- Konu Sahibi cocuklarimcanlarim
- #121
Ergenler için Stres Yönetimi
Esasında yaygın olarak kullanılan
“stres yönetimi” teriminden pek
hoşlanmam.
Facebook Twitter Yorum Yap
Favorilerine Ekle Mail Gönder
Ben insanın yaşamında tutmak
istediği şeylerin yönetiminden
yanayım, tutmak istemediğimiz
şeylerin ise (yöneterek) hayatımızı
kaplamasına izin vermek yerine
bilinçli olarak küçültülmesinden,
bunu yaptıkça gözden kaybolup
gitmesini tercih ederim ancak
bunun uygulanması ciddi çaba, iç
eğitim ve iç disiplin gerektirir. Kolay
değildir. Bu nedenle çocukluktan
yetişkinliğe kadar ki süreçte; bilinçli
ve farkındalıkla dolu bir yaşam
biçimini öğrenmek şarttır. Eğer
bizler yaşam kalitemizin belirleyici
faktörlerin dış etkenlerden değil,
içimizdeki durağanlık veya
dalgalanmalara bağlı olduğu
bilincini kabullenirsek ve işte bu
durağanlığı ve dalgalanmaları
yönetmeyi öğrenirsek;
yaşantımızda bize stres yaratan
faktörlerin küçülüp kaybolmasını
sağlamak bir o kadar kolay olur.
Hayat güzel, yaşamak harika bir
mucize ama kolay değil elbet.
Büyümek, öğrenmek, çalışmak…
Hepsi kendi içlerinde güzellikleri ile
beraber bin bir zorluğu da getiriyor.
İnsanoğlunun bu kadar geliştiği;
bilim, teknoloji, bilgi ve üretim
konularında hiç olmadığımız kadar
ilerlediğimiz bu yıllarda hiç
olmadığımız kadar mutsuz, ümitsiz
ve zorlu günler geçiriyoruz sanırım
ama diğer yandan da güzel şeyler
de yaşanıyor. Yine bilim, sağlık,
üretim ve teknoloji konusundaki
gelişmeler sayesinde, hiç
olmadığımız kadar sağlıklı ve uzun
yaşayabiliyoruz, hiç sahip
olmadığımız imkanlar var. Bilgi
resmen parmaklarımızın ucunda,
dünya avuçlarımızın içinde. Hızlı bir
yaşamımız var ve bu hız ve
yoğunluk biz yetişkinlerde çok stres
yaratıyor. Günlük hayat
koşuşturmacası içinde stres
döngüsüne o kadar çok kapılıyoruz
ki, bedensel yorgunluk, zihinsel
dağınıklık veya bir sağlık problemi
ile karşı karşıya kalmadan pek fark
edemeyebiliyoruz bize ettiklerini.
Peki ya çocuklarımız?
Ben çok hata yapabilen bir insan ve
bu nedenle eksiklikleri olan bir
anne olarak; kendi iş, geçim derdi
ve duygusal karmaşalarımın
sarmalı içinde kapılıp giderken
bazen oğlumun da kendi okul,
arkadaşlıkları ve günlük
yaşantısında strese girebileceğini
unutuyorum. Unutmak demeyelim
de, “daha çocuk, ne stresi, sadece
sıkılıyor ve şu anda mutsuz” diye
saf ve aptalca bir yanılgıya
düşüyorum. Sanki strese girmek
için illa yetişkin olmak
gerekiyormuş gibi. Sınav dönemi
hazırlığı, arkadaşları ile iletişimi,
artık sosyal medya ve popüler
kültür araçları sayesinde çocuklara
kolaylıklara ulaşan sosyal ve politik
değişim haberleri; çocuklarda
sadece sıkılıyor olmaktan gelen
mutsuzluk değil, baskı ve stres de
yaratıyor. Nasıl biz yetişkinleri
huzursuz eden şey belirsizliğin
artması ise, onlar için de bence
aynı.
Kendi deneyimime göre; baş
ağrıları, karın ağrıları, uykusuzluk
veya aşırı uyku hali, iştahta
değişimler olarak gösteriyor
çocuklarda stres. Ne dedik, yaşam
tüm güzelliğine rağmen zorlukları
da barındırıyor... İşte o zaman nasıl
çocuklarımıza sağlıklı beslenmeyi,
hijyeni, eğitim almayı öğretiyorsak;
stresle baş etmeyi de öğretmemiz
lazım. Bu ne yazık ki, bir süre
öncesine kadar ben de dahil olmak
üzere, bir çok ebeveynin gözden
kaçırdığı bir eğitim (belki de
kendimiz bile çok iyi bilmediğimiz
için).
Peki ben (bir uzman olarak değil
sadece bir anne olarak) neler
yapıyorum:
1.Sağlıklı beslenme: Söylememe
gerek yok. Sağlıklı bir yaşamın başı,
vücudunuzu ne ile beslediğiniz ile
doğrudan ilintilidir. Ergenlik
dönemine giren çocuklar da ani
iştah artışları oluyor ve genellikle
abur cubur tüketerek kolaya
kaçıyorlar. Fazla şeker, yağ ve tuz
tüketimi gelişen bedenlerine zarar
verdiği gibi, “yalancı ve sağlıksız”
bir enerji veriyor bence. Bu nedenle,
doğru beslenme bilincini vermenin
yanı sıra, evdeki ergeniniz için bol
miktarda meyve, kuruyemiş (bizim
evde çekirdek bir favori ve patates
cipsine güzel bir alternatif), doğal
maden suyu, ekmek, kek, yoğurt,
süt gibi gıdalar bulunduruyorum
ben.
Sağlıklı uyku: Ergenlik ile uykuya
dalma süreleri geciken
ergenlerimiz, sabah erken
uyanmaktan kaçamıyorlar. Bu da
onları çok uykusuz bırakıyor. Ben
oğlumun okul döneminde geç
uyumasına izin vermiyorum.
Hemen uykuya dalmasa bile, her
gün aynı saatte yatakta oluyor.
Dinlenmek çok önemli.
Uykusuzluğun getirdiği yorgunluk,
stresi arttırmaktan başka bir işe
yaramıyor.
Spor: Spor eşittir endorfin diyorlar
ya, kendimden biliyorum çok
doğru. Ben spor yaptığım günlerde,
saatlerce kendimi çok mutlu
hissediyorum. Aynı şeyi oğlumda
Esasında yaygın olarak kullanılan
“stres yönetimi” teriminden pek
hoşlanmam.
Facebook Twitter Yorum Yap
Favorilerine Ekle Mail Gönder
Ben insanın yaşamında tutmak
istediği şeylerin yönetiminden
yanayım, tutmak istemediğimiz
şeylerin ise (yöneterek) hayatımızı
kaplamasına izin vermek yerine
bilinçli olarak küçültülmesinden,
bunu yaptıkça gözden kaybolup
gitmesini tercih ederim ancak
bunun uygulanması ciddi çaba, iç
eğitim ve iç disiplin gerektirir. Kolay
değildir. Bu nedenle çocukluktan
yetişkinliğe kadar ki süreçte; bilinçli
ve farkındalıkla dolu bir yaşam
biçimini öğrenmek şarttır. Eğer
bizler yaşam kalitemizin belirleyici
faktörlerin dış etkenlerden değil,
içimizdeki durağanlık veya
dalgalanmalara bağlı olduğu
bilincini kabullenirsek ve işte bu
durağanlığı ve dalgalanmaları
yönetmeyi öğrenirsek;
yaşantımızda bize stres yaratan
faktörlerin küçülüp kaybolmasını
sağlamak bir o kadar kolay olur.
Hayat güzel, yaşamak harika bir
mucize ama kolay değil elbet.
Büyümek, öğrenmek, çalışmak…
Hepsi kendi içlerinde güzellikleri ile
beraber bin bir zorluğu da getiriyor.
İnsanoğlunun bu kadar geliştiği;
bilim, teknoloji, bilgi ve üretim
konularında hiç olmadığımız kadar
ilerlediğimiz bu yıllarda hiç
olmadığımız kadar mutsuz, ümitsiz
ve zorlu günler geçiriyoruz sanırım
ama diğer yandan da güzel şeyler
de yaşanıyor. Yine bilim, sağlık,
üretim ve teknoloji konusundaki
gelişmeler sayesinde, hiç
olmadığımız kadar sağlıklı ve uzun
yaşayabiliyoruz, hiç sahip
olmadığımız imkanlar var. Bilgi
resmen parmaklarımızın ucunda,
dünya avuçlarımızın içinde. Hızlı bir
yaşamımız var ve bu hız ve
yoğunluk biz yetişkinlerde çok stres
yaratıyor. Günlük hayat
koşuşturmacası içinde stres
döngüsüne o kadar çok kapılıyoruz
ki, bedensel yorgunluk, zihinsel
dağınıklık veya bir sağlık problemi
ile karşı karşıya kalmadan pek fark
edemeyebiliyoruz bize ettiklerini.
Peki ya çocuklarımız?
Ben çok hata yapabilen bir insan ve
bu nedenle eksiklikleri olan bir
anne olarak; kendi iş, geçim derdi
ve duygusal karmaşalarımın
sarmalı içinde kapılıp giderken
bazen oğlumun da kendi okul,
arkadaşlıkları ve günlük
yaşantısında strese girebileceğini
unutuyorum. Unutmak demeyelim
de, “daha çocuk, ne stresi, sadece
sıkılıyor ve şu anda mutsuz” diye
saf ve aptalca bir yanılgıya
düşüyorum. Sanki strese girmek
için illa yetişkin olmak
gerekiyormuş gibi. Sınav dönemi
hazırlığı, arkadaşları ile iletişimi,
artık sosyal medya ve popüler
kültür araçları sayesinde çocuklara
kolaylıklara ulaşan sosyal ve politik
değişim haberleri; çocuklarda
sadece sıkılıyor olmaktan gelen
mutsuzluk değil, baskı ve stres de
yaratıyor. Nasıl biz yetişkinleri
huzursuz eden şey belirsizliğin
artması ise, onlar için de bence
aynı.
Kendi deneyimime göre; baş
ağrıları, karın ağrıları, uykusuzluk
veya aşırı uyku hali, iştahta
değişimler olarak gösteriyor
çocuklarda stres. Ne dedik, yaşam
tüm güzelliğine rağmen zorlukları
da barındırıyor... İşte o zaman nasıl
çocuklarımıza sağlıklı beslenmeyi,
hijyeni, eğitim almayı öğretiyorsak;
stresle baş etmeyi de öğretmemiz
lazım. Bu ne yazık ki, bir süre
öncesine kadar ben de dahil olmak
üzere, bir çok ebeveynin gözden
kaçırdığı bir eğitim (belki de
kendimiz bile çok iyi bilmediğimiz
için).
Peki ben (bir uzman olarak değil
sadece bir anne olarak) neler
yapıyorum:
1.Sağlıklı beslenme: Söylememe
gerek yok. Sağlıklı bir yaşamın başı,
vücudunuzu ne ile beslediğiniz ile
doğrudan ilintilidir. Ergenlik
dönemine giren çocuklar da ani
iştah artışları oluyor ve genellikle
abur cubur tüketerek kolaya
kaçıyorlar. Fazla şeker, yağ ve tuz
tüketimi gelişen bedenlerine zarar
verdiği gibi, “yalancı ve sağlıksız”
bir enerji veriyor bence. Bu nedenle,
doğru beslenme bilincini vermenin
yanı sıra, evdeki ergeniniz için bol
miktarda meyve, kuruyemiş (bizim
evde çekirdek bir favori ve patates
cipsine güzel bir alternatif), doğal
maden suyu, ekmek, kek, yoğurt,
süt gibi gıdalar bulunduruyorum
ben.
Sağlıklı uyku: Ergenlik ile uykuya
dalma süreleri geciken
ergenlerimiz, sabah erken
uyanmaktan kaçamıyorlar. Bu da
onları çok uykusuz bırakıyor. Ben
oğlumun okul döneminde geç
uyumasına izin vermiyorum.
Hemen uykuya dalmasa bile, her
gün aynı saatte yatakta oluyor.
Dinlenmek çok önemli.
Uykusuzluğun getirdiği yorgunluk,
stresi arttırmaktan başka bir işe
yaramıyor.
Spor: Spor eşittir endorfin diyorlar
ya, kendimden biliyorum çok
doğru. Ben spor yaptığım günlerde,
saatlerce kendimi çok mutlu
hissediyorum. Aynı şeyi oğlumda