- 12 Temmuz 2006
- 2.706
- 26
YENİ BİR AŞK
'Niçin başka güneş başka toprak ararsın?
Yurdundan kaçmakla kendinden kaçar mısın?
Horatius
Bazen daha fazla sevmekten korkup yeni aşklar peşinde koşarsın. Yeni aşklar daha yeni başlamaktadır. Adı üstünde, 'yenidir', 'eski' fotoğraflar yoktur mesela... Eski sırlar, saklanması gereken mesajlar yoktur... Henüz birikmemiştir öfken, henüz küstüğünde bile ona, onu öpebiliyorsundur...O sana bağırdığında sen de ona bağırabiliyorsundur henüz... Ve henüz gecikilmemiştir hiçbir yere, hiçbir yerde kavga edilmemiştir. Hiçbir yer sevişmeyi beklerken uyuyakalma ve sırtını dönme hikayelerine şahitlik etmemiştir....Hiçbir filmde gözyaşın yoktur henüz, ve hiçbir şarkı kırgınlığını çok iyi anlatmıyordur...
Daha çok yalanın ortaya çıkmasın diye, yeni aşklar daha çekici gelir. Henüz tüm yalanların yenidir çünkü....Sen, çok yenisindir o pembe pembe gülümseyen şapkanın içinde...O, çok yenidir en çok sevdiği mavi gömleğinin ona kattığı tüm güzellikleriyle...Güneş doğarken hep daha çok umut vardır. Çünkü henüz, akşamdan kalma bir mide bulantısını onun yanındayken hiç yaşamamışsındır. Gece başın dönüp dönüp lavaboya koşma masalların olmamıştır onun yanında. Nasıl olsa, sen ne kadar 'rezil' olmuşsan ona, o da sana o kadar 'rezil' olmuştur...Henüz tuvalete girdiğinde kapının kapalı olmasına çok dikkat ediyorsundur...
Sırf kalbin yine öyle pat pat çarpsın diye, sana başka işler yaptırtmasın diye, bilgisayar başında yapılacak onca şeyi düşünürken, sırf bunlardan kaçmak için ve kendini sineye çekmek için, yeni bir aşk istersin.... Yanı başında duran, arzulandığını sanır, aslında tek arzulanan aşkın kendisidir... Çünkü aşk tekrar doğumdur, ölümü sonsuza dek erteleyendir... Hani ölmekten de korkuyorsundur sen, korkunu örtmenin en iyi yolu tekrar aşık olmaktır. Bundan daha iyi bir bahane olabilir mi yaşama direnmeye devam etmek için?
Böyle aşklarda gerçek olan sarılışlar değil, kaçışlardır...
Rüyalarında sürekli onu görmeye başlarsın. Oysa yüreğin onun için atıyor olsaydı, onu rüyalarında bile göremezdin. İnsan gerçekten aşık olduğu kişinin yüzünü hatırlamakta zorluk çekermiş biliyor musun? O yüzden hadi gel kendini kandırma şimdi, senin rüyalarında her gece onu görüyor olman da gerçek bir aşkın kanıtı olabilmek için biraz fazla abartılı bir aldanıştır...
Kendinden daha fazla kaçamayacağını anladığın an, bu ' yeni' aşkın da bitmesi gerekir. Yeteri kadar öfke birikmiş, yeteri kadar yalan söylenmiş, yeteri kadar yalnızlık çekilmiştir...Bunu kendine bile itiraf edemezsin ama söylemek zorundayım, evet yeteri kadar ihanet de edilmiştir...
Hadi gel kendini kandırma şimdi, kendine yaptığın en büyük ihanettir yaşadığın şeyi gerçek bir aşk sanıyor olman...
Gerçek bir aşkta 'yenilik' yoktur çünkü...
Gerçek bir aşkta eskiler,
tekrar tekrar,
yeni baştan sevilir...
Senin aşk sandıkların, kendi yüreğinin daha fazla acımasını durdurmaya çalışmak için uzak ülkelere çıktığın bir yolculuk telaşından başka bir şey değildir. Ve çektiğini sandığın 'aşk' acıları, gerçekten sevemeyeceğini bilmenin acılarıdır...
Sen kendini bile sevemedin ki bir başkasını kendinden daha çok sevesin...Ve sen kendine bile sarılamadın ki bir başkasına kendinden daha çok sarılabilesin...
Bana sorarsan sen hala,
kaçmalar peşindesin...
Yazan: Öykü Özü
'Niçin başka güneş başka toprak ararsın?
Yurdundan kaçmakla kendinden kaçar mısın?
Horatius
Bazen daha fazla sevmekten korkup yeni aşklar peşinde koşarsın. Yeni aşklar daha yeni başlamaktadır. Adı üstünde, 'yenidir', 'eski' fotoğraflar yoktur mesela... Eski sırlar, saklanması gereken mesajlar yoktur... Henüz birikmemiştir öfken, henüz küstüğünde bile ona, onu öpebiliyorsundur...O sana bağırdığında sen de ona bağırabiliyorsundur henüz... Ve henüz gecikilmemiştir hiçbir yere, hiçbir yerde kavga edilmemiştir. Hiçbir yer sevişmeyi beklerken uyuyakalma ve sırtını dönme hikayelerine şahitlik etmemiştir....Hiçbir filmde gözyaşın yoktur henüz, ve hiçbir şarkı kırgınlığını çok iyi anlatmıyordur...
Daha çok yalanın ortaya çıkmasın diye, yeni aşklar daha çekici gelir. Henüz tüm yalanların yenidir çünkü....Sen, çok yenisindir o pembe pembe gülümseyen şapkanın içinde...O, çok yenidir en çok sevdiği mavi gömleğinin ona kattığı tüm güzellikleriyle...Güneş doğarken hep daha çok umut vardır. Çünkü henüz, akşamdan kalma bir mide bulantısını onun yanındayken hiç yaşamamışsındır. Gece başın dönüp dönüp lavaboya koşma masalların olmamıştır onun yanında. Nasıl olsa, sen ne kadar 'rezil' olmuşsan ona, o da sana o kadar 'rezil' olmuştur...Henüz tuvalete girdiğinde kapının kapalı olmasına çok dikkat ediyorsundur...
Sırf kalbin yine öyle pat pat çarpsın diye, sana başka işler yaptırtmasın diye, bilgisayar başında yapılacak onca şeyi düşünürken, sırf bunlardan kaçmak için ve kendini sineye çekmek için, yeni bir aşk istersin.... Yanı başında duran, arzulandığını sanır, aslında tek arzulanan aşkın kendisidir... Çünkü aşk tekrar doğumdur, ölümü sonsuza dek erteleyendir... Hani ölmekten de korkuyorsundur sen, korkunu örtmenin en iyi yolu tekrar aşık olmaktır. Bundan daha iyi bir bahane olabilir mi yaşama direnmeye devam etmek için?
Böyle aşklarda gerçek olan sarılışlar değil, kaçışlardır...
Rüyalarında sürekli onu görmeye başlarsın. Oysa yüreğin onun için atıyor olsaydı, onu rüyalarında bile göremezdin. İnsan gerçekten aşık olduğu kişinin yüzünü hatırlamakta zorluk çekermiş biliyor musun? O yüzden hadi gel kendini kandırma şimdi, senin rüyalarında her gece onu görüyor olman da gerçek bir aşkın kanıtı olabilmek için biraz fazla abartılı bir aldanıştır...
Kendinden daha fazla kaçamayacağını anladığın an, bu ' yeni' aşkın da bitmesi gerekir. Yeteri kadar öfke birikmiş, yeteri kadar yalan söylenmiş, yeteri kadar yalnızlık çekilmiştir...Bunu kendine bile itiraf edemezsin ama söylemek zorundayım, evet yeteri kadar ihanet de edilmiştir...
Hadi gel kendini kandırma şimdi, kendine yaptığın en büyük ihanettir yaşadığın şeyi gerçek bir aşk sanıyor olman...
Gerçek bir aşkta 'yenilik' yoktur çünkü...
Gerçek bir aşkta eskiler,
tekrar tekrar,
yeni baştan sevilir...
Senin aşk sandıkların, kendi yüreğinin daha fazla acımasını durdurmaya çalışmak için uzak ülkelere çıktığın bir yolculuk telaşından başka bir şey değildir. Ve çektiğini sandığın 'aşk' acıları, gerçekten sevemeyeceğini bilmenin acılarıdır...
Sen kendini bile sevemedin ki bir başkasını kendinden daha çok sevesin...Ve sen kendine bile sarılamadın ki bir başkasına kendinden daha çok sarılabilesin...
Bana sorarsan sen hala,
kaçmalar peşindesin...
Yazan: Öykü Özü