29 yaşındayım ve sanki hiç evlenemeyecekmişim gibi geliyor

İçgüdü ya da dürtü. Vardır yada yoktur, kişiye, kültüre, ırka, zamana, duruma, sağlığa, hastalığa, paraya, pula, yokluğa, varlığa göre varlığı yada yokluğu tartışılabilir. ama emin olduğum, bildiğim bir şey var ki, bende var. has be has bu iç güdüye sahibim.

Öte yandan annelik içgüdüsü sadece hayvanlarda vardır dersek kendi yavrusunu doğar doğmaz terkeden anne kediler de oluyor pek çok. Şimdi böyle bir örnek çıktı diye hayvanlarda da annelik içgüdüsü yokmuş demek ki diyemiyorsak doğurup çöpe atan, tuvalete bırakan, çocuğunu döverek öldüren kadınları baz alıp kadınlarda bu duygu yoktur diyemeyiz gibi geliyor bana. nasıl ki olması gereken şeyler her insanda eksiksiz var olmayabiliyorsa, annelik içgüdüsü ya da dürtüsü nasıl adlandırıyorsanız artık o da olması gerektiği halde her kadında olmayabilir. Ha bu demek değil ki çocuk sahibi olmak istemeyen kadın anormaldir. Bu tamamen tercih meselesidir ama benim şahsi kanaatim tüm kadınlar annelik duygusunu tatmalı. Dediğim gibi bu tamamen benim şahsi kanaatimdir.
siz her kadının doğasında annelik içgüdüsü/güdüsü vardır yazdığınız için ben o yorumu yazdım. şimdi de gelmişsiniz her kadında olmayabilir diyorsunuz :)
bakınız:
Yukarda bir arkadaş demiş neden ülkece evlenmeye bu kadar meraklıyız diye. Çünkü her kadının doğasında annelik güdüsü var da o yüzden.

bizim millet herkesi kendisi gibi sanmaktan ne zaman vazgeçecek çok merak ediyorum.

çelişki üzerine söylenecek başka birşey kalmıyor görüldüğü gibi. bence siz toplum baskısından o kadar çok etkilenmişsiniz ki satır aralarınızda siz de insanlara o baskıyı yapıyorsunuz. "her kadın bu duyguyu tatmalı" falan filan. tamam tadar herkes.
 
Cevrenin ne dedigini bosver o zaman rahatlayacaksin. Iki yillik evliyim 21 yasimdayim,iki yıl falan çıktık eşimle. Cevrem hep evlen evlen diye baskı yaptı eşimi çok severek evlendim. Simdi de niye çocuk yok? Probleminiz mi var.? Aaaa kısır misiniz acabaaa? Demeye başladılar! Hepsinin canı cehennemeee dostum!!!:eğlence:
 
Bende şöyle söyleyeyim o zaman bir kadın veya erkeğin evlenmesi diye birşey varsa geleceğinde o eylem eninde sonunda gerçekleşiyor, benim babaannem 40'lı yaşlarda vefat etmiş illet hastalıktan, dedem 39 yaşında hiç evlenmemiş üstelik Türkiye'de dahi yaşamayan, babaannem öldüğünde tesadüf eseri Türkiye'deki akrabalarını ziyarete gelen ve ne hikmetse akrabaları dedemin halasının yakınında oturan bir kadınla evlenmiş, buna kader deyin veya başka birşey deyin, babam keza öyle 40 küsür yaşına kadar hiç evlenmemiş bir hanımla evlendi, olacaksa olur, buna kimse mani olamaz lakin benim takıldığım nokta evlenmemiş olmanın kötü lanse edilmesi, bu da toplum baskısı yüzünden oluyor, evlenseniz daha 1 haftalık evliyken bebek var mı sorularına maruz kalacaksınız, bebek doğursanız 2. bebeği ne zaman yapıyorsun diye soracaklar, çevrenin ne dediğine takılmasın kimse, çevrenin ne baskısı ne sorgu suali biter, evlenseniz onlara bir faydası mı olacak veya bebek yapsanız onlar mı bakacak? Meraklılar, insanların hayatını merak etmekten vazgeçmiyorlar, kulak tıkayıp hayata devam etmek en mantıklısı.
Aynen çok doğru.Çevre Baskısı asla bitmez..tek sorun çevre baskısıyla kafaya takmamak Lazım ..
 
güdü/ içgüdü meselesinde yaptığım düzeltme bir yana...
farkında mısınız, muhtemelen farkındadır çoğu insan ama hayatı hep başkalarına göre yaşamıyor muyuz sanki? size de öyle gelmiyor mu?

temel eğitim hayatımız bittikten sonra üniversitede ne okuyacağımıza bizden başkaları karar veriyor, hep onlar yönlendiriyor. bu nedenle çoğu genç hayallerini ertelemek ya da hayallerinden vazgeçmek zorunda kalıyor. bir şekilde bazı mecburiyetlere göre okuyoruz.

okul bitiyor, işe girişimiz de ayrı macera. iş seçimine karışmayan kaç tane aile var? benim çevremdeki aileler hep karışıyor benimki de dahil. bir arkadaşım var, ailesi iş seyahati istemiyor. vardiya istemiyor. hafta sonu çalışması istemiyor. esnek mesai saatleri istemiyor. başka bir ile gitmesini istemiyor... bu kızı iyice bezdirdiler ve şimdi ailesinin zoruyla kpss'ye çalışmaya başladı, iibf mezunu, gerisini siz düşünün.

iş güç sahibi de olduktan sonra hadi evlen artık baskıları en alakasız insanlardan bile geliyor ki konuda o da var. konu sahibini gören komşunun çirkin şansı dilemesi, annesine senin kızın için dua ettik denmesi falan... ya ayıp değil mi böyle şeyler? evlenecek olan o, koca kahrı çekecek olan o, kocasının ailesiyle uğraşacak olan o, çocuk yapacak olan o, onun derdiyle uğraşacak olan da o. ama nedense kapısını kapadıktan sonra kendi hayatına gömülen insanlar hayatlarımızda söz sahibi olma hadsizliğini gösteriyor.

evlendikten sonra da baskılar bitmiyor ki. bu defa çocuk baskısı. çocuğun cinsiyeti, çocuğun ne zaman doğacağı hatta nasıl doğacağı bile nedense birilerine dert oluyor. benim en çok kızdığım konu çocuk konusunda baskı yapılması. Türkiye'de çocuk sahibi olamayan çok sayıda evli çiftin en büyük kabusu bu kendini bilmez, anlayışsız, düşüncesiz, andavallı tiplerin çocuk hakkında yorum yapması. kimse onlara "bizim çocuğumuz olmuyor" diye hesap vermek zorunda değil. kimse neden çocuk istemediğini, yapmadığını, düşünmediğini anlatmak zorunda da değil.

çocuk doğacak olur, ismine zaten herkes karışmaya kalkar. sanki mecbur millet birilerine çocuğun ismini beğendirmeye. bu defa 2. çocuk, 3. çocuk baskısı...

çok merak etmeye başladım, yaşadığımız hayatın yüzde kaçı acaba bize ait?
 
eğer prf. doçent ünvanı alabilmişse işi daha zordur. çoğu erkek bu kadın zaten bize bakmaz şeklinde uzak ve resmi durur. çevresindekiler de ona erkek yakıştıramaz, akademik kariyeri başına bela olmuştur. Buda bir baski bence:) akademisyen olmak kolay degil..bu durum da evlenmezler..
 
Aslında inanın bu söylediklerinizin hepsi benim de düşündüğüm çoğu kez kendime söylediğim telkinde bulunduğum gerçekler ama bu da insan psikolojisi işte, ne kadar kulaklarını tıkamaya çalışsa da insan yine de etkileniyor. Neyse ki burada gerçekten yardımcı olmak isteyen pozitif düşünce ve iyi niyetlerini ileten olaylara mantık çerçevesinde yaklaşan hemcinslerim var da biraz olsun ne yapıyorum ben, bu karamsarlık bana göre değil demeye başladım. Yarın sabah yeni umutlarla enerjik uyanmaya niyetlendim. Teşvik edici yaklaşımınız için teşekkür ederim :KK36:
Rica ederim, lütfen toplum baskısının özgüveninizi yok etmesine ve sizi kend istedikleri gibi yönlendirmelerine müsade etmeyin.

Güzel bir yaşam diliyorum.
 
Merhaba kızlar, ben 29 yaşındayım ve eğitimli, kendi ayakları üzerinde duran, çevremdeki herkesin ne kadar hoş ne kadar güzelsin dedikleri biriyim ancak yaklaşık 3 yıldır bir ilişkim yok ve bu durumdan dolayı oldukça karamsarlığa düştüm ve özgüvenim altüst oldu. Kısmetim mi kapalı yoksa kısmetim mi yok diye düşüne düşüne kafayı yiyicek duruma geldim. Şöyle ki; Nedense Kapıma kadar gelen kısmetlerim ya beni görmeden vazgeçiyorlar ya da kendi görüştüklerimle bir türlü ileri safhaya geçemiyoruz. Bu durumda bende ciddi bir karamsarlık başladı ve son bir kaç aydır özgüvenim yerlerde. sürekli rabbime dua ediyorum karşıma hayırlı biri çıksın diye gece gündüz dua ediyorum.hatta psikologa bile gitmeyi düşünüyorum çünkü umutsuz, isteksiz ve huzursuzum. Bu durum sosyal yaşantımı da etkilemeye başladı.Yaptığım hiçbir şeyden zevk alamaz olmaya, işe bile gitmek istememeye başladım. :cry:

Aslında çok bir şey istemiyorum, sadece sevmek ve sevilmek. Ama hiç olmayacakmış gibi geliyor En son hoşlandığım erkeğin en yakın arkadaşı bana çiçek yollayıp bir çuval inciri berbat etti ve hoşlandığım adamla olan tüm yollarımı kapattı. Gerçi ben umutlanmasın diye ona tüm açık yürekliliğimle onunla olamayacağımı söyledim ama işte bir kere önüme koydu o taşı artık.

Çok uzattım kızlar biliyorum ama çok bunaldım ve sizinle paylaşmak dertleşmek istedim. :KK61:Tavsiyelerinize, yorumlarınıza açığım
Ben de 29 yaşında evlendim. Bişey anlatayım içime çok koymuştu. Bir iş arkadaşım bekarlara takılıyordu. İki kız arkadaşım ve beni kıyasladı. Dedi ki:"Hadi bunların gideri var da..." devamını getirmedi ama anladım. Öyle üzülmüştüm ki... Böyle tipler evlenmeyi bişey sanıyor. İlk defa kabalaşacağım içimden dedim tabi " ulan senin karının gideri varsa benim de olur" tabi bunu sesli düşünmedim.
Sonuç olarak insanlar üstünüze gelir. Ama benim bu konudaki tek düşüncem kısmetse eninde sonunda olurdu. Bu yüzden çok rahattım. Siz de öyle düşünün.
 
Merhaba kızlar, ben 29 yaşındayım ve eğitimli, kendi ayakları üzerinde duran, çevremdeki herkesin ne kadar hoş ne kadar güzelsin dedikleri biriyim ancak yaklaşık 3 yıldır bir ilişkim yok ve bu durumdan dolayı oldukça karamsarlığa düştüm ve özgüvenim altüst oldu. Kısmetim mi kapalı yoksa kısmetim mi yok diye düşüne düşüne kafayı yiyicek duruma geldim. Şöyle ki; Nedense Kapıma kadar gelen kısmetlerim ya beni görmeden vazgeçiyorlar ya da kendi görüştüklerimle bir türlü ileri safhaya geçemiyoruz. Bu durumda bende ciddi bir karamsarlık başladı ve son bir kaç aydır özgüvenim yerlerde. sürekli rabbime dua ediyorum karşıma hayırlı biri çıksın diye gece gündüz dua ediyorum.hatta psikologa bile gitmeyi düşünüyorum çünkü umutsuz, isteksiz ve huzursuzum. Bu durum sosyal yaşantımı da etkilemeye başladı.Yaptığım hiçbir şeyden zevk alamaz olmaya, işe bile gitmek istememeye başladım. :cry:

Aslında çok bir şey istemiyorum, sadece sevmek ve sevilmek. Ama hiç olmayacakmış gibi geliyor En son hoşlandığım erkeğin en yakın arkadaşı bana çiçek yollayıp bir çuval inciri berbat etti ve hoşlandığım adamla olan tüm yollarımı kapattı. Gerçi ben umutlanmasın diye ona tüm açık yürekliliğimle onunla olamayacağımı söyledim ama işte bir kere önüme koydu o taşı artık.

Çok uzattım kızlar biliyorum ama çok bunaldım ve sizinle paylaşmak dertleşmek istedim. :KK61:Tavsiyelerinize, yorumlarınıza açığım
Hic kendine can sıkıntisi verme vardir bunda bi hayir de evlensen belki sorun yasicaktin mutlu olmucaktin ayrica yasinda aman aman bu yastan sonra evlenemezsin denilcek bir yasta degil evlenenlerinde basi goge ermiyor :))) sen hayatinin tadini cikar imkanin isin varmis gez toz vakti gelince o da hic beklemedogin biyerden cikar mutlaka :)
 
Ne bu evlilik merakı diyenleri anlamıyorum kadın sevmek ve sevilmek istiyor, mutlu bir yuva kurmak anne olmak istiyor bunlar basit hayaller değil ki çok güzel şeyler tek başına hayatta keyif almak var eşinle bebeğinle almak var ikinci seceneği tercih etmek isteyenlere evlilik delisi gözüyle bakılması çok çok yanlış.
 
Ne bu evlilik merakı diyenleri anlamıyorum kadın sevmek ve sevilmek istiyor, mutlu bir yuva kurmak anne olmak istiyor bunlar basit hayaller değil ki çok güzel şeyler tek başına hayatta keyif almak var eşinle bebeğinle almak var ikinci seceneği tercih etmek isteyenlere evlilik delisi gözüyle bakılması çok çok yanlış.
insanların tabiatları farklı olabiliyor. Benim tabiatımda da sevmek ve sevilmek ihtiyacı önemli bir yer teşkil ediyor. İnanın bunun eğitimle yaşam tarzıyla da alakası yok. Hayatım boyunca hep iyi yerlerde okudum hatta üniversite tahsilimi yurtdışında yaptım farklı dünya görüşlerini farklı yaşayış tarzlarını gördüm ama bana uymayan bir yaşam tarzını da kabul edemem ki. Mutsuz olurum.. dolayısıyla birini sevmek ve sevdiğim kişi tarafından sevilmek istemem ve neticesinde o kişiyle evlenmek istemem gayet insani bir istek diye düşünüyorum. Kaldı ki evlilik budalası biri olsam şimdiye kadar çoktan evlenirdim aslında. Ama evlilikteki önceliğim benim için karşılıklı aşktır.. bunu da yaşayabildiğim çok çok az kişi çıktı karşıma. Diğerleri ya beni isteyip benim istemediklerimdi ya da tam tersi .. hal böyle olunca insan ister istemez demoralize oluyor ama çok şükür bugün daha iyiyim. Gerek bu başlık altında gerekse özel mesaj yoluyla güzel yorumlar, destekler ve teşvik edici fikirler aldım.

Desteğiniz için size de çok teşekkür ederim.. :KK200:
 
Merhaba kızlar, ben 29 yaşındayım ve eğitimli, kendi ayakları üzerinde duran, çevremdeki herkesin ne kadar hoş ne kadar güzelsin dedikleri biriyim ancak yaklaşık 3 yıldır bir ilişkim yok ve bu durumdan dolayı oldukça karamsarlığa düştüm ve özgüvenim altüst oldu. Kısmetim mi kapalı yoksa kısmetim mi yok diye düşüne düşüne kafayı yiyicek duruma geldim. Şöyle ki; Nedense Kapıma kadar gelen kısmetlerim ya beni görmeden vazgeçiyorlar ya da kendi görüştüklerimle bir türlü ileri safhaya geçemiyoruz. Bu durumda bende ciddi bir karamsarlık başladı ve son bir kaç aydır özgüvenim yerlerde. sürekli rabbime dua ediyorum karşıma hayırlı biri çıksın diye gece gündüz dua ediyorum.hatta psikologa bile gitmeyi düşünüyorum çünkü umutsuz, isteksiz ve huzursuzum. Bu durum sosyal yaşantımı da etkilemeye başladı.Yaptığım hiçbir şeyden zevk alamaz olmaya, işe bile gitmek istememeye başladım. :cry:

Aslında çok bir şey istemiyorum, sadece sevmek ve sevilmek. Ama hiç olmayacakmış gibi geliyor En son hoşlandığım erkeğin en yakın arkadaşı bana çiçek yollayıp bir çuval inciri berbat etti ve hoşlandığım adamla olan tüm yollarımı kapattı. Gerçi ben umutlanmasın diye ona tüm açık yürekliliğimle onunla olamayacağımı söyledim ama işte bir kere önüme koydu o taşı artık.

Çok uzattım kızlar biliyorum ama çok bunaldım ve sizinle paylaşmak dertleşmek istedim. :KK61:Tavsiyelerinize, yorumlarınıza açığım
Canım seni çok iyi anlıyorum.hemen hemen aynı durumu bizde şuan erkek kardeşim için yaşıyoruz.anlayamıyorum neden ve nasıl böyle oluyor.kardeşimde memur efendi çevresinde çok sevilir hiç bir kötü ahlaki yok hatta etrafındaki kızlar beni kuma al diye şakalar yapıyorlaronlari istemedi herbirine bir şey buldu bizde kaç k kişiyle tanıştırdık ya elektrik alamadı elektrik aldığı da başından kestirip attı hiç konuşmadan .yaşı 30 ols
Merhaba kızlar, ben 29 yaşındayım ve eğitimli, kendi ayakları üzerinde duran, çevremdeki herkesin ne kadar hoş ne kadar güzelsin dedikleri biriyim ancak yaklaşık 3 yıldır bir ilişkim yok ve bu durumdan dolayı oldukça karamsarlığa düştüm ve özgüvenim altüst oldu. Kısmetim mi kapalı yoksa kısmetim mi yok diye düşüne düşüne kafayı yiyicek duruma geldim. Şöyle ki; Nedense Kapıma kadar gelen kısmetlerim ya beni görmeden vazgeçiyorlar ya da kendi görüştüklerimle bir türlü ileri safhaya geçemiyoruz. Bu durumda bende ciddi bir karamsarlık başladı ve son bir kaç aydır özgüvenim yerlerde. sürekli rabbime dua ediyorum karşıma hayırlı biri çıksın diye gece gündüz dua ediyorum.hatta psikologa bile gitmeyi düşünüyorum çünkü umutsuz, isteksiz ve huzursuzum. Bu durum sosyal yaşantımı da etkilemeye başladı.Yaptığım hiçbir şeyden zevk alamaz olmaya, işe bile gitmek istememeye başladım. :cry:

Aslında çok bir şey istemiyorum, sadece sevmek ve sevilmek. Ama hiç olmayacakmış gibi geliyor En son hoşlandığım erkeğin en yakın arkadaşı bana çiçek yollayıp bir çuval inciri berbat etti ve hoşlandığım adamla olan tüm yollarımı kapattı. Gerçi ben umutlanmasın diye ona tüm açık yürekliliğimle onunla olamayacağımı söyledim ama işte bir kere önüme koydu o taşı artık.

Çok uzattım kızlar biliyorum ama çok bunaldım ve sizinle paylaşmak dertleşmek istedim. :KK61:Tavsiyelerinize, yorumlarınıza açığım
Merhaba kızlar, ben 29 yaşındayım ve eğitimli, kendi ayakları üzerinde duran, çevremdeki herkesin ne kadar hoş ne kadar güzelsin dedikleri biriyim ancak yaklaşık 3 yıldır bir ilişkim yok ve bu durumdan dolayı oldukça karamsarlığa düştüm ve özgüvenim altüst oldu. Kısmetim mi kapalı yoksa kısmetim mi yok diye düşüne düşüne kafayı yiyicek duruma geldim. Şöyle ki; Nedense Kapıma kadar gelen kısmetlerim ya beni görmeden vazgeçiyorlar ya da kendi görüştüklerimle bir türlü ileri safhaya geçemiyoruz. Bu durumda bende ciddi bir karamsarlık başladı ve son bir kaç aydır özgüvenim yerlerde. sürekli rabbime dua ediyorum karşıma hayırlı biri çıksın diye gece gündüz dua ediyorum.hatta psikologa bile gitmeyi düşünüyorum çünkü umutsuz, isteksiz ve huzursuzum. Bu durum sosyal yaşantımı da etkilemeye başladı.Yaptığım hiçbir şeyden zevk alamaz olmaya, işe bile gitmek istememeye başladım. :cry:

Aslında çok bir şey istemiyorum, sadece sevmek ve sevilmek. Ama hiç olmayacakmış gibi geliyor En son hoşlandığım erkeğin en yakın arkadaşı bana çiçek yollayıp bir çuval inciri berbat etti ve hoşlandığım adamla olan tüm yollarımı kapattı. Gerçi ben umutlanmasın diye ona tüm açık yürekliliğimle onunla olamayacağımı söyledim ama işte bir kere önüme koydu o taşı artık.

Çok uzattım kızlar biliyorum ama çok bunaldım ve sizinle paylaşmak dertleşmek istedim. :KK61:Tavsiyelerinize, yorumlarınıza açığım
Canım benimde kardeşim aynı durumda.seni çok iyi anlıyorum.heryonden dört dörtlük birisi.ama bir türlü olmuyor.bu ara ona o kadar canımiz sıkılıyor ki.memur yakışıklı efendi hiç abartmıyorum fazlası var eksiği yok.begeniliyorda ama bu kendini isteyenlereyada bizim bulduklarimiza hep bir şey buldu.kendi beğendiği de oldu kız kabul edip konuşmadı.offf.daha bu ay erkek kardeşimin bir kucugu kizkardesim var onun dugunu oldu.bunda daha tık yok.napcaz niye böyle oluyor bilmiyorum .bende ona çok üzülüyorum yaşı geldi 30 a evlenmeyi de istiyor ama şu elektrik çok zor konu..
 
Çok yerinde bir tespit ama inanın o kadar kötü insan var ki, ben üniversiteyi bitirine kadar hayatı hep toz pembe görürdüm, ta ki iş hayatına atılana kadar.. biraz da işim gereği pek çok insanın sorunlarını dinliyorum bir nevi psikolog gibi görüyorlar ve dinledikçe diyorum ki insanlar bu kadar kötü olmayı nasıl başarıyor... neler neler var.. ancak şu da var biz kadınlar daha duygusal ve hassas varlıklar olduğumuz için bu tarafımız kötü niyetli kendine hoca diyen insanlar tarafından suistimal ediliyor ve sonra toplumdaki evlenemeyen kadınların ekseriyeti ben de büyü varmış biliyor musunuz diye dolanıyor. Erkeklere gelince, toplumdaki algıya göre erkek evlenmeyince tercih meselesi oluyor kadın evlenmezse kimse almamıştır ya da kesin büyü vardır denilerek bir takım kötü niyetli insanlarca yolunmuş kaza dönüştürülüyor. :/
Kadınlar hakkında ne kadar basmakalıp düşünceleriniz var. Yok bütün kadınlar anne olmak ister sevilmek için duygusaldır filan. 40 yaşındayım hiç anne olmak istemedim duygusal bi insan da değilim seven sever sevilmiyorum diye tepinmem bu durumda ben kadın değil miyim. Bence erkekler sizin gibi evlenmeye doğurmaya şartlanmış kadınlardan kaçıyor büyü filan değil bu yüzden kapanıyor kısmetiniz. Erkekler sizden işte bu hayatta hiçbir eğlence zevk öğesi barındırmayan sadece beni nikah masasına oturtup çocuk yapmak isteyen biri elektriği alıyordur. Yani yazdıklarınızı okurken ben bile sıkıldım hiçbir özgün fikriniz yok bütün toplum baskılarını sindirip kabullenmişsiniz.
 
Kadınlar hakkında ne kadar basmakalıp düşünceleriniz var. Yok bütün kadınlar anne olmak ister sevilmek için duygusaldır filan. 40 yaşındayım hiç anne olmak istemedim duygusal bi insan da değilim seven sever sevilmiyorum diye tepinmem bu durumda ben kadın değil miyim. Bence erkekler sizin gibi evlenmeye doğurmaya şartlanmış kadınlardan kaçıyor büyü filan değil bu yüzden kapanıyor kısmetiniz. Erkekler sizden işte bu hayatta hiçbir eğlence zevk öğesi barındırmayan sadece beni nikah masasına oturtup çocuk yapmak isteyen biri elektriği alıyordur. Yani yazdıklarınızı okurken ben bile sıkıldım hiçbir özgün fikriniz yok bütün toplum baskılarını sindirip kabullenmişsiniz.
Nasıl da iki üç kelimeyi cımbızla çekip hakkımda hayatta hiçbir zevk öğesi barındırmadığım yönünde bu denli ağır bir kanatte bulunmuşsunuz hayret ettim doğrusu. Elbette eleştiri hakkınız var ancak madem bu kadar sıkıldınız okumayıverseydiniz keşke, değerli vaktinizi sıkıcı insanların başlığında harcayıp kendi çelişkinizde boğulmasaydınız madem.

toplumsal baskının insan psikolojisi üzerindeki etkisini kendim üzerinden anlatabilmek ve ruh halimi paylaşabilmek adına 2-3 yorumda bahsettiğim kısmet kapalılığı vs mevzusunun bu noktalara getirilmesi üzücü.

Her neyse; sayfalar dolusu sıkılmanıza rağmen yine de yorum kasabildiğinize göre yine de demek ki ilgiye değer görmüşsünüz. Eleştirinizi değerlendirmeye çalışıcam sevgiler.
 
Ben bu büyü olayını hiç anlamam. Biri birine düşman olunca niye evlenemesin diye büyü yapar ki? Hani bi kadın için en büyük felaket evlenememesi gibi görüldüğü için mi? Ne bileyim hasta olsun,işsiz kalsın vs değil de genelde evlenemeyince akla bu geliyor. Erkeklerde bu pek düşünülmüyor. Demek ki toplum olarak bi kadının başına gelen en büyük kötülüğü koca bulamaması olarak görüyoruz. İlginç.
Bence evlensin diye yapılmalı:KK70: bekarlık gibisi var mı.şimdiki aklım olsa valla hayatta evlenmem.
 
X