Sanki benden bahsetmişsiniz. Daha 30 yaşlarımın başında böyle bir kaygıya düşmüştüm bende, annemi erken ve ani kaybettim. O günden sonra ben hep hayat kısa ve kaçırmamak gerekmiş şeklinde yaşamam gerektiğine inandım. Elimde değildi tabii. Evlendim, çocuk sahibi olunca hayatım değişti o zaman başladı her şey. Genel anlamda hep mutsuzdum ve hayatımda sadece sorumluluklarım vardı. Sanki hayatım elimden kayıp gidiyor, boşa yaşıyorum gibi hissediyordum. Sanki ilerde hani bunca zamanı boşa geçirip, hayattan bir şey anlamadığıma, yapamadıklarım için üzüleceğime üzülüyordum şimdiden. Çok uzun bir süre bu duyguyla yaşadım. Mutsuz, umutsuz, kızgın, gergin.. Kendimden yoruldum açıkçası ve ilaç desteği almaya başladım. Bana çok iyi geldi. Kendimi fark ettim. Örneğin kendime zaman ayırmazsam kendimi iyi hissetmiyorum artık ve zaman ayırıyorum. Öncesinde içimde istek olmuyordu beynimi susturamadığımdan. Yine ufak şeylerden bile keyif alır hale geldim. Kafaya takamamaya başladım çoğu şeyi, bu benim için en önemlisiydi. Beynimi susturunca hayatı yaşamaya başladım.