6 bin tl çok değil mi ya?

Bu alıntı işinize yarar belki.
 
Gecen sene kizimin anaokulunda 3 kez her ay para toplaniyordu 390+90+60 hesaplari ayriydi.. devlet anaokulu tam gun siniflardi sene basi oyuncak ve kitap parasi topladilar 400₺ neyse okul 150 kisilik bu arada.. okuldaki veliler direk cimere sikayet ettiler,mebede gizli veli olarak sikayet ettiler.. sondaki 60₺ yi meger havadan oylesine oduyormusuz.b ir sorusturma acildi.. sondaki 60₺ yi odemedik bi daha ikinci donem ve ikinci donem okulun maddi durumunun olmadigi icin cocuklara oglen sulu yemek cikartamayacaklari bunjn yerine kahvalti verilecegi msji geldi..bu durum.icinde bi kac veli tekrar sikayet etmisler tekrar sorusturma gecirdi okul...

Eger sikayet edecekseniz ilce milli egitime kesinlikle gitmeyin cunku okuldaki ogretmenler 5 veya 10 yili gecgin suredir ordaysa ilce milli egitimle cok sıkı bag icerisindedir.. dilekceyi yazdiginiz an "sorunlu veli" damgasi yersiniz..sorusturmayida ilve milli egitimden gelecek mufettisler degil bizzat okulun mudur yardimcisi veya memuru vs yapacaktir..
Dilekce yazacaksaniz cimere,mebe gondermeniz gerekiyor tarafsiz bir sorusturma icin..
Suan kizim baska bir devlet anaokulunda yine tam gun ,aylik aidat oduyoruz bize hemen makbuz kesiliyor.. devletten devletede fark var iste..
 
Kesinlikle
Kuru sıra kara tahta nelerine yetmiyor?
Yazdır yazdır geçir
İyi eğitim alsın şartları zorlayalım birlik olalım denilince nereye şikayete koşacağını şaşıran insanlar var

Konu sahibi için demiyorum bunu
 
Yıllarca neler gördüğümü anlatsam konu nerelere gelir:))) Kız meslek liselerinde yapılan veli toplantılarında "kızınız çantasında okul kitabı yerine ruj saç düzleştirici getiriyor, çıkışlarda arkadaşlarından zorla para alıyor" diye bilgilendirilen velilerin öğretmenlerin üzerine yürüyüşü mü dersin, düşük notlar ve devamsızlıktan dolayı sınıfta kalacak olan çocuğun babasını çağırıp baba-oğul müdire hanımın boğazına bıçak dayaması mı dersin.

Velhasıl Okul-Veli-Öğretmen-Öğrenci denkleminde öğretmenlere fatura kesilmemeli, işini layıkıyla yapmayanlar var ama en azından kendi çevremde gerek kendi eğitim hayatımda, gerek kızımın eğitim hayatında iç içe olduğum öğretmenlerin geneli özverili, dürüst, çocuklar için didinen insanlardı.


Buradaki velileri tenzih ederim, lakin ben öyle veliler biliyorum ki, aslında bilmiyorum demem yerinde olacak, çocuğu ilk ve ortaokul olmak üzere 8 yıl aynı okulda okuyup bir sefer dahi veli toplantısına gelmeyen ama çocuğuyla herşeye yazılı itiraz mesajı yollayan. Kendi kulaklarımla duyardım okullar açılsa da başımdan gitse diyen anneleri.
Yanlışsam yanlış düşünüyorsun diyen arkadaşlarım düzeltsin lütfen, okul veli-öğretmen-okul idaresinin işbirliğiyle gerçek bir eğitim yuvası olabilir.
Ortaokul öğretmenlerimden olan bir beyefendiyi sevgiyle anmak isterim, üstünden başından bilirdim ki yokluklarla okumuş öğretmen olmuş biriydi, zira kış mevsiminde yıkayıp yıkayıp giydiği tek bir takım elbisesi, rengi solmuş bir paltosu, yaz mevsiminde de giydiği tek bir takım elbisesi vardı, yüzü solgun bir adamcağızdı, ki yine anlardım aldığı maaş anca ev kirasına, faturalarına yetiyor, parmağında bir alyansı vardı evliydi belli, belki 2-3 çocuğu vardı, kıt kanaat onları okutmaya çalışıyordu, o kadar sessiz bir adamdı ki aç olsa açlığını bilmezdiniz, kaç yıldır evlidir, kaç çocuğu vardır, maddi imkansızlıkları onu ne kadar zorluyor bilmezdiniz, sefer tasıyla gelirdi okula, belki bir tas çorba taşıyordu kim bilir, o adamcağız okul ihtiyaçları için para toplamak durumunda kalsa kimsenin gık demeye hakkı yoktu çünkü topladığı her kuruşu yine çocuklara harcardı, ben böyle öğretmenler tanıdığımdan olsa gerek seviyorum öğretmenleri, kötü anılmaları üzüyor.


Ben enstitü mezunu, bir mantoyu birkaç arkadaş ortaklaşa giyen, yokluklarla okuyan öğretmenler tarafından okutuldum, bana okumayı-yazmayı, fen, matematik, coğrafyayı öğretirken, oturduğumuz sıraları temiz tutmayı, bizden sonra okuyacak çocuklarında o sıralarda hakkı olduğunu, okulumuzun evimiz, öğretmenlerimizin anne babalarımız kadar değerli olduğunu öğrettiler, düştük canımız mı acıdı öğretmenimiz koşardı imdadımıza.

Resim kabiliyeti olmayan bir çocuktum hala öyleyim, kulakları çınlasın inşaallah yaşıyordur resim öğretmenim kötü resimler çizip düşük not alacağım diye endişelendiğimde her çocuğun farklı bir kabiliyeti olduğunu anlatır, benim çizemediğim resime yardım eder, şiirleri çok sevdiğimi bildiğinden şiir okurdu, okulda yalnızca kitap eğitimi almadım, anne baba şefkatiyle hayat eğitimi de aldım, yeteneklerimi, ilgi alanlarımı ortaya çıkarıp yüreklendiren, yetersiz kaldığım noktalarda yardım eden eğitimcilerle okudum, kişisel temizliklerimiz kadar okulumuzu da evimiz gibi tertemiz bırakmanın önemli olduğunu öğrendik.

Valla kaynak kitap konusunda fikrim sabit, kitaba harcanan paraya acımam.

Ayrıca yaşı bana denkler bilir bizim zamanımızda test usulü sınav yoktu, yazılı sınav olurduk biz, aslında yazılı sınav daha iyi bilgiler ömürlük kalıyor aklınızda ama o zamanlar ilkokul 5. sınıfta kolej imtihanları olurdu, şimdiki gibi dershane vb test kitapçıkları yoktu, o imtihanlar test usulüydü, öğretmenimiz bizi kolej sınavlarına hazırlamak için 1. sınıfın 2. döneminden itibaren hem ansiklopedi hem koleje hazırlık kitapları aldırırdı, biz test çözmeyi öğretmenimiz sayesinde öğrendik, hazırlamasa hepimiz kolej sınavlarında o kağıtlara bunlar ne diye bakardık, kolej sınavlarına sayısal ağırlıkta hazırlanalım diye de kolejlerde okutulan matematik derslerini verir, hafızadan havuz problemleri çözdürürdü, şimdi var mı havuz problemleri:)))
Kim ne derse desin ben öğrencilik zamanımdaki eğitimin çok doyurucu ve bilgiye dayalı iyi bir eğitim sistemi olduğuna inanıyorum, 3 gün önce öğrendiğimizi unutmuyorduk, öğretmenler çocuklarını kapasitesini zorluyordu ama biliyorlardı ki verilen her eğitimi sünger gibi emiyor unutmuyorlardı.
 
Yaşlar ortaya çıkacak galiba ama aynı dönemin çocuklarıyız sanırım sevgili Mune.Kirkli yaşlarımdayim ve bizim nesil çok daha kısıtlı koşullarda sadece kara tahta ve okul kitapları ve fedakar ogretmenler sayesinde bir yere gelebildi.Ama birde şunu belirtmek isterim o zamanın öğretmenlerine verilen bir değer bir saygı vardı.Ögretmenin dediği ikiletilmez sözlerine art niyetle yaklasilmazdi.Deger goren öğretmende canla başla çalışırdı.Ögretmenleri küstürdüler ,heveslerini kırdılar.Motivasyonu düşen öğretmenin eğitim öğretimi de doğal olarak düştü.Sonra neden böyle sıfır çeken öğrenciler çıktı diye kara kara düşünür olduk toplumca.Zaten gençlerin dikkatini dağıtacak binlerce etken varken günümüz dünyasında birde öğretmenin motivasyonu yok paraydi yok masaydi yok kitaptı diye düştükçe bu çocuklara da yansıdı.
 

Allah aşkına sizin aldığınız 3 yapıştırıcıyı ne yapacak öğretmen? 2sini kırtasiyeye geri mi satacak? Parayı alıp cebine mi atacak? Yani karşı önerim olsun da kaynağı ne olursa olsun..

O bir top dediğiniz a4 de bir sene anca yeter. Bu kadar çok merak ediyorsanız sık sık okula uğrayın da gözlemleyin ne kadar kullanıyorlar.
 
"Öğretmenlik gönül işidir. İstemeyen yapmasın" diyenlere bir sözüm olacak. Eğitim bir gönül işi olduğu kadar aynı zamanda profosyonel ve sistematik bir iştir. Tüm sorumluluğu öğretmene yüklerseniz öğretmen çöker. Öğretmen çökerse sistem çöker. Sistem çökerse toplum çöker.
 
Son düzenleme:
fiziksel koşulları iyi olsun diye özel okullara bir sürü para döküyoruz. çocuğum daha iyi koşullara sahip olacaksa temizliği malzemesi vs için 300 tl seve seve verirdim eğer iyi bir devlet okulu bulabilecek kadar şanslı olsaydım.
 
Biz gecen yil 5 tane orta boy yapistirici 1. donem , 5 tane de 2. donem toplamda 10 tane aldik.

Ben bazi velileri anlamakta gercekten gucluk cekiyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…