2013 / 2014 Bahar Dönemi AÖF Ders Çalışma Sayfası


Geçmiş yılın soruları yoktu bende , bölümümüm tüm dersleri yenilendi geçen sene . Ama geçmiş sorulardan çok çıktığını sanmıyorum bilemem yine de:26:
 
Geçmiş yılın soruları yoktu bende , bölümümüm tüm dersleri yenilendi geçen sene . Ama geçmiş sorulardan çok çıktığını sanmıyorum bilemem yine de:26:
O zaman ben kitaptan üniteleri çalışayım da sınava yaklaşınca geçmiş yılın sorularına da bi göz atarım. Eğer dersler değiştiyse de Allah kerim :) Yapacak bir şey yok:)

Benim eski sistemde 2. sınıftan tek dersim kalmıştı. Yeni sisteme geçince bi baktım başka dersler de eklemişler... Onlar da bu yarıyılda karşıma çıkmadı. 3. sınıf dersleri çıktı karşıma. Ben de onları seçtim. Meğer 6. yarıyılın dersleriymiş seçtiklerim.
Artık ne bulursak o dersi okucaz. İlginç bi sistem bu ya..Bi dönem kaçırınca o dersleri artık diğer yıl bekle ki bulasın :)
 

ablacımm
yeni nickin hayırlı olsun
konuşmada görünce kimmiş ki bu dedim
meğerse senmişsin
neymiş ki bu nickin anlamı merak ettim

Sağol canım benim, okumuşsun açıklamayı, adımızın İzlandaca anlamı. Fena gelmedi bana da, değişik...

İyi ki sormuşsun canım ya , bende tablodaki biberonları değiştirmeyi unutmuşum onu farkettim :26: Küsecekti bana uppa hanım

O gün gazeli işlettik çok , okudun mu

Aşkolsun ausum, sana küsmek ne mümkün...Ben ünite bildirimimi de yapayım: edebiyat 1, sosyoloji 1, eklersen çok çok sevinirim...
 

Günaydın şekerim

Öyle ünite bildirip kaçacak mısın hemen Naber canım ? Nasıl gidiyor ? Üniteler 2 şer 2 şer geliyor yine
 

Uppam bir baksana , aklımda sanki sen ede. tan daha öncede ünite bildirmiştin gibi kalmış ama şimdi 1 yazdım ilk kez :26:
 
Uppam bir baksana , aklımda sanki sen ede. tan daha öncede ünite bildirmiştin gibi kalmış ama şimdi 1 yazdım ilk kez :26:

Doğrudur ausum, 1 tane, ben sen yoğunluktan görememişsindir diye tekrar yazdım. Biriktirip söylüyorum aslında ausum ama bu aralar hiç tempo yok bende, bir türlü motive olamadım. Sosyoloji dağ gibi yığıldı özet bekliyor, ben deftere, defter bana bakıyor.:)))
 
Günaydın şekerim

Öyle ünite bildirip kaçacak mısın hemen Naber canım ? Nasıl gidiyor ? Üniteler 2 şer 2 şer geliyor yine

Bu arada selamsızda oturuyorum gibi oldu, benden de kocaman günaydın öncelikle sana ausum, sonra herkese...
 
Ne zaman başlıyor staj tatlım ? O zaman çok sıkışıyorsun :26:

İyi ya bir ders bitmiş işte canım , hemen ekleyeyim de tablo şenlensin

Ben daha almadım kitaplarımı , boş boş oturuyorum

nisan başı başlayacak sanırım ablacım yada martın son haftası henüz duyuru yok
ben hiç adapte olamadım ders çalışmaya ya
niye böyleoldum bilmiyorum tatilden sonra zor geldi oturup ders çalışmak
birde bu dönem zor derslerde var
stajlarda zorlayacak baya
inşallah altından kalkabilirim
sen son hafta mı almayı düşünüyorsun kitapları
bence sana kargolasınlar hiç çıkma evden

İyi ki sormuşsun canım ya , bende tablodaki biberonları değiştirmeyi unutmuşum onu farkettim :26: Küsecekti bana uppa hanım

O gün gazeli işlettik çok , okudun mu

ayy yok kaçırmışım
 
Bu arada selamsızda oturuyorum gibi oldu, benden de kocaman günaydın öncelikle sana ausum, sonra herkese...

Olsun canım , biraz can sıkıcı bir sabah .

Selm benden de sana


Keşke staj başlamadan bu boş arada epey bir dersi bitirsen gözdem , diğer türlü çok sıkışırsın . Zaten hepi topu bir ay kaldı neredeyse sınava . Mart sonuna kadar stajsız çalışabilsen ne güzel olurdu değil mi
 
ya ben burda ingilizce4 özetlerini paylaşmadım mı konu olarakta sayfada da:26:
paylaştığım şeyi ben bulamıyorum millet nasıl bulsun
bir özet daha var onuda paylaşayım bari
 
ÜNİTE – 7

Relative clauses

Who/which/that

Bir cümlenin içinde bir insanı tanımlayan bir cümlecik (relative clause) “who” ya da “that”,
Cansız bir nesneyi tanımlayan cümleciğin başında da “that” ya da “ which” kullanılır.

*** ” who”, “that”ten daha fazla kullanılır.
*** “that”, “which”ten daha fazla kullanılır. (Ancak aynı görevdedirler.)

Nina is someone who is very shy.
Nina is someone that is very shy.

(Nina, çok utangaç birisidir.)

She had a company that(which) planned weddings
( Onun düğünler planlayan bir şirketi vardı.)
Company:şirket

**Yukarıdaki örneklerde who/that/which kelimeleri ikinci cümleciğin öznesi gibi kullanılmıştır.
** Eğer nesne olarak kullanılacaksa bu kelimeler yazılmasa da olur.

Örnekler;
Charlie is someone who/that I can trust.
Ya da
Charlie is someone I can trust.

(Charlie güvenebileceğim birisi.)

Jane doesn’t talk about things that she’s doing

Ya da
Jane doesn’t talk about things she’s doing.
Things:şeyler
(Jane yaptığı şeyler hakkında konuşmaz.)


Phrasal verbs
Bu fiiller iki kelimeden oluşur. Bir fiilin yanına getirilen along,away,back,out,up gibi kelimeler, fiilin anlamını değiştirir.
Örnekler:
Grow up:büyümek,yetişmek
Get along: anlaşmak,iyi geçinmek
Go out: dışarı çıkmak
Take off :çıkarmak
Break up: ayrılmak,parçalanmak
Settle down:yerleşmek,yuva kurmak
Sign up:kaydolmak
Work out: çözmek,hesaplamak


though
Karşındakinin fikrine zıt bir fikir verirken kullanılır. “yine de”, “rağmen” “karşın” gibi anlamları vardır. CÜMLENİN EN SONUNDA KULLANILIR.
Örnek:
Mary: I enjoy making new friends all the time.
(Her zaman yeni arkadaşlar edinmek hoşuma gider.)
Jack: You shouldn’t forget about your old friends, though.
(Yine de eski arkadaşlarını unutmamalısın.)

both / neither
*We’re both tennis fans. (İkimiz de tenis hayranıyız.)
*Both of us are basketball fans.

We both like to swim.
Both of us like to swim. (İkimiz de yüzmeyi seviyoruz.)

*Neither ile kurulan cümlelerde olumsuz anlam vardır.

Neither of us was very good at tennis. (ikimiz de teniste iyi değildik.)

** Both, çoğul olarak; neither of us ise tekil olarak kullanılır.

Bilinmesi gereken bazı kelimeler

circle of friends:arkadaş çevresi
convenient:uygun,elverişli
other:diğer
another:bir diğer
band:grup rock band:rock grubu
life:hayat different:farklı
same:aynı still:hala
call:aramak(tlf), adlandırmak
shareaylaşmak
clean:temiz
clean freak: temizlik hastası
live:yaşamak place:yer,mekan
grow up:büyümek
through:kesintisiz,arasından,içinden
find:bulmak
write:yazmak write back:cevap yazmak
turn out:haline gelmek,dışarı çıkarmak
get along:iyi geçinmek
go out:dışarı çıkmak
settle down:yerleşmek,yuva kurmak
sign up:kaydolmak
move away: uzaklaşmak,kaldırmak
come back:geri gelmek
fly back: Geri dönmek(uçakla)

a little bit:bir nebze
probably:galiba maybe:belki
I guess:sanırım kind:tür,çeşit
sort:tür,çeşit just:yalnızca,sadece
in a way:bir bakıma ignore:önemsememek
friendly:samimi alone:yalnız
socialize:sosyalleşmek,kaynaşmak
ÜNİTE - 8

If(eğer,keşke) / wish (keşke)

“wish” geniş zaman veya gelecek zaman için kullanılırsa, “wish” ten sonra fiilin geçmiş zaman hali(2. Hali) kullanılır.

I wish I had more free time. (Keşke daha fazla boş zamanım olsaydı.)

*** “wish” ve “if” cümlelerinde I(ben) öznesinden sonra “were” kullanılır.

I wish I weren’t so busy with my work. (keşke işimle bu kadar meşgul olmasaydım.)

*He,she öznelerinde “wishes” olarak yazılır.

She wishes she didn’t live so far away.
(Bu kadar uzakta yaşamamayı dilerdi.)


“If” ise geniş zaman veya gelecek için hayali durumlar ve olaylardan bahsederken kullanılırken; şu kalıp kullanılır;

If + fiilin 2. Hali + would(could) + fiil

Örnekler:
If I had more free time, I’d go skiing
(I would)
(daha fazla zamanım olsaydı kayak yapmaya giderdim.)

If I were less busy, I could go away on the weekends.
(Daha az meşgul olsaydım, hafta sonlarında biyerlere giderdim.)

Earn:kazanmak(para)
If I earned more , I could buy a new car.
(Daha fazla kazansaydım, yeni bir araba alabilirdim.)

***What would you do if you broke a friend’s camera?
(Bir arkadaşının kamerasını kırsan ne yapardın?)
I’d apologize for breaking it. (kırdığım için özür dilerdim.)
I’d pay for the repairs. (zararı(tamiri) öderdim.)
I wouldn’t say anything. (hiçbirşey demezdim.)

Would you pay for a new one? (Yeni bir tane alması için öder miydin?)
Yes,ı would./No, I wouldn’t.


That’d be …
That would be good. (İyi olurdu.)
That would be bad. (kötü olurdu.)

Nice/good :iyi
Great / wonderful:harika cool:acayip
Fun:komik interesting:ilginç hard:zor
Awesome:korkunç
That would be fun….(komik olurdu)
Definitely(kesinlikle) / probably (galiba,muhtemelen)

Definitely, probably gibi zarfların olumlu ve olumsuz cümlede kullanımı farklıdır.
Olumlu cümlede, would’dan sonra kullanılır. Olumsuz cümlede ise wouldn’t(would not)’dan önce kullanılır.
Örnekler;
I would definitely study English..(kesinlikle İngilizce çalışmalıydım.)

I definitely wouldn’t watch so much TV (Kesinlikle çok fazla TV izlememeliydim.)

I’d probably work out more at the gym.
I probably would not give up ice cream.

Bilinmesi gereken bazı kelimeler

wish:dilek,dilemek life:hayat
enough:yeterince time:zaman
weekend:hafta sonu get married:evlenmek
rent:kiralamak tiny:minik,küçücük
place:yer stuff:eşya
never:hiçbir zaman holiday:tatil
exciting:heyecanlı choose:seçmek
Egypt:Mısır pyramidiramit
I wish:keşke so far:şimdiye kadar
family:aile miss:özlemek,kaçırmak
close:kapalı,yakın closer:daha yakın
help:yardım etmek afford:gücü yetmek
live:yaşamak free time:boş vakit
be able to: -ebilmek(yapabilmek)
own:kendi my own car:kendi arabam
commute:hafifletmek,çevirmek
a job closer to home:eve yakın bir iş
three hours:3 saat three hours a day:günde 3 saat
for days a week:haftada 4 gün
degree:derece,lisans,diploma
find:bulmak waste:harcamak,boşa harcamak
pay off:tamamını ödemek
chance:şans exciting:heyecanlı
loan:borç student loan:öğrenci harcı(borcu
another:bir diğer country:ülke
something:bir şey

worry:endişelenmek
worry about …. : ….. için endişelenmek
buy….for… : …. için…. almak(birisi için bir şey satın almak)
borrow:ödünç almak
borrow …… from ……: birisinden bir şey ödünç almak
apologize:özür dilemek
apologize for ….: …. için özür dilemek
pay :ödeme yapmak
pay for…: … için ödeme yapmak
Talk:konuşmak
talk to…. : ….. ile konuşmak
talk about …: …. hakkında konuşmak
say:söylemek,demek
say …. to …. : ….’ya …. söylemek
thank:teşekkür etmek
thank …. for ……: …. için ….’sa teşekkür etmek
shareaylaşmak
share ….. with …..: …. ile ….’yı paylaşmak
ask:istemek,sormak
ask … for…. : …..’dan ……’yı istemek
lend:ödünç vermek
lend to …. : ….ya ödünç vermek
think:düşünmek
think about: …. için(hakkında) düşünmek
remind:hatırlatmak
remind about …. : …..’yı hatırlatmak
forget:unutmak
forget about ….. : ….yı unutmak

accept:kabul etmek grad:mezun (olmak)
congratulations:Tebrikler!
scholarship:burs
engineering:mühendislik
tough:zorlu,zor,çetin
decision:karar
everybody:herkes
bossatron
graduate:mezun olmak
sweater:süveter(ince kazak)
gift:hediye
city:şehir
wear:giymek,giyinmek
mistake:hata
limber up:yumuşatmak (flexible)
moment: an
daisyapatya pick daisiesapatya toplamak


























ÜNİTE – 9

Soru kelimelerinin cümle içinde kullanımı

Örnekler;
1 – What is the problem?
(Problem ne?)

2 - Do you know what the problem is?
(Problemin ne olduğunu biliyor musun?)

3 – I don’t know what the problem is.
(Problemin ne olduğunu bilmiyorum.)

Yukarıdaki 1 no’lu örnekte what kelimesi soru kelimesi olarak kullanılmıştır ve cümlenin en başındadır. Sonrasında da is, yani bir yardımcı fiil kullanılmıştır.

2 no’lu örnekte de bir soru var, ancak bu soru do you know…? (biliyor musun?) sorusudur. “what the problem is”, ise “problemin ne olduğu” anlamına gelmektedir.

3 no’lu örnekte ise soru yoktur, ancak what kelimesi bulunmaktadır. Aynı relative clauses’larda olduğu gibi burada soru anlamı katılmamış, “problemin ne olduğunu bilmiyorum” anlamında kullanılmıştır. Dikkat edilirse is(yani yardımcı fiil) cümleciğin sonunda kullanılmıştır.


Örnek;
What should we do? (Ne yapmalıyız – ne yapmamız gerekiyor?)

I don’t know what we should do.
(Ne yapmamız gerektiğini bilmiyorum.)

Örnek;
Why did he come? (O, niçin geldi?)

I know why he came.
(Onun niçin geldiğini biliyorum.)

*** Örneklerde görüldüğü gibi what,when,why gibi kelimelerden sonra cümle sıralaması normaldir,yani yardımcı fiil başa geçmemektedir. Oysa sorularda yardımcı fiil başa, soru kelimelerinin yanına gelmekteydi.

I don’t have any idea when they will come here.
(onların ne zaman buraya gelecekleri hakkında hiçbir fikrim yok)

How to / where to / what to ve ayrılabilen Phrasal verbs

turn on: açmak(elektrikli bir aleti)

turn on the DVD player = turn the DVD player on
(Dvd player’ı aç)
Görüldüğü gibi nesne araya yazılabilir.

Ya da
“Turn it on.” Nesne yerine “it” yazılabilir. Ama “it” sona yazılmaz.
Yani,”turn on it.” olmaz

***Yani nesnenin ismi verildiyse ortaya ya da sona gelir. Ama nesne yerine “it” kullanılırsa sadece ortaya yazılır.

Turn down:kısmak (ses)
Turn up: açmak (ses)

How do you turn up the radio? (radyonun sesini nasıl açıyorsun?)

How do you turn the radio up? (radyonun sesini nasıl açıyorsun?)


Show me: bana göster
how to turn it down. (nasıl kısılacağını)

Show me how to turn it down. (Bana nasıl kısılacağını göster.)

Plug it in: fişe tak.
Do you know where to plug it in?
(fişin nereye takılacağını biliyor musun?)

Could you tell me how to get to the museum? (müzeye nasıl gidileceğini bana söyleyebilir misiniz?)


You know what I mean? (ne demek istediğimi biliyor musun?)

You know what I’m saying? (Ne söylediğimi biliyor musun?)

Bilinmesi gereken kelimeler
check:kontrol etmek
batteryil,batarya
charged: şarj edilmiş
software: yazılım
call:aramak (tlf)
remember:hatırlamak
wrong:hata,sorun
awful:kötü,berbat
antivirus software: antivirüs programı
run:çalıştırmak,koşmak
delete:silmek (bilgisayarda dosya vs)
temporary:geçici
file: dosya
go online:internete girmek(çevrim içi)
use:kullanmak

put … away: bir kenara bırakmak,ortadan kaldırmak
hook it up: ….’yı bağlamak (bilgisayarı vs.)
look up: …..yı aramak (rehberde,sözlükte)
pick up: toplamak,kaldırmak
put down: (yere vs.) koymak
print out: yazdırmak (yazıcı)
Put on: giymek,yerleştirmek
take off:çıkarmak
take apart:koparmak,ayırmak
throw away: atmak (çöp vs.)
turn down:kısmak(ses)
turn up:açmak(ses)
volume:ses
On the other hand:diğer yandan
work:çalışmak
opinion:fikir
different:farklı
cell phone:cep telefonu
keep in touch: görüşmek,iletişimi koparmamak
waste of time: zaman kaybı
true:gerçek It’s true: doğru

steal:çalmak(hırsızlık)
permission:izin without permission:izinsiz
rob:soymak,çalmak robber:soyguncu
danger:tehlike in danger:tehlikede
cut:kesmek piecearça
cut in very small pieces:çok küçük parçalara ayırmak(kesmek)
search: araştırmak
search quickly: hızlıca araştırmak(aramak)
figure out: anlamak,çözmek,hesaplamak
watch out for: dikkat etmek






























ÜNİTE – 10

Present perfect continuous and present perfect tense

Present perfect cont. tense kalıbı şöyledir:

Özne + have/has been + fiil(-ing)

Bu yapı, geçmişte başlamış ve şu ana kadar devam eden olayları anlatırken kullanılır.

I’ve been going to a pottery class.
(çömlekçilik dersine gidiyordum.)

Present perfect tense kalıbı ise şöyledir:

Özne + have/has + fiilin 3. Hali

Bu yapı da bir olayın sonuçlarını anlatmak ya da kaç kez gerçekleştiğini ifade etmek için kullanılır.

I’ve made eight vases and two bowls.
(8 vazo ve iki kase yaptım.)

They’ve been out three or four times. (4 ya da 5 kez dışarıdaydılar.)


Since / for / in
Since, belirli zamanlar ile kullanılır.

Since July: Temmuzdan beri
Since Monday: Pazartesiden beri
Since 1995: 1995’ten beri
Since I saw you last: seni son gördüğümden beri

For ve in zaman periyotlarında (aralıklarında) kullanılır.
“in”, olumsuz cümlelerde kullanılır.

I haven’t seen Mary in months: (aylardır Mary’i görmedim.)

For three days: 3 günfür
For two years:iki yıldır
For a long time: uzun zamandır


already(çoktan,zaten) / still (hala) / yet(henüz,daha)

“yet” ; olumsuz veya soru cümlelerinde kullanılır. Cümlelerin en sonunda bulunur.

Have you seen the movie yet? (Filmi izledin mi?)
No,I haven’t seen yet. (Hayır henüz izlemedim.)

Yes, I’ve seen it already. (Evet çoktan izledim.)

No, I still haven’t seen. (Hayır hala izlemedim.)


Bilinmesi gereken bazı kelimeler ve yapılar:
in months:aylardır
late:geç work late:geçe kadar çalışmak
in ages : asırlardır(.ok uzun süredir)
believe:inanmak
get serious : ciddileşmek
recently:son zamanlarda
pottery class: çömlekçilik dersi
vase: vazo bowl: kase
make: yapmak
actually: aslında
impressive: etkileyici
have hobbies: hobileri olmak
listen to music:müzik dinlemek
neighborhood:çevre,komşular
member: üye
fall in love: aşık olmak
love story : aşk hikayesi
funny: eğlenceli
set in : meydana gelmek,başlamak
stunt: numara,hüner,gösteri uçusşu
fight scenes: kavga sahneleri
violent: şiddet
monster: canavar
scary: korkutucu
take place : yer almak
suspense: belirsizlik,endişe
alien:yaratık
special: özel
true story: gerçek hikaye
sad ending: hüzünlü biten
tearjerker : acıklı hikaye
hilarious : neşeli,eğlendirici
cartoon character: çizgi karakter

ticket: bilet
movie: sinema,film
theater: tiyatro

All right / OK : Tamam, peki

wild: vahşi
preserve: korumak, konserve
hijack : kaçırmak, gasp etmek
solo: yalnız,tek başına
blend : karışım, karıştırmak
treat : tedavi etmek













Although (rağmen) / Even though (Olsa bile, rağmen)

Even if (bile)

Although the story may seem like it’s for children, adults can really enjoy it, too.
(Hikaye çocuklar için gibi görünmesine rağmen, yetişkinler de gerçekten sevebilir. )

Even though I don’t usually enjoy eating fish, I loved this one.
(Genellikle balık yemeyi sevmeme rağmen, bunu sevdim.)

Even if you don’t know anything about African music, you’ll enjoy this CD.
(Afrika müziği hakkında hiçbirşey bilmesen bile, bu CD’yi seveceksin.)

detective movie: dedektif filmi
documentary : belgesel
fantasy film : fantastik film
gangster movie : gangster filmi
historical drama: tarihi drama
martial – arts movie : dövüş sanatları filmi
teen movie : gençlik filmi
western : kovboy filmi
animated film : animasyon film
thriller : korku
musical : müzikal
romantic comedy : romantik komedi
science – fiction movie : bilim kurgu filmi





























ÜNİTE – 11

Tahminde bulunmak

Birisi ya da bir olay hakkında tahminde nulunurken aşağıdaki “modal” kelimeler kullanılır.

must:-meli,-malı, …. olmalı
must be: olmalı
can:-ebilmek
can’t be …. : … olamaz
could be.. : … olabilir
may be …. : ….. olabilir
might be ….: olabilir

Örnekler:
She must be his girlfriend.
(O, kız arkadaşı olmalı.)

She must work pretty hard.
(çok çalışıyor olmalı)

He must not go out much.
(fazla dışarı çıkmıyor olmalı)

She can’t be more than 18.
(O, 18 yaşından fazla olamaz.)

He could be one of her friends.
(O, onun arkadaşlarından biri olmalı

He may be her dad.
(O, babası olabilir)

They might be feeling sad.
(Onlar üzgün hissediyor olabilir.)

She must be graduating today.
(O, bugün mezun oluyor olmalı.)


Sıfatlar (Adjectives) “-ed” ve “-ing” ekleri

-ed ile biten sıfatlar birisi ya da bir şey hakkında kişinin kendinin ne hissettiğini söylerken kullanılır.

Örnekler:

I’m bored with my job. (İşimden sıkıldım.)

I’m interested in astronomy. (Astronomi ile ilgiliyim.)

I get annoyed with my sister. (Kızkardeşime kızgınım.)

-ing ile biten sıfatlar ise birisini ya da bir şeyi tanımlarken kullanılır.

Örnekler:
My job is very boring. (İşim çok sıkıcı.)

I think astronomy is interesting. (astronominin ilginç olduğunu düşünüyorum.)

İstisna;
Scary: korkunç

I think spiders are scary. (Bence örümcekler korkunç.)


I see …. : anlıyorum, anladım.

“ I see ” daha önceden bilmediğiniz birşeyi yeni anladığınızı belirtmek için söylenir.)

Mary: I was ill, so I couldn’t go to the party. (Hastaydım, o yüzden partiye gidemedim.)

Jane: I see.

“you see” ise cümlenin başında kullanılır. Sebebi karşındakine daha önceden bilemeyebileceği bir şeyi açıklamadan önce kullanılır.


Bilinmesi gereken bazı kelime ve deyimler:
graduate: mezun olmak
Are you kidding? : Şaka mı yapıyorsun? (Dalga mı geçiyorsun?)
wear: giymek
cap: kep gown: cüppe
genius : dahi, deha
all the time: sürekli, her zaman
close friend : yakın arkadaş
best friend : en iyi arkadaş
proud : gururlu
smart : zeki,akıllı
leave : ayrılmak
graduation : mezuniyet
college president : üniversite başkanı

bored : sıkkın, canı sıkkın
boring: sıkıcı
interesting : ilginç
fascinated : büyülenmiş
interested in : ilgili
embarrassed: utanmış
embarrassing:utanç verici
annoyed : kızgın
pleased : memnun
frustrating : sinir bozucu
disappointed : hayal kırıklığına uğramış
shocked : sarsılmış,şoka uğramış
scared : korkmuş
surprised: şaşırmış
surprising : şaşırtıcı
excited : heyecanlı
jealous : kıskanç
anxious : endişeli,kaygılı
worried : endişeli

apply: başvurmak audience : izleyici
feel hissetmek slouch:sarkmak(bir yerden)
tired : yorgun credibility: güvenilirlik
practice: pratik yapmak lose:kaybetmek
motivate: motive etmek eligibility: üstünlük
In fact : aslında,doğrusu avenue: cadde,bulvar
band: grup(müzik) national:ulusal
elevator : asansör
blind date: tanımadığı biriyle buluşma
read: okumak respect: saygı göstermek
fun: eğlenceli allow: izin vermek
nervous: sinirli attention: dikkat,ilgi
motivated:motive create:yaratmak

My impression is that …. : Benim izlenimim …..
It seems to me that : bana öyle geliyor ki
I believe that … : inanıyorum ki….
I feel that …: hissediyorum ki…..
I think that … : Düşünüyorum da …..
In my opinion(view): bana göre(bence)

































ÜNİTE – 12

Simple Past Passive sentences (Geçmiş zaman edilgen cüm)

Geçmiş zaman pasif cümlelerde yapı şöyledir:

Nesne + was/were + fiil (3.hali)

Aşağıdaki cümle normal(etken) bir geçmiş zaman cümlesidir:

A student found a bag on a bus.
(bir öğrenci otobüste bir çanta buldu.)
Yukarıdaki cümlede işi yapan (bulan) bellidir… bir öğrenci…

Find(bulmak) – found(2. Hali) – found (3.hali)

Ancak aşağıdaki cümle pasif (edilgen) bir cümledir.

A bag was found on a bus. (Otobüste bir çanta bulundu.)

Yukarıdaki cümlede işi yapan belli değil ve cümle nesne ile başlamış.İşte böyle cümleler pasif cümledir. “was” olduğundan dolayı da geçmiş zaman pasif cümledir.

Örnekler:
Two men were seen in the park. (Parkta iki adam görüldü.)
See(görmek) – saw – seen(3. Hali)

The airport was closed. (havaalanı kapanmıştı.)
Close (kapamak) – closed – closed (3. Hali)

*** pasif cümlelerde yapan kişi önemliyse ve söylenecekse başına “by” getirilir.
by:tarafından

Örnekler:
Kill: öldürmek
He was killed by a young woman.
(O, genç bir kadın tarafından öldürüldü.)

rescue: kurtarmak
fireman:itfaiyeci

Three children were rescued by a fireman.
(Üç çocuk, bir itfaiyeci tarafından kurtarıldı.)


Zarflar (….ly) ve pasif cümleler
** Pasif cümlelerde zarflar (…..ly) kullanılırken, yardımcı fiilden(was/were) sonra yazılır.

A man was seriously injured. (Bir adam ciddi şekilde yaralanmıştı.)

The forest was completely destroyed.
(Orman tamamen yok edildi.)


Bilinmesi gereken kelimeler

The thing is…(doğrusu …)
The other thing is ….(Bir diğer şey)
The only thing is… (dahası…)

The best thing is ….(en iyisi)
The funny thing is…(komik olan şey…)
The scary thing…. (korkunç olan şey..)


news : haber
paper :gazete, kağıt
Let’s see : bir bakalım
bag: çanta
bear:ayı
airport: havaalanı
subway : metro
throughout: hertarafında
painting: tablo

Hurricane:kasırga
hit: vurmak, çarpmak
disrupt:dağıtmak,parçalamak
damage:zarar vermek
severe:şiddetli
thunderstorm:sağanak
thunder: gök gürültüsü
lightning:yıldırım,şimşek
rescue:kurtarmak
flash flood:sel
destroy : yıkmak, mahvetmek
catastrophic :felaket
wildfire:büyük yangın(orman)
tornado:kasırga
freeak hailstorm: büyük fırtına
hailstone:dolu tanesi
earthquake: deprem
minor:küçük

80% of the students : Öğrencilerin yüzde 80’i
approximately 20% of us: yaklaşık yüzde 20’miz
The majority of students: Öğrencilerin çoğunluğu
About …. : yaklaşık
about half of the class : sınıfın yaklaşık yarısı
Four of ten students: 10 öğrencinin 4’ü

newspaper:gazete magazine:dergi
local:yerel national:ulusal international:uluslar arası
current events: güncel olaylar
celebrities: ünlüler
sports: spor
business: iş
the weather: hava durumu
science and technology : bilim ve teknoloji
 

bir ses mi duydum ne
biri birşey mi dedi ders çalış mı dedi bana mı öyle geldi
evet ablacım gerçekten haklısın
tmm tmm artık toparlıyorum kendimi
her gün 2 ünite ekleticem inşallah
 

hahahahaha
abla yaa
hızır gibisin he
kayıp konuma cevap bile yazılmış ama benim ruhum duymuş mu ki
ben nerden buldum bu özetleri onu bile hatırlamıyorum şu an
kursa gitmiyorum facebooktaki ingilizce sayfasından almıştım sanırım ordaki özetleri yada bir arkadaş atmıştı
2 özet var işte
şimdi bu paylaştığım murat eğitimin ingilizce özeti
onuda ekleyeyim bari oraya
 


bir ses mi duydum ne
biri birşey mi dedi ders çalış mı dedi bana mı öyle geldi
evet ablacım gerçekten haklısın
tmm tmm artık toparlıyorum kendimi
her gün 2 ünite ekleticem inşallah

Yani gözdem madem aklın yolu bir , madem daha stajın başlamadı , en az 3 hafta var , sen her gün 2 ünite çalışsan ...Hiç olmazsa stajda kafan rahat eder.

Sen unuttun galiba staj zamanı nasıl ruh gibi olduğunu Ders çalışmaya değil kafanı kaşımaya zor vakit buluyordun .

Hadi bakalım bitti gitti tembellik , şimdi ders zamanı


Paylaş paylaş canım , bende geçen dönem kalan birine vermiştim ing 3 ün özet çıktılarını .Çok kişinin duasını alıyorsun haberin ola
 

aynen ablacım aynen
raporuydu planıydı etkinliğiydi onlar beni çok oyalıyor
bu dönemki stajlarda zor zor dediler iyice stres oldum
uygulama öğretmenim melek gibi bir insan korkma ben yardımcı olucam diyor Allah razı olsunda yinede stres yapıyorum işte
neyseki allah yüzüme ordan güldü çok iyi biri denk geldi
kimisi kök söktürüyor malesef

özetlerde cidden çok işimize yaradı
ben bu dönem kursada gidemedim biliyorsun iyice ezberlemem lazım onları
bu dönemkiler kopyala yapıştır oldu ama işe yarıyor olsun
Allah razı olsun dua eden herkesten
yeterki çalışalım geçelim hepimiz
ben zevkle arar bulur paylaşırım
 
çalışkan hatunlar ben çıkıyorum hepinizi öpüyorum
bol bol ders çalışın az zaman kaldı
şu akılı ben bide kendime vereyim
ama üzerimdeki son senenin rahatlığı değil gerçekten çok bitiğim kardeşimin dersleriyle başımız dertte her gün düzenlisoru çözüyoruz artık kendimi büyük bir sınava hazırlanıyormuş gibi hissediyorum
erkek çocuğuyla uğraşmak çok zor
o mu ders çalışıo ben mi belli değil
haliyle bende daha derman kalmıyor ders çalışmaya beynim hep dolu
zamanında bu kadar çalışsaydım doktor olurdum ahh ahh
hadi gittim ben görüşürüz
 
selam kızlar bende hala tık yok
saçlarımı mı yolacaksınız, dövecekmisiniz bi an önce yapın yoksa durumum vahim
 
selam kızlar bende hala tık yok
saçlarımı mı yolacaksınız, dövecekmisiniz bi an önce yapın yoksa durumum vahim

Gazelim hoşgeldin...Ben de o tıktan istiyorum, çok ite kaka gidiyorum bir türlü adapte olamadım...Bugün biraz daha zorlayacağım bakalım, dağ gibi yığıldı üniteler, offff offf.
 
Gazelim hoşgeldin...Ben de o tıktan istiyorum, çok ite kaka gidiyorum bir türlü adapte olamadım...Bugün biraz daha zorlayacağım bakalım, dağ gibi yığıldı üniteler, offff offf.

kuzum sen hiç böyle dedğildin ne oldu sana
sen bizim idolümüzdün, rol modelimizdin..seni örnek alırdık hep...
ne olacak şimdi, sen çalışmıyorsan ben hiç hiç çalışmam
hadi bakalım topla bizi,
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…