Mental çöküş

lillyleon

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
2 Mart 2021
661
1.158
28
Merhaba hanımlar. Uzun süredir yazmıyordum buraya. Nerden başlayacağımı da bilmiyorum işin aslında ama burası bana hep iyi gelmiştir o yüzden yazmak istedim . Uzun olursa affola. Umarım okursunuz.

Öncelikle zor bi hayatım oldu. Babasız büyüdüm küçük yaşlardan itibaren. Babamla hiç sağlam bi ilişkimiz olmadı malesef. Bölük pörçük kırık dökük bi ilişkimiz vardı. Öyle ki babam ölmeden 2 sene öncesinde bi tartışma yaşadık. Annem hakkında yaptığı çirkin ithamlardan sonra babamla görüşmeyi kestim. Ölümünü öğrenmemden bi kaç gün önce sürekli babamı rüyamda görüyorum, babamı özledim, babama gideceğim dedim çevremde bi kaç kişiye. Yetişemedim. Aniden babamı kaybettiğimi öğrendim. Hayatımda yaşadığım en büyük travmaydı. 1 sene geçti üstünden.

O sıralar eşimle aram da kötüydü. Eşimin bana bu ölüm sonrası süreçte destek olduğunu söyleyemem . Ruh halim çok kötüydü. Kavga ettik beni evden kovdu. Yaka paça dışarı atmadı ama defol git dedi. Çektim gittim. Annemler yurtdışında. 6 ay dönmedim. Sonra ikna çabalarıyla bi şans daha vermeye karar verdim. Ama eşimi içimde asla affedemedim.

Evliliğimizden bahsedecek olursam, sevgililik zamanları bana aşıktı. Benim ona karşı herhangi bi duygum yoktu. Evlenmeden önce de tanıyordum hem çocukluk arkadaşım hem eniştemin akrabası. Öyle çok koştu peşimden vazgeçmedi. Hiçte kimse yakıştırmadı bizi bugüne kadar. Aynı yaştayız ama daha büyük görünür. Ben daha küçük gösteririm. Asla kendimi beğenmem ama çok güzel olduğumu söylerler. Velhasıl hep dedikodumuz dönmüştür bu anlamda. Ama ben onun dışına bakmadım. Baba sevgisi eksikliğinden belki. Hayatımda ilk kez öyle sevilmiştim, korunmuştum, kollanmıştım. Biri bana sahip çıkmıştı. Hiç tatmadığım duyguları o tattırdı belki bu yüzden çok sevdim, aşık değildim ama gerçekten çok sevdim.

27 yaşındayız ikimizde. Evliliğin 2. Senesi yeni bitti. Çocuk yok. Tam işe girdim. Türkiye’ye daha yeni yeni adapte olmaya başladım derken yine kapı dışarı edildim. İşe yeni başladım dedim ya. Yanlış anlamayın ama bakıyorum insanlara genel olarak çok göz açıklar. Ben aşırı saf kalıyorum. Ne dedikodular dönüyor kurum içinde ben ağzı açık izliyorum. İnsanlar çok rahat birbirine oynayabiliyor yüzüne gülüp arkasından neler konuşuyor ben asla beceremiyorum. Çalışma hayatına girince bilmiyorum buraya ait olmadığımı anladım sanki. Hiç alışık değilim böyle durumlara.

Neyse konuya dönecek olursam herşeyi göze almıştım. Eşim için çıktım buraya geldim. Ve burda onun için ömrümü de geçirmeyi falan planlıyordum çünkü kendisi asla yerinden kımıldamak istemiyor. Ama 2 ay önce yine bi tartışma yaşadık. İşe yeni girmiştim ve yaptığı işi iş arkadaşlarımdan gizledim. Sadece mesleğini söyledim. Aslında mesleğini icra etmiyor daldan dala serbest işlerde bi anda zengin olma hevesi içinde. Bunu gurur meselesi yaptı ve aynı evin içinde 1 ay küs kaldık. Eve çöp dahi almadı söylediğim halde. Yeme benim paramı madem utanıyorsun dedi. Annem bunu ailesine söyledi. Akabinde bana boşanma dilekçesi getirdi.

Yine kavga ettik. Çok hakaretler ettim inkar etmiyorum. Her haltta boşanma lafı ağzında. Bıktım artık. Zaten hep saygısızlığımdan dem vurur. Ağzın bozuk der. Valla ben aslında çokta sessiz sakin biriyimdir. Ağzım bozuluyorsa burama kadar gelmiştir. Nasıl bi ş….zsin nikahlı karını gözden çıkarmaya her daim hazırsın dedim. Neyse aradan 1-2 hafta geçti, toparladım kendimi, imzaladım dilekçeyi. Maddi anlamda hiç bişey talep etmedim bu arada. Evden de kişisel eşyalarımı alıp çıktım. Birine evden ayrılacağımı söylemiştim tesadüfen ordan duymuş öğrenmiş. Gitmeden 1 gün önce geldi 4-5 saat dil döktü. Dinlemedim, anlamak istemedim, uzlaşmak istemedim çünkü çok kırgınım ve adam uzlaşmak isterken bile sürekli kendi haklılığından benim haksızlığımdan bahsediyor. Benim derdim de bu zaten. Kendini dünyanın en mükemmel insanı olarak görüyor ama değil. En azımdan benden daha masum değil.

Bu arada bunları yazarken bile içimden geçen ne biliyor musunuz “bu adam beni sevmiyor artık.” Söyledim de yüzüne o konuşmaya geldiği gün. Ben çok seviyorum dedi durdu. Kendini mi yoksa beni mi kandırıyor bilmiyorum, anlayamıyorum.

Şuan evi terkedeli 1 ay olmak üzere. Hala ne gidip dilekçeyi veriyor, ne dava açıyor ne de olumlu en ufak bi adımda bulunuyor. Hiç bi iletişimimiz yok. Bense günden güne bitiriyorum içimde herşeyi. Tekrar döneceğim yurtdışına, eski hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. En azından ailem yanımda olacak artık. Bi süre daha bekleyip davayı ben açacağım sanırım . Onun bi halt edeceği yok çünkü.

Fakat öyle canım yanıyor ki. Öyle değersiz kıymetsiz hissediyorum ki . Öyle mutsuzum ki. Yanılmış hissediyorum. Yenilmiş hissediyorum. Umutlarım, hayallerim öyle yerle bir oldu ki. Ne kadar da basitmişim. Ne kadar kolay gözden çıkarıldım. Nasıl da hiç arkam aranmadı. Söyleyecek çok şey var. İçim çok dolu. Allah’a havale etmekten başka bişey yapamıyorum ama. Biliyorum ki sonu yok bu boşanma tehditlerinin, blöflerinin, evden kovulmaların. Sonra hesap sorunca sinirle yaptım oluyor. Devam edersem mutsuz olacağım hoş devam edelim diyen bi adam da yok zaten karşımda. Böyle bi adımı bile hala benden beklediğine o kadar eminim ki.

Bugün iş arkadaşım çok mutsuz göründüğümü söyledi. Durumumu zaten biliyor. Gerçekten öyleyim hayattan elimi eteğimi çekmiş gibiyim. Ne kadar da havalı bi genç kızdım ben. Ne kadar kendime güvenirdim. Nasıl gülücükler saçardım etrafıma . Onca zorluğa rağmen. Demek yine hayattan bi umudum varmış. Şimdi Halime bakıyorum eser yok. Sessiz, sakin, sinik, ezik, mutsuz, değersiz, kıymetsiz birine dönüşmüşüm. Yalnız bi evin içinde, kapımı çalan yok, kapımı açan yok. Daha fazla ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Bunları yaşamayı hakedecek ne yaptım onu da bilmiyorum. Hayatta hiç tutunacak bi dalım olmadı. Gerçekten anlatmaya ihtiyacım vardı. Anlatırken bile ağlamak istiyorum. Ne kadar güçsüz hissediyorum. Yorumlarınızı can kulağıyla bekliyor olacağım… Sağolun
 
Son düzenleme:
Çok klişe olacak ama zaman her şeyin ilacıdır. Zaten bir karar vermişsiniz, arkanıza bile bakmayın. Sizi değersiz hissettiren hiç kimseyi hayatınızda barındırmayın. Önünüze bakın zaman herşeyi toparlar, tamamlar.
 
Çok klişe olacak ama zaman her şeyin ilacıdır. Zaten bir karar vermişsiniz, arkanıza bile bakmayın. Sizi değersiz hissettiren hiç kimseyi hayatınızda barındırmayın. Önünüze bakın zaman herşeyi toparlar, tamamlar.
Çok haklısınız. Bu adamla devam etsem ne olacak. Daha mı değerli olacağım. Daha mı mutlu hissedeceğim. Bunca şeyi nasıl sindireceğim. Sanırım bittiğini artık olmayacağını tamamen kabullendim. Bu derin sızı bunun acısı belki. En ufak umut bile kalmadı.
 
O çok yanlış. Para alın, çat çut yiyin gezin ezin. Evde tek başına oturup somurtmak var, paracıkları ezmek var :dondurma: Hangisinde daha mutlu olursunuz siz hesap edin:emir_bebek:
İnanın hiç tenezül etmek istemedim kendi adıma. Bir çocuğum olsaydı belki onun hakkını alırdım. Ama ben onun parasına muhtaç değilim. Çok şükür işim, gücüm, mesleğim var. Kendi paramı kazanıp çatır çatır da yiyorum. Kendisi zaten maddi zorluk içerisinde. Beli doğrulmuyor. Sıkıntıları onca borcu harcı var hiç uğraşmak istemedim o yüzden.
 
Siz de açmayın davayı,basın gidin ailenizin yanına. Tırım tırım o arasın sizi,ne boşanabilsin ne de evli kalabilsin. Sürünsün. Nasılmış insanın karısını evden kovması görsün bakalım.
Bilmiyorum inanın şimdilik sadece bekliyorum. 1 aydır ha bugün ha yarın eve tebligat gelecek diye bekledim. Gelen giden yok. Bu saatten sonra geleceğini de sanmıyorum. Sanırım bi umut bekliyor bitebileceğini hala kabullenemiyor hala benden bi adım bekliyor. Bazen kafam esiyor bırak işi gücü aç davayı çek git diyorum. Bazen de işimi seviyorum yaza kadar idare ederim beklerim o nasıl bekliyor sonuçta şuan gurursuzluk eden o imzala dedi imzaladım git aç davayı dedim çıktım gittim ben geriye bişey bırakmadım aç o davayı iki elim kanda olsa katılacağım o davaya dedim ben. Sürüncemede bırakan kendisi. Diyorum ya bi kaç ay beklerim o zamana kadar netleşir olmadı yazın sözleşmem bitiyor işten de ayrılacağım için açarım davayı boşanır çeker giderim.
 
Merhaba hanımlar. Uzun süredir yazmıyordum buraya. Nerden başlayacağımı da bilmiyorum işin aslında ama burası bana hep iyi gelmiştir o yüzden yazmak istedim . Uzun olursa affola. Umarım okursunuz.

Öncelikle zor bi hayatım oldu. Babasız büyüdüm küçük yaşlardan itibaren. Babamla hiç sağlam bi ilişkimiz olmadı malesef. Bölük pörçük kırık dökük bi ilişkimiz vardı. Öyle ki babam ölmeden 2 sene öncesinde bi tartışma yaşadık. Annem hakkında yaptığı çirkin ithamlardan sonra babamla görüşmeyi kestim. Ölümünü öğrenmemden bi kaç gün önce sürekli babamı rüyamda görüyorum, babamı özledim, babama gideceğim dedim çevremde bi kaç kişiye. Yetişemedim. Aniden babamı kaybettiğimi öğrendim. Hayatımda yaşadığım en büyük travmaydı. 1 sene geçti üstünden.

O sıralar eşimle aram da kötüydü. Eşimin bana bu ölüm sonrası süreçte destek olduğunu söyleyemem . Kavga ettik beni evden kovdu. Çektim gittim. Annemler yurtdışında. 6 ay dönmedim. Sonra ikna çabalarıyla bi şans daha vermeye karar verdim. Ama eşimi içimde asla affedemedim.

Evliliğimizden bahsedecek olursam, sevgililik zamanları bana aşıktı. Benim ona karşı herhangi bi duygum yoktu. Evlenmeden önce de tanıyordum hem çocukluk arkadaşım hem eniştemin akrabası. Öyle çok koştu peşimden vazgeçmedi. Hiçte kimse yakıştırmadı bizi bugüne kadar. Aynı yaştayız ama daha büyük görünür. Ben daha küçük gösteririm. Asla kendimi beğenmem ama çok güzel olduğumu söylerler. Velhasıl hep dedikodumuz dönmüştür bu anlamda. Ama ben onun dışına bakmadım. Baba sevgisi eksikliğinden belki. Hayatımda ilk kez öyle sevilmiştim, korunmuştum, kollanmıştım. Biri bana sahip çıkmıştı. Hiç tatmadığım duyguları o tattırdı belki bu yüzden çok sevdim, aşık değildim ama gerçekten çok sevdim.

27 yaşındayız ikimizde. Evliliğin 2. Senesi yeni bitti. Çocuk yok. Tam işe girdim. Türkiye’ye daha yeni yeni adapte olmaya başladım derken yine kapı dışarı edildim. İşe yeni başladım dedim ya. Yanlış anlamayın ama bakıyorum insanlara genel olarak çok göz açıklar. Ben aşırı saf kalıyorum. Ne dedikodular dönüyor kurum içinde ben ağzı açık izliyorum. İnsanlar çok rahat birbirine oynayabiliyor yüzüne gülüp arkasından neler konuşuyor ben asla beceremiyorum. Çalışma hayatına girince bilmiyorum buraya ait olmadığımı anladım sanki. Hiç alışık değilim böyle durumlara.

Neyse konuya dönecek olursam herşeyi göze almıştım. Eşim için çıktım buraya geldim. Ve burda onun için ömrümü de geçirmeyi falan planlıyordum çünkü kendisi asla yerinden kımıldamak istemiyor. Ama 2 ay önce yine bi tartışma yaşadık. İşe yeni girmiştim ve yaptığı işi iş arkadaşlarımdan gizledim. Sadece mesleğini söyledim. Aslında mesleğini icra etmiyor daldan dala serbest işlerde bi anda zengin olma hevesi içinde. Bunu gurur meselesi yaptı ve aynı evin içinde 1 ay küs kaldık. Eve çöp dahi almadı söylediğim halde. Yeme benim paramı madem utanıyorsun dedi. Annem bunu ailesine söyledi. Akabinde bana boşanma dilekçesi getirdi.

Yine kavga ettik. Çok hakaretler ettim inkar etmiyorum. Her haltta boşanma lafı ağzında. Bıktım artık. Zaten hep saygısızlığımdan dem vurur. Ağzın bozuk der. Valla ben aslında çokta sessiz sakin biriyimdir. Ağzım bozuluyorsa burama kadar gelmiştir. Nasıl bi ş….zsin nikahlı karını gözden çıkarmaya her daim hazırsın dedim. Neyse aradan 1-2 hafta geçti, toparladım kendimi, imzaladım dilekçeyi. Maddi anlamda hiç bişey talep etmedim bu arada. Evden de kişisel eşyalarımı alıp çıktım. Birine evden ayrılacağımı söylemiştim tesadüfen ordan duymuş öğrenmiş. Gitmeden 1 gün önce geldi 4-5 saat dil döktü. Dinlemedim, anlamak istemedim, uzlaşmak istemedim çünkü çok kırgınım ve adam uzlaşmak isterken bile sürekli kendi haklılığından benim haksızlığımdan bahsediyor. Benim derdim de bu zaten. Kendini dünyanın en mükemmel insanı olarak görüyor ama değil. En azımdan benden daha masum değil.

Bu arada bunları yazarken bile içimden geçen ne biliyor musunuz “bu adam beni sevmiyor artık.” Söyledim de yüzüne o konuşmaya geldiği gün. Ben çok seviyorum dedi durdu. Kendini mi yoksa beni mi kandırıyor bilmiyorum, anlayamıyorum.

Şuan evi terkedeli 1 ay olmak üzere. Hala ne gidip dilekçeyi veriyor, ne dava açıyor ne de olumlu en ufak bi adımda bulunuyor. Hiç bi iletişimimiz yok. Bense günden güne bitiriyorum içimde herşeyi. Tekrar döneceğim yurtdışına, eski hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. En azından ailem yanımda olacak artık. Bi süre daha bekleyip davayı ben açacağım sanırım . Onun bi halt edeceği yok çünkü.

Fakat öyle canım yanıyor ki. Öyle değersiz kıymetsiz hissediyorum ki . Öyle mutsuzum ki. Umutlarım, hayallerim öyle yerle bir oldu ki. Ne kadar da basitmişim. Ne kadar kolay gözden çıkarıldım. Nasıl da hiç arkam aranmadı. Söyleyecek çok şey var. İçim çok dolu. Allah’a havale etmekten başka bişey yapamıyorum ama. Biliyorum ki sonu yok bu boşanma tehditlerinin, blöflerinin, evden kovulmaların. Sonra hesap sorunca sinirle yaptım oluyor. Devam edersem mutsuz olacağım hoş devam edelim diyen bi adam da yok zaten karşımda. Böyle bi adımı bile hala benden beklediğine o kadar eminim ki.

Bugün iş arkadaşım çok mutsuz göründüğümü söyledi. Durumumu zaten biliyor. Gerçekten öyleyim hayattan elimi eteğimi çekmiş gibiyim. Ne kadar da havalı bi genç kızdım ben. Ne kadar kendime güvenirdim. Nasıl gülücükler saçardım etrafıma . Onca zorluğa rağmen. Demek yine hayattan bi umudum varmış. Şimdi Halime bakıyorum eser yok. Sessiz, sakin, sinik, ezik, mutsuz, değersiz, kıymetsiz birine dönüşmüşüm. Yalnız bi evin içinde, kapımı çalan yok, kapımı açan yok. Daha fazla ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Bunları yaşamayı hakedecek ne yaptım onu da bilmiyorum. Hayatta hiç tutunacak bi dalım olmadı. Gerçekten anlatmaya ihtiyacım vardı. Anlatırken bile ağlamak istiyorum. Ne kadar güçsüz hissediyorum. Yorumlarınızı can kulağıyla bekliyor olacağım… SağolunMR’den
 
lütfen size kendinizi böyle hissettiren bu adamı boşayın ve yeni hayatınıza merhaba deyin 🫶
 
Okuduğum kadarından çıkarım yapmaya çalışacağım, elbette yanılıyor olabilirim, siz kendi üzerinizde düşünüp değerlendirmiş olursunuz en azından.

Kendinizi değersiz hissettiğinizi söylüyorsunuz ama ben aslında sizin de eşinize pek değer vermediğiniz hissine kapıldım. Onu sanki hiçbir zaman tam olarak kendinize layık görememişsiniz, daha üstün özelliklere sahip olduğunuzu hissetmişsiniz. Onunlayken sanki hep "azına razı olmuşsunuz". Eğer bu böyleyse şimdi çok da değer vermediğiniz birinden değer göremediğiniz için hayal kırıklığı duyuyorsunuz demektir. Hatta üzülmenizin sebebi tam olarak bu da olabilir. Bu sizi narsisistik olarak yaralıyordur.

Nihayetinde kendi değerinizi belirleyecek olan sizsiniz. Siz en başta kendinize pek değer vermiyor olacaksınız ki mutsuz olduğunuz, acı çekerken destek görmediğiniz yere geri dönmüşsünüz. Gördüğünüz gibi bunun sonu hayal kırıklığı. Bu kez kararlı olun, gidin ve dönmeyin. Kendinize aynı senaryoyla aynı sonu yeniden yaşatmayın.
 
Üzüntünü kilometrelerce öteden hissettim. Ne kadar narin ve temiz kalpli oluşuna kadar.. Rabbim sevdiği kulunu sınarmış lütfen mutsuz olduğun bir yerde durma gideceğin yerden eminsen koş hiç arkana bakma.
 
Lütfen ama lütfen aynaya bak ve o beni hak etmiyor de ve henüz hiçbir şey için geç değil de ve biran önce boşan bu insandan ailenin yanına git her şeye yeniden başlama fırsatın var
Bi kaç kişiye olanlardan bahsetmiş o kadar kendini kurban rolüne büründürüp anlatmış ki duysanız onla birlikte oturur ağlarsınız. Benim de yüzüme falan tükürürsünüz heralde 🤣 bi insan her durumdan kendini haklı çıkarabilmeyi, kendine toz kondurmamayı, karşı tarafı bi kalemde harcamayı nasıl böyle kurnazca arsızca becerebilir aklım almıyor.
 
Okuduğum kadarından çıkarım yapmaya çalışacağım, elbette yanılıyor olabilirim, siz kendi üzerinizde düşünüp değerlendirmiş olursunuz en azından.

Kendinizi değersiz hissettiğinizi söylüyorsunuz ama ben aslında sizin de eşinize pek değer vermediğiniz hissine kapıldım. Onu sanki hiçbir zaman tam olarak kendinize layık görememişsiniz, daha üstün özelliklere sahip olduğunuzu hissetmişsiniz. Onunlayken sanki hep "azına razı olmuşsunuz". Eğer bu böyleyse şimdi çok da değer vermediğiniz birinden değer göremediğiniz için hayal kırıklığı duyuyorsunuz demektir. Hatta üzülmenizin sebebi tam olarak bu da olabilir. Bu sizi narsisistik olarak yaralıyordur.

Nihayetinde kendi değerinizi belirleyecek olan sizsiniz. Siz en başta kendinize pek değer vermiyor olacaksınız ki mutsuz olduğunuz, acı çekerken destek görmediğiniz yere geri dönmüşsünüz. Gördüğünüz gibi bunun sonu hayal kırıklığı. Bu kez kararlı olun, gidin ve dönmeyin. Kendinize aynı senaryoyla aynı sonu yeniden yaşatmayın.
Değer vermesem emin olun sürekli boşanma tehditleri, göz korkutma çabaları, seni kaybetmekten korkmuyorum izlenimleri benden gelirdi. Ben onu evden kovardım defalarca. Fakat bunların hepsini o bana yaşattı. Boşanmayı bugüne kadar bir kez olsun ağzıma almamışımdır ben. Ta ki şu günlere kadar . Evet bi yerden sonra gözümde zerre değeri kalmadı ama beni bu duruma getiren o. Yaptığı işten utanmam, gizlemem ona değer vermediğim anlamına gelmiyor. Çevresinde herkes doğru düzgün bi işe gir diye yırtınıyor en başta anne babası . Doğru düzgün bi kazancı yok onu geçtim karısına evine vakit ayırmıyor adam. O işine gelmediği için meseleyi büyüttü gurur abidesi kesildi. Gitmeden önce yüzleştik konuştuk hayatında hiç böyle kırılmamış. Gözleri falan doldu. Bırak ya dedim benim kadar kırgın olamazsın. Önüme dilekçe koydun benim dedim. İmzala bitsin dedi. Benim karım değilsin hiçbişeyim değilsin artık dedi. Tüm bunları o yaşattı bana. Annemin babamın ailemin olmadığı bi yerde yapayalnız bıraktı beni. Gerçekten narsist duygular besleyen o bence. Sütten çıkma ak kaşık gibi davranıyor ama benden çok daha suçlu.
 
X