Bende 27 aralik tarihinde hsg ve mr sonucunda unicorn rahme sahip olduğumu öğrendim. Doktorum doğal yolla gebe kalmanda hiçbir sıkıntı olmaz sadece erken doğum riski taşırsın dedi. Bizde eşimle beklemek istemediğimizden
tüp bebek yaptırmaya karar verdik.
11 ocakta tedaviye başladık ve 7 şubatta pozitif sonucumuzu aldık. Havalara uçtuk ikimizde. Kan verdikten sonra lab. bankosunun önünden hiç kalkmadık o kadar heyecanlıydık ki.
Sonrasında sanırım 7 haftalıklen ilk doktor kontrolünde ikiz bebeklerimizin olacağını öğrendik. O günki burukluğumu ve şaşkınlığımı hiç unutamam. Rahmim yarımdı tek bebek için risk varken iki bebek olmuştu. Doktorumuz bizi unikorn rahimle 4 kg bebek doğuran hastam oldu diyerek rahatlattı. Sadece 12.haftayı bekleyelim eğer herhangi bir problem olursa bebeklerden birini alırız dedi.
10.haftada küçük bir kanamam oldu. Doktorum durumu tehlikeli gördüğü için bir gece hastanede kaldım. Tabii bu arada günde 3 kez aldığım estrofem, 1 kez karından yaptırdığım hibor, 2 ampul kalçadan yaptırdığım progestan iğnelerime devam etmekteydim. Doktorum kanama sonucunda hiboru, estrofem i ve corasprini kesmemi istedi. 12. Haftada yaptırdığımız ayrıntılı ultrasonda herşey yolundaydı. İkiz gebeliğim olduğu için kan tahliliyle yapılan ikili testim yapılamadı. Bu arada 13. Haftada serkilaj yapılmasına karar verildi. Çünkü rahim ağzımda dr.umun açılma dediği fakat Engin Oral'ın rahim ağzı uzunluğunda kısalma var dediği durum ortaya çıktı. Kendi dr.um hiçbirşekilde ısrarla istirahat yada yatarak gebeliği geçirelim gibi bir söylemi olmadı. Aksine 20. haftaya kadar çalış sonrasında raporla evde istirahate başlarsın dedi.
Tabii ameliyat öncesinde bir arkadaşımın tavsiyesiyle Prof.Dr Engin Oral a muayene oldum. Mr ve hsg sonuçlarımı ayrıntılı bir şekilde inceledi. Sonrasında muayene etti. Açıklamasında durumumun çok riskli olduğunu, normal bir rahimde büyüklük 10 birimse benim rahmimde 6 birim olduğunu ve 8 kat riskli bir gebeliğimin olduğunu ve şuan bile evde yatıyor olmam gerektiğini söyledi. Bu güne dek kendi dr.umdan duymadığım sözlerdi bunlar. Hemen rapor alıp işi bıraktım. Ameliyata dek neredeyse hiç kalkmadım. 13 haftamda ameliyat oldum. Sonraki süreçte progestan iğnelerimin yerine haftalık olarak prolutan ampul yaptırmaya başladım. Öncesinde progestana bi kaç kez hassasiyet götermiştim. Aniden soluk borusunda sıvı yükselmesi gibi. 18.haftamda iğneyi yaptırır yaptırmaz alerji krizine girdim. Nefes alamadım bi müddet. Sadece öksürmeye çalışıyordum. Hemen müdahale ile oksijen verildi. Ölüm gibiydi. Uzun bir süre kendime gelemedim. Dr.uma durumu bildirdiğimde iğneyi kesmemi istedi. Bir müddet iğnesiz devam etmemizi ve gerekli olursa vajinal fitile geçebileceğimizi söyledi. Aynı günün gecesinde korkunç bir baş ağrısı ve bulantıyla uyandım. Sabaha kadar iki ağrı kesiciyle bile ağrıyı dindiremedim. Ertesi gün dr.uma gittim hastaneye yatırıldım. 24 saat boyunca serum verildi. Yapılan tahlillerim neticesinde hiçbirşey bulunamadı. Hafiften sağ tarafımda ağrılarım vardı hafif kum döküyor olduğum söylendi. Tabii eve gittikten sonra açık renkte gelen akıntım önce sarı sonra kahverengileşmeye başladı. Tam 4 gün bekledim sonrasında Engin beye gittim. Bana bebeklerden birinin eşiğinin altta tutunduğunu beklemekten başka yapılacak birşey olmadığını söyledi. O gün karar vererek Engin beyle devam etmek istediğimi söyledim. Kendisi de kabul etti.
İki gün sonra tam 19+3 günlükken bebeklerim kanamam başladı. Akan kan bardaktan boşanırcasınaydı. Gecenin o saatinde Engin beyi aradım ikinci çalmada cevap verdi ve hemen en yakın kadın doğum doktoruna gitmemi söyledi. Hastaneye gittiğimizde engin bey hemen hastaneyi aradı ve nöbetçi doktora verdiği direktiflerle hemen ilk müdahaleyi yaptırdı. Hemen İnternational a gitmemizi istedi. Sancı kesici fitille birlikte sancım azalmış fakat kanamam hızla devam etmekteydi. Hastaneye ulaştığımızda yatışımız yapıldı. Bebekler oldukça sağlıklı fakat anneleri durdurulamayan kanamanın kollarında dayanmaktaydı. Kan nakli verilmesine rağmen kan değerlerim birtürlü normale dönmüyordu. Kanamamın durmaması ve hayati tehlikeye girmem durumunda Üç ihtimal söylendi ya sadece bebekler alınacaktı, yada bebeklerle birlikte eşikleri sıkı sıkı tutunduğu için rahmimle birlikte bebeklerim veyahutta bebeklerimle birlikte bende kurtulamayacaktık. Bebeklerim o kadar sağlıklılardı ki kalp atışları hareketleri mükemmeldi. Ünitelerce kan nakline, onlarca insanın duasına ve benim sakinliğimi korumama rağmen hastaneye yatışımızın dördüncü gününün gecesinde durdurulamayan aşırı kanamam başladı. Odada şoka girdim sadece titriyordum. Acilen ameliyata alındı. Herşey o kadar hızlıydıki eşime sadece herkesi ara diyebildim. Ameliyathanenin kapısında üstüm çıkarıldı. Ameliyattan şükürler olsun rahmimle beraber sağlıkla çıktım. 5 ay içimde taşıdığım kanımla canımla beslediğim yavrularımı kaybettim. Neredeyse canımdan da olacaktım. Şükürler olsun Engin Oral gibi bir doktorum vardı. O olmasa bugün rahmim ve bebek umudumda olmayacaktı.
Herşey embriyo transferiyle başladı. 35 yaş altı ve unicorn rahimli olduğumu bildiği halde eski dr.um iki embriyo tranferi yaptı. Ve iki embriyo konulacağını transfer günü ameliyathanede embriyologla konuşmaları esnasında öğrendim. İşte benim hikayem böyle herşey o kadar taze ki yüreğim kan ağlıyor. Ama hala umudum var. Sezaryan dikişlerim iyileşsin iyice kendimi toparlayayım yeniden denemek istiyorum. Engin bey bir yıl beklememizi istedi fakat bekleyebileceğimi sanmıyorum. En çok 6 ay sonra çalışmalara başlarım. Yurt dışındaki pekçok forumda bizim gibi unicorn olupta tek bebeği 37. Haftalarda sağlıkla doğuran hatta doğal gebelik yaşayan pekçok kadın var. Umudum var ve olacağına yürekten inanıyorum.