kahretsin...
sınava 5. kez gireceğim için
4. sınıfta nişanlımı kafama bu kadar takıp depresyona girdiğim için
mezun olduğum yıl boş boş baba evinde beklerken canımı dişime takıp çalışmak yerine netten mobilya,gelinlik modellerine baktığım için(peki hangisini aldık?hiç! )
atanmadan evlenip aptal gibi bu köye geldiğim için (20 dakika uzaklıkta ilçe merkezinde evimiz var ama ben aptal aşık buraya gelmeyi kabul ettim)
hadi geldin, köyü ne olduğunu gördün oturup çalışacağına kaynana-elti dünyasına girip üstüne hamile kalıp sınavı umursamadığım için
herkes "çocuk hala karnındayken , beşiğinde sessiz uyurken" çalış bir daha fırsat bulmazsın dediğinde onları kim bilir neremle dinleyip 4. girişimde de kazanamadığım için
koskoca eğitim bilimlerine insan tüm yıl yatıp yatıp gygk sınavından çıktığı o öğle arasında eski notlarından bakar mı? kitap açmadan..ilk defa... benim gibi süzme salaksa yapar... sonra 71 net yapıp oturur....
insanın "evreka" dediği, kafasında ampul yandığı ender zamanlar vardır. o zamanı yakaladım ve peşimde bin tane keşke var...
peki buralara nasıl geldi hayalim?
x yayıncılığın şu meşhur not defterlerinden kayseri nt de sadece eğitim bilimlerini bulmuştum. onun da öğretim yöntem ve teknikler eksikti... ilçede yok. kayseride yok. netten alayım dedim, lanet köye getirmiyor kargolar. kardeşim benim için bazı soru bankaları falan almış istanbuldan bugün onları gönderecekti. dedim söyleyelim x yayıncılık eksikleri de alsın, canım eşim "ben hallederim" dedi ama bekle de halletsin...
evet şu an mutsuzum. ama hırslıyım. bu sınavdan inşallah 90 üstü alacağım ve bu bozkırın, bu orta Anadolu şehrinin, bu ıssız kervansız yolların yakınına bile uğramayacağım.
çok iyi niyetliydim geldğimde... kendimi "çalıkuşu" sanıyordum. ama hayat reşat nuri değilmiş. hayat kaskatı, sert, acımasız yakup kadriymiş. "yaban" romanını okumadan anlamaz beki kınarsınız beni...
ama ben gördüm ki, siz polyannayı okuyunca dışarı çıkıp herkesi kucaklamak istersiniz ama insanlar sarılmaktan hoşlanmayabilir, sizi itebilir, yanlış anlayabilir,vs...
o hayalimdeki küçük şirin Anadolu kasabasının yerinde şimdi susuz , kanalizasyonsuz köyler, birbirinin mezarını kazan köylüler, en küçük fırsatta öğretmeni milli eğitime şikayete giden veliler, okumaktan zerre hevesi olmayan yalanı ezbere bilen çocuklar var.
bir de geldiğim günden beri yalan-dolan-entrika-kıskançlık çokgeninde ömrümü tüketen kaynanam, eltilerim, onların başıma attığı çocukları var.
yoruldum sevgili meslektaşlarım.
ağaçsızlıktan, insansızlıktan, sevgisizlikten...
2 sene bir köyde hem de öğretmen lojmanında durup da tek Allahın kulunun kapımı çalmamasından yoruldum. "öğretmen-çoban-çiftçi-şair" dörtgeninde 30 yıldır doğru köşeyi bulamayan, beni de tüketen kocamdan yoruldum.
mamasına katmak için Allahın yulaf ezmesini hiç bir marketinde bulamadığım sokaklarında kadınların dolaşamadığı bu ilçeden yoruldum
sınava 5. kez gireceğim için
4. sınıfta nişanlımı kafama bu kadar takıp depresyona girdiğim için
mezun olduğum yıl boş boş baba evinde beklerken canımı dişime takıp çalışmak yerine netten mobilya,gelinlik modellerine baktığım için(peki hangisini aldık?hiç! )
atanmadan evlenip aptal gibi bu köye geldiğim için (20 dakika uzaklıkta ilçe merkezinde evimiz var ama ben aptal aşık buraya gelmeyi kabul ettim)
hadi geldin, köyü ne olduğunu gördün oturup çalışacağına kaynana-elti dünyasına girip üstüne hamile kalıp sınavı umursamadığım için
herkes "çocuk hala karnındayken , beşiğinde sessiz uyurken" çalış bir daha fırsat bulmazsın dediğinde onları kim bilir neremle dinleyip 4. girişimde de kazanamadığım için
koskoca eğitim bilimlerine insan tüm yıl yatıp yatıp gygk sınavından çıktığı o öğle arasında eski notlarından bakar mı? kitap açmadan..ilk defa... benim gibi süzme salaksa yapar... sonra 71 net yapıp oturur....
insanın "evreka" dediği, kafasında ampul yandığı ender zamanlar vardır. o zamanı yakaladım ve peşimde bin tane keşke var...
peki buralara nasıl geldi hayalim?
x yayıncılığın şu meşhur not defterlerinden kayseri nt de sadece eğitim bilimlerini bulmuştum. onun da öğretim yöntem ve teknikler eksikti... ilçede yok. kayseride yok. netten alayım dedim, lanet köye getirmiyor kargolar. kardeşim benim için bazı soru bankaları falan almış istanbuldan bugün onları gönderecekti. dedim söyleyelim x yayıncılık eksikleri de alsın, canım eşim "ben hallederim" dedi ama bekle de halletsin...
evet şu an mutsuzum. ama hırslıyım. bu sınavdan inşallah 90 üstü alacağım ve bu bozkırın, bu orta Anadolu şehrinin, bu ıssız kervansız yolların yakınına bile uğramayacağım.
çok iyi niyetliydim geldğimde... kendimi "çalıkuşu" sanıyordum. ama hayat reşat nuri değilmiş. hayat kaskatı, sert, acımasız yakup kadriymiş. "yaban" romanını okumadan anlamaz beki kınarsınız beni...
ama ben gördüm ki, siz polyannayı okuyunca dışarı çıkıp herkesi kucaklamak istersiniz ama insanlar sarılmaktan hoşlanmayabilir, sizi itebilir, yanlış anlayabilir,vs...
o hayalimdeki küçük şirin Anadolu kasabasının yerinde şimdi susuz , kanalizasyonsuz köyler, birbirinin mezarını kazan köylüler, en küçük fırsatta öğretmeni milli eğitime şikayete giden veliler, okumaktan zerre hevesi olmayan yalanı ezbere bilen çocuklar var.
bir de geldiğim günden beri yalan-dolan-entrika-kıskançlık çokgeninde ömrümü tüketen kaynanam, eltilerim, onların başıma attığı çocukları var.
yoruldum sevgili meslektaşlarım.
ağaçsızlıktan, insansızlıktan, sevgisizlikten...
2 sene bir köyde hem de öğretmen lojmanında durup da tek Allahın kulunun kapımı çalmamasından yoruldum. "öğretmen-çoban-çiftçi-şair" dörtgeninde 30 yıldır doğru köşeyi bulamayan, beni de tüketen kocamdan yoruldum.
mamasına katmak için Allahın yulaf ezmesini hiç bir marketinde bulamadığım sokaklarında kadınların dolaşamadığı bu ilçeden yoruldum