ben 38 yaşındayım.28 yaşlarındaykendaha iki çocuk annesiydim.hayatta ki pişmanlığım ise erkek doğmamak.daha küçük yaşlardan itibaren annemin oğlan sever annelerden olduğunu anladım.ömrüm kız olduğum için dört duvar arasında geçti.ben on yaşındayken Fransa'ya gittik.annemin düşüncelerini ne yazıkki avrupa da değiştiremedi.ablamı dayak zoruyla -zorba-olduğunu bütün ilçemin bildiği bir aileye verdiler.ben direttim evlenmeyeceğim okuyacağım diye.18 yaşıma girince izine geldik .tatilin bitimine yakın annem beni ailesinden ayrı Ankara'da yaşayan bir boyacıya sözlemişler.erkek kaerdeşimi ise16 yaşında bir hafta arayla nişanladılar.hemde ablama yapılan zulmü görmelerine rağmen aynı aileden biriyle.nasıl mı evlendim? babam mahallenin ortasında bana meydan dayağı çekti de ondan.HER YERİM MORLUKLARLAdolu ya dedim onu yada kendimi öldüreyim!!sonra mantık galip geldi.kendi kendime ya dedimona bir şey yapsam hapislerde çürüyeceğim.kendime bir şey yapsam hem günaha gireceğim,hem de suçum ne?!!!.o zaman evleneyim .insan dedim ölecekse bir kere öimeli....söz verdim kendime birdaha kimse beni dövemeyecek diye.19 yıllık evliyim eşim bir kez elini bana kaldırdı .omuzunda hala bıraktığım iz duruyor ...eşimle istemeden evlendim.oda bunu biliyor.onun sevgisini de kazandım saygısını da.mücadele ettim hem de çok!!!ÇOK FAKİRDİK,tam manasıyla aç kaldık acıkta kaldık.ama kimseye bildirmedim ,kıyafet almadım ördüm.ucuz bulduğum her sebzeden deişik yemekler yaptım.doktor parası olmadığı içinşifalı otlarda kendimi geliştirdim....ama ne kendimi ezdirdim ne ona karşı sevgimi kaybetmemek için eşimi ezdim.AMA HALA İÇİM DE EVİNİN ARKASINDA BİR GÜN; ODA KADAR OLSA DA KENDİ EVİ VE İŞİ OLCAĞININ YEMİNİNİ EDEN,KAÇMA PLANLARI YAPAN KÜÇÜK KIZ VAR.
her insanın içinde dipsiz bir kuyu vardır.içine ya üzüntülerini atarsın ya da o kuyuya kendin düşersin.!!!ben atmayı yeğledim.