konu sahibine yuklenenler muhtemelen gece 12de 1de cocuklari ordan oraya kosturan tipler.. bende sirf yukaridaki sesten evimi tasiyorum suan. cocuk aglar bagirir gulusur ama gece 12de de yataktan ziplamaz diye düşünüyorum.. yada 1 kere ziplar uyarinca birakir.
Hmm peki siz öyle diyosaniz öyledir.Düzgün ve anlaşılır cümle kurun yeter. Bir şeyleri yanlış yazan herkes klavye azizliğine uğruyor nedense.
Aynen öyle. Çocuk kuraldan anlamaz algısı da bir tek bizim ülkedeki çocuklarda var nedense. Çünkü anaları anlamaktan aciz, çocuğa nasıl anlatsın
Çocuk kuraldan anlar. Her çocuk her kalıba girmez.
Direkt özet olmuş :)
Her çocuk kuraldan anlar ama her çocuk her kurala aynı itirazsızlıkla uyum göstermez
Ne sanıyorlar acaba çocukları, fabrika çıkışlı tek ambalaj-tek içerik ürün mü? :)
+100000000Bence siz huzur evine falan yerleşin.
Sessiz sessiz oturursunuz :)
Çocuk kuraldan anlar. Her çocuk her kalıba girmez.
Bunu tecrübe edeceğiniz çocuğunuz olmamış. Yada büyümemiş.
İki oğlum var biri doğduğundan beri zor bir çocuk; diğeri henüz 3 aylık ama belli ki daha rahat büyüteceğim bir çocuk olacak.
Kimse çocuğuna tepin de alt komşu canından bezsin demez.
Yada dur poposuna bir şaplak atayım da ağlasın, komşuma evi dar olsun :)
Yapmayın Allah aşkına.
Bilmiyorum ama ben de çocuktum ve yaramaz bir çocuktum. Ki annem geri kalan 3 kardeşimi gözüyle kontrol ederdi.
Beni edemezdi.
Sokakta çocukluk geçirdiğimiz için bir nebze daha az zorlanmıştır komşu konusunda.
Ama 6 yaşıma kadar oturduğumuz apartmandaki komşularla hala görüşürüz.
30 yaşındayım, yaramazlığımı anlatırlar. Çokta severler valla.
Kimse anneme gidip eli belinde uyarmamış. Annem biraz nefes alsın diye biri ile markete gidermişim diğeri ile pazara.
Yaşlı bir teyze varmış, rahmetli oldu, sokağa çıktığımızda örgüsünü alır başımızda o beklerdi.
Bugün bu komşuluğu bulamıyoruz maalesef.
Tam tersi herkesin çocugu mum gibi olsun. Ses çıkıyorsa hemen anneye şikayet, anne iyice gerilsin, sonra tabi çocuklarda.
İki hafta sonra kadın çocuklara bağırıyor diye konu açarsınız. Başka şansı varmış gibi.
Anlamıyorsunuz.
Şehir yaşamı, kutu gibi evlerde çocuk büyütmeye çalışıyoruz. Çocukların hareket ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değil.
O sizin övündüğünüz söz dinleyen, oturtmayı başardığınız, günde 1 saat parkla yetinen çocuk sağlıklı değil.
Bunun etkisini 10 yıl sonra okul başarısında, 20 yıl sonra depresyonla görürsünüz.
Peki diğer milletin söz dinleyen çocukları?
Bizim milletin çocugu olmayan çocuklara biraz bakalım isterseniz. Çoğu yerde aileler müstakil evlerde yaşar, çocuklar bahçede oynar. Okulda hemen hepsinin yaptıkları bir spor vardır, mahallelerinde yüzme havuzu, spor salonu, basketbol sahası. Bir kaç km yakınlarında yürüyüş parkları, geneli okula bisikletle gider çünkü bisiklet yolları vardır. Kuzey ülkelerinde 3-4 yaşında kayak öğrenmeye başlar, buz pateni yaparlar. Ve ekonomik düzeyin neredeyse önemi yoktur bu ihtiyacları karşılarken.
Bilmem anlatabildim mi?
biz beceriksiz ve çocuğuna sahip çıkamayan aileler bana göre şanslıyız çünkü çocuğumuz ihtiyacları doğrultusunda alarm veriyor :)
Biz de onları karşılamak adına uğraş veriyoruz.
Ara sıra sizin gibi haddini aşan insanlar anneliğimize laf ediyor ama açık söyleyeyim, çokta tın.
Bence siz huzur evine falan yerleşin.
Sessiz sessiz oturursunuz :)
Çocuk kuraldan anlar. Her çocuk her kalıba girmez.
Bunu tecrübe edeceğiniz çocuğunuz olmamış. Yada büyümemiş.
İki oğlum var biri doğduğundan beri zor bir çocuk; diğeri henüz 3 aylık ama belli ki daha rahat büyüteceğim bir çocuk olacak.
Kimse çocuğuna tepin de alt komşu canından bezsin demez.
Yada dur poposuna bir şaplak atayım da ağlasın, komşuma evi dar olsun :)
Yapmayın Allah aşkına.
Bilmiyorum ama ben de çocuktum ve yaramaz bir çocuktum. Ki annem geri kalan 3 kardeşimi gözüyle kontrol ederdi.
Beni edemezdi.
Sokakta çocukluk geçirdiğimiz için bir nebze daha az zorlanmıştır komşu konusunda.
Ama 6 yaşıma kadar oturduğumuz apartmandaki komşularla hala görüşürüz.
30 yaşındayım, yaramazlığımı anlatırlar. Çokta severler valla.
Kimse anneme gidip eli belinde uyarmamış. Annem biraz nefes alsın diye biri ile markete gidermişim diğeri ile pazara.
Yaşlı bir teyze varmış, rahmetli oldu, sokağa çıktığımızda örgüsünü alır başımızda o beklerdi.
Bugün bu komşuluğu bulamıyoruz maalesef.
Tam tersi herkesin çocugu mum gibi olsun. Ses çıkıyorsa hemen anneye şikayet, anne iyice gerilsin, sonra tabi çocuklarda.
İki hafta sonra kadın çocuklara bağırıyor diye konu açarsınız. Başka şansı varmış gibi.
Anlamıyorsunuz.
Şehir yaşamı, kutu gibi evlerde çocuk büyütmeye çalışıyoruz. Çocukların hareket ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değil.
O sizin övündüğünüz söz dinleyen, oturtmayı başardığınız, günde 1 saat parkla yetinen çocuk sağlıklı değil.
Bunun etkisini 10 yıl sonra okul başarısında, 20 yıl sonra depresyonla görürsünüz.
Peki diğer milletin söz dinleyen çocukları?
Bizim milletin çocugu olmayan çocuklara biraz bakalım isterseniz. Çoğu yerde aileler müstakil evlerde yaşar, çocuklar bahçede oynar. Okulda hemen hepsinin yaptıkları bir spor vardır, mahallelerinde yüzme havuzu, spor salonu, basketbol sahası. Bir kaç km yakınlarında yürüyüş parkları, geneli okula bisikletle gider çünkü bisiklet yolları vardır. Kuzey ülkelerinde 3-4 yaşında kayak öğrenmeye başlar, buz pateni yaparlar. Ve ekonomik düzeyin neredeyse önemi yoktur bu ihtiyacları karşılarken.
Bilmem anlatabildim mi?
biz beceriksiz ve çocuğuna sahip çıkamayan aileler bana göre şanslıyız çünkü çocuğumuz ihtiyacları doğrultusunda alarm veriyor :)
Biz de onları karşılamak adına uğraş veriyoruz.
Ara sıra sizin gibi haddini aşan insanlar anneliğimize laf ediyor ama açık söyleyeyim, çokta tın.
Direkt özet olmuş :)
Her çocuk kuraldan anlar ama her çocuk her kurala aynı itirazsızlıkla uyum göstermez
Ne sanıyorlar acaba çocukları, fabrika çıkışlı tek ambalaj-tek içerik ürün mü? :)
en baştan uyarmazsan ileride önünü alamazsın tepemizde var şuan bile birşeyler düşüyor yere pat küt
herkese selam,
Karşı dairemize bugün iki küçük çocuklu bir aile taşındı. Yatak odalarımız bitişik ve çok ses geçiriyor duvarlar. Çocuklar çığlık çığlığa yüksek bir yerden güm diye atlayıp yerde yuvarlanıyorlar. Ne konuştuklarını bile duyuyorum. Şimdi diyorum ki bebeğimi de alıp kapılarını çalsam ve desem ki; "kolay gelsin, bir şeye ihtiyacınız var mı? Bizde bebek var, duvarlar çok ince her sesi geçiriyor, ağlar çığlık atar şimdiden kusura bakmayın" olur mu?
Eşim de diyor ki saçmalamaçocuklar yeni evin hevesiyle yapıyordur, yapcağın şey çok saçma olur diyor. Sizce normali ne bunun? Gitmeyim mi tanışmaya?
Benim çocukları bir şey sandığım yok. Peki ebeveynleri ne yapacağız? Gece matkap yapıp, taşınmaya devam edenleri?
Bunlar da işte ancak pirems ve piremses yetiştirirler.
Bu kadar sayfa yazılmıştır illa, baştan da söylemişler "Durun daha bismillah!" diye.
Adamlar yeni taşınmışlar, o taşınmanın-yerleşmenin yorgunluğu ayrı olur, çocukların yeni ev heyecanı ile birkaç gün kudurması ayrı olur, olur birkaç gün biraz gürültü. Öyle gece saatlerinde güm pat çat çekiç-duvar vb. tamirat işi sesi gelmedikçe çocuklar hoş görülebilir şimdilik bence.
İlk günden kapıya bu tarz bir ima ile gitmek hiç yakışık kalmaz, haklı iken haksız hale gelirsiniz.
Sürecek olursa uyarınızı yaparsınız.
bizde çocuk olduk ama kimseye rahatsızlık vermedik. gıkımız çıkmıyordu aman komşular rahatsız olacak diyeAman çocuğunu uyarırsa o minik dehasının özgüveni yerle bir olur, icat yapamaz hale gelir. Ezik çocukla terbiyeli çocuk arasındaki farkı anlayamadılar.
Yani öyle "Yetiştirdin-yetiştiremedin, çocuk dediğin her kurala uyar, anne baba beceriksizdir gürültü varsa" kadar düz şeyler değil bunlar. :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?