5. Sinema Günleri 2. Hafta "guvastanema"

aklıma geldi
bir çok şehirde
parklar ve bahçeler için
bir tabela olurdu
"çimlere basmayınız"
taş yığınlarının arasında toprağa ayağımızı basamazdık.
neyse ki artık kaldırdılar o tabelaları

guvastanema .!.:

çok etkilendiğim bir bölüm... beğenmene sevindim canım.
yukarıdaki yoruma şaşırdım:) bu filmden gerçekten sıkılabilen insan bikaç kilometre uzağımda dursun yahu, o derece:))

Genişletmek için tıkla...

ben ayni gögün altinda dahi yasamak istemiyorum..ama ..denge ? %?

hayvanat bahcesi ziyaretlerini cok severim..saatlerimi gecirebilirim..birkac kez gittigim hayvanat bahcesine gecen yaz yine gitmistim..degistirilmis..simdi zebra görücem ben bir uctayim zebra teeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee öbür ucta:S
maymunlara bakicam ki en cok sevdiklerim onlar öyle karisik bir odalari vardiki agaclardan odalarinin buyuklugunden göremedim..bende dedim bu mimarin piiip piiipp

atlantis, sen kuzey avrupa filmi sordugundan beri düsünüyorum aklima gelmiyor filmin adi..

guvastanema, belgeselde insanlarin gözlerinin kapali olmasina yorumun cok güzeldi

prensesin.uykusuyum .!.:

evet bu çok güzel bir detay ...
sanıyorum bir kaç kez daha açıp izleyeceğim , hatta izleteceğim.
zannediyorum her seferinde daha farklı bir ayrıntı keşfedeceğim.
şöyle bir şeyde var ,belgesel yaklaşık bir saat sürüyor ama bana çok daha uzunmuş gibi geldi. genellikle sıkılınan filmler için bu söylenir ama burda tam tersi .
ağır ağır ilerliyor , düşünmeye sevkediyor, düşünüyorsunuz ki benim aklımdan kafamdan bir dolu düşünce geçti . uzun bir deneyim gibiydi.
bilmiyoruz , bakmıyoruz .
ellerimizi , gözlerimizi , bacaklarımızı incelemiyoruz
tabiatta ki dengeyi kavrayamıyoruz.
günlük hayata kendimizi o kadar kaptırmışız , doğadan o kadar uzaklaşmışız ki
hayvanları hayvanat bahçelerinde , süs oyuncak izler gibi izliyoruz ,garipseyerek bakıyoruz.
yada orda burda zarar veriyoruz.
birbirimiz parçalarıyız evet farkında değiliz.
biliyorum etkisi bir kaç gün sürecek ve yine normal akışa ayak uyduracağım.
ama şimdilik büyüsünü üzerimde taşıyorum .

Genişletmek için tıkla...

evet gerçekten öyle bir etkisi var, sanki saatler sürüyor... yönetmen bilinçli olarak yavaşlatmış,
bunun dışında, hiçbir montaj yok filmde. bu bilgiyi geçtim mi hatırlamıyorum, aklıma gelmişken yazayım dedim.

evet öyleymiş
küçük bir araştırma yapmıştım bende

Ben de filmle ilgili yorumumu yapayım kısa süre önce izlemiştim guvastanema'nın önerisiyle tabi:)


Zamanın hızla tükeniyor oluşu ve müdahale etme şansının olanaksızlığı uzun zamandır zihnimi meşgul eden bir sorun, bu belgeselde de zamanın soyutluğu aslında çok güzel işlenmiş, eğer ruhunu dinlersen o zaman sonsuza dek uzanır, anın tadına varılır, şayet hayatı koşturmacanın arasında yaşarsan güzellikleri de ıskalaman kaçınılmaz.

Fakat ben bu belgeselden sıkılanlara karşı yine de biraz sert eleştiri yapıldığını düşünüyorum;çünkü şu da var; bir yaşam formu var bize dayatılmış, aşılması gereken bir süreç çoğu insan için hayat ve sadece gerekirlerini yerine getirmek için yaşayıp, neliğini sorgulamayan bir kitle. Soyut düşünmeyen, diğer canlılarla evrensel bağını kavramamış, günlük yaşayan birey için sıkıcı olması muhtemel peki sadece o insan mı suçlu anlamlandıramamasında? Sürekli bireyselliğinden çıkarılıp bir topluluğun nesnesine haline getirilen insan üzerine oynanan oyunları kurgulayanların başarısı değil midir bu? Biraz dağınık yazıyorum farkındayım, bu aralar zihnim de çok dağınık ama demek istediğim şu ki burdaki zaman akışını algılayabilmek için bir üst düşünceye ulaşmak, gündelik düşünceden sıyrılabilmek lazım, bir belgeselle de olacak iş değil, tamamen farklı yapılanmış bir zihin gerekli. Zaten herkesin bu görüntüler karşısında heyecan duyduğu gün evrende de insanoğlunun daha sakin, daha barışçıl ve yavaş bir yaşam formuna ulaşması gerekmez mi...

Pia .!.:

bu hosuma gitti:) hatirlasana kitap gününde basima gelenleri..simdi her cümlemin sonuna iki nokta ve ve parantezi kapa:)


belgeseli bende 2.ye izlemistim..daha secilmeden..Guvastanema ninda dedigi gibi ariniyorsun..ben tefekkür ettim(tefekkürün düsünmekten farki, bilmiyorum ama tasavvufu, allahida katmak ise)
modeller ne kadar güzeldi, ne kadar kusursuzdu..allahin yarattigi herseyin kusursuz olduguna inanirim..engelli yada bir azanin eksik olmasi bunlari kusur degil "kisiye özgü" gibi yorumlarim..
bu belgeselde muhtesem bir uyum vardi..tabiat ve biz..hep onlarin yerinde olmayi hayal ettim
tskler guvastanema


birde bakin söyle birsey var,simdi bu belgesel hakkinda arastirirken bir yorum okudum..aynen su
"arkadaslar belgesel cok sikici, cok sanatsal!! bosuna indirmeyin herkesi uyarmak istedim" :OOO

hayvanlar alemindede cesit cesit hayvan var diymi? tipki bizdeki gibi

mesela kartallar,sahinler yada martilar guvercinler ucar ama karga ve akbabalarda ucar
aslan kaplan leopar ama birde sirtlanlar var ayni familiyadan diymi bunlar?

belgeselin ardindan bu yapilan yorumu bende böyle hayvanlar aleminden yorumladim

Genişletmek için tıkla...

Kitap gününde başına gelenler senin anlatım eksikliğinden değil yazdıklarının manipüle edilmesinden ileri geliyordu, neyse eski mevzu:)

Tefekkür ne güzel bir kelime, düşüncenin bence de çok ötesinde, derin anlamı olan sözcüklerin dilden düşmesi, yanına bir de "eskimiş" ibaresi alması ne acı değil mi, kelime hazinemiz sadeleştikçe dil de köreliyor, dilin inceliklerini yitirdikçe düşüncemiz de kısırlaşıyor...

İnsanlar önce aralarına sınırlar çizdi, toprak üzerinde hak iddia etti, ardından sahip olma dürtüsü baskın gelerek kendi yapay dünyalarını yaratıp oraya hapsoldular, koparıldıkları doğal ortamlarına yabancılaşarak doğa onların korkulu rüyası haline geldi ve özgürlüklerini satıp sahip oldukları mal-mülkle "modernleştiler", basit bir uyumu, kaotik bir uyumsuzluğa dönüştürdüler, işte geldiğimiz nokta... kendi özüne yabancılaşan insan ne kadar yaşamayı başarırsa bizde o kadar yaşıyoruz işte sonra biri bize fısıldıyor" farklı bir dünya mümkün" diye duymazlıktan gelmesek bile nihai gerçeklik yine bizim aklımızı çeliyor, cehennemlerimize geri dönüp övünüyoruz yaşamımızla ve hayat tükeniyor tüm hızıyla...

yazarken bende düsündüm bunu biraz sert mi diye ama hayir..orda uslup öyledi. yani yorumu yazan (tahmin ediyorum) gencin uslubu..

hatta bukadar sert olmamin nededinide biraz sizlersiniz:) bu öyle uzun bir mevzu ki
cevremde cok genc var..öyle kötü durumdalar ki..(abartmiyorum)üzüntümü ifade edemem..bu konularda biraz takintili bir tipim..hazm edemiyorum..akli olan her bir kimsenin bu ayrimlari yapabilmesi gerektigini düsünüyorum..ben , neredeyse cocuklugumdan beri tek basina mucadele eden bir insanim.. demekki oluyor, demekki ögreniliyor,sorunlar cözülüyor,egitiliyor,hatta terbiye olunuyor(insan)..iste, sizler gökten vahiyle mi egitildiniz
yo yo herkes yasadiginin karsiligi görücek
bir budala gibi yasayanlar bir budala gibi ölücek

evet,sansi yaver gitmeyen insanlar var..bahsettigim sinif onlar degil
diyorum mevzu uzun ve cetrefilli
basit bir ornekle ifadeye calisayim
30 yasina gelip eline hic kitap almayan!! ve aslada almayi düsünmeyen insanlar
lanetli anneler
elleri kanli liderler
adamsendeciler
banadokunmayanyilanbinyilyasasincilar

of özür dilerim

cok genellestirdim konuyu :%

atlantis .!.:

İnsanlar önce aralarına sınırlar çizdi, toprak üzerinde hak iddia etti, ardından sahip olma dürtüsü baskın gelerek kendi yapay dünyalarını yaratıp oraya hapsoldular, koparıldıkları doğal ortamlarına yabancılaşarak doğa onların korkulu rüyası haline geldi ve özgürlüklerini satıp sahip oldukları mal-mülkle "modernleştiler", basit bir uyumu, kaotik bir uyumsuzluğa dönüştürdüler, işte geldiğimiz nokta... kendi özüne yabancılaşan insan ne kadar yaşamayı başarırsa bizde o kadar yaşıyoruz işte sonra biri bize fısıldıyor" farklı bir dünya mümkün" diye duymazlıktan gelmesek bile nihai gerçeklik yine bizim aklımızı çeliyor, cehennemlerimize geri dönüp övünüyoruz yaşamımızla ve hayat tükeniyor tüm hızıyla...

Genişletmek için tıkla...

Hepinizin yazdıklarını okudum. Herkes hemfikir günümüzde insanın doğadan, kendi benliğinden uzaklaşıp başka bir hayatın içine hapsolduğu konusunda... Bunu Atlantis de çok güzel açıklamış, bu yüzden ondan alıntı yapıyorum. Yazdıklarınızı okuyunca bir daha düşündüm, ne gençler var, ne insanlar var gibi yorumlar da yazılmış hani daha gözü kapalı ve kendinin farkına varamayıp da başka şeylerin esiri olan. Bunlar doğru ama benim hiç canımı acıtmıyor. Ben mi çok duyarsızım diye düşünmeme sebep oldunuz. Ve sanırım öyleyim. Hiç kafa yormuyorum bu gibi şeylere. Elbette soyut düşünebiliyorum ama sorun diye bahsettiğiniz şeyleri hiç kafama takmıyorum. :26::26: Ve onların bir sorun olduğunun da farkında değilmişim aslında. Acı bir tablo benim için. :/ Çevre öyle bir hale sokmuş ki beni başka türlü bakamaz olmuşum dünyaya, kendime. Ben de içimi dökmek istedim izninizle. Bunu farketmem iyi oldu galiba. Belki bir değişim yaratır üzerimde. :|

pia içini dökmüşsün ,epeyde güzel ifade etmişsin katılmamak mümkün değil..

bu arada yeni anket ne zaman açılsın, bu anketin süresi epey geçti, izlememiş olan arkadaşlarımız yine hafta içinde yorumlarını yapabilirler diye düşünüyorum.

Liv aramızda değil , anket açma sırası MissAda bu yüzden.
özel msjla bilgilendireceğim.

bugün acilirsa iyi olur diymi anket?

anket günümüzde cuma olur hep haftasonuda oylama olur

atlantis, sen eleştirmen olmalısın
pia, hakkaten içini dökmüşsün:) çok sevindim böyle bir etkileşimi olmasına.

guvastanema .!.:

atlantis, sen eleştirmen olmalısın
pia, hakkaten içini dökmüşsün:) çok sevindim böyle bir etkileşimi olmasına.

Genişletmek için tıkla...

:78: İçimi döktüm ben, hazır belgeselin konusu da müsaitken

Tryamor .!.:

prensesin.uykusuyum beni silebilir misin listeden rica etsem... Finallerim başlıyor diğer ankete zaten katılamıcam ve adı listede geçen diğer insanlar da çok ilgisiz, hiç hoş olmuyor böyle. Bir de seçilen filmi izleme zorunluluğu bende bir baskı oluşturuyor niyeyse. Size iyi paylaşımlar. )

Genişletmek için tıkla...

pardon hangi arkadasimizin ilgisizligi seni rahatsiz etti..herkes burda :S

atlantis .!.:

:78: İçimi döktüm ben, hazır belgeselin konusu da müsaitken

Genişletmek için tıkla...

her konuda içini dökmeni keyifle bekleriz

Gene en son izleyen benim
Neyseki bugün siteye girdim prensesin uykusu mesaj atmış hemen gördüm ve hazırlıksız yakalansam da anketimi açtım

Film bir tek bende mi bu duyguları yaşattı acaba derken baktım herkeste aynı dinginlik
Benim içinde film bitmek bilmedi dalıp gitmişim
Ara ara burda ne anlatmak istiyor deyip dünyaya döndüğüm zamanlar da oldu tabi
Mesela gözlerin kapalı olması dikkatimi çekti etrafımızdaki olup biteni görmediğimizi düşündüm
Ama atlantisin yorumlaması da iyiymiş o açıdan bakmamıştım
Bir yerde insanların gözleri kapalıyken fillerin gözleri kocaman kocaman açılmış şakalaşıyorlardı
Bu arada filler ne tatlıydı ya gözleri de çok güzelmiş büyülendim doğrusu
Başka bir karede insanlar ölmüş gibi kıpırdamazken leoparların nefes alışları dikkatimi çekti
Gene başka bir karede elinde yapay 2 tüyle dans eden kadın bir yandan kanatlarıyla uçan bir kartal
Gerçekten çok güzel saatler yaşattı film
Dikkat ettiyseniz saatler dedim çünkü 1 saat değildi kesinlikle bu film

Bu arada müzikler süperdi
Vee fondaki sesin tüm anlattıkları üzerine düşünülesi şeylerdi
Liv'den özenip bende kendime bir defter edindim
Bu filmdeki tüm sözleri not edicem defterime

Tryamor .!.:

prensesin.uykusuyum beni silebilir misin listeden rica etsem... Finallerim başlıyor diğer ankete zaten katılamıcam ve adı listede geçen diğer insanlar da çok ilgisiz, hiç hoş olmuyor böyle. Bir de seçilen filmi izleme zorunluluğu bende bir baskı oluşturuyor niyeyse. Size iyi paylaşımlar. )

Genişletmek için tıkla...

tabiki silerim ama ben ilgisiz olduğumuzu düşünmüyorum:)
herkes burda
sadece bu ankette oylama süresi uzadı başka bir sorun yok.

Ankette 7 kişi var ama 3 kşi girip yazıyor topiğe. )
Neyse teşekkürler