2009 Mayıs Anneleri ile Farklı Konular

Günaydınlar kızlar

Hayırlı olsun yeni başlığımız ve konularımız. Bende fikrimi yazayım dedim.

Şimdi çalıştığım için gündüz tv izleme şansım olmuyor tabiki. Ama evdeyken tv sürekli açıktı. Ben genelde güncel kanallardan çok, farklı kanallarda yayınlanan eski türk filmleri, şimdiki gibi işin cılkı çıkmamış eski aile dizilerini izlemeyi seviyordum. Ama şimdi sadece akşamları izleyebiliyorum. Takip ettiğimiz 1-2 dizi var. Onun haricinde canlı para adlı yarışmaya denk gelirsem onu izliyorum. Tabi kumanda eşimin eline geçerse sporla ilgili tüm kanalları izliyoruz. Futbol değil ama basketbol, voleybol yada tenis turnuvalarını izlemeyi bende seviyorum.

Aslında o kadar içi boş işler varki kanallarda. Tüm diziler belli bir bölümden sonra dallasa dönüyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Hep uçlarda yaşamlar. Bazen çok keyifsiz geliyor böyle yayınlar ama bazende can sıkıntısında oturup izlemiyor değilim hani.

Allah'tan Defne hiç tv seven bi çocuk değil. He bazen azcık otursa çizgi film izlesede bende nefes alsam diyorum. Ama tv'de Tarkan'ın Öp klibi ve Sertap Erener'in Rengarenk klibi çıkmadığı sürece dönüp bakmıyor. Zaten babanesinde de gündüzleri tv hiç açılmıyor diyebilirim.

Nasıl olsa ileride bol bol izleyecek. Bari bu süreçte izlemesin diyorum bende.
 
Konuya dair bende nacizane fikirlerimi yazayim:

Öncelikle, televizyon hakkinda "aptal kutusu" derdi annem ben cocukken. Bu toplumda her ne kadar yer etmis bir söz olsada, nedense aptallasmadan edemiyoruz. Cünkü cok kolay izlemek. Yasamimizi dolduracak baska alternatif yaratamiyoruz, televizyon gündelik streslerimizden bizi kurtariyor, düsünmeye vakit birakmiyor. Bu yönüyle korktugumuz, kendimize ve yasamimiza karsi dürüst davranamadigimiz icin televizyon bir siginakta diyebiliriz. Tabi, bu tespitim, "kolik" durumdakiler icin gecerli.

Olmasa ne olur? Bence yasam cok daha dinamik, verimli ve insanin tüm yaratici güclerini gün yüzüne cikartmasi acisindan son derece makul bir sey olur. Ama varligida önemli tabiki...Önemli olan ölcüyü kacirmamak, kendi ic dengelerimizin kontrolünü elimizde tutabilmekte...

Ben, sahsen iyi bir televizyon izleyicisi degilim. Haftada, birkac saat ancak izlenir televizyon bizim evde. Doruk dogmadan önce, birkac dizi izlerdik, bazi tartisma programlarina bakardik esimle. Simdi neredeyse izlemiyoruz. Bazen yapacak daha iyi birseyimiz yoksa eger...

Kitleleri uyusturmak, onlarin düsüncelerine sekil vermek, yönlendirmek icin art niyetle kullanilan bir arac televizyon dünyanin her yerinde, en cokta belki Türkiye'de. Haber bültenlerini actigimda, sadece "haber sunmak" icin degil, kendi düsüncesinin propagandasini yapmak, olaylari yorumlamak, insanlari tenkit etme hakkini kendinde gören spiker, sunucu türevleri beni rahatsiz ediyor. Haber, tarafsiz ve yorumsuz olmalidir bence. Ne yazik ki böyle bir habercilik anlayisini, simdiye kadar sadece Avrupa televizyonlarinda izledim.
Kadin, magazin hatta spor programlarida keza. Reyting ugruna, yapilmadik kepazelik kalmiyor. Abuk subuk tipler cikartiliyor, aslinda hic birimizi ilgilendirmeyen bir yigin sacmalikla, kafamiz mesgul edilmeye calisiliyor. Hatta bu sekilde siddet duygularimiz sivriliyor, hic tanimadigimiz insanlardan nefret eder hale geliyoruz.
Egitmeyi ve ögretmeyi temel felsefe sayan, hicbir program yok neredeyse. Varsa bile, kiyida kösede kalmis birkac tanedir. Bu aslinda ciddi, cok temel bir sorun. Neden, siyasi partiler yillardir bu durumu görmezden gelirler. Neden siyasetin ekseni hayati önem tasiyan, toplumlari uyusturan bu türden sorunlara kaymaz anlamam. Sanki birileri, bizim toplumumuzun kimyasini degistirmeye, bize ait olmayan degerleri hissettirmeden bize dayatmaya calisiyor. Bu yüzden televizyon cok tehlikeli ve bu yüzden asla ve asla pasif bir izleyici olmamaliyiz.

Örnegin, "National Geographic" tarzi programlari, belgeselleri, tarihi arastirma ve tartisma programlarini izleyebilsek keske. Ama yok, yok, yok. Ve sanirim hicte olmayacak... Murat Bardakci'nin, "Tarihin arka odasi" ni izledim birkac kez. Ama isin cilkini cikartti iyice ve egosundan programin önüne gecti. Artik onuda izlemez oldum.

Diziler konusunda, olumlu düsünüyorum ama. Türkiye'de artik kaliteli oyuncular yetisiyor ve iyi diziler cekiliyor düsüncesindeyim. Bir pazar oldu bu noktada Türkiye ve bu trendini sürdürmeli bence. Tabi bu dizi furyasinda hersey rengarenk, capcanli ve cok güzel degil. Bir sürüde sacma sapan dizi cekiliyor. Ama olsun, arz- talep meselesi. Oyunculuk, yönetmenlik ve seneryo yazarligi konusunda, okullar kurulsa ve yayginlastirilsa keske. Bizim insanimizin rol yapma, yaratma ve sunma kabileyeti gercekten var.

Uzun lafin kisasi, Dorugu öyle televizyondan yana yakila sakinmiyorum. Yasaklarim yok ogluma karsi. Izler belki diye ara ara actigim oluyor ama ilgisi yok pek. Bu da sevindirici benim icin. En büyük ütopyamda, televizyonun hayatimiza girmesi nasil büyük bir devrimse, o devrim bir kere de cikmasiyla yasansa ve hepimiz bir güzel rahat etsek, üzerimizdeki bin tonluk yükden kurtulsak, meydan okusak su gerizekali düzenin entrikalarina insan olan tüm yönlerimizle...
 
selamlar kizlar a.s.

hadi bakalim hayirli olsun :) bol paylaşimli olsun inşaAllah :)

televizyon..rahmetli anneannemin bi pamuk ninesi varmiş..tv daha yokken dermişki "zaman gelecek..bir kara kutu cikacak..bütün aile toplanip o kara kutuya bakacak"..aynen oldu işte..

hiç fark ettinizmi elektirkler kesilince yada yoldayken yada balkondayken yani tv olmayan,olmayacak ortamlarda insanlar nasilda sohbet ediyor..konu konuyu aciyor,sohbetlerin ardi arkasi gelmiyor..ama tv acikken herkes sus pus,ortada 2 kelam yok,bön bön izlemedeyiz işte :) bu açidan kötü bi icat kendileri :) aile sohbetlerini sifira indirmiş durumda..

programlara gelince..acikcasi bende cok iyi bir izleyiciyim diyemicem..zaten bekarken annem gündüz tv açtirmazdi :) hep radyo açikti bizde..bi joy fm,bi dini kanallar..gider gelirdik öyle :) aksam haber saatinde acilirdi televizyon,bi daha yatana kadar acik kalirdi..turk dizileri izletmezdi..gerci epey küçüklüğümden beri odamda tv olmasina ragmen bende izlemezdim..genelde yabanci dizileri izlerdim..evlenince bi ara nerdeyse tvkolik oldum 5-6ay kadar..evde tek oldugum için sabah 6-7 gibi açardim bi daha yatana kadar acik kalirdi..sonra bi silkelendim ve tv yi kapatmaya basladim..okadar cok iş yapar,kitap okur,bişeyler üretir olmuştumki anlatamam..resmen uyusturuyor insani tv..velhasili kelam üretkenlik acisindan da kötü bir icat :) gündüzleri özellikle..

serradan sonra ise trt cocuk fanatigi olduk :) sabah 6 da aciyorum..serra seviyor birkaç programi..zaten bir süre sonra kapatiyor tv yi..ama sessizlik beni germeye basladi nedense..izlemiyorum ama acik kalsin istiyorum..sese cok aliştim sanirim..evde tekken ortaliği şenlendirdigi bir gercek :)

programlara gelince..gerci artik program cesidi de kalmadiki..sabah doktor programlari..kiii buna şükür bi ara neydi öyle her kanalda ayri bi düğün havasi..vur patlasin cal oynasin millet uyusun programlari..aile içinde kalmasi gereken tüm sirlarin dökülüp saçildigi rezil programlar..öglen evlendirme programlari..aksam diziler..bitti işte gün..

doktor programlarini gercekten bende faydali buluyorum..enazindan millet dogru dürüst birşey ögreniyor..şarkici programlarindan 1000 kat iyidir..evlilik programlari biçak gibi açikcasi..hem kötü hem iyi..bi açidan insanlari evliliğe teşvik ediyor..bi taraftan sağlam temelleri olmasi gereken evlilikler program havasinda,heyecaninda,milletin gazlamasiyla hafif temeller üzerine oturuyor..dolayisiyla toplum bozuluyor..

dizilere gelince..valla bircok acidan kötü buluyorum acikcasi..seyretmiyorum diyemem..yalan olur..seyrediyorumda diyemem,en sevdigim diziyi bile 2 hafta üstüste izlememişimdir..dizilerde taktigim cok fazla sey var..bunlardan birkaci..
-evlere ayakkabiyla girilmesi..hiçbir evin türk evine benzememesi..adamlarin köy agasi oldugu dizilerde bile bu böyle..
-su gibi içki içilmesi..adam yada kadin üzülüyor elinde viski,agliyor elinde viski,seviniyor öyle,geriliyor öyle,kiziyor öyle..anam nerdeyse tuvalette bile adam içki içecek ya..en sarhoş ailede bile bukadar olmaz..adam bi oturur içer sizar biter gider..kaldiki türkler benim bildigim genelde raki içer D
-öpüşmeler,koklaşmalar v.b...bunlari diziye neden koyarlar gercekten anlamiyorum..reyting içinse düpedüz +18 filmleri cevirsinler onalarda rahat etsinler bizde..sanat içinmi? yok artik..türkan şoraylari felan ozaman hiçten sanatcidan saymayacagiz..

daha cok şeye takigimda he deyince akima gelmedi.. ama bunlarin bircogunun planli programlı oldugunu düşünüyorum..tamamen "ne koysak izleyecekler" psikolojisiyle,ellerindeki gücün farkinda olarak yapiliyorlar..normalleştirme cabalari..hepinizin anneannesi dedesi vardir elbet..vefat etmiş yada yasayan..o insanlari bi düşünün..yada onlarin bir üstünü..mesela benim anneannem biri kolsuz,yakasi acik,sacik birşey giyse aaa cok ayip derdi..bunun dinle bi alakasi yok..bu yetişmeyle,toplumla alakadar bişey..onun zamaninda dindarida,dinsizide böyleydi cünkü..ama bize ne kadar normal geliyor degilmi? onlara elele tutusmak ayip gelirken bize yolda öpüşen bi cift görmek bile anormal gelmiyor artik..belki o zamanlar cok abartiliydi..ama bizimde ekstra large oldugumuzu kabul etmemiz lazim..bunu bircok acidan söylüyorum..dedigim gibi bunun dinle bi alakasi yok..toplumsal bi olgu..evde olmasi gerekenlerle,dişarida olabilcekleri birbirine kariştiriyoruz..ve acikcasi bunun ilk suclusu olarak televizyonu görüyorum..

he bunun ilk suclusu tabiki yabanci filmlerdi..hollywood filmleri..ama arada şöyle bir fark vardi bu dizilerden önce..bizde böyle bişey olmaz..bizde ayip..onlar yabanci biz türküz derdik..ama şimdi onlar yabanci biz türküz bi farkimiz yok oldu :) hatta öyle diziler olduki aşk-ı memnu gibi +18lere taş cikardi..keza binbir gece dizisi..

sadece ahlaki erezyonda degil tabiki söz konusu..özenti hayatlar..lüks yasamlar..aza kanaat etmek kalmadi..kötüyü örnek almak,kötüyü görmek herzaman daha önce olur..kapinizin önünü süpüren çöpcüyü hergün görmessiniz..ama ne zaman kapinizda çöp birikir nerde bu çöpçü dersiniz..bu genelde böyledir..bir dizide kimse adamin çalişmasina dikkat etmez..lüks yasamina dikkat eder,arabasina evine giyimine dikkat eder vs :)) genclere bi bakin..%90i ayni tornadan cikmiş gibiler..yok bihter tokasi yok biher küpesi yok bilmen nenin botu,yok onun cantasi vs vs :) kendine özgü kaç genc varki?

birde istedigi kişiyi yada istedigi olguyu istedigi şekilde lanse etme olayi var..ki bu ciddi bir tehlike..hele bilgisiz kalinan konularda..sadece dizilerde degil bu elbet..belgesellerden,haber bültenlerine kadar var bu..

tabiki istisnalar kaideyi bozmaz..elbetteki beterin iyisi olan vardir..elbetteki cok cok iyi olanlari vardir..elbetteki türk sinemasina katkilari vardir..ama dedim ya kötüler iyiliklerin önüne geçiyor cogu zaman..uyuşturma niyeti iyi niyetleride götürüyor..

faydali programlarda yok degil..mesela derya baykalin programia bayiliyorum..ayda bir izlesemde bence insana cok şey katiyor..bikere musrif olmamayi,üretken olmayi,eldekini degerlendirmeyi,tüketici olmamayi ögretiyor..bu zaten cok büyük bir basari.bana göre Türk toplumunun en büyük dertlerinden biri aşiri tüketici,aşırı hazirci bir toplum olmasi..bu açidan cok basarili buluyorum o programi..

eskisi gibi cok fazla tartişma programi yok zaten..malum dizilerden vakit kalmiyor :) haber kanallarini cok seviyorum gercekten..belgeselleri (hayvan belgesellerini pek sevmiyorumda biyografi tarzinda yada ülkeleri gezen yada tarihi belgeselleri) cok seviyorum..

serradan pek vaktim kalmiyor zaten tv izlemeye..bu sonuctan da gayet memnunum acikcasi

velhasili kelam işte böyle..biçak gibi bişey işte bu tv..yemekte yapabilirsiniz,katilde olabilirsiniz..madem hayatimizda duruyor,enazindan ipleri ele almaliyiz diye düşünüyorum..seyrettirilmek istenen şeyleri degil kendi secimlerimizi bilinçli yapmaliyiz
 
Tuba'cım tam buraya yazmaya girmiştim ama durumu okadar güzel özetlemişsin ki yazılacak pek birşey bırakmamışsın benim açımdan .bu konuda tamamen aynı fikirdeyim ...
oyuzden sadace yüreğine sağlık diyorum bir sonraki tartışma konusunda mümkünse sen en son fikrini beyan et bizede yazacak birşeyler kalsın
 
konumuz hayırlı olsun güzel paylaşımlar
televizyon filizinde dediğine katılıyorum aptal kutusu olarak görüyorum.izlerken uyuşturuyor insanı
tabiki faydası da var zararıda ifrat tefrit meselesi bu ...dozajını iyi bilmek lazım tüm vaktini tv karşısında geçiriyorsan insandan çok şey alıp götürebiliyor kararında seyretmek gerek ve tabiki programını da seçebilmek önüne çıkan heşeyi izlersen değişmeye hiç yoktan düşüncelerinin değişmesine mahkumsundur...

tv programları konusunda tuba gibi düşünüyorum programlar çok sınırsız görünsede her kanalda çıkan programın mahiyeti aynı neredeyse bu durumda karşına sabah ailenin tüm mahremini ortaya saçıp döken programlar öğlen evlilik programı akşam da ya spor yorumu yada diziler.....
sabah ve öğlen olandan hiç bahsetmiycem bahsedilmeye bile değer bulmuyorum özellikle ''müge Anlı denen kadının yaptığı program ve programı sunarkende insanları aşağılaması tamamen saçma ötesi ama ne yazıkki insanlarımız özellikle 50 yaşını aşmış büyüklerimiz çok izliyor(sen nerden biliyorsun diyeceksiniz hamileyken yattığım o 15 hafta var yaaaa tam bir tv kolik olmuştum amanınnnn neydi o öyle Allahtan vazgeçebildim:)))
dizilerde gerçekten oyunculuk adına çok ilerlediğimizi kabul ediyorum çok güzel yetenekli oyuncularımız var sanat için herşey mübahtır kocamın karımın gözü önünde bile öpüşebilirim diyorlar!!! tubanın dediği gibi bu nasıl bir düşüncedir anlamıyorum sanat içinse eskiler neydi???
ben 30 yaşındayım daha eve ayakkabıyla girilen bir eve rastlamadım sizler rastladınız mı?dizilerde herkes ayakkabıyla gezziyor bu da gençlerimizi çocuklarımızı batıya özendiriyor..
zaten taaa cumhuriyet döneminden beridir bu böyle değilmi şimdilerde ayyuka çıktı.
o dönemlerde batı teknolojide sanayide bizden ileriydi ''batılılaşma''adı altında bizim örf ve ananelerimizi hiçe saymamızı onlara uymamız istendi.bizler ne yaptık onların sanayisini teknolojisini takip edeceğimize dinimizi geleneğimizi bir tarafa bırakarak onların giyimini konuşmasını takip ettik daha doğrusu böyle istendi biz de yaptık fransız modacısı söyledi biz giydik vs......halbuki ahlak kurallarımızı geleneklerimizi bir tarafa bırakmadan da takip edebilirdik teknolojiyi ama yaptırmadılar işte tv lerle bu engellendi geleneğini yaşayanlarda gerici sayıldı
bu yüzden bu dönemde yapılan o dizileri çok yadırgamamak lazımbu taaa geçmişten beridir sokuluyor zaten zihnimize gittikçe de bize doğal gelecek hatta ötesi bile doğal gelecek ne yazık ki....

bana gelince çalıştığım için neredeyse hiç izlemiyorum desem yeridir sabahları anca kahvaltı geçiyor vakit akşam da 8 den sonra boşalıyor zamanın onu da Ahsenle geçiriyorum boş vaktımde 2 dizi bakıyorum ama müptelası da değilim daha çok eşimde oluyor kumanda o da spor yorumları izliyor bende sevmiyor değilim hani:))
yada belgessel izliyoruz şu dünyayı gezdiren belgesellerden çok hoşuma gidiyor...
Hafta sonları da eğer evdeysem ki bu nerdeyse imkansız eski türk filmlerine bayılıyorum 10 kere izlesem yine bıkmam diyenlerdenim yani:))
eşimle bir karar aldık akşamları artık 1 saat oturup kitap okuyup okuduğumuz bölümler hakkında tartışacağız yada sohbete ayıracağız böylece daha az tv izleyeceğiz
Ahsene gelince kesinlikle izlemiyor tv bende seviniyorum izlememesi hoşuma gidiyor sadece hareketli bir şarkı çıkarsa yada turkcel reklamında bakıyor ....
benim düşüncelerim böyle kopuk yazmış olabilirim dr a gidicem aceleyle yazdım sonra vakit kalmıyor:))
 
Son düzenleme:
Bu "Haftanin konusu" olayini face'e tasisak, daha mi iyi olurdu ne? Konuya katilim az sanki.

Esen'cigim, yazdiklarinda birkac noktaya takildim. Dizilerde, evde ayakkabiyla dolasildigini ve bu durumunda gencleri batiya özendirdigini söylemissin. Bati kültürünün Avrupa ayaginda, bunun aslinda olmadigini söylesem sana? 12 senedir Avrupa'da yasayan bir insan olarak, ben bunu neredeyse hic görmedim. Belki Amerika'da vardir, bilemiyorum. Bize empoze edilen ve su anda en basimizdakinden tutunda, en asagimizdakine kadar, hepimizin ne kadar elestirirsek elestirelim, pek bir hayranlik duydugu kültür, o kültür maalesef. Kimyamizi bu kadar bozuyorsa bu kültür, tek sucu televizyona yüklemek dogru olmaz kanaatindeyim. O bir arac bence. Demek ki, bizim düsüncelerimizde, ideallerimizde hatta dini bilgilerimizde ve yasam tarzimizi kendi irademizle belirlemede mantiksal, duygusal ve sosyal sorunlarimiz var. Televizyon sadece bu acigimizi kullanarak, firsatci davraniyor olamaz mi?

"zaten taaa cumhuriyet döneminden beridir bu böyle değilmi şimdilerde ayyuka çıktı.
o dönemlerde batı teknolojide sanayide bizden ileriydi ''batılılaşma''adı altında bizim örf ve ananelerimizi hiçe saymamızı onlara uymamız istendi.bizler ne yaptık onların sanayisini teknolojisini takip edeceğimize dinimizi geleneğimizi bir tarafa bırakarak onların giyimini konuşmasını takip ettik daha doğrusu böyle istendi biz de yaptık fransız modacısı söyledi biz giydik vs......halbuki ahlak kurallarımızı geleneklerimizi bir tarafa bırakmadan da takip edebilirdik teknolojiyi ama yaptırmadılar işte tv lerle bu engellendi geleneğini yaşayanlarda gerici sayıldı
bu yüzden bu dönemde yapılan o dizileri çok yadırgamamak lazımbu taaa geçmişten beridir sokuluyor zaten zihnimize gittikçe de bize doğal gelecek hatta ötesi bile doğal gelecek ne yazık ki...."

Cumhuriyet dönemi demissin. Batiyi örnek almak, Tanzimat ve Islahat Fermanlariyla baslamis, Mesrutiyetlerle sürmüs, Cumhuriyete gecis yapmistir. Cünkü toplumlar, degismek zorundadirlar. Gelenek ve göreneklerimizi, bu gecis süreclerinde pek tabi yasatabiliriz, yeter ki kendi degisimimizi saglam temeller üzerine oturtalim. Degismeyen hicbirsey yok, degisim disinda. Atatürk, Cumhuriyet'e gecis döneminde, Batililar gibi olun, kendi varliginizi unutun demedi kesinlikle. Bu cok yanlis bir düsünce bicimi. Onun yüzü batiya dönüktü cünkü Türk insaninin taassubun kiskacinda esir olmasina göz yummayacak kadar vatan ve insanini sever biriydi. Bilakis, batidan almasi gerekli herseyi yasadigi sürece aldi ve onun yasadigi süre zarfinda, ne ic borcu oldu Türkiye'nin, ne de onun bunun yalakaligini yapmak zorunda kaldik. Kadinlarimiz insan oldugunu ögrendi, cocuklarimiz egitim hakkina kavustu. Kendi ic dinamiklerimiz canlandi, yerli mali herseyden önemli sayildi. Bankalar, sanayi kuruluslari kuruldu. Türkce kendi kimligine kavustu, tarihimize sahip cikabildik. Namuslu yasaminin en büyük erdem oldugunu ögrendik...Bugün bile, onun kurdugu kuruluslar özellestirilerek, satilarak sicak paraya kavusmadi mi ülke? Sadece "Petkim" desem, kafi gelir sanirim. Osmanli yüzünü Dogu'ya döndügü icin, sarsilip gerilemedi mi?

Tüm bunlarin konumuzla alakasi ne denilebilir. Konu cok katmanli bir konu oldugu icin, verilen yanitlar ve düsünceler birbiriyle ayni paralellerde bulusmuyor haliyle. Anti parantez acma geregi hissettim bu yüzden.
 
Kac senedir Avrupa'da yasadigimida unutmusum iyi mi? Doruk dogmadan önceki tarihi vermisim. Doruk dogduktan sonra yasamiyor muyum ben ne? 14 senedir burdayim aslinda ama düzeltemedim, ek olarak yaziyorum o yüzden
 
filizcim ben cumhuriyetle birlikte gelen yenilikleri değil insanımızın bunu kaldıramayışını eleştirdim gelenek ve göreneklerimizi yaşatamıyışını eleştirdimtabiki bir toplum hep aynı kalmayacak tabiki sürece ayakuydurmak gerek ama insanın özünü unutmaması gerekir kanaatindeyim ama malesef toplumumuzda bu yenilikler özünü unutma şeklinde benimsendi
Atatürkten bahsetmişsin ben onun getirdiklerinin yaptıklarının kötü olduğundan bahsetmedim sanırım yanlış anlaşıldı söylediklerim
ayakkabıyla gezme konusuna gelince benim küçüklüğümde gördüğüm dizi vardı yalan rüzgarı diye bilir misin bilmem bir de dallas orda ve buna benzer dizilerde hep ayakkabıyla dolaşılıyor evlerde şimdiyi bilmiyorum
bu arada biraz kopuk olacak sonra devam edicem bu konuya mutlaka ders vereceğim öğrencim geldi mutlaka gelicem tekrar
 
eeeee kimse gelmedi mi
bende Ahsenin uyumadığını haber vermeye geldim o uyumayınca ben hiçbişe yapamıyorum
 
filizcim face'de bukadar fazla yazamayiz..ve ister istemez daha cok karişir..zaten bu konulari acma fikrimizin asil amaci kk'da ki paylaşimi arttirmakti..face'de daha özgür tartişiriz orasi kesin..cünkü bu konu siyasete dogru kayiyor..ama cogunluk orda tartişmak isterse banada uyar valla :)

bide bu forumda siyaset yasak kizlar :) konuyu kapatirsaniz iyi olur :) yoksa başliğimiz kapanacak tümden :)
 
Yeni hafta konumuz asagidadr hatunlar :) haftaya p.tesine kadar konumuz bu :) hadi pamuk eller klavyeye :)

-Boşanmalar sizce neden artti? Kadinlarin ve erkeklerin boşanmaya giden yolda rolleri ne ölçüde? Siz kendi hayatiniz açısından boşanmaya nasil bakiyorsunuz/ne olurda boşanmayi düşünebilirsiniz? Boşanmanın toplum üzerindeki etkileri nelerdir? Toplumun boşanan ciftlere (özellikle boşanmış kadinlara) bakişindaki dogrular yanlıslar? boşanma sonrası yaşam hakkındaki düşünceleriniz? kisaca boşanma-kari/koca rolleri-toplum :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…