- 16 Haziran 2011
- 14.832
- 61.965
-
- Konu Sahibi zxshermine
- #1
Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Erbil’in verdiği rakamlar şoke edici. 2012 yılında 850, 2013’te 3 bin, 2014’te ise 6 bin kişi SGK’nın karşıladığı obezite ameliyatı oldu. 2015’te bu rakamın 10 bine yaklaşması bekleniyor. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Sait Gönen, obezite ameliyatları için “Çığrından çıktı” dedi.
Mesude ERŞAN/mersan@hurriyet.com.tr 13 Ağustos 2015
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sait Gönen, sayıları giderek artan obezite ameliyatlarına bakışlarını anlattı. Dernek olarak obezite ameliyatlarına karşı olmadıklarını ancak doğru seçilmiş vakalarda yapılmasını savunduklarını belirten Prof. Dr. Gönen, “Her gelen vaka kontrolsüz obezite cerrahisine yönlendiriliyor. Bazen ‘Diyabeti tedavi ediyoruz’ gerekçesiyle ameliyatlar yapılıyor. İnternet ortamında, fan kulüpler kurularak daha önce ameliyat olanlarla, ameliyat adayları 5 yıldızlı otellerde buluşturulup yeni hastalar üretiliyor. Halbuki obezite cerrahisinin geri dönüşü yok. Cerrahın yanı sıra endokrinoloji ve metabolizma, psikiyatri, beslenme uzmanlarının da içinde yer aldığı konseyin ameliyat kararı vermesi gerekiyor” dedi.
EN BÜYÜK SORUN TAKİP
Obezite cerrahisine alınmaması gerekenlerin dahi ameliyat edildiğini belirten Avrupa Endokrinoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, “Beden kitle indeksi 35 kg/m2 altında olan obez bireylerde, 18 yaşından küçük ya da 65 yaşından büyüklerde ve insülin kullanan tip 1 diyabet hastalarında obezite cerrahisini önermiyoruz” dedi. Obezite ameliyatları açısından en büyük sorunun hastaların ameliyat sonrası düzenli takiplerinin yapılmaması olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldız şunları söyledi: “Takipteki aksamalar, özellikle besin maddesi eksiklikleri uzun dönemde kalp problemlerinden sinir zedelenmelerine kadar birçok kalıcı hasara neden olabilir. Obezite cerrahisinden (özellikle de emilimi azaltıcı ameliyatlardan) sonra vücutta daha az besin maddesi emildiğinden, yenilenlere iyice dikkat edilmesi gerekiyor.”
MAJÖR DEPRESYON ENGEL
Yine uluslararası obezite tedavi kılavuzlarına göre aşağıdakiler obezite ameliyatlarına alınamıyor:
* Daha önce obezite konusunda uzmanlaşmış bir sağlık ekibi kontrolünde uygun beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerini de içeren tıbbi tedavi uygulanmamış,
* Cerrahi sonrası yaşam boyu beslenme önerileri ve tıbbi takibe uyum sağlayamayacak hastalar,
* Alkol veya ilaç bağımlıları,
* İleri evre kanser ya da son dönem böbrek, karaciğer, kalp ve akciğer hastalığı olanlar,
* Bulimiya gibi yeme bozuklukları, tedavi edilmemiş majör depresyon ya da psikotik rahatsızlıkları bulunanlar.
AMELİYATLARI ZATEN RİSKLİ
Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, “Aslında obezite cerrahisi kendilerini kanıtlamış, kuralları ve sonuçları belli olan ameliyatlar. Ancak ehil ellerde, donanımlı merkezlerde, mümkünse araştırma ve eğitim hastanelerinde yapılması şart. Obezlerde komplikasyon riski çok daha yüksek. Çünkü eşlik eden kalp, solunum yolu, diyabet gibi hastalıklar zaten en küçük müdahalelerde (apantisit ameliyatı bile olsa) dahi riski çok artırıyor. Normal kilodakilerde rahatlıkla düzeltilebilecek komplikasyonlar, bu hastalarda ölüme varan ciddi sorunlara yol açabilir. Ameliyat yerinde kaçak, sızıntı olmasa bile akciğer, böbrek vs. sorunları gelişebilir” dedi.
TÜM DÜNYADA ARTIYOR
Obezite cerrahisi sayıları tüm dünyada artıyor. Tüm dünyada yıllık ameliyat sayısı 350 bini aştı. Yalnızca ABD’de son 15 yılda 15 katlık bir artışla bu sayı 220 bine ulaştı. Bazı ülkelerde ameliyat kriteri olarak beden kitle indeksi 40 yerine 50 alınırken, bazı ülkelerde en az 6 ay tıbbi tedavi uygulaması cerrahi kararından önce zorunlu tutuluyor. Bu yıl yayınlanan bir çalışmaya göre bir milyon nüfus başına en sık ameliyat yapılan ülke Belçika (928), en az ameliyat yapılan ülke Almanya (72). Toplam yıllık ameliyat sayısında Fransa 36 binle başı çekerken Danimarka’da bu rakam binin altında.
ULUSLARARASI KRİTERLER
Uluslararası obezite tedavi kılavuzlarına göre diğer yollarla kilo vermeyi başaramamış aşırı şişman hastalarda obezite cerrahisi için şu şartlar aranıyor:
* Vücut kitle indeksinin 40 kg/m2 üzerinde olması,
* Vücut kitle indeksi 35 kg/m2 üzerinde olup tıbbi tedavi ile kontrol sağlanamayan tip 2 diyabet ve hipertansiyon gibi eşlik eden metabolik hastalığı bulunmak.
FİYATI 10-15 BİN ARASI
Obezite cerrahisinin fiyatı, yapılan ameliyatın tekniği, yapan cerrah ve hastaneye göre değişiklik gösteriyor. SGK’nın zorunlu sağlık hizmetleri kapsamından çıkardığı bu ameliyatların fiyatı 10 bin lira ile 50 bin lira arasında değişiyor.
ÖLÜMLER BİTMİYOR
Basit bir arşiv taramasında dahi medya organlarına yansıyan çok sayıda obezite cerrahisi sonrası vefat haberine rastlamak mümkün. En son Rize’de 17 yaşındaki Burak Pertek obezite ameliyatı sonrası yaşamını kaybetti. Vefat edenler arasında 33 yaşındaki hemşire Mehtap Yetigin, 35 yaşındaki Ceyda Yanık, 23 yaşındaki Sibel Hoş, 27 yaşındaki Fatih Besler var.
http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/saglik/29802141.asp
Mesude ERŞAN/mersan@hurriyet.com.tr 13 Ağustos 2015
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sait Gönen, sayıları giderek artan obezite ameliyatlarına bakışlarını anlattı. Dernek olarak obezite ameliyatlarına karşı olmadıklarını ancak doğru seçilmiş vakalarda yapılmasını savunduklarını belirten Prof. Dr. Gönen, “Her gelen vaka kontrolsüz obezite cerrahisine yönlendiriliyor. Bazen ‘Diyabeti tedavi ediyoruz’ gerekçesiyle ameliyatlar yapılıyor. İnternet ortamında, fan kulüpler kurularak daha önce ameliyat olanlarla, ameliyat adayları 5 yıldızlı otellerde buluşturulup yeni hastalar üretiliyor. Halbuki obezite cerrahisinin geri dönüşü yok. Cerrahın yanı sıra endokrinoloji ve metabolizma, psikiyatri, beslenme uzmanlarının da içinde yer aldığı konseyin ameliyat kararı vermesi gerekiyor” dedi.
EN BÜYÜK SORUN TAKİP
Obezite cerrahisine alınmaması gerekenlerin dahi ameliyat edildiğini belirten Avrupa Endokrinoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, “Beden kitle indeksi 35 kg/m2 altında olan obez bireylerde, 18 yaşından küçük ya da 65 yaşından büyüklerde ve insülin kullanan tip 1 diyabet hastalarında obezite cerrahisini önermiyoruz” dedi. Obezite ameliyatları açısından en büyük sorunun hastaların ameliyat sonrası düzenli takiplerinin yapılmaması olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldız şunları söyledi: “Takipteki aksamalar, özellikle besin maddesi eksiklikleri uzun dönemde kalp problemlerinden sinir zedelenmelerine kadar birçok kalıcı hasara neden olabilir. Obezite cerrahisinden (özellikle de emilimi azaltıcı ameliyatlardan) sonra vücutta daha az besin maddesi emildiğinden, yenilenlere iyice dikkat edilmesi gerekiyor.”
MAJÖR DEPRESYON ENGEL
Yine uluslararası obezite tedavi kılavuzlarına göre aşağıdakiler obezite ameliyatlarına alınamıyor:
* Daha önce obezite konusunda uzmanlaşmış bir sağlık ekibi kontrolünde uygun beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerini de içeren tıbbi tedavi uygulanmamış,
* Cerrahi sonrası yaşam boyu beslenme önerileri ve tıbbi takibe uyum sağlayamayacak hastalar,
* Alkol veya ilaç bağımlıları,
* İleri evre kanser ya da son dönem böbrek, karaciğer, kalp ve akciğer hastalığı olanlar,
* Bulimiya gibi yeme bozuklukları, tedavi edilmemiş majör depresyon ya da psikotik rahatsızlıkları bulunanlar.
AMELİYATLARI ZATEN RİSKLİ
Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, “Aslında obezite cerrahisi kendilerini kanıtlamış, kuralları ve sonuçları belli olan ameliyatlar. Ancak ehil ellerde, donanımlı merkezlerde, mümkünse araştırma ve eğitim hastanelerinde yapılması şart. Obezlerde komplikasyon riski çok daha yüksek. Çünkü eşlik eden kalp, solunum yolu, diyabet gibi hastalıklar zaten en küçük müdahalelerde (apantisit ameliyatı bile olsa) dahi riski çok artırıyor. Normal kilodakilerde rahatlıkla düzeltilebilecek komplikasyonlar, bu hastalarda ölüme varan ciddi sorunlara yol açabilir. Ameliyat yerinde kaçak, sızıntı olmasa bile akciğer, böbrek vs. sorunları gelişebilir” dedi.
TÜM DÜNYADA ARTIYOR
Obezite cerrahisi sayıları tüm dünyada artıyor. Tüm dünyada yıllık ameliyat sayısı 350 bini aştı. Yalnızca ABD’de son 15 yılda 15 katlık bir artışla bu sayı 220 bine ulaştı. Bazı ülkelerde ameliyat kriteri olarak beden kitle indeksi 40 yerine 50 alınırken, bazı ülkelerde en az 6 ay tıbbi tedavi uygulaması cerrahi kararından önce zorunlu tutuluyor. Bu yıl yayınlanan bir çalışmaya göre bir milyon nüfus başına en sık ameliyat yapılan ülke Belçika (928), en az ameliyat yapılan ülke Almanya (72). Toplam yıllık ameliyat sayısında Fransa 36 binle başı çekerken Danimarka’da bu rakam binin altında.
ULUSLARARASI KRİTERLER
Uluslararası obezite tedavi kılavuzlarına göre diğer yollarla kilo vermeyi başaramamış aşırı şişman hastalarda obezite cerrahisi için şu şartlar aranıyor:
* Vücut kitle indeksinin 40 kg/m2 üzerinde olması,
* Vücut kitle indeksi 35 kg/m2 üzerinde olup tıbbi tedavi ile kontrol sağlanamayan tip 2 diyabet ve hipertansiyon gibi eşlik eden metabolik hastalığı bulunmak.
FİYATI 10-15 BİN ARASI
Obezite cerrahisinin fiyatı, yapılan ameliyatın tekniği, yapan cerrah ve hastaneye göre değişiklik gösteriyor. SGK’nın zorunlu sağlık hizmetleri kapsamından çıkardığı bu ameliyatların fiyatı 10 bin lira ile 50 bin lira arasında değişiyor.
ÖLÜMLER BİTMİYOR
Basit bir arşiv taramasında dahi medya organlarına yansıyan çok sayıda obezite cerrahisi sonrası vefat haberine rastlamak mümkün. En son Rize’de 17 yaşındaki Burak Pertek obezite ameliyatı sonrası yaşamını kaybetti. Vefat edenler arasında 33 yaşındaki hemşire Mehtap Yetigin, 35 yaşındaki Ceyda Yanık, 23 yaşındaki Sibel Hoş, 27 yaşındaki Fatih Besler var.
http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/saglik/29802141.asp