Yazdıklarınızı okuyunca boğazım düğüm düğüm oldu. Hikayenizde çok benzer şeyler buldum (anneanne hariç, benim derdim evin dışında olması gereken biriydi). İlkokuldaki İskeletor lakabım, zayıflıgim yüzünden zorbalanmam, anne babanın ayrı olması... Ama annemle babam boşanınca annem anne evine dönmedi, ülkenin bir ucundan diğer ucuna gitti. Ondan öncesinde evde kavgalar bitmediği için anneannemle kaldım, ama o dönem başıma gelenler ikisinin de suçu değil. Anneannem annem gibiydi hep, o yönden annemden daha iyi baktı diyebilirim, annem de der.
Taşınıp gittiğimiz dönemlerde de çok sıkıntı çektik. 90larin başları, iki çocuk, bekar genç anne, tek maaş... Toplum baskısı vb ve bazı şeyler oldu. Atlattım diyorum bazen ama geçen sene oğlum ve eşimle yemek yerken laf nereden geldi bilmiyorum, sanırım oğlumun babasıyla ilgili dertlerinden konuşuyorduk, birden taa 28 sene önce olmuş bir olayı anlatıp hıçkırarak ağladım. Bunu çok üzülsem de, bunalsam da aglayamayan, taşa dönen bir insan olarak söylüyorum. O kadar oturmuş ki içime o değersizlik hissi. Hayatımda çok daha kötü şeyler de oldu ama annemle olan içsel kavgam küllenemedi bir türlü. Hala ara ara annemle ilgili gergin rüyalar görürüm, haksızlığa uğradığım, zarar gördüğüm... Birinde annem yaptığım şeyi beğenmeyip kafama kızartma tavasiyla vuruyordu; uyanınca hem güldüm hem günüm zehir oldu. Şu günlerde biraz daha iyi olmamın sebebi hem birkaç sene önce harika bir psikiyatristim vardı, hem de annem hala bu konular açılınca özür diler, bana hep destek olur, incitmemeye çalışır.
Ben de arkadaşlara katılıyorum. Terapinize devam edin, ve yüzleşmek istiyorsanız yüzleşin, bağırın çağırın gerekirse, içinizde kalmasın. Mindfulness hiç denediniz mi bilmiyorum ama hislerin farkında olmak ve bastırmak değil ama onları kabul ederek zihni rahatlatmak benim için güzel bir teknik oldu açıkçası. Kitapları, uygulamaları vb pek çok kaynak var, deneyebilirsiniz. Dingin bir ruh, huzur ve mutluluk diliyorum size.