- 16 Eylül 2006
- 24.059
- 18.172
- 37
- Konu Sahibi KarKralicesi
- #1
Ya kal de..Ya Da Git...
Gün yine yokluğunu giydi üzerine… Her zaman olduğu gibi bugünde sensizim. Sensizliğin o soğuk duvarı ile karşı karşıyayım.
Sonbahar mevsiminde olalım veya yaz mevsiminde olalım benim için sen yoksan, ben halen soğuk günleri yaşıyorum, yanımda olsaydın eğer mevsim yaz olmuş ya da kış olmuş fark etmezdi benim için, içimi ısıtan sen olduktan sonra isterse bedenim soğuktan tir tir titresin umurumda değil.
Ellerim ve yüreğim üşüyor…
Şimdi yokluğunu soluyorum aldığım her nefeste. Isıtamıyorum yüreğimi, sen yokken yanımda, sen yanımdaymışsın gibi yapamıyorum. Her gün bir önceki günden farksız, her şey anlamını yitirmiş, ben kendi içimde kaybolmuşken bu kadar ya sen neredesin?
Ne yüzünü, ne ellerini, ne de yüreğini hissedebiliyorum bu soğuk sonbahar mevsiminde. Oysa seninle tanıştığımda etraf karlarla kaplıydı o gün yüreğimi ısıtmıştın.
Seni seviyorum derken. Soğuk olan ellerim ellerinde kaybolmuştu. Oysa şimdi, şimdi yokluğun hâkim bende, seni yüreğimin en güzel yerinde yaşamak isterken, senli düşleri yaşamak niye? Her yeni günde sana uyanmak varlığını solumak istiyorum.
Varlığınla bu acıları yüreğime ektin, şimdi yoksun. Neredesin? Çok mu uzaktasın? Yüreğim halen sendeyse bu kısa mesafelerde uzak olmak niye?
Yüreğime ektiğin sevgin artık durmadan kan kaybediyor, ilacı olsa, merhemi olsa, doktor çare bulsa gideceğim yüreğimde ki kanayan yaramı iyileştirmeye, ama yok, yok işte. Yüreğim senin sevginle mutlu olmayı isterken bıraktığın acılarla birlikte kan kaybediyor. Canım çok acıyor.
Verdiğin ya da bana veremediğin sevginle kapanmayan bir yara açtın sevgi dolu olan yüreğime. İnan bedenimi bir kör bıçakla kesseler bu kadar acı çekmezdim. Paramparça etseler bedenimi canım inan bu kadar çok yanmazdı.
Yavaş yavaş ölüyorum sanki hiçbir şeyden tat alamıyorum, hiçbir şey zevk vermiyor bana. Sevgi denilen o güzel duyguya lanet ediyorum bazen. Sevmeye, sevgilinin yanında olmaya lanet ediyorum işte. O kadar soğudum ki; bir buz dağı oluştu yüreğimde.
Yüreğimde hissettiğim duygular birer birer sönüyor, sevgi, mutluluk, huzur… Bana kalan duygular ise hüzün, gözyaşı, acı…
Oysa ne umutlarla, sevgi dolu kalbimle çıkmıştım senin karşına. Seni çok sevmeye söz vermiştim kendime. Seninle olmak, seninle gülmek, omzunda ağlamak...
Seninle paylaşmak istedim bu hayatı… Ben sen dedikçe yok saydın beni, sen benim küçük ama içinde kocaman sevgi barındıran kalbimi görmedin. Nasıl yanmasın yüreğim, nasıl dolmasın gözlerim.
Ağlamak her şeyi düzeltmiyor. Sadece kendimi üzüyorum, kendi yüreğimi eritiyorum günden güne.
Gece yine bana seni hatırlatan “sensizliği” giydi üzerine.
Yine her gece olduğu gibi seni anlatıyorum yıldızlara, sensizliği soluyorum her nefes alışımda. Sana olan bu derin sevgimi, özlemimi anlatıyorum gecenin hüzün kokan sessizliğinde.
Sen bana bu kadar uzakken çareyi gecenin karanlığında yıldızlarda arıyorum çaresizliğimi.
Gecenin karanlığında resmini çiziyorum soğuk taştan duvarlara, gerçekleşir ümidiyle. Yanıma gelip ellerimi tutarsın diye, sensizlikte buz tutan yüreğimi gülüşünle ısıtırsın ümidiyle…
Umutlarımı iyice yitirdim son günlerde… Döneceğine dair umutlarım bitmek üzere, sana olan özlemimi anlatıyorum beyaz kâğıtlara, oysa sana anlatmak isterdim içimde sana karşı atan sıcak yüreğimin özlemle solan çiçeklerini.
Ya “Kal” de, ya da “Git.” Artık sonu olmayan bu çıkmaz sokaklardan kurtar beni. Varlığında yokluğunu yaşamak ne kadar can yakıcı biliyor musun?
Bu mahkemede en ağır cezayı ben alacağım, cezam ise seni yüreğimde saklamak olacak. Seni seveceğim her an. Gülüşüne, ellerine hasret seni yaşayacağım ama sensiz…
Her geçen saniye kanayan bu yaramı daha da büyütecek, kanayan yaralarıma inat ben seni seveceğim… Gitsen bile sevgili. Sen benden gitmedin, halen yüreğimde yaşamaktasın anlatılmaz bir sevgi ile…
Ödediğim bedel sensizlik, yalnızlık, aşksızlık. ve dedim ya bugün dilimde bir şarkı var adı oldu yalnızlık...
ALINTIDIR....
Gün yine yokluğunu giydi üzerine… Her zaman olduğu gibi bugünde sensizim. Sensizliğin o soğuk duvarı ile karşı karşıyayım.
Sonbahar mevsiminde olalım veya yaz mevsiminde olalım benim için sen yoksan, ben halen soğuk günleri yaşıyorum, yanımda olsaydın eğer mevsim yaz olmuş ya da kış olmuş fark etmezdi benim için, içimi ısıtan sen olduktan sonra isterse bedenim soğuktan tir tir titresin umurumda değil.
Ellerim ve yüreğim üşüyor…
Şimdi yokluğunu soluyorum aldığım her nefeste. Isıtamıyorum yüreğimi, sen yokken yanımda, sen yanımdaymışsın gibi yapamıyorum. Her gün bir önceki günden farksız, her şey anlamını yitirmiş, ben kendi içimde kaybolmuşken bu kadar ya sen neredesin?
Ne yüzünü, ne ellerini, ne de yüreğini hissedebiliyorum bu soğuk sonbahar mevsiminde. Oysa seninle tanıştığımda etraf karlarla kaplıydı o gün yüreğimi ısıtmıştın.
Seni seviyorum derken. Soğuk olan ellerim ellerinde kaybolmuştu. Oysa şimdi, şimdi yokluğun hâkim bende, seni yüreğimin en güzel yerinde yaşamak isterken, senli düşleri yaşamak niye? Her yeni günde sana uyanmak varlığını solumak istiyorum.
Varlığınla bu acıları yüreğime ektin, şimdi yoksun. Neredesin? Çok mu uzaktasın? Yüreğim halen sendeyse bu kısa mesafelerde uzak olmak niye?
Yüreğime ektiğin sevgin artık durmadan kan kaybediyor, ilacı olsa, merhemi olsa, doktor çare bulsa gideceğim yüreğimde ki kanayan yaramı iyileştirmeye, ama yok, yok işte. Yüreğim senin sevginle mutlu olmayı isterken bıraktığın acılarla birlikte kan kaybediyor. Canım çok acıyor.
Verdiğin ya da bana veremediğin sevginle kapanmayan bir yara açtın sevgi dolu olan yüreğime. İnan bedenimi bir kör bıçakla kesseler bu kadar acı çekmezdim. Paramparça etseler bedenimi canım inan bu kadar çok yanmazdı.
Yavaş yavaş ölüyorum sanki hiçbir şeyden tat alamıyorum, hiçbir şey zevk vermiyor bana. Sevgi denilen o güzel duyguya lanet ediyorum bazen. Sevmeye, sevgilinin yanında olmaya lanet ediyorum işte. O kadar soğudum ki; bir buz dağı oluştu yüreğimde.
Yüreğimde hissettiğim duygular birer birer sönüyor, sevgi, mutluluk, huzur… Bana kalan duygular ise hüzün, gözyaşı, acı…
Oysa ne umutlarla, sevgi dolu kalbimle çıkmıştım senin karşına. Seni çok sevmeye söz vermiştim kendime. Seninle olmak, seninle gülmek, omzunda ağlamak...
Seninle paylaşmak istedim bu hayatı… Ben sen dedikçe yok saydın beni, sen benim küçük ama içinde kocaman sevgi barındıran kalbimi görmedin. Nasıl yanmasın yüreğim, nasıl dolmasın gözlerim.
Ağlamak her şeyi düzeltmiyor. Sadece kendimi üzüyorum, kendi yüreğimi eritiyorum günden güne.
Gece yine bana seni hatırlatan “sensizliği” giydi üzerine.
Yine her gece olduğu gibi seni anlatıyorum yıldızlara, sensizliği soluyorum her nefes alışımda. Sana olan bu derin sevgimi, özlemimi anlatıyorum gecenin hüzün kokan sessizliğinde.
Sen bana bu kadar uzakken çareyi gecenin karanlığında yıldızlarda arıyorum çaresizliğimi.
Gecenin karanlığında resmini çiziyorum soğuk taştan duvarlara, gerçekleşir ümidiyle. Yanıma gelip ellerimi tutarsın diye, sensizlikte buz tutan yüreğimi gülüşünle ısıtırsın ümidiyle…
Umutlarımı iyice yitirdim son günlerde… Döneceğine dair umutlarım bitmek üzere, sana olan özlemimi anlatıyorum beyaz kâğıtlara, oysa sana anlatmak isterdim içimde sana karşı atan sıcak yüreğimin özlemle solan çiçeklerini.
Ya “Kal” de, ya da “Git.” Artık sonu olmayan bu çıkmaz sokaklardan kurtar beni. Varlığında yokluğunu yaşamak ne kadar can yakıcı biliyor musun?
Bu mahkemede en ağır cezayı ben alacağım, cezam ise seni yüreğimde saklamak olacak. Seni seveceğim her an. Gülüşüne, ellerine hasret seni yaşayacağım ama sensiz…
Her geçen saniye kanayan bu yaramı daha da büyütecek, kanayan yaralarıma inat ben seni seveceğim… Gitsen bile sevgili. Sen benden gitmedin, halen yüreğimde yaşamaktasın anlatılmaz bir sevgi ile…
Ödediğim bedel sensizlik, yalnızlık, aşksızlık. ve dedim ya bugün dilimde bir şarkı var adı oldu yalnızlık...
ALINTIDIR....