Strobe iyi ki varsın
iyi ki başlığıma vakit ayırıp mesaj attın. Pek çok insanın mükemmeli oynadığı bir platformda senin dürüstlüğün paha biçilmez
Senin analizin çok doğru. Antalya’ya taşınarak eşimin kimliğini elinden almış oldum. Burda iş çevresi tarafından sayılan, dinlenen bir kitle yok etrafında. Gerçi burda da girdiği ortamlarda, sohbetlerde hemen kendini belli ediyor ama senelerce emek verdiği çevre yok.
Doğru hatırlıyorsun. Biz otel işletiyoruz. Eşimin Burda kendi standartlarında iş bulması imkansız. Büyük sanatçıların (Ebru Gündeş, Sibel Can, Hakan Altun…vs) bayramlarda bir kaç gün geldiği bir şehir burası. Yazın Bodrum’da beachten teklif geldi. Happy Hour yapıyorlar ya. Ben yine o zamanda git dedim. Benim hamileliğim riskli olduğu için gitmedi. “Şu çocuğu sağlıkla kucağımıza alalım ondan sonra giderim” dedi. Dönemsel olarak İstanbul ve Bodrum’da yeni açılan mekanlara danışmanlık hizmeti verdi bu süreçte.
Bana kendi işimde yardım etmek istedi ama ailem izin vermedi. O da ayrı mevzu. Bizim aile de babamdan sonra dağılmış bir vaziyette. Ablam kafamı cep telefonuyla darp etti filan. İşte kendi emeğimiz olmayan bir şeye konunca onlar da hazımsızlık oldu. Aslında bu yönden bende uzaklaşmak istiyorum. Babamın arkadaşları da hep “Kendini uzak tut. Sen bu ailenin günah keçisi değilsin. Onlarda elini taşın altına koysun” filan dediler. Nasıl ki küçük kardeşimin “Benim çocuklarımın okulu Ankara’da. Ben düzenimi bozup Antalya’ya gelemem” deme özgürlüğü varsa benimde olmalı.
O kullandığın kelime var ya, işte bu kadar doğru bir tanım olamazdı. “Kapana sıkıştı” Borçlarını daha fazla öteleyemiyor. Yoksa beni geç, kızına aşık bir adam. Onu bırakmayı düşünür mü?
Çift terapisini düşünebiliriz. En azından ortak bir dil bulmak açısından ama bu adam Antalya’da yaşadığı müddetçe yaşam sevincini tekrardan kazanamayacak. Onun toprağını değiştirdim ve burda yeşermiyor.
Çok teşekkür ederim. Ben sadece kendi açımdan olayları değerlendirmek istemedim. Bana başka bir bakış açısı gösterdin