Içimde bi his oluyor böyle, birinin sevgisine samimiyetine inanamıyorum inanılmaz yapmacik geliyor ama kanıtlayamıyorum da. O " Sana cok değer veriyorum , seninle çok derin ilişki kuruyorum " diye ısrarla sana söylediğinde kendinden şüphe edip " ben çok mu acımasızım acaba, art niyetli miyim ?" Diye kendinden şüphe ediyorsun.
Onlarca örnek var verebileceğim ama kısaltmaya çalışacağım.
Ondan başka kimseyle muhabbet etmemi istemiyor. Olur da yakınlık kurar dışarda görüşürsem bana gelip o kişinin arkamdan konuştuğunu duyduğunu söyler. Iş yerinde bi arkadaşın bana ilgisi olduğunu farketmiş bu kişi. Benim flört etme düşüncemin olmayacağı biri. Ama insan olarak iletişim halindeyim. Bana gelip, herkesin içinde arkandan " delirmiş bu" diyerek seninle dalga geçti dedi. E ben de yeniyim o iş yerinde olumsuz etkilendim vE çok uzun süre o kişiyle muhatap olmadım.
Bir başka arkadaşla doğa yürüyüşüne gidelim dedik. Benim arabamla gittik meyve topladık çok keyif aldık . Ertesi gün geldi bu yakın?! Arkadaşım, doğa yürüyüşüne gittiğim kişinin arkamdan " ondan benzin parası istediğimi " söylediğini söyledi. Gittiğimiz mesafe 10 km falandı. Ne yazacak ki ne isteyeceğim. Bunun konusu bile olmadı ama süphelendim yine de sorun yapmadım.
Bunun gibi onlarca örnek. Bazılarıyla yüzleştim asla böyle bir durum yok dediler ısrarla bu lafı söyleyen kişiyi ifşa etmemi istediler. Önemli değil dedim ama böyle böyle ben takıntılı biriymişim gibi her şeyi sorun yapan biriymişim gibi algilandımm .
Ben birinin arkasından asla konuşan biri değilim direk gidip yuzlesirim. Iste ortwda bir sey olmadan yuzlesince düşünün ne hale geldim.
Bir diğer konu beni eleştirmesi..
Saçımın uçlarındaki kırıktan kaşlarıma kalem kullanmama gerektiği, pantolonumun paçasını kısa kullanmamdan, trendyoldan aldığım kazakların ucuzluğuna kadar... ilk başlarda beni önemsiyor ve eksik gördüğü şeyleri kendince dile getiriyor daha iyi görünmemi istiyor diyordum ama özgüvenim azalmaya kendimi sorgulamama kadar geldi durum.
Bir diğer konu sosyal ilişkilerde yaşadığım en ufak bir sorunda beni suçlaması. Insanlar senin çok fevri sorunlu olduğunu düşünüyor , her şey her ortamda söylenmez, rahatsız olduğun şeylere sabretmelisin söylememelisin bu yasına kadar bunları öğrenmiş olman lazım vb.
Örneğin iş yerinde haşlanmış yumurta kokusunu kışın soğukta havalanmayan bir odada bütün gün çektiğinizi düşünün." Lütfen mutfakta yiyin" dedim. Bunu dile getirdiğim için çok büyük tepki çekmişim herkesi rahatsız etmişim düşman kazanmışım.
Ya da kahve falı muhabbetini sevmediğimi soylemisim. Herkes kahve içip birbirine fal baktığı için bu benim dışlanmama sebepmiş . Neymiş ben de fincanımı kapatıyormuşum bazen. Bende alışkanlık olmuş. Kapatırım acarım anahtar kalp şekli bakarim görürsem mutlu olurum sonra unuturum. Neyse...
Bir başka konu da tripleri... ne söylesem onunla ilgili sürekli bi alınganlık sürekli kendimi açıklama ihtiyacı hissetmem sürekli savunmaya geçmem... Bir gün bana " beni küçümsüyor musun ?" Bile dedi. Alakası bile yoktu buna nerden ulaştığını bile anlamadim.
Bir başka konu reddedilmeye tahammülünün olmaması. Onun için her zaman evim müsait olmalı, benim ondan başka planım olmamalı, kitap okumak için kendime zaman ayırmam benim bencil olmam demek, evim temiz değilse bile onu reddetmemeliyim çünkü çok yakınız biz.... eğer reddedersem detayına kadar sorgular.
Hatta bir gün bi muhabbetimiz söyle oldu. Bana ' sarap alalim sabaha kadar icelim' dedi. Ben de evim cok kirli temizlik yapacağım yarin dedim. Sonra bozuldu trip attı. Istersen akşam kahve içmeye gel dedim. Birden yükseldi bana, " hani evin pisti şimdi kahveye mi davet ediyorsun ne yapmaya çalışıyorsun?" Dedi. Ben aslında orda açıklamam mı gerekiyordu :" alkol sonrası sabah uyanınca çok yorgun olurum hem de yatılı kalıyorsun sabah kahvaltı sonrası temizlik için çok geç kalırım hem de temizlik için fiziksel gücüm olmaz sarhoşluk sonrası ama aksam kısa kahve için sana vakit ayırabilirim " diye. Dile getirmeme gerek kalmadı bıçak gibi trip attı.
Son 4 aydır arkadaşlığımı medeni koşullarda sonlandırmak için mücadele ettim. Ne zaman ara verelim biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var desem ya tırnaklarını yemiş köküne kadar ya da yeme bozukluğu tetiklenmiş kilo almaya başlamış. Bana suçluluk duyguları bıraktı onunla görüşmek istemiyorum diye.
Bütün rahatsız olduğum şeyleri dile getirince de " ben senin iyiliğini istiyorum, seni çok seviyorum , insanların senin arkandan konuşmasına sonra yüzüne gülmesine tahammül edemiyorum vb. " açıklama yapıyor. Ama ben boğuldum bu arkadaşlıktan.
Burdan kendimi sütten çıkmış ak kaşık, mağdur, kurban gibi göstermek de istemiyorum. Sonuçta aldatilarak biten 12 senelik bir ilişki sonrası yepyeni bir şehre tayin isteyip yeni düzen kurdum. Mutlaka psikolojik sorunlarımı ona yansıtmış, dertlerimle onu üzmüş, ağır duygusal yükler bırakmış, güvensizlik duygularımı ona göstermiş olabilirim. Arkadaşımı asla suçlamıyorum.
Sadece kendi güvenlik açıklarımı farketmek istiyorum. Bu ilişkiye neden çekildim nerde dur demeliydim , neden bu kadar elestirildim, sosyal ortamda kendimi böyle fevrileştirdim, ilişkilerimi zedeledim ve kendimi yalnizlastirip bencillesmek zorunda kaldım.
Sonuçta arkadaşlığımı bitirdim. Kırıcı olmadan seninle artık görüşmek istemiyorum dedim.
Önüme bakmak istiyorum artık.
Onlarca örnek var verebileceğim ama kısaltmaya çalışacağım.
Ondan başka kimseyle muhabbet etmemi istemiyor. Olur da yakınlık kurar dışarda görüşürsem bana gelip o kişinin arkamdan konuştuğunu duyduğunu söyler. Iş yerinde bi arkadaşın bana ilgisi olduğunu farketmiş bu kişi. Benim flört etme düşüncemin olmayacağı biri. Ama insan olarak iletişim halindeyim. Bana gelip, herkesin içinde arkandan " delirmiş bu" diyerek seninle dalga geçti dedi. E ben de yeniyim o iş yerinde olumsuz etkilendim vE çok uzun süre o kişiyle muhatap olmadım.
Bir başka arkadaşla doğa yürüyüşüne gidelim dedik. Benim arabamla gittik meyve topladık çok keyif aldık . Ertesi gün geldi bu yakın?! Arkadaşım, doğa yürüyüşüne gittiğim kişinin arkamdan " ondan benzin parası istediğimi " söylediğini söyledi. Gittiğimiz mesafe 10 km falandı. Ne yazacak ki ne isteyeceğim. Bunun konusu bile olmadı ama süphelendim yine de sorun yapmadım.
Bunun gibi onlarca örnek. Bazılarıyla yüzleştim asla böyle bir durum yok dediler ısrarla bu lafı söyleyen kişiyi ifşa etmemi istediler. Önemli değil dedim ama böyle böyle ben takıntılı biriymişim gibi her şeyi sorun yapan biriymişim gibi algilandımm .
Ben birinin arkasından asla konuşan biri değilim direk gidip yuzlesirim. Iste ortwda bir sey olmadan yuzlesince düşünün ne hale geldim.
Bir diğer konu beni eleştirmesi..
Saçımın uçlarındaki kırıktan kaşlarıma kalem kullanmama gerektiği, pantolonumun paçasını kısa kullanmamdan, trendyoldan aldığım kazakların ucuzluğuna kadar... ilk başlarda beni önemsiyor ve eksik gördüğü şeyleri kendince dile getiriyor daha iyi görünmemi istiyor diyordum ama özgüvenim azalmaya kendimi sorgulamama kadar geldi durum.
Bir diğer konu sosyal ilişkilerde yaşadığım en ufak bir sorunda beni suçlaması. Insanlar senin çok fevri sorunlu olduğunu düşünüyor , her şey her ortamda söylenmez, rahatsız olduğun şeylere sabretmelisin söylememelisin bu yasına kadar bunları öğrenmiş olman lazım vb.
Örneğin iş yerinde haşlanmış yumurta kokusunu kışın soğukta havalanmayan bir odada bütün gün çektiğinizi düşünün." Lütfen mutfakta yiyin" dedim. Bunu dile getirdiğim için çok büyük tepki çekmişim herkesi rahatsız etmişim düşman kazanmışım.
Ya da kahve falı muhabbetini sevmediğimi soylemisim. Herkes kahve içip birbirine fal baktığı için bu benim dışlanmama sebepmiş . Neymiş ben de fincanımı kapatıyormuşum bazen. Bende alışkanlık olmuş. Kapatırım acarım anahtar kalp şekli bakarim görürsem mutlu olurum sonra unuturum. Neyse...
Bir başka konu da tripleri... ne söylesem onunla ilgili sürekli bi alınganlık sürekli kendimi açıklama ihtiyacı hissetmem sürekli savunmaya geçmem... Bir gün bana " beni küçümsüyor musun ?" Bile dedi. Alakası bile yoktu buna nerden ulaştığını bile anlamadim.
Bir başka konu reddedilmeye tahammülünün olmaması. Onun için her zaman evim müsait olmalı, benim ondan başka planım olmamalı, kitap okumak için kendime zaman ayırmam benim bencil olmam demek, evim temiz değilse bile onu reddetmemeliyim çünkü çok yakınız biz.... eğer reddedersem detayına kadar sorgular.
Hatta bir gün bi muhabbetimiz söyle oldu. Bana ' sarap alalim sabaha kadar icelim' dedi. Ben de evim cok kirli temizlik yapacağım yarin dedim. Sonra bozuldu trip attı. Istersen akşam kahve içmeye gel dedim. Birden yükseldi bana, " hani evin pisti şimdi kahveye mi davet ediyorsun ne yapmaya çalışıyorsun?" Dedi. Ben aslında orda açıklamam mı gerekiyordu :" alkol sonrası sabah uyanınca çok yorgun olurum hem de yatılı kalıyorsun sabah kahvaltı sonrası temizlik için çok geç kalırım hem de temizlik için fiziksel gücüm olmaz sarhoşluk sonrası ama aksam kısa kahve için sana vakit ayırabilirim " diye. Dile getirmeme gerek kalmadı bıçak gibi trip attı.
Son 4 aydır arkadaşlığımı medeni koşullarda sonlandırmak için mücadele ettim. Ne zaman ara verelim biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var desem ya tırnaklarını yemiş köküne kadar ya da yeme bozukluğu tetiklenmiş kilo almaya başlamış. Bana suçluluk duyguları bıraktı onunla görüşmek istemiyorum diye.
Bütün rahatsız olduğum şeyleri dile getirince de " ben senin iyiliğini istiyorum, seni çok seviyorum , insanların senin arkandan konuşmasına sonra yüzüne gülmesine tahammül edemiyorum vb. " açıklama yapıyor. Ama ben boğuldum bu arkadaşlıktan.
Burdan kendimi sütten çıkmış ak kaşık, mağdur, kurban gibi göstermek de istemiyorum. Sonuçta aldatilarak biten 12 senelik bir ilişki sonrası yepyeni bir şehre tayin isteyip yeni düzen kurdum. Mutlaka psikolojik sorunlarımı ona yansıtmış, dertlerimle onu üzmüş, ağır duygusal yükler bırakmış, güvensizlik duygularımı ona göstermiş olabilirim. Arkadaşımı asla suçlamıyorum.
Sadece kendi güvenlik açıklarımı farketmek istiyorum. Bu ilişkiye neden çekildim nerde dur demeliydim , neden bu kadar elestirildim, sosyal ortamda kendimi böyle fevrileştirdim, ilişkilerimi zedeledim ve kendimi yalnizlastirip bencillesmek zorunda kaldım.
Sonuçta arkadaşlığımı bitirdim. Kırıcı olmadan seninle artık görüşmek istemiyorum dedim.
Önüme bakmak istiyorum artık.