YEMEKTEYİZ STRESLİYİZ
Show Tv’de yeni bir formatta yarışma programı çıktı. Televizyon izlerken rast geldiğim programı üstün körü birkaç kez izlemiştim fakat itici gelmişti. O yüzden pek önemsememiştim. Birkaç tanıdık, hanım çay sunarken ya da yemek koyarken “Sunum mükemmel” türünden espri yapınca yarışmanın izleyeninin de çok olduğunu fark ettim. İnternet âleminde, fanatikleri çoğalınca, bu yarışma dikkatimi celbetti. Hele bayram programının çok olaylı olacağı da forumlarda vurgulanınca dedim; bir izleyeyim ve yarışmanın neden bu kadar çok tutulduğunu anlayayım.
Bayram yarışmasını izleyince anladım ki bu yarışma reyting rekorlarını altüst edecek. Nitekim de öyle oldu. Nasıl etmesin ki? Facebook da bile üye sayısının kısa bir sürede 6460 sayısına ulaştığını gözlerimizle gördük. Sonradan baktığımız ölçümler bizleri yalancı çıkarmadı. Sadece program değil yarışmacılar bile çok renkli. Düşünün ilginç saç tiplemesi ve konuşmalarıyla Terkos suyu içen “FAFORİM HASAN”, yemekleri yetişmeyince kendisine kızanlara “Menü falan yok. İflas ettim. Üzüm var üzüm yiyin” diye cevap veren “ÜZÜM ÜMİT” birçok hanıma taş çıkartan yemekler yapan SARMACI NAİM bunlardan bir kaçı.
Bayram yarışmasına Kemancı Nil, Umrumda Değil Şeyda, Sarmacı Naim, Üzüm Ümit ve Güzellik Uzmanı Sahra katılmıştı.
Senaryo mu değil mi anlaması güç. Ne olduğunu kestiremediğimiz bu yarışmada insanları hayretlere düşüren karaktersizlikler oldu. Şeyda hanım kendisi yarışmayı kazanabilmek için doğru bir cümleyi alarak kendi yanlışına alet etmiş. "Ben herkesten ev hanımlığı isterim." Naim’den ya da Ümit gibi iki erkekten ev hanımlığı istemenin mantığı nedir? Hiçbir şeyin umurunda olmadığını söyleyen bu bayanın umurunda olan tek şey yarışmayı kazanması, bu aşikâr. Hele Sahra’nın evinde tabaklardan kıl çıkması üzerine yaptığı sahte ayılıp bayılmalar izleyenleri delirtmiştir herhalde. Yemeğinden kıl çıkıp da tansiyonu yükselen birini ilk defa gördüm.
Nil ise son gün daha büyük rezillikler yaptı. Kendisinden yaşça büyük bir hanıma söylediği sözler yaptığı hareketler hiç hoş değildi. Hele Ümit’in evinin kendi evi olduğunu ifade eden bu bayanın sonradan Ümit’e utanmadan 3 puan vermesi tam bir komedi idi.
Sahra hanımın daha önceki yorumlarında Naim önceden ödül aldı, tekrar almasını istemiyorum diye vurgulaması vardı. Naim bunu anlamış olmalı ki sordu, Sahra hanıma. Ama Sahra hanım ben öyle bir şey düşünmedim dedi. Bu resmen milyonlara karşı söylenen bir yalandı. Devamlı hijyenden bahseden Sahra hanımın kendi evinde yemekleri salatayı ojeli elleriyle karıştırması midemizi kaldırdı.
Nil’in Sahra’nın Şeyda’nın tavırlarını görünce, bu ne biçim bir tiyatro dedim.. Dedim inşallah bunlardan birisi kazanmaz. Nitekim öyle oldu. Naim kazandı. Naim hem de kendisinin en büyük rakibinin Ümit olduğunu bile bile 9 puan verdi.
Neden mi mutlu oldum Naim’in kazanmasına, çünkü kazanan dürüstlük ahlak ve işini iyi yapabilmekti. Ümit ya da Naim dışında birisi kazansa entrika çeviren, herkese üstten bakan, yalan konuşabilen insanların bu yarışmada ve toplumda rağbet göreceğini görmemek mümkün değil. Nil’in kazanacağını farz etseydik bundan sonra ki yarışmacılar Nil gibi davranıp en yakın arkadaşlarını arkadan vuracaklar.
Sonuncu olduğunu öğrenen Nil’in son cümlesi beni hayli keyiflendirdi. “Şaka mı bu?” Hayır şaka değil. Aslında kaybeden Nil değil yalan hile gibi kötü huylarıydı. Başarıya giden her yol mubahtır anlayışının da çöküşüydü aynı zamanda. Demek ki zafer doğru metodu doğru yerde kullanmakla elde ediliyormuş.
Bir sözümüz de program yapımcılarına. Bu yarışmayı artık daha fazla BBG formatına çevirmesinler. Kavga meraklısı olmayan bayanların çoğu yemeklerin yapılışını izliyor. Ayrıca not verme olayına seyirci ve bazı özel jüri üyeleri de katılmalı. Eğer bundan sonraki yarışmalar da bayramdaki gibi dalavere ile dolu olursa bir süre reytingler yüksek olur fakat sonra tamamen yok olurlar. Bazı senaryolar olabilir elbette. Hatta özel günlere mahsus programlar da çevrilebilir ama ne olursunuz bu programı eğiticilikten uzaklaştırmayın. Kısaca insanlar Yemekteyiz programında Yemek yesinler “BİRBİRLERİNİ YEMESİNLER.”
