Zeytinciliği bitirecek yasa yine gündemde

Tabii ki haklısınız.Devlet desteği olmalı.Sadece zeytin ,zeytinyağımı ,neleri Türkiye 'den alıp kendi üretimi diye satmıyorlar ki.Tekstilde bile durum böyle.Burada üretilen ürün alınıyor,dışarıda yabancı marka etiketi konulup ,Türkiye'ye gönderiliyor.Aynı ürünü Türkiye 'de halk almıyor,dışarıdan gelince marka olduğu için daha cazip geliyor çoğu kimseye.
İşte bende böyle konular açılınca hep dile getiriyorum, yerli üretime teşvik şart, tarım arazilerinin çoğu birtakım yasalar ve yaptırımlar yüzünden kaderine terk edildi, ekim dikim yapılamıyor, önceki tarım bakanı kendi açıkladı sadece kendi iktidarımız zamanı tarım arazilerinin %20-30'luk kısmını kaybettik diye, ki Türkiye tarım ülkesidir, bugün Edirne'den Kars'a gezip dolaşsanız her yerde tarım arazileri görürsünüz, birkaç hafta önce çıktığım gezide Trakya bölgesine de düştü yolum, eskiden ayçiçek tarlası olan yerlerde ayçiçek göremedim, pancar olması lazımdı göremedim, pamuk, pancar, ayçiçek, buğday, aklımıza gelebilecek herşey dünya pazarında bizden sorulması gerekirken doğru dürüst hiçbir üretim kalmadı elimizde, topraklarımızda iklimimizde tarıma müsait oysa.

Tarım ülkesiyiz sözü benim okul dönemlerimde okuduğum ders kitaplarında kaldı ne yazık ki.
 
İşte bende böyle konular açılınca hep dile getiriyorum, yerli üretime teşvik şart, tarım arazilerinin çoğu birtakım yasalar ve yaptırımlar yüzünden kaderine terk edildi, ekim dikim yapılamıyor, önceki tarım bakanı kendi açıkladı sadece kendi iktidarımız zamanı tarım arazilerinin %20-30'luk kısmını kaybettik diye, ki Türkiye tarım ülkesidir, bugün Edirne'den Kars'a gezip dolaşsanız her yerde tarım arazileri görürsünüz, birkaç hafta önce çıktığım gezide Trakya bölgesine de düştü yolum, eskiden ayçiçek tarlası olan yerlerde ayçiçek göremedim, pancar olması lazımdı göremedim, pamuk, pancar, ayçiçek, buğday, aklımıza gelebilecek herşey dünya pazarında bizden sorulması gerekirken doğru dürüst hiçbir üretim kalmadı elimizde, topraklarımızda iklimimizde tarıma müsait oysa.

Tarım ülkesiyiz sözü benim okul dönemlerimde okuduğum ders kitaplarında kaldı ne yazık ki.


akdenizin yani seracılığın merkezi muzun anavatanı Antalya "tatil cenneti" oldu,her yer otel bina tarım gitti , mersin de narenciye vardı,sahil tamamen yazlıklar apartman ve siteler dolu,denize girilmiyor bile pislikten , Adana da pamuk tarlaları artık yok çünkü bütün tarlalara bina dikildi 10-15 katlı apartmanlar.Şimdi buralarda işsizlikte çok.Dışa bağımlı tarımın sebebi kolay para kazanma yolu olan inşaattan geçti.Son zamanlarda zengin inşaatçılar türeme sebebi ve geçici büyüme böyle oluyor.Şimdi beton kemiririz artık.
 
İşte bende böyle konular açılınca hep dile getiriyorum, yerli üretime teşvik şart, tarım arazilerinin çoğu birtakım yasalar ve yaptırımlar yüzünden kaderine terk edildi, ekim dikim yapılamıyor, önceki tarım bakanı kendi açıkladı sadece kendi iktidarımız zamanı tarım arazilerinin %20-30'luk kısmını kaybettik diye, ki Türkiye tarım ülkesidir, bugün Edirne'den Kars'a gezip dolaşsanız her yerde tarım arazileri görürsünüz, birkaç hafta önce çıktığım gezide Trakya bölgesine de düştü yolum, eskiden ayçiçek tarlası olan yerlerde ayçiçek göremedim, pancar olması lazımdı göremedim, pamuk, pancar, ayçiçek, buğday, aklımıza gelebilecek herşey dünya pazarında bizden sorulması gerekirken doğru dürüst hiçbir üretim kalmadı elimizde, topraklarımızda iklimimizde tarıma müsait oysa.

Tarım ülkesiyiz sözü benim okul dönemlerimde okuduğum ders kitaplarında kaldı ne yazık ki.

Ege ve akdenizde en verimli ve kolay yetiştirilen ürün pamuk. Ki dünyada tekstilden tıbba kadar milyon çeşit alanda kullanılan bir ürün. Biz geçen sene bilmemkaç milyon ton pamuk ithal ettik. Hadi teknoloji üretemiyoruz ona amenna ama hammadde de üretemiyorsak kapatsınlar ülkeyi gidelim.
 
Kendi mis gibi ülkemizin kaynaklarını kurutup elalemin içinde ne tür bir katkı bulunduğu belli olmayan ürünlerine kalıyoruz. Üstüne de dağ gibi para harcıyoruz bu ürünlere. Mantık mı bu?
 
Zeytinyağı candir yaw. Gecen sizma nin tenekesi 119 liraydi. Yine de puan neyim kullanip aldik. Sağlık iksiri gibi mübarek. Yazik yaw bunu da mı kaybedelim.
 
akdenizin yani seracılığın merkezi muzun anavatanı Antalya "tatil cenneti" oldu,her yer otel bina tarım gitti , mersin de narenciye vardı,sahil tamamen yazlıklar apartman ve siteler dolu,denize girilmiyor bile pislikten , Adana da pamuk tarlaları artık yok çünkü bütün tarlalara bina dikildi 10-15 katlı apartmanlar.Şimdi buralarda işsizlikte çok.Dışa bağımlı tarımın sebebi kolay para kazanma yolu olan inşaattan geçti.Son zamanlarda zengin inşaatçılar türeme sebebi ve geçici büyüme böyle oluyor.Şimdi beton kemiririz artık.

Ege ve akdenizde en verimli ve kolay yetiştirilen ürün pamuk. Ki dünyada tekstilden tıbba kadar milyon çeşit alanda kullanılan bir ürün. Biz geçen sene bilmemkaç milyon ton pamuk ithal ettik. Hadi teknoloji üretemiyoruz ona amenna ama hammadde de üretemiyorsak kapatsınlar ülkeyi gidelim.

Herşey birbiriyle ilintili, uzun yıllardır tarım politikaları yanlış yürütülüyor, çiftçinin yüzünü güldürecek hiçbir adım atılmadığı gibi herşey baş aşağı gitmeye başladı.
Tarım kötü deyip suni iş sektörü yarattılar inşaata hız vererek, pamuk, pancar gibi mahsüllerin işleneceği fabrikalar kapatıldı, tarım yok, hayvancılık yok, fabrikalar kapanıyor, bu da doğal olarak insanları büyükşehirlere göçe zorluyor.
İstanbul, Ankara, İzmir tıklım tıklım insan dolu, sanırım Bursa'da aynı akıbeti yaşıyor bir süredir.

Ne oluyor bu sefer? Büyükşehirlerde evler yapılıyor ama alt yapı hak getire, İstanbul tam bir keşmekeşe dönmüş kalabalık yüzünden, taşıyamayacağı kadar insan dolmuş, tarlamı süremiyorum, hayvancılık yapamıyorum artık diyen herkes dağı taşı altındır, elbet bize de bir ekmek vardır deyip İstanbul'a geldi, o kadar tıka basa dolmuş ki 5. Levent diye kendi içinde kapalı devre ilçe yapılmış, eskiden bağ, bahçe, tarla olan bir sürü yer artık ilçe, İstanbul'u genişletiyorlar resmen, ağaç kese kese İstanbul'un Avrupa ucuyla Anadolu ucu nereden çıkacak merak içerisindeyim.

Kesip biçip genişletiyorlar ama alt yapı sorunlarını halletmedikten sonra, yapılan yerleşim yerlerinin trafiğini rahatlatmadıktan sonra neye yarar? Duble yollar yapılıyor, iyi de o duble yollarda Anadolu yakasından Avrupa yakasına 5 saatte geçebilirsen ne mutlu sana, 10 köprü diksen yine de şehrin trafik sorununu çözemezsin, çözüm çiftçinin, hayvancılık yapanın doğduğu yeri yeniden doyduğu yer haline getirmekten geçiyor.

İnsanları topraktan koparıp betonların içine hapsetmek çözüm değil çözümsüzlüktür, hadi doğuda terör var, terörist fabrika yapmaya kalksan bombalıyor, ilçelerde köylerde insanlar evlerini terk etmek zorunda kalmış tarlasıyla nasıl ilgilensin denebilir vs ama İç Anadolu, Karadeniz, Marmara, Trakya, Ege'de var olan fabrikaları kapatmak, tarlaları işlenemez hale getirmek nedir?

Sephoraa Türkiye çapında pamuk üreticisi 2000'li yılların başında 130 bin küsürken şimdi yarısı kadar falan, Ege bölgesi ki pamuk üreticilerinin yarısını karşılıyordu ama oradaki üreticiler 60-70 bin iken 15 bine düşmüşse, çır çır fabrikalarının büyük kısmı kapanmışsa, Dünyadaki pamuk üretiminin %5 civarını biz karşılıyorken bu oran %2,5'lara gerilemişse, tekstil sektörünün dahi pamuk ihtiyacını karşılayamıyorsak pamuk ithal ederiz, pirinçte ithal ediyoruz, taze soğanda, samanda.

Eğri oturup doğru konuşalım biz teknoloji üretemeyiz zira bu eğitim sistemiyle mümkün değil ama topraktan anlarız, çiftçilik, hayvancılıktan anlarız, biz Anadolu insanıyız, atalarımız toprak insanıymış, biz tarım ve hayvancılığa geri dönmek zorundayız, dönmezsek ve ülke bu hızla betonlaşmaya devam ederde dikilecek arazi kalmazsa sonumuz hiç parlak değil, üretim yok, üretim olmazsa ekonomi biter, ülke borç içinde olur ve biz bugün dalga geçip bir zamanlar IMF'ye el açıyorduk, çok borcumuz vardı dediğimiz hallerden daha beter oluruz.
Oturur betonları yer, köprülerde birdir bir oynarız.



 
Herşey birbiriyle ilintili, uzun yıllardır tarım politikaları yanlış yürütülüyor, çiftçinin yüzünü güldürecek hiçbir adım atılmadığı gibi herşey baş aşağı gitmeye başladı.
Tarım kötü deyip suni iş sektörü yarattılar inşaata hız vererek, pamuk, pancar gibi mahsüllerin işleneceği fabrikalar kapatıldı, tarım yok, hayvancılık yok, fabrikalar kapanıyor, bu da doğal olarak insanları büyükşehirlere göçe zorluyor.
İstanbul, Ankara, İzmir tıklım tıklım insan dolu, sanırım Bursa'da aynı akıbeti yaşıyor bir süredir.

Ne oluyor bu sefer? Büyükşehirlerde evler yapılıyor ama alt yapı hak getire, İstanbul tam bir keşmekeşe dönmüş kalabalık yüzünden, taşıyamayacağı kadar insan dolmuş, tarlamı süremiyorum, hayvancılık yapamıyorum artık diyen herkes dağı taşı altındır, elbet bize de bir ekmek vardır deyip İstanbul'a geldi, o kadar tıka basa dolmuş ki 5. Levent diye kendi içinde kapalı devre ilçe yapılmış, eskiden bağ, bahçe, tarla olan bir sürü yer artık ilçe, İstanbul'u genişletiyorlar resmen, ağaç kese kese İstanbul'un Avrupa ucuyla Anadolu ucu nereden çıkacak merak içerisindeyim.

Kesip biçip genişletiyorlar ama alt yapı sorunlarını halletmedikten sonra, yapılan yerleşim yerlerinin trafiğini rahatlatmadıktan sonra neye yarar? Duble yollar yapılıyor, iyi de o duble yollarda Anadolu yakasından Avrupa yakasına 5 saatte geçebilirsen ne mutlu sana, 10 köprü diksen yine de şehrin trafik sorununu çözemezsin, çözüm çiftçinin, hayvancılık yapanın doğduğu yeri yeniden doyduğu yer haline getirmekten geçiyor.

İnsanları topraktan koparıp betonların içine hapsetmek çözüm değil çözümsüzlüktür, hadi doğuda terör var, terörist fabrika yapmaya kalksan bombalıyor, ilçelerde köylerde insanlar evlerini terk etmek zorunda kalmış tarlasıyla nasıl ilgilensin denebilir vs ama İç Anadolu, Karadeniz, Marmara, Trakya, Ege'de var olan fabrikaları kapatmak, tarlaları işlenemez hale getirmek nedir?

Sephoraa Türkiye çapında pamuk üreticisi 2000'li yılların başında 130 bin küsürken şimdi yarısı kadar falan, Ege bölgesi ki pamuk üreticilerinin yarısını karşılıyordu ama oradaki üreticiler 60-70 bin iken 15 bine düşmüşse, çır çır fabrikalarının büyük kısmı kapanmışsa, Dünyadaki pamuk üretiminin %5 civarını biz karşılıyorken bu oran %2,5'lara gerilemişse, tekstil sektörünün dahi pamuk ihtiyacını karşılayamıyorsak pamuk ithal ederiz, pirinçte ithal ediyoruz, taze soğanda, samanda.

Eğri oturup doğru konuşalım biz teknoloji üretemeyiz zira bu eğitim sistemiyle mümkün değil ama topraktan anlarız, çiftçilik, hayvancılıktan anlarız, biz Anadolu insanıyız, atalarımız toprak insanıymış, biz tarım ve hayvancılığa geri dönmek zorundayız, dönmezsek ve ülke bu hızla betonlaşmaya devam ederde dikilecek arazi kalmazsa sonumuz hiç parlak değil, üretim yok, üretim olmazsa ekonomi biter, ülke borç içinde olur ve biz bugün dalga geçip bir zamanlar IMF'ye el açıyorduk, çok borcumuz vardı dediğimiz hallerden daha beter oluruz.
Oturur betonları yer, köprülerde birdir bir oynarız.


Akşam haberlerde Bakan Canikli "yurtdışından toprak kiralayıp tarım yapıcaz" dedi
Ne kadar über bir fikir değil mi :işsiz:
 
Akşam haberlerde Bakan Canikli "yurtdışından toprak kiralayıp tarım yapıcaz" dedi
Ne kadar über bir fikir değil mi :işsiz:
Şaka mı? Böyle mi söyledi gerçekten:KK57: Nasıl yani ya, dur devrelerim yandı, kendimi bir açıp kapatayım:ruh:
 

Canikli, yeni yatırım paketinin ayrıntılarını açıkladı
Başbakan Yardımcısı Canikli, 'Yeni Yatırım Reform Paketi'ndeki vergilendirme, yabancı çalışanlar ve teşvikler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
167003.jpg

Ana Sayfa» Ekonomi» Ekonomi - Diğer
1x1.gif
1x1.gif

13.06.2016 15:40

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası 'Yeni Yatırım Reform Paketi' hakkında bilgi veren Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, yatırım ortamının iyileştirilmesine katkı sağlayacak paketi TBMM'ye sevk edeceklerini söyleyerek vergi ve ticaret kanunu ile ilgili çalışmalar olacağını açıkladı.

Yatırım maliyetini düşürecek damga/harç vergilerinde çalışma yapılacağını söyleyen Canikli, sözleşmelerde sadece bir nüshadan harç alınacağını duyurdu.


Canikli, kamu ihalelerinde iptal olması durumunda damga vergisinin iade edileceğini belirtti.

Üreticiden tüketiciye ürünlerde fiyat oluşumunda çalışma yapılacağını ifade eden Başbakan Yardımcısı, "Süt üreticileri için müdahale alımları devam edecek” dedi.

Şube açma ve şirket kapatma önündeki engellerin azaltılacağının altını çizen Canikli, Ar-Ge faaliyetlerinin teşvik potansiyelinin artırılacağını ifade etti.

Başbakan Yardımcısı, "Uluslararası şirketlerin bölgesel yönetim merkezlerine teşvik gelecek. Faizsiz finans sistemi önündeki engeller azaltılacak” ifadelerini kullandı.

'Taşeron'da teknik çalışmalar sürüyor

Taşeron işçilere yönelik düzenlemeye ilişkin Canikli, şunları söyledi: "Teknik çalışmalar devam ediyor Maliye Bakanlığımız bünyesinde, ilgili bütün bakanlıkların da katılımıyla. Türkiye'de çok büyük bir problemi çözecek olan bir düzenleme. Çok fazla teknik bileşenleri söz konusu. Her biri ayrı ayrı problem olan teknik detaylar var, onların çözülmesi gerekiyor. Şu an o aşamadayız. Takvim vermek istemiyoruz ama çok uzun zaman alacağını tahmin etmiyoruz."

Almanya'nın İncirlik talebiyle ilgili verilmiş karar yok

Öte yandan gazetecilerden gelen bir soru üzerine Canikli, Almanya'nın İncirlik Üssü talebi olduğunu ancak verilmiş bir karar olmadığını ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Almanya'nın İncirlik Üssü'nden bir talebi söz konusu. Bu taleple ilgili verilmiş hiçbir karar söz konusu değildir. Talep doğru, onun dışındaki değerlendirmeler spekülasyondan ibarettir." dedi.

Yabancı yatırımcıların sorunları ele alınacak

Konulardan birinin Türkiye'deki tarımın sorunları, daha etkili ve verimli hale getirilmesi için yapılabilecekler olduğunu aktaran Canikli, bununla ilgili kanun tasarısına esas olmak üzere bir sunumun yapıldığını bildirdi.

Canikli, ele alınan diğer konunun ise Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesi olduğuna değinerek, bununla ilgili birden fazla bakanlığı ilgilendiren, kapsamlı, gerçek anlamda sonuç alıcı hükümleri kapsayan bir çalışmanın sunulduğunu söyledi.

Söz konusu çalışmayla Türkiye'de yatırımın ve üretimin önünün açılmasına katkı sağlanmasının planlandığını ifade eden Canikli, çalışmanın özellikle doğrudan yabancı yatırımcıların sıklıkla karşılaştığı ve giderilmesini talep ettiği konuları da kapsayacağını vurguladı. Bu da son derece önemlidir. Özellikle uzun vadeli ihtiyaçlarımızın, tarım ürünleri ihtiyaçlarımızın, Türkiye'nin ihtiyaçlarının karşılanmasında çok ciddi katkı sağlayacaktır."

Yurt dışından toprak kiralanabilir

Nurettin Canikli, "Türkiye'nin tarım toprakları sonuç itibarıyla sınırlı, ülkemizin talepleri, tarım ürünlerine olan talepleri de daha yüksek oranda. Bunların karşılanması amacıyla başka ülkelerde verimli arazi kiralanması veya edinilmesi noktasında da etkili çalışmalar, sonuç alıcı çalışmalar gerçekleştirilecektir." dedi.


Nitratlı gübre 2017'de serbest bırakılacak

Canikli, nitratlı gübrenin patlayıcı yapımında da kullanıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye gübre tüketiminin yaklaşık yüzde 30'u nitratlı gübreden oluşmaktadır. Toplam 5,5 milyon ton gübre tüketimi dikkate alındığında yaklaşık yıllık 1,5 milyon ton nitratlı gübre kullanılmaktadır. Nitratlı gübreyle ilgili 6 Haziran itibarıyla satış yasağı getirildi. Bunun bu döneme denk gelmesinin temel nedeni şu, haziran ayının başından itibaren şubat ayına kadar Türkiye'de nitratlı gübre çok az kullanılmaktadır, diğer gübre türleri bu dönemde kullanılmaktadır. O nedenle bu döneme denk getirilmiştir. Şu an itibarıyla stoklarda yaklaşık 280 bin ton nitratlı gübre mevcuttur ve bloke edilmiştir. Satışı yasaklanmıştır bunların. Yoğun olarak kullanımın başlayacağı 2017 Şubat ayına kadar da nitratlı gübrenin takibi ve izlenmesine ilişkin altyapı çalışması devam ediyor. Tamamlanacak ve ondan sonra da kontrollü bir şekilde bunun kötüye kullanımını engelleyecek şekilde, tarzda düzenlemeler yapılacak, takip edilecek ve ondan sonra kullanımı takipli olarak serbest bırakılacaktır."
http://www.dunya.com/ekonomi/ekonom...-paketinin-ayrintilarini-acikladi-302825h.htm
 
Yurt dışından toprak kiralanabilir

Nurettin Canikli, "Türkiye'nin tarım toprakları sonuç itibarıyla sınırlı, ülkemizin talepleri, tarım ürünlerine olan talepleri de daha yüksek oranda. Bunların karşılanması amacıyla başka ülkelerde verimli arazi kiralanması veya edinilmesi noktasında da etkili çalışmalar, sonuç alıcı çalışmalar gerçekleştirilecektir." dedi.

:confused::confused:

Neden sınırlı acaba? İmara açıldığı için olabilir mi? Yetecek araziyi imara açıp küçültün sonra toprak sınırlı biz gidip başka ülkelerden toprak kiralayacağız deyin, eh o da güzelmiş:kahve:

http://www.kentseldonusumdernegi.com/basindan-haberler/161/Tarım+Arazileri+Yapılaşma+Kurbanı

http://www.aljazeera.com.tr/dosya/tarim-arazileri-hizla-yok-oluyor
 
Valla hükümet inanılmaz mantıklı davranıyor ağaç ne kadar azalırsa azalsın zam yapıyor yine alıyor halktan alacağını:rapci:

Gerçek zeytinyağını bulmak o kadar zor ki geçen sene arkadaşım İzmir'den hakiki zeytinyağı bulduk tadı çok güzel getirelim mi dedi 5 litresini 110 liraya aldık ne donuyor ne bildiğin zeytinyağı tadı var. Sahtesi bu kadar pahalıyken gerçeğini bulmak zorken olanı da bitirirlerse nasıl alacağız. Ayçiçek , mısır yağı kullanın geberin diyor resmen hükümet gerçi alıştı bünye de evde 2 yaşında çocuk var şimdiden her şeyi petrol ürün olmayaydı eyidi
 

Tarım arazisi de çok.
Benim şapşal abime başvuru yapmadan gelmişler zamanında, gel sana tarım arazisi verelim şu kadar işçi verelim tarım yap bizim memlekette diye. Gitmemiş akıllı. Şimdi bir avustralya göçmen çiftçi ailesi olabilirdik.
 
Tarım arazisi de çok.
Benim şapşal abime başvuru yapmadan gelmişler zamanında, gel sana tarım arazisi verelim şu kadar işçi verelim tarım yap bizim memlekette diye. Gitmemiş akıllı. Şimdi bir avustralya göçmen çiftçi ailesi olabilirdik.
Vizyon sahibi değilmiş abin:KK12:
Negzel şimdi heidi tadında hayatın olucaktı :110:
 
Son düzenleme:
Vizyon sahibi değilmiş abin:KK12:
Engel şimdi heidi tadında hayatın olucaktı :110:

Hep yengem yüzünden. Korkmuş hatun, nasıl yaparız tek başımıza nasıl yaşarız diye. Halbuki beni alıp götüreydi yanına tek başına olmayacaktı ki, dimi ama :KK66:
Atanıp güneydoğuya giderken sep sen de gel demeyi biliyor.
 
X