Başbakan Erdoğan, Reyhanlı'daki saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada Suriye'nin Banyas şehrinde öldürülen bebeklerin görüntüsünün hiç gözünün önünden gitmediğini belirtip diyor ki;
''Mahşer günü Rabbim bana soracak: "Ey Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, o bebekler için ne yaptın diye. Ne diyeceğim. Siyaset mi yaptım diyeceğim''
Öncelikle Sayın Başbakan, mahşer gününde insanlar mevki ve makamları ile değil, Allahın kulu olarak çağrılır ve sorgulanır.
Kul Recep olarak çıkarsınız huzura, önce imanınız ve ibadetiniz sorgulanır.
İman ve ibadetin hesabını verdikten sonra devlet yöneticisi olarak adaletiniz sorgulanır.
Mesela;
Delillerin sahte olduğu defalarca kanıtlanmasına rağmen, 4-5 yıldır cezaevinde tutuklu yatanların kul hakları sorulur.
Devleti idare ederken, hainlerin döşediği mayına basıp bacağı, kolu kopan, sakat kalan vatan evlatlarımızın durumu sorulur.
Şehit düşen evlatlarımızın kanlarının vebali sorulur.
Suriyeden önce Reyhanlıdaki patlamada ölen ve yaralanan vatandaşlarımızın hesabı sorulur.
Size önce kendi ülkenizde müzakere ettiklerinizin vahşice öldürdüğü bebeklerin, yirmilik delikanlıların, kadınların ve köylülerin hesabı sorulur.
Küresel elitlerin Suriye işini Türkiyeye verdik demesinden sonra, ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptığınız Suriye ile bir anda düşman olduk.
Esad zorba ya da değil, sonuçta meşru bir devletin, meşru bir devlet başkanı. Düne kadar Boğazda yemek yediğiniz kanka Esad, ne oldu da birden bire kendi vatandaşlarını çoluk, çocuk demeden boğazlar oldu?
Sosyal medyada evlatlarım dediğiniz ÖSOnun yaptığı yüzlerce olayın video ve görseli yayınlanıyor, hiç onlara bakıyor musunuz mesela?
ÖSO yapıyor olamaz mı diye hiç düşündünüz mü ? Madem ahireti ve ahirette Allaha ne cevap vereceğinizi düşünüyorsunuz, bunları da düşünüyor olmanız gerekir.
Umarım Irakın işgali sırasında Müslüman kadınların tecavüze uğramasının, aralarında kadın ve çocukların da olduğu 1,5 milyon Müslümanın öldürülmesine sesiz kalışınızın da, Rabbimin huzuruna çıktığınızda verilecek bir cevabı vardır mutlaka
Veya Irakta bu olayları gerçekleştiren ABD askerlerini kahraman ilan edip, evlerine sağ salim dönmeleri için dua etmenizin de bir izahı ve cevabı vardır.
Van Akdamarda Müslüman Türk kadınlarının ırzına geçilen kiliseyi onarıp ibadete açmanızın da bir cevabı ve izahı olmalı.
Yüce Allah, Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez." (Mâide Sûresi, 5:51) buyururken; boynunuza taktığınız Yahudi üstün hizmet ve cesaret madalyasının da bir izahı ve cevabı olmalı değil mi Sayın Başbakan?
Üstelik orada savunmanızı yazılı yapamazsınız, PROMPTERden de okuyamazsınız.
Siz bunlardan sorgulanırken, bütün bunları gören ve parmak indirip kaldırmaktan başka bir vazifeleri olmayan vekilleriniz ve partili yöneticileriniz de Allah katında bunlardan sorguya çekilecektir. Yaptığınız her işte yanlış ya da doğru sorgulamadan, sizi kayıtsız şartsız destekleyenler de bu vebale ortaktır.
Dediğiniz gibi Sayın Başbakan, kimsenin yaptığı yanına kalmaz. Şüphesiz Allah her şeyi gören ve bilendir. Yukarıda saydıklarım bizim bildiklerimiz, bir de bizim bilmeyip Rabbimizin bilip soracakları var. Ve hepsinin bir cevabı olmalı, değil mi ama?
levent bulut