Son bir ayda 4 çocuk denize, havuza veya kuyuya düşerek boğuldu. Sirkeci İskelesi'ndeki arabalı vapur faciasında hayatını kaybeden Ece Su'nun acısını unutamamışken, Eminönü'nde deniz motoruna binerken bebek arabasından düşen bir bebeğin ve Şanlıurfa'da kuyuya düşen 6 yaşındaki Ahmet'in haberleri geldi. Önceki gün evden kaçıp yan evin havuzunda boğulan Pamir'in hikâyesiyse hepimizi yasa boğdu.
Peki nerede hata yapıyoruz? Pamir'in bulunması için binlerce kişi seferber olmuşken, arama kurtarmada mı hata yapıldı? Evin yanı başındaki havuz nasıl ihmal edildi? İlk taramada neden bulunamadı? 3.5 yaşındaki bir çocuğun 2 metrelik brandalı çiti aşması normal mi, yoksa Pamir'e has özel bir durum mu var? Kriminal bir vaka olma ihtimali sözkonusu mu? Havuzlu evde oturan ebeveynler ne yapmalı? Türkiye'de arama kurtarma denince ilk akla gelen isim Nasuh Mahruki ve Zekeriyaköy'deki operasyonu yürüten AKUT Genel Sekreteri Saydun Gökşin'le konuştuk...
- 2 bin kişilik arama kurtarma ekibi yan evin havuzuna düşen çocuğu saatlerce nasıl bulamadı?
SG: Çocuk aramak çok zordur, yetişkin gibi değil. Sistematik çalışıp olasılıkları değerlendirdik. Kriminal vaka olabilir, araba çarpmış olabilir. Sağa döndüyse Zekeriyaköy'ün içine sola döndüyse ormana gitmiştir. Daha önce 1.5 km uzaktaki Migros'a gittiği biliniyor. Bu sefer daha uzağı denemiş olabilir diye düşündük.
- 3.5 yaşındaki bir çocuğun o kadar uzağa gitmesi normal mi yoksa Pamir'e özel bir durum mu var?
SG: Çocuk hiperaktif. 2 metrelik çitleri aşıyor. O yaştaki bir çocuğun bunu yapabileceğine ihtimal vermedik. Yetişkin birinin bile branda çekili o duvarı aşması mümük değil. Yan evin havuzu da o yüzden yüksek ihtimal olarak görülmedi. Havuz daha önce çıtalarla aranmış. Keşke o zaman bulunsaydı ama sonuç yine değişmeyecekti.
- İki metrelik çitleri aşması akla yatkın mı?
SG: Daha önce de yapıyormuş. Pamir ilginç bir çocuk. 3.5k yaşında ama konuşmuyor. İsmi söylendiğinde ses veriyor. Daha önce 2 defa evden kaçmış. Duvara tırmanmak yerine kedinin peşinden gidip bilmediğimiz bir delikten de geçmiş olabilir.
-
Sabah dışarıda birinin gördüğü doğru mu?
SG: Sabah 9.30'da bahçıvan bulmuş, bahçeye koymuş, zili çalıp kapıyı çekmiş. Evin dış anahtarı posta kutusunun içinde. Çocuk giderse eve geldiğinde açıp girsin diye orada bırakıldığı iddia ediliyor. Böyle gariplikler var.
Bahçıvan neden aileye teslim etmeden ayrılmış? İhmal yok mu?
SG: Kapıyı çalmış. Onlar aşağı iner diye düşünüp bahçenin kapısını kapatıp işine gitmiş. Meğer zil bozukmuş. Hatta kapının üzerinde "Zil bozuk, kapıya vurun" yazıyormuş.
Arama neden ormana yoğunlaştı?
SG: Orman çok yakın. 4-5 ev sonra başlıyor ve çıkan farklı yollar var.
Yanı başındaki havuz nasıl ihmal edildi? İlk taramada neden bulunamadı?
SG: Kamera kayıtlarından bize sağlıklı bilgi gelmedi. Edindiğimiz kamera görüntülerinde Pamir yoktu, "Demek ki buralardan geçmemiş" diyerek hareket ettik. En kolay düşebileceği kuyulardan başladık
Havuzda ilk aramada neden bulunamadı? Ne hata yapıldı?
NM: En doğrusu dalgıçla ya da kancayla aramadır. Kancayla arama için savcılıktan izin gerekiyor. Bedenine saplanma ihtimaline karşılık sopayla arandı. Çocuk havuza düştüyse 2 dakikada boğulur. Biz aramayı canlı olma ihtimaline yoğunlaşarak yaptık. Çocuk yaralı olabilir, kanaması varsa acilen bulmanız gerekebilir.
İhmal yok mu?
NM: Sopayla yapılan arama yüzde yüz kabul edilecek bir arama değil. Olasılığı daha yüksek yerler arandıktan sonra oraya geri dönülmüş.
SG: Birinci günden beri havuz ve kuyulara bakıyorduk ama Zekeriyaköy'de bunlardan çok sayıda var. Çocuğun en kolay ulaşacağı ya da kayıp düşeceği yerleri aradık. Baktıkça havuz sayıları azaldı. Yan evin bahçesine 2 metrelik branda sarılı çiti geçmek o kadar zor ki, oranın üstüne gitmedik. Normal şartlarda burayı aşabileceği akla gelmiyor. Bu eve dışarıdan girmek hiç kolay değil.
Kayıp haberi aldığınızda ilk ne yapıyorsunuz?
SG: Tüm kayıp vakalarında en son görülen noktadan başlarız aramaya ve en son gören kişiyle konuşuruz. Sonra aile ve yakınlarla konuşup geçmişi ve medikal durumuyla ilgili bilgi alırız. Evde bir olumsuzluk olduğu için kaçtıysa yakın bir yerde saklanıyordur.
Çocuk kayıplarına has özellikler var mı? Bir çocuk kaçarsa ilk nereye gider?
SG: Çocuk kayıplarında ekstremleri yaşarsınız. Ya çok yakındadır ya çok uzakta. Empati kuramazsınız. O yüzden araziyi komple tararsınız.
Pamir'in vakasında neler yapılmış. Siz kaçta gittiniz oraya?
SG: AKUT olarak saat 15.30'da oradaydık. Ataşehir ve Esentepe'den iki ekip topladık. Akşam ikinci destek ekibi geldi.
Operasyona yönelik eleştirilere ne diyorsunuz?
SG: Kendi içinde çok başarılı bir operasyondu. Avrupa'da bir çocuk kaybolduğunda tüm ülkenin imkânları seferber olur. Bu vakada da skorski helikopterden mavi berelilere 20'ye aşkın STK'dan sıradan vatandaşlara her türlü imkân seferber edildi.
Bu kadar fazla sayıda farklı grubun olması olayı daha kaotik hale sokmadı mı?
SG: Türkiye'de arama kurtarmanın bu kadar ahenkli olduğu başka bir operasyon görmedim. Görev bölümü yapıldı. Bine yakın kişi kontrollü bir şekilde gruplandırıldı ve operasyon bölgelerine dağıtıldı. Kaos yoktu.
Arama kurtarmada hiç hata yapılmadı mı?
NM: Hayır yapılmadı. Sonuçta Pamir 30 saat içinde kurtarma ekipleri tarafından bulundu. "Niye daha önce bulunmadı" diye sormak doğru değil. Biz bulamadık da Amerikalılar mı geldi buldu? Eldeki verilere ve toplanan istihbarata göre durum değerlendirmesi yaptık ve kriz yönetim merkezinde strateji belirledik. Çocuğun evden kaçmayla ilgili bir tarihi var.
30 saatte bulunamamasına yönelik de eleştiriler oldu.
Onca insan işin bilimine göre hareket etti. Nasıl 30 saatte bulamazsınız deyip bunca emeği bir kalemde silemezsiniz, ayıptır.
Medyumdan yardım istendiği doğru mu?
NM: Hayır bu iddialar baştan sona saçmalık.
Kriminal bir vaka olma ihtimali var mı?
SG: Bir adli tıp uzmanıyla konuştum. Boğularak ölmelerde burunda mantarımsı köpükler oluşur. Gelen bilgilere göre Pamir'de bu tip köpükler görülmüş. Ayrıca çocuk öldürülüp havuza atılsaydı akciğerine su dolmazdı. İlk bulgular boğulmaya işaret ediyor.
Etrafta çocuklar varken havuzların kışın üstünün açık olması normal mi?
SG: Havuzu boşaltırsanız yer altı suyu kışın yükseldiği için alttan basan su o havuzu deforme eder. Havuzun iç ve dış basıncını dengede tutacak şekilde dolu tutmak gerekir. İçi doluyken filtre sistemini elektrik yanmasın diye çalıştırmazsanız böyle yosun tutar.
Havuzun üstü örtülerek çocuklara yönelik bir önlem alınması gerekmez miydi?
NM: Etrafı çevrili, kapısı kapalı, kimsenin yaşamadığı bir ev için neden önlem alsınlar ki? Kendi özel mülkü, "içinde yaşamadığın evin havuzunu neden açık bırakıyorsun diye" komşuyu suçlayamayız.
Havuzlu ev sahipleri ne önlem almalı?
NM: Yazın kendi havuzunuza düşerek de boğulabilir. İlk yapılması gereken şey çocuğa daha bebekken havuza düştüğünde sırtını dönmesini ve yüzünü yukarıda tutmayı öğretmek. Bebeklerde bu doğal refleks var zaten, bir kez öğretmeniz yeterli.
Ebeveynler çocukları nasıl korumalı?
NM: Bu vaka çok alışılmadık bir vaka. Çocuğunuzun evden kaçma eğilimi varsa çok sıkı önlem almanız lazım. Evinizdeki havuzun üstünü kışın brandayla örtmeniz lazım. Çocuğa hissettirmeden sürekli gözle kontrol edeceksiniz. Hissederse özgüveni gelişmez, hayatı tanıyamaz. Bir de "Hayır" denileni yapmamayı öğreteceksiniz. Avrupalılar bu konuda iyi ama biz sınıfta kalıyoruz.
Sosyal medyada konu amacından saptırıldı ve politik kutuplaşma malzemesi haline geldi.
NM: Bu maalesef Türkiye'nin siyasi ikliminin bir sonucu. Ötekileştirme siyasetiyle ülke ortadan ikiye ayrıldı. Çocuğun annesinin Alevi olduğunu söyleyenler, "İkinci bir Gezi mi çıkarmaya çalışıyorsunuz" diyenler, "3. Köprü'nün arazisine kasten giriyorsunuz" diyenler... Bunları söylemek için ahlaki sınırları aşmak yetmez akıl hastası da olmak gerekir. Tüm devlet, askerler, STK'lar orada ama işin faturasını Nasuh Mahruki'ye ve AKUT'a çıkarmaya çalışan zavallı bir kitle var.
Sosyal medya bu tür vakalarda işleri kolaylaştırıyor mu yoksa asılsız iddialarla zorlaştırıyor mu?
Hayır, diğer olasılıklar boşa çıkıyorsa sosyal medyadaki önerileri de ciddiye alıyorsunuz. Gelen ihbarların çoğu asılsız çıkıyor ama eğer başka çareniz kalmazsa onları da göz önünde bulunduruyorsunuz.
Son bir ayda 4 çocuk denize havuza veya kuyuya düşerek boğuldu. Nerede hata yapıyoruz?
En büyük problemimiz güvenli yaşam kültürüne sahip olamamamız. 7'den 70'e herkese, prizlere şiş sokmamayı öğretmekten tutun da merdivenden koşarak inmemeye kadar pek çok şeyi öğretmemiz gerekiyor. Birey kadar mülkü idarenin ve özel sektörün de sorumlulukları var.
Ece Su vakasında en büyük hata neydi?
Kaptanla görevli arasındaki koordinasyon olmadığı için facia yaşandı. Geminin kapağı kalkarken araba geriye düştüğünde geminin motorları da çalışıyor. Arkada müthiş bir türbülans yaratıyor. Çamaşır makinesi gibi ortamda suya atlasanız da kurtarmak mümkün değil.
Ya geçen hafta motora binerken bebek arabasından düşüp boğulan çocuk?
Annesinin hatası. Çocuğu kemerle bağlaması gerekirdi.
Çocuk denize düştüğünde ne yapmalı?
Gemi hareket halinde değilse hemen atlayıp çıkaracaksınız.
http://www.haberturk.com/gundem/haber/936549-akut-pamiri-neden-bulamadi