Popüler Konu 24 Haziran Başkanlık seçimi anketi ;

Başkanlık seçiminizde oyunuzu kime vereceksiniz ?

  • AKP ile MHP ortak adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

    OY: 891 37,9%
  • CHP adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce

    OY: 1.067 45,4%
  • HDP adayı İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş

    OY: 67 2,9%
  • İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener

    OY: 274 11,7%
  • SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu

    OY: 42 1,8%
  • VP Genel Başkanı Doğu Perinçek

    OY: 8 0,3%

  • Ankete Katılan
    2.349
  • Anket Kapalı .
CHP ve İYİ parti birleşmeliydi oy bölünüyor böyle.
Ya bence de birleşmeleri lazım her seçimde böyle gıcık gıcık oylar ziyan oluyor 2 Ada'm çıkaracaklar 2 si kapışacak hele o diğerleri o oy oranlarıyla asla seçime girmezdim rezalet oy değil oycuk valla:skandal:
 
Et -gecim muhabbeti dönmüş yaklaşık 10 yıl oldu krediyle ev alalı esimin maaşı ne düşük ne yüksek bı sene öncesine kadar kurbanda kurbana kırmızı et yiyen biz anca alabiliyoruz eve et oda gidim gidim

2000 TL maaş alıp iki çocuk sahibi bı insan anca kira vs yoksa alır evine eti butu

Yoksa borçla harçla anca kuru ekmeğe talim ediyor insan yaşamayan bilmez

Ekmek yoksa pasta yesin hesabi kimse yaşamadan anlamaz bu işleri
 
Et -gecim muhabbeti dönmüş yaklaşık 10 yıl oldu krediyle ev alalı esimin maaşı ne düşük ne yüksek bı sene öncesine kadar kurbanda kurbana kırmızı et yiyen biz anca alabiliyoruz eve et oda gidim gidim

2000 TL maaş alıp iki çocuk sahibi bı insan anca kira vs yoksa alır evine eti butu

Yoksa borçla harçla anca kuru ekmeğe talim ediyor insan yaşamayan bilmez

Ekmek yoksa pasta yesin hesabi kimse yaşamadan anlamaz bu işleri

Cancağızım artık kurbanı kesip de dağıtan mı kaldı ? Herkes kesip dondurucuya istifliyor.. Bütün sene yiyor işte...
Her gün et yiyoruz diyenler onlardır işte :)))
 
Son düzenleme:
keşke betonun yenmeyeceğini anlayabilseydik ...

Hiç bir siyasi liderin çiftçiye yönelik vaatleri yok ! Vaatlerle bile mutlu oluyorduk oysa

Neden 70-80 ler de seçimin gidişatını değiştiren çiftçinin artık hükmü yok, yazık

14 Mayıs Dünya çiftçiler günü :)
Şu an ailecek yandan yemişi olsakta çiftçilik için durumun vehametini şimdiden az çok gördük.

Bir kere hayalimiz yerli tohumdu, eğer bu işi para kazanmak için yapıyorsak, sertifikalı tohum olması gerektiğini, bunun da ithal tohum olduğunu öğrendik.

Bu ithal tohumun ata tohum gibi seneye de dikerim düşüncesinin hayal olduğunu öğrendik.

Bu ithal tohumları diktiğimiz zaman, toprağın veriminin her geçen yıl düştüğünü öğrendik.

Hatta bazı çiftçiler iddia ediyor ki, bitki ve böcek florasını bile değiştiriyor, yakındaki meyve ağaçları da etkileniyormuş.

Tecrübeli çiftçilerin dediği bir de şu var,
Tam mahsülü devlete satma zamanı geldiğinde, ithal edip ellerinde olanların fiyatı kırılıyormuş.

Artan benzin fiyatlarını söylemiyorum bile :)

İthalat ile baş etmesi imkansız hale getirilen çiftçi ne yapsın?


Önceden hayvancılık sayesinde saman para ediyordu.
Hala da ediyor sayılır.
Ama şu an hayvancılık zaten iyiden iyiye azaldı.
Türkiye de büyükbaş+küçükbaş hayvan sayısı 55 milyon olarak ifade ediliyor.
(14 milyon kadarı büyükbaş yanlış bilmiyorsam.)
Uruguay da bu oran 3 milyon nüfusa,
14 milyon büyükbaş
(Küçükbaş hakkında fikrim Yok ve umarım uruguay derken doğru hatırlıyorumdur Uganda falan değildir :) )
Şimdi Sürekli et fiyatlarından ve et tüketememekten şikayet eden bize dönersek, nedenine bakmak lazım.

(Hayvancılık ithalatı ile ilgili de apayrı bir dünya yazabilirim :) )

Bu arada hayvancılık epey epey epey zor bir iş.
Yani bugün masa başı iş mi, hayvancılık mı deseniz az olsun benim olsun der masa başına oturur çoğu insan.

Neyse, çok dağıtıyorum ama hep böyle birbiri ile ilintili bu meseleler :)
14 Mayıs çiftçiler günü de kutlu olsun diyeyim de bitsin madem :)
 
Siz sınava tabi okulların listesini incelediniz mi?Doğru düzgün okullara hala sınavla girilecek.

Diğerleri ise mahalle okulundan bozma anadolu liseleri zaten.

Ne o sınav kalktı.Siz de buna sevinin.
zaten adam gibi eğitim mi var ülkede her sene sınav kaldırıp makara yapıyolar kendileri gibi yobaz insan yetiştirmek istiyo devlet
 
Bütün samimiyetimle şunu söylemek istiyorum size... Benim annem 69 yaşında. Ben 44 yaşındayım. Ben kendimi bildim bileli başı kapalı ve namazını hep kıldı. Teyzelerim, halalarım ve ablamında... Evimizde ezan sesi, kuran sesi hiç eksik olmadı. Orucumuzu tuttuk. Hacca giden oldu, umreye giden oldu.. Universite mezunu kızlarımız bir dünya. Başı açık olanı da var olmayanı da...
Bize kimse müdahale etmedi.. Aynı ülkedeyiz.. Ben anlamıyorum..
Bir dönem ünv. yasak vardı ( bunu asla onaylamam ve doğru bulmamdım.) ama kendi halinde insanlara kimse ibadet etme, namaz kılma, oruç tutma demedi yahu...
Bu kadar abartmayın din elden gidiyor diye... Gitmez.. Gidemez...


Çünkü böyle yansıtılıyor.Ortaçağ kafasıyla dinle insanları korkutup, yönlendiriyorlar.

Pankatlar asıyorlar ezan için, din için diye.Sanırsın 16 yıl önce bu ülkede ezan,ibadet yasaktı.
 
Bir zamanlar kuran okumak için bir araya gelen insanları birileri şikayet edip sanki fuhuş baskını yapar gibi yaka paça götürülen zamanlar da oldu
Çevremden çok duyuyorum yatıp kalkıp dua ediyorlar Cumhurbaşkanımız sayesinde yüksek sesle evimizde kuran okuyabiliyoruz diye

Allah Allah biz nerede yaşıyoruz o zaman?Yıllarca cenazeler oldu okundu, bebek oldu okundu,

ev aldı okundu,askere gitti-geldi okundu, ramazanlarda 30 gün hatim için toplanıldı v.s. her

vesileyle bu yaşıma kadar bir sürü bu tür şeylere katıldım.Ne çocukluğumda ki sizin bahsettiğiniz

dönemlere denk gelir , ne sonrasında hiç basılmadık.
 
14 Mayıs Dünya çiftçiler günü :)
Şu an ailecek yandan yemişi olsakta çiftçilik için durumun vehametini şimdiden az çok gördük.

Bir kere hayalimiz yerli tohumdu, eğer bu işi para kazanmak için yapıyorsak, sertifikalı tohum olması gerektiğini, bunun da ithal tohum olduğunu öğrendik.

Bu ithal tohumun ata tohum gibi seneye de dikerim düşüncesinin hayal olduğunu öğrendik.

Bu ithal tohumları diktiğimiz zaman, toprağın veriminin her geçen yıl düştüğünü öğrendik.

Hatta bazı çiftçiler iddia ediyor ki, bitki ve böcek florasını bile değiştiriyor, yakındaki meyve ağaçları da etkileniyormuş.

Tecrübeli çiftçilerin dediği bir de şu var,
Tam mahsülü devlete satma zamanı geldiğinde, ithal edip ellerinde olanların fiyatı kırılıyormuş.

Artan benzin fiyatlarını söylemiyorum bile :)

İthalat ile baş etmesi imkansız hale getirilen çiftçi ne yapsın?


Önceden hayvancılık sayesinde saman para ediyordu.
Hala da ediyor sayılır.
Ama şu an hayvancılık zaten iyiden iyiye azaldı.
Türkiye de büyükbaş+küçükbaş hayvan sayısı 55 milyon olarak ifade ediliyor.
(14 milyon kadarı büyükbaş yanlış bilmiyorsam.)
Uruguay da bu oran 3 milyon nüfusa,
14 milyon büyükbaş
(Küçükbaş hakkında fikrim Yok ve umarım uruguay derken doğru hatırlıyorumdur Uganda falan değildir :) )
Şimdi Sürekli et fiyatlarından ve et tüketememekten şikayet eden bize dönersek, nedenine bakmak lazım.

(Hayvancılık ithalatı ile ilgili de apayrı bir dünya yazabilirim :) )

Bu arada hayvancılık epey epey epey zor bir iş.
Yani bugün masa başı iş mi, hayvancılık mı deseniz az olsun benim olsun der masa başına oturur çoğu insan.

Neyse, çok dağıtıyorum ama hep böyle birbiri ile ilintili bu meseleler :)
14 Mayıs çiftçiler günü de kutlu olsun diyeyim de bitsin madem :)
ufak bir bilgi eklemek istiyorum...
2002 yılına kadar Türkiye kendi kendine yetebilen 5 tarım ülkesinden biriydi...
 
12 Eylül darbesinde ben ilkokul 2 ye gidiyordum... sonra yaz tatili oldu.. Camiye yolladı annem kardeşimle beni. Namaz surelerini ve Kuran-ı Kerim okumayı yaz tatillerinde cami de öğrendik. Çok tatlı bir Remzi hocamız vardı.. Nur içinde yatsın.. Yanına dizinin dibine toplardı bizi. Dayak yok, bağırma çağırma yok.. Kızlarım evlatlarım yavrularım diyerek..
Ben başka bir ülkede mi yaşadım bunları...
He şimdi çocuğunuzu camiye yollar mısınız diye sorsalar... Yollamam asla... Hocasına da güvenmem bu kadar netim..
Çocuğuma dini eğitimi de kendim vermek isterim. Bildiğim kadarı ile..Ama önce çocuğumu namuslu, ahlaklı, haram yemeyen, vicdanlı bir birey olarak yetiştiririm. Önce bu eğitimi vermeden üzerine inanç inşa edemeyiz zaten. Şu anki karmaşa da bundan kaynaklanıyor bence. İbadetde makbul olan niyettir zira.. Nerede yaptığım, kiminle yaptığım, ne kadar yaptığım değil.. Temiz bir kalple, bedenle, ruhla ve inançla yapabildiğim kadar..
Bir ramazan günü babam iftar sofrasında işyerinde ne kadar çok oruç tutmayan var dedi.. O zaman rahmetli dedem bunu diyeceğine keşke sende tutmasaydın dedi.. Sonra neden böyle dediğini bize anlattı..
Kimseye inanmadığı için, oruç tutmadığı için, ibadet etmediği için birşey deme hakkımız yok.. Bu Allahı gücendirir, siz de sakın yapmayın. Yapanlara da karşı durun...
O günden beri ibadet edene de etmeyene de aynı mesafede durdum hep... Kimsenin de ibadetinden yoksun bırakıldığını düşünmüyorum açıkçası...

Çok haklısınız yaz tatilinde bütün mahalledeki çocuklar giderdik camiye kuran kursuna.Bir de

biz kızlar evden çıkarken takardık başörtümüzü öyle toplanır yürüyeyürüye giderdik camiye.

Hiç suratımıza tüküren, laf söyleyen de olmadı.Cami yolunda bazı insanların hoşuna gider

aferin size derlerdi.Bizim de pek hoşumuza giderdi.Kaç yaz gittim.Bir de birkaç kere kızlar

toplanıp camiyi süpürmeye gittik.Ben evde suyumu almazdım cami süpürdüm
 
Sana verilecek çok güzel cevaplar var ama, eğer o cevapları yazarsa şayeti, dini paylaşım yasak kuralına uymadığım için ceza alırım. Nitekim de, kaç defa ceza aldım artık sayısını unuttum:KK70:
28 Şubat zulmünü iyi araştır derim!!..
sabahtan beri yazsam şaşarsın bilmem ne olursun ahkam kesiyosun yazda görelim şaşıralım artık ya
 
Darbeyi eniştesinden öğrenen komutan sanarsın eniştesi yönetiyo ülkeyi

Eniştenin ev Hasdal kışlasına yakın olmasa ondan da öğrenemeyecek.:halay:

Ben 12 Eylülü görmüş biri olarak gülüyorum.Darbeyi köprüye yaptılar zannedersin.Sanki

ülke köprüden yönetiliyor ama tek şeritten:KK70:

Darbe devlete yapılıyorsa devlet adamları ele geçirilir önce prime time saati köprü o da tek şerit

ele geçirilmez.

Yanarım yanarım buna kurban giden günahsız insanlara yanarım.

 
Eniştenin ev Hasdal kışlasına yakın olmasa ondan da öğrenemeyecek.:halay:

Ben 12 Eylülü görmüş biri olarak gülüyorum.Darbeyi köprüye yaptılar zannedersin.Sanki

ülke köprüden yönetiliyor ama tek şeritten:KK70:

Darbe devlete yapılıyorsa devlet adamları ele geçirilir önce prime time saati köprü o da tek şerit

ele geçirilmez.

Yanarım yanarım buna kurban giden günahsız insanlara yanarım.
darbe olcağı zaman bütün sokaklar tutulur askerler mahallelere dayanır kimse sokağa çıkamaz asker öldürür komutsan hele öyle rahat rahat halkı hiç sokağa çağıramaz ama gelde akplilere anlat
 
Bahsettiğim camiler değil bende camiye çok gittim kimse ona karışmıyordu zaten kurs veren hocalar içindi bu durum
Ya kuran kursları ya da camilere gidiliyordu zaten
Ama birde kendi aralarında kurslar vardı geçen sene bende gittim mesela hocamızın dediği bize bu imkan hiç bir zaman verilmedi perdeler kapalı sessiz sessiz okur ders verirdik şikayet anında defalarca zorla çıkartılıp götürüldük dediler birebir yaşamış insanları dinledim
 
darbe olcağı zaman bütün sokaklar tutulur askerler mahallelere dayanır kimse sokağa çıkamaz asker öldürür komutsan hele öyle rahat rahat halkı hiç sokağa çağıramaz ama gelde akplilere anlat
Benim de hatırladığım... Çarşamba günü muhtıra verilmişti Cuma gecesi yönetime el konulmuştu. C.tesi, Pazar sokağa çıkma yasağı vardı. Askerler ekmek dağıtmıştı evlere... Evlerden çıkmak yasaktı..
Pazartesi günü herkes işinde, gücünde ve okulundaydı..
 
darbe olcağı zaman bütün sokaklar tutulur askerler mahallelere dayanır kimse sokağa çıkamaz asker öldürür komutsan hele öyle rahat rahat halkı hiç sokağa çağıramaz ama gelde akplilere anlat
Zaten bu yapılmaya çalışıldı tanklar merkezlere inmeye başladı askerler içimizde cirit attı daha ne olmasını bekliyordunuz
Eskiden kimin haberi oluyordu darbeden sabah uyanınca millet görüyordu askerin darbesini
Şimdi ise anı anına tv lerde gördük şahit olduk sosyal medya ile insanlar bir oldular
Ha bu arada hiç bir darbe teşebbüsünde bugüne kadar halka namlu uzatılmadı bu darbede tek fark insanlarda ki cesaretti kimse kimseyi zorla çıkartmadı vatan sevdasına düştük yollara hainlere geçit vermemek içindi mücadele
Sizin kastettiğimiz gibi hepsi senaryodan ibaret olsaydı kısadan keserlerdi onca şehit vermemiş olurduk
Şehitler köprüsünde şehit olanlardan biri de en yakın arkadaşı ve oğluydu
Artık neye neden saldıracağınızı şaşırdınız diye düşünüyorum
 
X