyolar. ailemin karşısına bu şekilde çıkaramam onu. bi şeyler yapsın istiyorum ama yapmıyor. sizce ben bu durumda ne yapmalıyım sizce bizim birlikteliğimize devam etmemiz doğru mu ilerde ne gibi sorular yaşarım ne olur yardım edin kimseyle paylaşamıyorum



herkes hayat standartının yüksek olmasını ister tabii evi olsun güzel arabası olsun... bunlar elde edilemicek seyler değil ikiniz el ele verirrsenz sorunlarınızı çözersnz hem bişileri birlikte başarmanın mutluluğunu da yaşarsnz. Bence iki tarafnda maddi acıdan bir takım şeyleri birbirinden beklemesi fazla bencilce olur eğer birbirnzi gerçkten seviyosanız ben biraz duygusal düşnyrm sanırım ama paranın evin arabanın önemi olmamalı.bence ilk olarak erkek arkdasnla konuş tek basına alamıyosan ev araba çalışıp birlikte alırız de daha sonra da ailene açarsn konuyu biz birlikte aşıcaz herseyi diye onlar da kabul etmemezlik yapmazlar herhalde.
 
Pergelin hayatin trajedikomik yani ne biliyormusun?
Böyle senin gibi sik dokuyup ince eleyen insanlarin mutlulugu cok zor yakalamasi.
Ben Avrupa`da büyüdüm ve bana hic kimse birsey yapmak mecburiyetinde degil mantigiyla büyüdüm.
Elele (!) verilip bir yuva kurulur, gerisi bos.
Bu arada sana bir misal daha, abimi evlendirmek istedigimizde kizlarini almiyoruz diye döveceklerdi bizi nerdeyse, sonunda abim evlendi, bize gelin gelen yengemiz bulutlarin üzerindeyken abim tüm herseyi batirip ömür boyu sefalet cektiler.
Birde buda var, yani hic bir seyin ne garantisi var, nede statünün o adamin adam gibi oldugunun ispati.
Bence sevmiyorsan yol yakinken dönün, o cocuguda yazik.
Evlilik icin en basta gelen sey sevgi, eger o tam yoksa lütfen su bu icin evlenmeyin.
Cünkü evlilik beraber birlikte hayatla mücadele etmek demektir, bunuda en cok sevdigin insanla yaparsin.
 
"Sayısal" mezunu pergelin söyleyeceklerimi daha iyi anlayabilmesi için metin halinde değil madde madde yazacağım:

1. Siz erkek arkadaşınızı hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Tahmin ettiğim kadarıyla yıllarca kafanızı kitaplardan kaldırmadan çalışmanız neticesinde karşı cinse bakacak pek vaktiniz olmamış ve gönül ilişkilerinde pek deneyim kazanamamışsınız. Belki bir iki ufak gönül ilişkisinin ardından karşınıza çıkan erkek arkadaşınıza belki de sırf "sevgilim olsun diyerek "balıklama" atlamışsınız ancak; iş ciddiye binince onun sizin için "münasip bi damat adayı" olup olmadığını sorgulamaya başlamışsınız. Eğer onu gerçekten seviyor olsaydınız, onu ailenizin beğeneceği modele oturtmaya çalışmaz, ailenize onu ne kadar sevdiğinizi açıklamaya çalışır ve onları, onu "bu haliyle" (halinde bir şey olduğunu düşündüğümden değil, sizin bunu sorun etmenizden ötürü böyle yazıyorum) kabul etmeye ikna eder, buraya yazdığınız çekincelerinizi ise aklınızın ucundan bile geçirmezdiniz. Ancak asıl mesele başkalarının söyledikleri değil, sizin aslında erkek arkadaşınızı sevmiyor oluşunuz.

2. Madem erkek arkadaşınızla denk olmak sizin için bu kadar önemli, neden her şeyi ondan bekliyorsunuz? Madem çalışmaya başlayınca ondan daha çok kazanacaksınız, varsın arabayı da siz alıverin, erkek arkadaşınız eşyaları alır, evi de ortak alırsınız misal? Ama olmaz değil mi? Çünkü sıkıntı arabanızın olmaması değil, erkek arkadaşınızın arabası olmayan biri olması. Bir sürü insan için yaşamı daha da kolaylaştıran bir araç olmaktan öteye geçmeyen araba sizin için hayat arkadaşınızı seçmek için belirlediğiniz bir kriter demek ki ve başkalarına hava atmak için kullanacağınız bir araç sadece.

3. Belki çok iyi okullarda okumuşsunuz ancak hayatın ve yaşamanın ne olduğu konusunda en ufak bir fikriniz yok. Hayat malesef laboratuarda test edebileceğiniz veya formüllerden ezberleyebileceğiniz kadar basit değil. "Doktor doktorla evlenir", "arabası olmayan erkekler evlenilmez" varsayımlarınız malesef size mutluluk getirmeyecektir küçükhanım. Önceki sayfalarda çok örneği verilmiş, sizden "daha yüksek mertebede", daha çok kazanan biriyle evli olsanız, hiç aklınıza dahi gelmeyen başka nedenlerden ötürü mutsuz olmanız hiç de uzak bir ihtimal değil. O nedenle, okul hayatınızda yaşadığınız başarının tüm hayatınızı kurtaracağı yanılgısına sakın düşmeyin. Çok başarılı bir öğrenci olduğunuz gibi çok başarılı bir doktor da olabilirisiniz, ancak mutlu olmak için yeterli mi sizce bu? Kısacası, başarılı olabilirsiniz ancak başarı her zaman beraberinde mutluluk getirmez.

4. Okuduğunuz bölüm ve sahip olacağınız mesleği bu kadar abartmanızı da anlayamadım açıkçası. Bilmem farkında mısınız ama dışarıda sizden binlercesi var. Haberleri biraz olsun takip ediyorsanız, tamgün yasası, zorunlu hizmet ve sağlık reformu gibi uygulamalar nedeniyle doktorlar kan ağlıyor. En iyi ihtimalle sizi tatmin edecek bir noktaya gelseniz dahi hayatınız boyunca yapacağınız, her gün belli sayıda hastayı hastane odanızda ya da muayenehanenizde kabul etmenizin ötesine geçemeyecek. Oysa okutman olan arkadaşınızın önü çok daha açık bana kalırsa. Üstelik sadece öğrencilerine değil, okuduğu alana akademik katkı yapabilecek olma ihtimali de cabası. Bu durumda, sizin ona layık olup olmadığınızı dahi tartışabiliriz biraz zorlarsak.

5. Başkalarının ne düşündüğü sizin için neden bu kadar önemli? Sırf arkadaşlarınız, "arabası olmayanla evlenilir mi?" diyor diye ilişkinizi gözden geçirme ihtimali duyuyorsanız, yarın birgün bir başka arkadaşınızın en ufak bir imasında boşanma davası açarsınız siz. Bilmem farkında mısınız ama okulda çok başarılı olduğunu, harika bir mesleği olacağını ve çok yüksek bir sosyal statüye sahip olacağını iddia eden siz, düşünmekten aciz ve hayatını başkalarınının ne düşündüğüne göre şekillendiren birisiniz.

6. Bu nedenle de, en azından benim gözümde "fena halde cahilsiniz".

madde madde yazmış olman anlaması açısından birazz faydalı olur umarımm:)))
 
bunların hepsi ailede başlıyorr amaa anne baba neki çocuklar ne olsun..çok sinirleniyrum böyle insanlaraa acıyorumdaa allah ıslah etsinn..veren allah almasınıda bilirr..din farkı desee yaşadığı şehir farkı dese aile yapıları dese neyse üzerine düşünülürr amaa arabası yokmşş meslek lisesi mezunuymuşş..gidecek zengin biriyle evlencek sırf arabası evi var diyee sonraa hergün dayak yiyecek insan yerine konmayacakk aldatılacakk ozaman der ben nerde yanlş yaptım diye..şimdiden söyleyimm çok iyi okullardaa okumak senin yanlşınn nasıl okuduğu ortada..at gözlüklerylee dünyadan bihaber..böylee olan okadar çok insan varkii o yüzden aç yatan insanlar var..bunlarr sokak çocuklarından önce sokak köpeklerini düşünen o concon tiplerden..nasıl sinirlendim yaa..ben o adamın yerinde olsam sizin için kılımı bile kıprdatmam..sizin gibi insanlarr ne sevebilir nede aşık olablir..birbirinizin arabası hakkında yorum yapın arkadaşlarnzlaa oturup sizler evlenmeyin çocuk yetiştrmeyinn..acırım gelecek nesillere..

benim eşimin arabası yok evide yok lise 2 terk okumamışta yasık asgari ücrete talim ediyor tabiri caizsse kopek gibi 12 saat çalışıyor ama mangal gibi yüreği var mutluyuz yani kırmaz üzmez ALLAH hayırlısını isteyen herkezede nasip etsin inş hiç bi zamanda ne ailem ne arkadaşlarımdan utanmadım bi insanın adamlığı yeter bence ama adam olmalı ne demiş adamın biri oğluna sen adam olamassın demiş adam çabalamış zengin olmuş gelmiş kasıla kasıla babası demiş sen adam olamazsın oda oldumya der gibi bakmış tam konuşucakken babası lafı ağzına tıkamış ben sana zengin olamazssın demedim adam olamasın dedim sen adam olamassın demiş . bir arkadaşımın komşusu var şükür herşeyleride var ama kocası döverken kadının kafasını çamaşır makinesine vurup sen babanın evinde bunu gördünmü ordan bulaşık makinesine götürüp vurup sen babanın evinde bunu gördünmü diye dövüyormuş böle malım olcana ben aç kalmaya razıyım adam gibi adam olsun sevmiyorum böle ye kürküm ye insanlarıda bak arkadaşım sen adma ne demişin araba alıcanmı arabası olmayana kız vermiyorlar demişin oda haklı olarak uzaklaşacaktır senden alası varsa bile almaz ben olsam almam derlerya ayrı dünyanın insanları diye aynen siz o çocukla ölesiniz sizin evliliğiniz yürüyceni sanmıyorum ben ne ünv mezunları ne mastır yapmışlar tanıyorum ama kafası basmayan ne ilkokul mezunları var zehir gibi kafası olan insanlar okulları paralarıyla tartılmaz zeki insan kendini belli eder bununn için okula gitmeye gerek yok kendini geliştirmesini bil uyanık ol yeter
 
112 personeli de aynı şekilde çalışıyo, zor geliyosa başka iş yapabilirsin bu bir tercih, ayrıca kendini nöbetçi gösterip odalarda uyuyan doktorlarda var her daim uzman bulamıyo hastalar emin ol

aynen sağlam giriyosun hastaneye adam malesef kopya çekerek okumuş sakat edip yolluyolar yada masada bırakıyolar her okuyanla her okuyan bir deil hava atıyolar diplomalarıyla ama icraat 0 çoğu okuyanda ben lise 2 terkim şuan yapamayacağım hiç bi iş yok tek başıma bi firmayı yönetirim kafam her işe çalışır görümcem var ünv bitirmiş bu kpssye 2ci girişi ama başarısız oldu aylardır hatta 2 yıldır iş arar durur bi lokantada çalıştı 25 gün lokanta hesabını tutamadı garsonlara alay konusu olmuş 2 tane adisyonu hesaplayamıyon die 1 ay olmadan çıktı işten bildim bileli iş arar durur okumakla bi yere gelinmio IQ MESELESİ:34:
 
Ey insanoğlu!
Hadi ağla,ağla da melekler gülsün yüzüne
Bu karanlık dünyan aydınlansın
İhanetler kalksın bu zeminden
Dostluklar arşa yükselsin
Rabbin karşılasın seni gözyaşlarınla
Değeri biçilmez o damlalarla
Rasul,öpsün yanaklarından
Allah için dökülen yaşların yolundan
Sevda kaplasın yüreğini,kör ve kara olmayan
Serap essin içine, ferahına doyum olmayan

Hadi durma!Ağla insanoğlu;
Nankörlüğüne ağla,
Asiliğine,acizliğine ağla,
Bu dünyada çaresizliğine,umutlarının yıkıldığına,
Sırtını dayadıklarının ihanet etmesine ağla.

Ağlarsın tabii ki insanoğlu!
Pişmanlığın git gide artıyor çünkü
Niye dayarsınki sırtını duvara,yıkılacağını bile bile
Niye sığındınki insanların kanatlarına,kopacağını bile bile
Halbuki yaradanın sahibin
Allah'tan başka kim kaim bu dünyada
Hiç mi düşünmedin,düşünmez misin?
İnsan çare olaydı,sen kendine yeterdin.

İnsanoğlu!
Ahiretten başka yurdun mu var?
Duadan başka kapın mı var?
Allah'tan gayrı aman dileyeceğin başkalarımı var?
Yok,yok
Hayat bu,atar sillesini üzerindekilere
Bağlamışsan kalbini baki olana,
Bırakta gelsin ağırlığınca
Telaşa kapılma yalnızım diye,yalnızıda gören var
Korkma sakın bu cefadan,sefasını veren var.

Gül şimdi insanoğlu!
Dünyada ağladın,ölümden sonra dönüş yok diye
Burda ölüm yok artık
Şimdi gülme zamanı,nankörlükler yok artık
Haydi,haykır şimdi doya doya
Rabbinden başkası yok artık.
_________________
YERYÜZÜNDE BÖBÜRLENEREK YÜRÜME.ÇÜNKÜ SEN AĞIRLIĞINLA NE YERİ DELEBİLİR NE DE DAĞLARLA ULULUK YARIŞINA GİREBİLİRSİN (İSRA 37)
 
"Sayısal" mezunu pergelin söyleyeceklerimi daha iyi anlayabilmesi için metin halinde değil madde madde yazacağım:

1. Siz erkek arkadaşınızı hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Tahmin ettiğim kadarıyla yıllarca kafanızı kitaplardan kaldırmadan çalışmanız neticesinde karşı cinse bakacak pek vaktiniz olmamış ve gönül ilişkilerinde pek deneyim kazanamamışsınız. Belki bir iki ufak gönül ilişkisinin ardından karşınıza çıkan erkek arkadaşınıza belki de sırf "sevgilim olsun diyerek "balıklama" atlamışsınız ancak; iş ciddiye binince onun sizin için "münasip bi damat adayı" olup olmadığını sorgulamaya başlamışsınız. Eğer onu gerçekten seviyor olsaydınız, onu ailenizin beğeneceği modele oturtmaya çalışmaz, ailenize onu ne kadar sevdiğinizi açıklamaya çalışır ve onları, onu "bu haliyle" (halinde bir şey olduğunu düşündüğümden değil, sizin bunu sorun etmenizden ötürü böyle yazıyorum) kabul etmeye ikna eder, buraya yazdığınız çekincelerinizi ise aklınızın ucundan bile geçirmezdiniz. Ancak asıl mesele başkalarının söyledikleri değil, sizin aslında erkek arkadaşınızı sevmiyor oluşunuz.

2. Madem erkek arkadaşınızla denk olmak sizin için bu kadar önemli, neden her şeyi ondan bekliyorsunuz? Madem çalışmaya başlayınca ondan daha çok kazanacaksınız, varsın arabayı da siz alıverin, erkek arkadaşınız eşyaları alır, evi de ortak alırsınız misal? Ama olmaz değil mi? Çünkü sıkıntı arabanızın olmaması değil, erkek arkadaşınızın arabası olmayan biri olması. Bir sürü insan için yaşamı daha da kolaylaştıran bir araç olmaktan öteye geçmeyen araba sizin için hayat arkadaşınızı seçmek için belirlediğiniz bir kriter demek ki ve başkalarına hava atmak için kullanacağınız bir araç sadece.

3. Belki çok iyi okullarda okumuşsunuz ancak hayatın ve yaşamanın ne olduğu konusunda en ufak bir fikriniz yok. Hayat malesef laboratuarda test edebileceğiniz veya formüllerden ezberleyebileceğiniz kadar basit değil. "Doktor doktorla evlenir", "arabası olmayan erkekler evlenilmez" varsayımlarınız malesef size mutluluk getirmeyecektir küçükhanım. Önceki sayfalarda çok örneği verilmiş, sizden "daha yüksek mertebede", daha çok kazanan biriyle evli olsanız, hiç aklınıza dahi gelmeyen başka nedenlerden ötürü mutsuz olmanız hiç de uzak bir ihtimal değil. O nedenle, okul hayatınızda yaşadığınız başarının tüm hayatınızı kurtaracağı yanılgısına sakın düşmeyin. Çok başarılı bir öğrenci olduğunuz gibi çok başarılı bir doktor da olabilirisiniz, ancak mutlu olmak için yeterli mi sizce bu? Kısacası, başarılı olabilirsiniz ancak başarı her zaman beraberinde mutluluk getirmez.

4. Okuduğunuz bölüm ve sahip olacağınız mesleği bu kadar abartmanızı da anlayamadım açıkçası. Bilmem farkında mısınız ama dışarıda sizden binlercesi var. Haberleri biraz olsun takip ediyorsanız, tamgün yasası, zorunlu hizmet ve sağlık reformu gibi uygulamalar nedeniyle doktorlar kan ağlıyor. En iyi ihtimalle sizi tatmin edecek bir noktaya gelseniz dahi hayatınız boyunca yapacağınız, her gün belli sayıda hastayı hastane odanızda ya da muayenehanenizde kabul etmenizin ötesine geçemeyecek. Oysa okutman olan arkadaşınızın önü çok daha açık bana kalırsa. Üstelik sadece öğrencilerine değil, okuduğu alana akademik katkı yapabilecek olma ihtimali de cabası. Bu durumda, sizin ona layık olup olmadığınızı dahi tartışabiliriz biraz zorlarsak.

5. Başkalarının ne düşündüğü sizin için neden bu kadar önemli? Sırf arkadaşlarınız, "arabası olmayanla evlenilir mi?" diyor diye ilişkinizi gözden geçirme ihtimali duyuyorsanız, yarın birgün bir başka arkadaşınızın en ufak bir imasında boşanma davası açarsınız siz. Bilmem farkında mısınız ama okulda çok başarılı olduğunu, harika bir mesleği olacağını ve çok yüksek bir sosyal statüye sahip olacağını iddia eden siz, düşünmekten aciz ve hayatını başkalarınının ne düşündüğüne göre şekillendiren birisiniz.

6. Bu nedenle de, en azından benim gözümde "fena halde cahilsiniz".

Ne denir ki :46:
 
Back