Yüzyılların geleneği:Kahve

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.104
603.056
43
kahvedest.jpg

Türk geleneğinin bir içeceğidir kahve… Hani demiş ya atalarımız ‘Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.’ diye… Kız istemeden, bayram sofralarına kadar uzanan bir hikayesi vardır kahvenin . ‘Yap kızım bir kahve içelim.’ diyerek aslında muhabbetin güzelliğini kahveyle şenlendirmek ister büyükler… Misafire bir saygıdır.. Değerin göstergesidir…Bir de kokusuyla ve bol köpüklü, lezzetli aromasıyla odanın içine yayıldı mı kokusu değmeyin keyfinize..

Aslına bakıldığında, kahvenin keşfi çok tesadüfen olmuştur. MÖ 85O yıllarda Etiyopya’da keçilerini otlatan çobanların hikayesiyle başlar kahvenin keşfi... Çobanlar keçilerini otlatırken bazı yemişleri yediklerinde keçilerin daha canlı olduklarını ve daha çok hareket ettiklerini fark ederler. Daha sonra bu meyveyi deneyen çobanlar kahve çekirdeklerinin tadına bakarlar. Ancak hiçbiri çiğ kahve çekirdeklerinin tadını beğenmez ve hepsini ateşe atarlar.. Kısa bir süre sonra burunlarına lezzetli bir aroma kokusu gelir ve meraklanırlar. Kavrulmuş kahve çekirdeklerinden kendilerine içecekler hazırlarlar ve bütün gece uyanık kalmalarına yetecek kadar da canlıdırlar.. Ve kahveyi o günden sonra Allah’ın bir lütfu olarak görürler..

Etiyopya’da başlayan kahve kültürü zamanla Arabistan’a yayılır…Oradan Mekke, Medine ve Mısır’a… 16. Yüzyılın başlarında Osmanlı en görkemli dönemlerini yaşarken kahve artık Asya’ya, Anadolu’ya, Suriye’ye, güney Doğu Avrupa’ya yayılmıştır bile…

Genel olarak dünyaya bakıldığında Kahvenin anavatanı Brezilya, Etiyopya, ,Güney Amerika gibi tropik ülkelerdir. Bir fincan kahvenin yapımı oldukça kolay olsa da siz o kahveyi içene kadar geçen üretim sürecinde milyonlarca işçi çalışıyor. İlk işlem; kahve meyvesinin toplanıp dış çekirdeklerinin ayırılıp kurutulmasıyla başlıyor. Kurutulan kahve çekirdekleri yeşilimsi bir renk alıyor. Bundan sonraki işlem ise kavurma.. Kahve sektöründe çalışanlar bu işlemin en önemli bir işlem olduğunu söylüyor..Belirli sürelerde kavrulan kahve çekirdekleri artık içime hazır hale geliyor. Aromasının daha yoğun olması için içilmeden önce öğütülüp evlerimizdeki halini alıyor.

Peki Türk kahvesinin diğer kahvelerden farkı nedir?

Kahve çekirdekleri kavrulurken belli bir ısıya geldiği zaman küçük patlamalar gerçekleşir ve kahve çekirdekleri iki katı büyüklüğüne ulaşır. Bu esnada veya çok az bir süre sonra Türk kahvesi olabilmesi için kavrulma işlemi sona erdirilir ve hızlıca kavrulan kahve soğutulur.

Türk kahvesi pişirme yöntemi olarak da dünyadaki bütün kahvelerden daha sağlıklıdır diyebiliriz. Çünkü diğer kahveler suyun ısıtılmasından sonra kahve ilave edilmesiyle yapılmaktadır. Ama Türk kahvesi soğuk suyun cezvede kahve ile demlenmesiyle yapılır. Türk kahvesinin bir güzelliği de ağır ağır kısık ateşte sabırla pişirilmesidir.

Türk kahvesi yalnızca bir kez kavrulduğu için asit oranı özellikle espresso gibi sert kahvelere göre daha daha fazladır. O yüzden hazmı daha çok kavrulan espresoya göre daha kolaydır.

Günümüzde kahve endüstrisi patlamış durumda.. Latte, cappuccino, macchiato, americano ve kremalıları ve sosluları ve şurupluları ve bunların buzlu türevleri vb. hepsi günümüz gıda sektörünün daha çok satış yapmak için aromalandırdığı tatlar.. Gerçek kahveyle bu kahveleri de ayırt etmekte fayda var…

Dünya’da ve ülkemizde bu kadar tüketilen kahvenin içeriğine gelirsek..Neden bu kadar kahve tüketiliyor? Ne yararı var? Zararları var mıdır?

ANTİOKSİDAN DEVİ…

Kahve başta kafein olmak üzere, içinde birçok faydalı kimyasal, antioksidan,niasin,tanen ve mineraller içerir.Antioksidanlar vücudumuzun en önemli biyolojik silahları..Başta prostat , meme kanseri ve diyabet olmak üzere ,bir çok hastalığın baş düşmanı..

*Antioksidan yönünden zengin yiyeceklerden sayılan sebze ve meyvelerden bile daha fazla antioksidan içerdiğini gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Kafeinli ve kafeinsiz kahve aynı miktarda antioksidan içerir.

MEME KANSERİNE BÜYÜK DESTEKÇİ!!

Kahvede bulunan klorojenik asit, kafeik asit, fito-östrojenler ve kafein özellikle meme kanseri üzerinde büyük etki taşıyor. 2011 Breast Cancer Research dergisinde, kahve tüketiminin meme kanserini önlemeye yardımcı olduğu vurgulandı, Günlük tüketilen 5 bardak kahvenin “postmenopozal” kadınlarda ER-negatif (hormona duyarlı olmayan) meme kanseri gelişme riskini yüzde 57 oranında düşürdüğü belirtildi. Bunun dışında günde 2 bardaktan fazla kahve tüketiminin, genetiğe bağlı kanseri olan kadınlarda meme kanserini geciktirici etkisi dikkat çekmekte.

TİP-2 DİYABET-KAHVE

*400.000 kişinin katıldığı bir çalışmada , günde 1 fincan içilen kahvenin ( şekersiz/kremasız) diyabet riskini %7 azalttığı görüldü. Kahve içen bireylerin içmeyen bireylere göre %23-67 daha düşük diyabete yakalanma riskinin olduğu çalışma sonuçlarının arasında. Kahve içinde bulunan antioksidanların vücutta serbest radikal oluşumunu önleyerek insülin salgılanmasının düzenlemesinde önemli rol alabileceği vurgulanmıştır.

KİLO KONTROLÜ-KAHVE

Kahve içindeki kafeinin metabolizmayı hızlandırdığı ve daha çok kalori yakmanızı sağladığını söylemekte fayda var. Son yapılan klinik araştırmalarda ,kahvenin iştah kesici özelliğinin de olabileceği vurgulanmıştır.

SİROZ & KARACİĞER KANSERİ-KAHVE

Siroz, karaciğer dokusunun bozulması ve hasar görmesi ile başlayan ve ilerleyen dönemde karaciğer kanserine neden olabilen ve geri dönüşsüz bir hastalık.

ABD Ulusal Kanser Enstitüsü uzmanlarının 766 karaciğer hastası üzerinde yaptıkları ve sonuçları Hepatology dergisinde yayınlanan araştırmada, günde 2 fincan kahve tüketen hastalardan alınan biyopsi sonuçlarında ; karaciğer dokusunda inflamatuar aktivitenin azaldığı ve fibrozisin baskılandığı vurgulanmıştır. Çalışmada, bu etkinin kafeinden dolayı olabileceği bildirilmiştir.

İtalya’da yaşlılardaki kalp ve damar hastalıklarının araştırıldığı bir çalışmada, günde 3 fincan veya daha fazla kahve tüketen bireylerin karaciğer enzimlerinin (Transaminazlar, GGT ve A.Fosfataz) daha düşük olduğu görülerek bu bulgu European Journal of Epidemiology’de "Unexpected effects of coffee consumption on liver enzymes" başlıklı bir makalede yayınlanmıştır.
slider-01.jpg

KAHVE İÇEREK KALP HASTALIĞI RİSKİNİZİ ARTIRMAZSINIZ!

Kahvenin şuana kadar ‘Kalbe zararlıdır.’ söylemi klinik çalışmalarda ispatlanamadı.

Güney Kore’de 25.000 kişi üzerinde yapılan bir araştırmada günde 3-5 bardak kahve içmenin bireylerde herhangi bir risk yaratmadığını bildirdi. Filtre edilmemiş kahvede ‘diterpene’ adlı bazı maddelerin kolestrol miktarı ve tansiyonu artırıcı etkisinden dolayı atardamalarda bir risk oluşturabileceği vurgulanıyor. Kahveyi kağıt filtre ile süzerseniz tüm diterpenleri temizleyerek kahvenizi güvenle içebilirsiniz.

BEYİN GÜCÜNÜZÜ GELİŞTİRİN…HAFIZANIZI ARTIRIN…

Kahve içinde bulunan biyoaktif maddelerden biride kafein. Kafein; ‘adenosin’ adlı bir nörotransmitteri bloke ederek dopamin ve noradrenalin gini diğer nörotransmitterlerin etkinliğini artırır. Dopamin ve noradrenalin beyin fonksiyonlarını güçlendirerek size daha güçlü bir hafıza sunar…

Alzeheimer ve Parkinson gibi beyin hastalıklarında günde 2-3 fincan kahve tüketiminin kahve tüketiminin nöron hücrelerini koruyarak sinirsel iletimi güçlendirdiği, ve bilişsel gerileme riskini azalttığı klinik çalışmalarda vurgulanmakta.
cilveli-kahve.jpg

KAHVE SELÜLİT YAPMAZ!

Kadınların korkulu rüyalarının başında gelen sebeplerden selülit… Kahvenin selülit yapmadığı rahatlıkla söyleyebiliriz. Selülit yapan kahve içine koyulan kremalardır. Yurtdışında neredeyse bütün mezoterapi tedavilerinde selülit tedavisi yapılırken hastaların deri altlarına kafein enjekte dilmektedir. Kafein yapı parçalayan enzimi aktive ederek lenf damarlarındaki akışı kolaylaştırıyor.

KAHVE İÇEREK YAŞLANMAYA MEYDAN OKUYUN!!

Kahve içindeki antioksidanlar , cildin yaşlanmasına neden olan oksidanlar üzerinde tam bir savaşçı.. Deri altı hücreleri yenileyerek ve temizleyerek ‘anti-aging’ etkisiyle dikkat çekici etkiye sahip. Günümüzdeki cilt bakımlarının çoğunda kahve içindeki antioksidanlardan faydalanılmakta.
osmanli-topraklarinda-yuzyillar-boyunca-dovulerek-ogutulen-ve-donem-002.jpg

KAHVE İÇEREK SPORUNUZUN KALİTESİNİ ARTIRIN!..

Kahvenin içindeki kafeinden dolayı, sporcular üzerindeki etkisini anlatan birçok araştırma mevcut. Yapılan araştırmalar kafeinin sportif performansı %11-12 arttırdığını belirmekte. Bunun dışında birçok sporcu destek ürünlerinde kafeinli ürünler satılmakta.

NE KADAR TÜKETMELİYİZ?

İçeriği bu denli zengin olan bu antioksidan devinin binlerce klinik çalışma ve raporların sonuçlarına bakıldığında, aslında sonuçlar çok ta korkutucu değil…Sonuçlar gösteriyor ki, günde (2-3kupa/gün) kahve tüketiminin sağlık üzerine hiç bir olumsuz etkisi olmadığı, tüketimin güvenilir olduğu yönünde.

Tabi bahsettiğimiz kahveler kremalı ,şekerli veya şuruplu kahveler değil… Türk kahvesi, filtre kahve veya sade kahveler tercihleriniz arasında olmalı.

*Kahve miktarını abartmamakta fayda var. Fazla kafein ,uykusuzluk ,bağımlılık, uyku sıkıntısı kalp çarpıntısı, iştahsızlık sıkıntıları yaratabilir.

*Not: Uyku probleminiz, gebelik durumunuz veya çarpıntı sıkıntınız vb. durumlar varsa kafeinsiz kahveler tercih edilebilir.


KAYNAK: DOKTOR SİTESİ
 
X