Popüler Konu 6284 Sayılı Kanun !

6284 sayılı kanun hakkında


  • Ankete Katılan
    317
6284 yuva yıkıyor
“Kadına şiddet” olaylarının önlenmesi amaçlanan ancak Türk aile yapısına dikkat edilmeden hazırlanan 6284 Sayılı Kanun, aile dramlarının kaynağı haline geldi.

“Kadına şiddet” olaylarının önlenmesi amaçlanan ancak Türk aile yapısına dikkat edilmeden hazırlanan 6284 Sayılı Kanun, 2012 yılından bu yana aile dramlarının ana kaynağına dönüşmüş durumda. Şiddet olmasa dahi kadının en ufak şikayetiyle erkeklerin evlerinden 6 aylık süreyle uzaklaştırılması yuvaları yıkıyor, öfke patlamalarına yol açarak cinayet vakalarına sebep oluyor.

Kadına şiddet temalı olayların önlenmesi amaçlanan ancak Türk aile yapısına dikkat edilmeden hazırlanan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, yuvaların dağılmasının başlıca unsuru oldu.

Kadının anlık bir tartışma sonucu en basit şikayetiyle, herhangi bir darp olmasa dahi erkeğin 6 ay süreyle yuvasından uzaklaştırılması, aile birliğindeki en büyük tehdit haline geldi. 2012 yılından bu yana yürürlükte olan ancak şiddet olaylarının önüne geçemediği gibi problemleri daha da artırarak aile birliğinin en büyük tehdidi haline gelen kanunun kötüye kullanımı ve gelinen noktaya ilişkin uzmanlar, korkunç tespitlerde bulunuyor.

AİLE BİRLİĞİ BİTİYOR

Avukat Ali Cahit Polat, 6284 sayılı kanunun vahim olaylara sebebiyet verdiğini belirtti. Polat, şöyle devam etti: “Kanunu tümden reddetmiyoruz ancak yol açtığı vahim olaylar ve mağduriyetler bulunuyor. Kanun kapsamında, en ufak şikayetle ilgili olarak dahi delil ve belge aranmaksızın erkek aleyhinde kararlar veriliyor. Erkeğin evden uzaklaştırılma süresi de oldukça uzun bir süre. Kadının şikayeti sonrası darp olsun ya da olmasın erkeğin 1 aydan 6 aya kadar evden uzaklaştırılması öngörülüyor. Avrupa’da bu süre en fazla bir hafta dolayındadır çünkü amaç tartışmış olan tarafları teskin etmektir, ayırmak değil.

‘SESİNİ YÜKSELTTİ’ YETİYOR

Kadına yönelik fiziki şiddetin yanı sıra ‘psikolojik şiddet’ ve ‘ekonomik şiddet’ kavramlarının kanunlaşmasının trajik olaylara sebebiyet verdiğini aktaran Polat, şunları dile getirdi: “Şikayetçi olan kadının mahkemeye gitmesine bile gerek yok, polisi araması dahi erkeğin uzaklaştırılması için yetiyor. Kadının ‘bana sesini yükseltti’ demesi dahi yeterli bir sebep sayılıyor. Burada darp raporu gibi herhangi bir belge de aranmıyor ve erkeğin görüşüne başvurulmadan karar veriliyor. Şiddet uygulayanın tutuklanması gerekiyorsa tutuklanmalı ama ekonomik şiddet ve psikolojik şiddet tanımları oldukça vahim sonuçlar ortaya doğuruyor. Şu an yılda 120 bin ila 130 bin aralığında evden uzaklaştırılan baba modelleriyle karşılaşıyoruz. ‘Eve yeteri kadar bakmıyor’, ‘Bana sesini yükseltti’, ‘Evdeki ışığı kapatmadı’ gibi oldukça basit nedenlerle evler, 6 ay boyunca babasız kalıyor. Burada bir aile disiplininden bahsedemeyiz. 6284 sayılı kanunun getirisi olarak erkeğin, dolayısıyla babanın itibarsızlaştırılması konuşulması, tartışılması gerekiyor.”

SUİSTİMALE AÇIK KANUN

6284 sayılı kanunun kötü niyetli kişilerce nasıl suiistimal edildiğini anlatan Avukat Begüm Gürel de, şu değerlendirmelerde bulundu: “Söz konusu yasa uyarınca; kararın hâkim tarafından verilmesi için herhangi bir belge ya da delile ihtiyaç duyulmadığı için, koruyucu tedbir talep eden kişinin kötü niyetli olması halinde kanun maddesi açıkça kötü amaca hizmet etmiş olacak. Kanun, eşinden ayrılma niyeti bulunan eş tarafından da kötü niyetli olarak kullanılabilmektedir. Örneğin şiddete uğrama tehlikesi olmayan eş tarafından diğer eş aleyhine otomatik olarak alınan koruma kararı, eşlerin boşanma davasında haksız yere ‘şiddet uyguladığına dair delil’ olarak sunulabilmektedir.”

HÂKİMLERE KRİTİK GÖREV

Gürel, şöyle devam etti: “Mevcut yasal düzenleme karşısında haklı itirazların netice alması mümkün görünmemektedir. Bu sebeple kötü niyete zemin oluşturan yasal düzenlemeler onarılmak suretiyle yeni düzenlemeler yapılana değin hâkimlere büyük görev düşmektedir. Önleyici tedbir kararının verilebilmesi için kesin delil aranmasa da aleyhinde tedbir kararı verilecek kişinin, mağdura yönelik en azından 6284 sayılı kanunun 2. maddesinde ‘Şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlarda bulunduğunu veya somut olayda böyle bir tehlikenin varlığını gösteren yeterli emarenin bulunduğunun mahkemece tespiti elzemdir’ deniliyor.”

Yeni Akit
Bi arkadaşımdan dolayı yasayı daha yakından takip edip tanıyorum. Beyan esaslı ıspatsız bi boşanma arada kalan iki kız çocuğu ve yasal hakkı olduğu halde çocuklarını göremeyen haczeden bi baba... çocuklar mal gibi haciz yoluyla alınıyor ve aslına bakarsanız çocuklar babadan da uzaklaştırılmış... yazık biz kadınlar yapıyoruz bunları çocuklarımıza. İntikam almaya çalışılan eşler yüzünden olan yavrucaklara oluyo. Söylenecek o kadar çok lakırdı varki aslında ama yasayı değiştirmedikten sonra ne önemi var. Ömür boyu nafakalar bunalan adamlar ölen kadınlar...
 
Ülkemde çalışan kadın sayısı az mağdur olan kadın ve çocuktur ekonomik sebeplerden dolayı erkeğin
Para gücü zayıf olduğundan bütün şiddetini öfkesini evlendiği kadına kusmaktadır kadınlarımızda eğer çok
Çocuk doğurduysan her türlü ekonomik, ve bedensel şiddete maruz kalıyordu bu yasa kadını korumaktadır bu yasanın iyileştirilmesi gerekir asgari ücret alan bir erkek maddi yönden güçlendirilmesi gerekir, ek ilave para kadına verilmesi gerekir
Şiddet uygulayan erkek tedavisini devlet ödemesi gerek çok çocuklu ailelere daha çok sosyal yardım şart
 
veya olayın şu boyutu ; Müge Anlı Kızını Babasına Neden Göstermiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müge Anlı'nın programına konuk olurken, Anlı'nın eski eşi Burhan Akdağ ise Erdoğan'a mektup yazdı. Müge Anlı ile Burhan Akdağ'ın 11-12 yıl önceki ayrılık süreci magazin basınında da çokça yer bulmuş ve haber sayfalarına taşınmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben yazdığı iddia edilen mektupta, “programına katıldığınız Müge Anlı yüzünden bu mektubu kaleme alma ihtiyacı hissettim” ifadelerini kullanan Burhan Akdağ, Erdoğan'a Müge Anlı'yı şikayet etti ve kızıyla görüşme talebini iletti.

Erdoğan'a yazdığı mektupta, “TV ekranlarında sunduğu programda 16 yıldır görüşmeyen baba –kızları buluştururken gayet iyi oyunculuk yeteneği sergileyen Müge Anlı’nın kendi kızını 11 yıldır babası ile görüştürmemesi nasıl bir tutarsızlık, nasıl bir karakter zafiyetidir” diyen Burhan Akdağ, mektubunun devamında kızının akrabalarını dahi tanımadığını öne sürerek Erdoğan'a şunları yazdığı iddia edildi;

Sizin de kızlarınız var ve nasıl kol kanat gerdiğinizi gözlemliyoruz.

Benim kızım eksik…

Benim kızımın kanatları yok…

Benim kızım neden babasız büyüsün?

Benim kızım 16 yaşında. Kızımı görmek istiyorum…

Kızımı görmek istiyorum... Hangi rengi sevdiğini, en çok hangi yemeği sevdiğini, en çok hangi sanatçının şarkılarını dinlediğini, kaç numara ayakkabı giydiğini, yurt dışında hangi ülkelere gittiğini bilmiyorum...


KIZIMLA İLGİLİ HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM

Sinemayı mı sever, tiyatroyu mu hiç bilmiyorum. Kızımla ilgili bildiğim tek şey iyi bir Fenerbahçeli olduğu. Kızımla hiç tatile gitmedim, 11 yıldır ayrı yaşadığım evimi hiç görmedi. Kızım yolda iki dedesini ve babannesini, amcalarını, kuzenlerini, ağabeyini ve yeğenlerini görse tanımaz, belki ablasını tanıyabilir...

AİLE SEVGİSİ AŞILANMIYOR

Kızıma aşılanan aile sevgisi; annesi, anneannesi ve dayılarından ibaret…Ne kadar acı değil mi? İşte ihtiyacımız olan sevgi ve vicdan eksikliği insanlara neler yaptırıyor. Sayın Cumhurbaşkanım”
Bildiğim, okuduğum kadarıyla Müge Anlı'yı evliyken ve boşanma aşamasında sürekli ölümle ve çocukla tehdit etmiş. Hatta Müge Anlı uzun bir süre yakın koruma tutmuştu kendisi ve kızı için.

Bir ruh hastasına ben de evladımı göstermem şahsen.
 
iki kisinin arasinda geceneleri bilemeyiz tabi simdi yazilanlari okudumda Allahim sen koru Ya Rabbim. bekara kari bosamak kolay sanirim. neyse en iyisi ben konuya yorumsuz kaliyim yazilanlari gorunce her taraf hakli. ama cocuk babasinida gormeli hakki yani
 
YILLARA GÖRE KADIN CİNAYETLERİ SAYISI

2008 - 80 kadın

2009 - 109 kadın

2010 - 180 kadın

2011 - 121 kadın

2012 - 201 kadın

2013 - 237 kadın

2014 - 294 kadın

2015 - 303 kadın

2016 - 328 kadın

2017'de 409 kadın öldürüldü.
Çünkü dayak cennetten çıkmaydı.
Koca döver de sever de.
Oğlunu dövmeyen kesesini, kızını dövmeyen dizini döverdi.
Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin.

Cinayet ve boşanmalar azdı çünkü kadın gelinlikle girer, kefenle çıkardı. Diyelim kocası boşadı, çocuğunu asla alamazdı. Dul kadın en kısa sürede evlendirilmeliydi. Çocuk ayak bağıydı.
Şiddet çok normaldi.
Koca karısına, anne çocuğuna, abi kardeşine, öğretmen öğrencisine vururdu, kemiklerini kırardı.
Ne olmuş ki, terbiye ediliyorduk.

Kanunun suçu yok. Suistimaller olabilir ancak yine de aile düzenini bozduğunu sanmıyorum.

Erkeklerin yetiştirilme tarzı hala "ataerkil ve erkektir ne yapsa yeridir" anlayışıyla devam ettiği için boşanmalar artıyor.
Çünkü kadınlar haklarını öğrendi ve sonuna kadar kullanıyor, erkekler hala 50 lerde.
 
Hem kadına maddi, manevi, psikolojik, fiziksel şiddet uygula hem de kendine mağduriyet yarat! Zaten bizim ülkemizde saraylarda yaşayanlar, balya balya dolarları cukkalayanlar da mağdurdur hep. Zihniyet bu maalesef!

Ayrıca oturup bir düşünün bakalım, Kanun’a göre uzaklaştırılan kişi erkek değildir, “şiddet uygulayan erkek” diye geçmez Kanun’da, “şiddet uygulayan kişi” diye geçer. Nedense zavallı erkekler mağdurdur hep. Kaç tane kadın vardır acaba bu Kanun’a göre uzaklaştırılan? Yok, çünkü kadınlar erkeklere şiddet uygulamaz da ondan. Ayrıca hangi kadın ilk şiddette şikâyete gidiyor? Hiçbiri. Çünkü artık düzelmeyeceğini anlayınca son çare gidiyor şikâyete. Kimse boşa tırmalamasın, erkekler otoritelerini kadınlar ve çocuklar üzerinden yürütüyor bu memlekette ve maalesef ki geleneklerimiz hastalıklı zihniyette erkekler yetiştiriyor. Buna son vermek gerek. Bu Kanun daha da geliştirilmeli, şiddete maruz kalan kişinin haklarını daha çok korumalıdır.
 
canim ya veren Allah ona bisey demiyorumda senin ikinciydi galiba madem oyle ne zorun varda ki kucuk diye biliyorum pespese dogurdun kovaladilarni yani anlamadim ben simdi madem siddet var diyosun neyse nediyim Allah yardimcin olsun
Adam dövmüyor erkekse dövdün. Rezil ederim onu 9da rezil olmaktan korkuyor sadece laf arası laflar atıyor anası işte anasının oğlu düşük tehlikem var. Kaynanamın evinde kolayı elime aldim bileğim taşımadı neredeyse yere düştü ayy ağır dedim. Sen götür dedim . ayyy ne kadar da canlarin8K kıymetini biliyorlar biz eşşek başıyız zaten bende dedim ki ben hamileyim ona söylememiştim daha önce söyleyince eeee ben ne yapayım hamilesin bende dedimki birşey yapman için değil niye taşımadın diye dediğin için sordum oda hamile olsan ne olur olmazsan ne olur böyle cahil konuşmalar niye bayram temizliği yapmadım ya ondan işlerine yarayınca iyisin yaramayınca kötüsün bide bir huyları var açık açık derler biz iki yüzlü insanları severiz kadın olsun erkek olsun o an bizi pohpohlasınlar arkamizdan da saysınlar ne dicen guy işte sırf cahiller yüzünden oğlumu kardeşsiz bırakacak değilim ben hakkından geliyorum sadece o içerden psikolojik şiddet uyguluyor hatta bunu bütün sülale yapıyor kimden kacacam.
 
Mevcut yasa kadin haklarini korumak konusunda yetersiz.
Ama asil sorun" orumcek zihniyette"!!
Kadinin calismasindan,kadinin guclu olmasidan,kadinin kahkaha atmasindan rahatsiz olan zihniyette.!
Kadinin ve genc kizin etek giydigi icin sort giydigi icin otobusten indirildigi,diger yolcularin tepki gostermedigi zihniyette!
Bu kadar minik cocuk istismara ugrarken,her gun bir cocuga ,bir hayvana tecavuz haberi duyarken ,tepkisiz kalan kesimde!
Bunlara sessiz kalinir ama kadinin kendi haklarini almasindan korumasindan rahatsiz olunur ..
Bu yasanin daha cok gelistirilmesi lazim..
Lutfen siddete karsi susmayin..
Lutfen siddeti normal karsilayanlara aldiris etmeyin..
Kadinin calismasi bunu onlemiyor belki,calisan kadinlar da siddete ugruyor.Ama kadin calismali mutlaka dememizin nedeni bu .
Kadinlarimiz daha cok calismali,ayri bir sosyal yasami olmali,her meslekte,her alanda ,hukuk,siyaset,spor vb.kadinlarimizi daha cok gormeliyiz
Egitim olmadan sadece yasayla bunlari asamayiz
Mevcut haklarini bilmeyen kadinlarimizbvar daha..
Ve hep hemcinslermizin yaninda olmaliyiz..
 
Yine gündemde mi tutuluyor :)
Bir Ara da Sema Maraşlı gündemde tutuyordu
2015 yılında yazı dizisi vardı, erkeğe şiddet diye :) Güler misin ağlar mısın?
Kanun ile alakalı olanı şuraya bırakayım..
https://m.habervaktim.com/author_article_detail.php?id=70436

Erkeğin çoğunlukla ‘adam’ olmadığı yerde kadına verilen hakların çok(!) bulunmasını garipsiyorum.
Babalık hakları konusunda iyileştirme yapılmalı, çocuk hakkı ve faydası her şeyden üsttedir.
Ama bu iyileştirme ile birlikte kadını koruyan kısımlar ne olur onu bilemedim...
 
Hani boşanınca mahkeme kararını alıyorlar ve boşanma öyle gerçekleşiyor ya, hah işte evlenirkende olmalı aynısı..
Evlendikten 6 ay sonra evlilik kararı alıp tamamen evlenmiş sayılmalı insanlar.
Bu süre ne daha kısa ne daha uzun bir insanın karakterini aynı ev içinde 6 ayda çok net tanıyabilir çiftler.
 
Bana bu kanunlar birsey ifade etmiyor biz beyin olarak degismedikden sonra sadece yazilmis bir kanun olarak kalicak degisen hicbisey olmucak erkek cocuklari yine ayni buyutulucek kaynanlar ben cektim gelinim de ceksin dicekler kadinlarimiz bizim.canimiz yandi onun icin cocugunu gormes demleri bunlar degismeden hic birsey degismicek insan olarak birbirimize saygi duymuyoruz birbirimize saygi duymadimiz birbirmizle konusamadimiz bir durumlarda neyin degismesini bekliyoruz ki degismek istiyorsak ilk once beynimizi sonra ailemizi degistirmemiz lazim bunlar olmadan hic birsey asla olmaz
 
Her geçen yıl kadın cinayetleri çoğalıyor.etraf vicdansiz kopeklerle dolu.benim babam da o serefsizlerden biri.yillarca anneme şiddet uyguladi.annemin gidecek yeri olmadigini bildigi icin,kimsesi olmadigini bildigi icin,safligindan ve cahilliginden faydalanip yillarca parmaginda oynatti.annem simdi yari büklüm hasta bir kadin.ama kendisi delikanli gibi etrafta dolasiyor.ölsün diye dua ediyorum.ama ölmüyor pislik
 
Son düzenleme:
o zaman şöyle sorayım peki kadına şiddet arttı mı ?

Daha önce gül gibi geçinip giderken çiftler bir anda öfke patlaması mı yaşandı ?

Ya da basın yer vermiyor muydu ?

Basın geçmişte bu kadar çok yer vermiyor ise (zorunlu oldukları için şu anda yer veriliyor) ne diyoruz ?

Her geçen gün sapıklar arttı ! Kadına şiddet artı ! Bu doğru bir tespit olur mu ?

Keşke yıllara göre kadına şiddetin bir istatistiği olsa da daha gerçekçi bir şeyler karalasam bir araştırayım vardır...

Evet araştırmalar var. Özellikle üniveraitelerin sosyal bilimler enstitülerinde bulunan "kadın çalışmaları" programından ve kadın derneklerinin araştırmalarına bakabilirsiniz.

Şiddetin görünürlüğü arttığı gibi şiddet de arttı. Kadınlar aile bireyleri ve ilişkide olan erkekler tarafından da değil sokakta bile giydikleri kıyafetlerden, yürüyüş biçimin den bahane edilerek şiddete uğruyor. Ve maalesef hepsini ana akım medyada görmüyoruz. Ancak sosyal medyada çok paylaşılırsa haber değeri oluyor.

En son Şule Çet davası var biliyorsunuzdur. Devletin kolluk kuvvetlerinin ve yargısının yaptığı hatalar ve kayırmalarından dolayı intihar diye geçti. Arkadaşlarının uğraşması sonucunda dava açıldı ueniden ve aksaklıklar ortaya çıktı. Keza Münevver Karabulut davasındaki aksaklıkları hepimiz biliyoruz. Erkek şiddetinin bu kadar arttığı ve görünür olduğu dönemde "bu yasa yuva yıkıyor" diye bir haber yapılmasında kötü niyet aranmalıdır bence.

Tecavüze "kravat indirimi", "iyi hal indirimi", "tayt giymişti indirimi", "şeytana uydum, pişmanım" indirimi verirken bu hukuk sistemi, bu gazeteler neredeydi?

Onca çocuğa tecavüz esilirken çarşaf çarşaf "bir kereden bişey olmaz" diyen sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızın açıklamasını verdiler destekleyerek.

Erkek şiddeti sadece kadınları hedef almıyor. Aynı zamanda kendinden aciz gördüğü çocukları ve hayvanları da hedef alıyor.

Aynı şeyi ben de soruyorum ; eskiden çocuklara toplu tecavüz, hayvana işkence ve tecavüz yaygın mıydı yoksa bu birden mi görünür oldu?

Bunlar zihniyet meselesi bir yerde. Hepsinin sosyolojik, psikolojik ve felsefi açıklamalar var. Ancak bu kadar artmasında bu tarz haber yapan bir zihniyetin de büyük payı var!
 
Her geçen yıl kadın cinayetleri çoğalıyor.etraf vicdansiz kopeklerle dolu.benim babam da o serefsizlerden biri.yillarca anneme şiddet uyguladi.annemin gidecek yeri olmadigini bildigi icin,kimsesi olmadigini bildigi icin,safligindan ve cahilliginden faydalanip yillarca parmaginda oynatti.annem simdi yari büklüm hasta bir kadin.ama kendisi delikanli gibi etrafta dolasiyor.ölsün diye dua ediyorum.ama ölmüyor pislik
Yapma bunu :KK43: :KK43: :KK43: :KK43:
 
Bu kanundan bir haberdim, taa ki evimin tadilat işlerini yapmaya gelen ustam ile tanışana kadar. 8 yaşında bir kızı var ve son 2 senedir bu kanun gerekçe gösterilerek kendisine gösterilmiyor. Eşi ile her ne yaşamış olursa olsun bu çocuklara yansıltılmamalı diye düşünüyorum. Bir babanın çocuğunu görme hakkı elinden alınmamalı. Altını yeniden çiziyorum babanın sorunu anne ile ise. Çocukla olan problemlerde bu tabii ki uygulanmalı ama çift anlaşamıyor bunun cezası çocuklara kesilmemeli. Belki de yanlış düşünüyorum ama düşüncem bu.

Bunu sadece kadınlar mı yapıyor zannediyorsunuz peki? 9 yaşında babam tarafından annemden kaçırıldım 7 ay. Barışmak için beni kaçırdı ve hiç tanımadığım insanların yanında kalmak zorunda bırakıldım. Annemin barışma şartıyla geri getirilecektim.

Eğer bir baba zaten çocuklarını düşünüyorsa o duruma düşmez. Çocuklarının yanında sesini yükseltmekten imtina eden ebeveynler de var. Zaten kadına şiddet uygulayarak (psikolojik, ekonomik veya fiziksel) ben bu babanın çocuğuna olan sevgisinden de şüphe ederim ki şiddet uyguladığı kişi çocuğunun annesi.

Burada çok konu gördüm "eşim boşanırsam çocuğumu alıp göstermemekle tehdit ediyor" diye ki eminim siz çok daha fazlasıyla karşılaşmışsınızdır. Erkek güçlü konumda olduğunu düşündüğü için bu kadar zalimleşebiliyor. Evinize gelen ustadan önce de biliyordunuz sanırım burada açılan konuları...
 
Kanunlardan malesef cogu insan gibi bende anlamiyorum. Cogunuda okumadim ama yerine gore hakkimi aramasini bilirim.

Siddetin , cinayetlerin azaltilmasi hatta yok olmasi icin bence ;
.İlkonce egitime onem verilmeli ve kucuk cocukken baslanma psikolojik destege .Egitimde rehhber ogretmen mi olur , psikolog mu ,Senede en azindan 1 gun butun ogrencilerle tek tek ilgilenmeli , kisa pozitif bir telkinli konusma yapmali . Hayata bakisina destek pozitif duygularinj destekleyici.
. Sonra butun butun aileler en az yilda bir kere psikolojik destek almali ama bu zorunlu olmali. Ulkede ofke problemi var , cevremden gordugum kadariyla ki burda da okuyorum. Buna bir cozum aranmali.
. Evlenmeden once zorunlu aile , kari koca iliskilerini anlatan bir egitim alinmali. (Tv de mi dinledim nerde tam hatirlamiyorum . O zamanlar evli degildim. Minik bir hikaye dinlemistim. Kari koca 50 yili devirmis. Ve puf noktasinin , birbirlerinin huylarini kabul etmek oldugunu soylemisti. Sirf dinledigim bu hikaye bile evliligime anlam katti.)
.ve daha soyleyecek cok sey var ama bence yapilabilecek seyleri soyluyorum. Kucukte olsa , kadina maddi destek saglanmali. Calisana da calismayana da. Cunku ofkenin sebeplerinden biri de gecim sikintisi. Calisana da calismayana cok cuzi bir miktar da olsa destek.( Burda kadin dememin sebebi, erkegin kendini guclu gormesinin onune gecmek icin)

Kisaca ozetlersem; once psikolojjyi duzeltirsek en guzel cozum olur fikrim.
 
Yanlışlıkla oldu:KK70:

Aslında sizi hamile topiklerinde göüryordum ve yanlışlıkla olmadıgınıda okudum sanki hatta bir bebeğinizi sanırım kaybettiniz sonra tekrar hamıle kaldınız.
Aslında pekte umrumda değil .
Sadece yazılarınızı okuyup yazık derim sonra unuturum .
Aile i şiddetle buyumuş olan bir çocugum ben !
Babam annemi ablamları hep dövdü . Gerekse sözleriyle incitti .
O yüzden kocasının hertürülü sözlü , fiziksel şiddetlerini gördükleri halde o yuvaya çocuk getirmelerine da-ya-na-mı-yo-rum ..
 
Son düzenleme:
X