Popüler Konu Verimli Rutin

Çok iyiymiş. Ben de deneyeyim. Kullandığın belirli bir marka var mı?

Fırsat buldukça okuyorum topiği, çok faydalı bilgiler mevcut gerçekten.

Çörekotu ve diğer yağlar için zadevital markasını tavsiye ediyorum. Güvenle kullanabilirsin. Kendin için de kızın için de. Hatta eğer hala çalışıyorsa, mümessilim ile irtibata geçirebilirim.
 
Günaydın kızlar
Hasta olunca ne plan kalıyor bende ne de enerjim oluyor
hasta olmayı sevmiyorum
 
İş Hayatı ve Zaman Yönetimi

Havaalanının içerisinde bir uçak bakım merkezinde Kalite ve Uçuş Emniyeti Müdürü olarak görev yapıyorum. Oldukça fazla parametrenin ye aldığı ve hataya yer olmayan bir iş kolu olduğu ve ben de tüm prosesslerin düzgün yürüdüğünden emin olması gereken kişi olduğum için iş saatlerimi verimli bir şekilde kullanmak için bazı yöntemler geliştirdim.

Ne kadar çok iş yaparsa o kadar iyi mantığını bir kenara bırakarak gün içerisinde kafası kesik tavuk misali ordan oraya koşturmak yerine “Pareto Prensibi” ni hayatıma soktum. Bu prensibi iş-başarı temelinde yorumlarsak “Yaptığın işlerin %20’si başarının %80’inin oluşturuyor.”

Burada ilk adım olarak öncelikleri belirlememiz gerekiyor.

  • Acil ve önemli işler
  • Acil fakat önemli olmayan işler

  • Acil olmayan önemli işler

  • Acil olmayan ve önemsiz işler
Her gün kendime bir “en önemli iş” seçiyorum ve günün kaosuna dalmadan önce tamamlamak için elimden geleni yapıyorum. Biliyorum ki, yapamazsam beynim onu iyice büyütecek ve ben bırakın o işi bitirmeyi, yapmam gereken diğer şeyleri de yarım yamalak bir konsantrasyonla yapmaya çalışacağım. Çok net söyleyebilirim ki, hiçbir işi yapmanın yorgunluğu bitmemiş işlerin insana yüklediği ağırlığı geçemez.

Günün en önemli işini, 50 dakikalık çalışma seansları ve 10 dakikalık molalarla tamamladığımda (bu işin türüne göre 2 seans olabildiği gibi 5 seans da olabiliyor) diğer işlerime geçiyorum. Güne bunu yaparak başladığımda, bir şey başarmış olmanın verdiği tarifsiz duyguyu gün boyu yaşıyorum.

Diğer küçük işler içinse çoğunlukla 10, 20, 30 tekniğini kullanıyorum. Yapmam gereken maksimum 4 işi yazıp yanlarına 10, 20, 30 yazıyorum. Telefonumun kronometresini 10 dakikaya ayarlayıp listemdeki ilk işe konsantre oluyorum. Bu tekniği hayata ilk geçirdiğimde 10 dakika neye yetecek diye düşünmüştüm (birçoğunuzun aklından geçirdiği gibi). Oysa uzun süre ses çıkmayan kronometrenin bozuk olduğundan endişelenerek telefonu kontrol ettiğimde yalnızca 4 dakika geçmiş olduğunu gördüm. Evet dört. Sanırım zaman algımın başka bir boyut kazandığı andı bu. İşte bu yüzden dakikaları hiçbir zaman küçümsememeyi ve bir işi yapmak için “birkaç saat boşluğum olduğunda yaparım” yanılsamasına bir daha düşmemeyi öğrendim.

Tekniğe dönersek, listenizdeki ilk işe 10 dakika ayırdıktan sonra kronometrenin sesiyle birlikte her ne yapıyorsanız bırakıyor ve listedeki 2. işe geçiyorsunuz. 10 dakika ona ayırıp, 3. ve 4. iş için de aynı şekilde devam edip listenizdeki ilk işe dönüyor ve bu defa kronometreyi 20 dakikaya ayarlıyorsunuz. Uzun zamandır aklınızda dönüp dolaşan o iş için yarım saatin (konsantrasyon dolu 10+20 dakika) size yettiğini fark edip şaşırabilirsiniz. Yetmiyorsa da üzülmeyin, her birine ayıracak bir 30 dakikanız daha var. Yine bitmemiş olursa, her bir iş için yüksek konsantrasyonla tam 1 saat çalışarak yol katetmiş olmanın tadını çıkarın ve ardından bir tur daha yapın.

Hangi tekniği kullanırsanız kullanın, zaman yönetiminin kilit noktası konsantrasyondur. Örneğin bir yazı yazmaya çalışırken onu 2 e-mail, 3 whatsapp mesajı, 1 telefon konuşması gibi etkinliklerle bölerseniz günü bitirip iki kelimeyi bir araya getiremediğinizi farkedebilirsiniz. Konsantrasyonunuz bir yerden bir yere geçtiğinde normalde harcayacağınız enerjinin neredeyse iki katını boşa harcamış olursunuz.

Zaman yönetimi size kaliteli işler getirdiği gibi keyif çatacak vakit de bırakır. Bundan sonra “zamanım yok” cümlesini kullanırken, bir daha düşünün, var olanın hakkını gerçekten verebildiniz mi?
Ben çalışırken işleri yetiştiremezdim sonra acil önemli sıralamasını öğrendim her gün bir not kağıdını 4e bölüp
sağ üst tarafa A. Ö.
Sol üste A. O. Ö.
Sağ alta A. Ö.siz
sol alta A. O. Ö.siz yazıp listeliyordum
AOÖsiz den zaman arttırıp AOÖ leri yapınca acil önemli haline gelmeden o işler bitiyor ve o kadar zaman arttırmaya başlamıştım ki çok şaşırmıştım
 
Ben de kendi minik rutinimle ilgili paylaşım yapmak istiyorum.

Oğlum olmadan önce bu düzen çok daha iyiydi; fakat şimdi beni biraz zorluyor. Çünkü şuan geçici bir süreçte olduğum için, kafamda tam olarak oturtamıyorum.

Öncelikle sade yaşamaktan çok keyif alıyorum. Bu bizde biraz genetik. Annem de böyle. Atma hastalığı var bizde :)

Eskiyen, işe yaramayan, kullanılmayan herhangi bir nesne, evde asla yer bulamaz.

Ama asıl sadeleşmeyi, bir kaç ay önce elecda elecda nın tavsiyesi ile okuduğum iki kitapla oturtmaya çalışıyorum.

Günlük rutinime gelirsek;

- Oğlum 6.30-7.00 gibi uyanıyor. Ben de 6.00-6.30 gibi. Yani oğlumdan yarım saat kadar önce. Ben çocukluğumdan beri hep erken uyanırım zaten. Hiç 9 u görmedim desem yalan olmaz. Ve bu beni inanılmaz dinç tutuyor.

- Hemen soğuk su ile elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalıyorum. Pijamalarımı çıkarıp uyku modundan kopuyorum.

- Mutlaka 1-2 bardak su içiyorum.

- Eğer şanslıysam oğlum hala uyanmamış oluyor :) ve ben de nefes egzersizleri yapıyorum. 10-15 dakikamı alıyor. Oğlum hala uyuyorsa, biraz da gevşeme ve esneme egzersizi yapıyorum.

- Eşim Kahvaltı yapmayı sevmiyor. Israrcı olmuyorum. O kahvaltı yapmadan gidiyor. 7.45 te çıkıyor evden. Ben de oğlumla 8.30-9 gibi kahvaltı yapıyorum. Rafadan yumurta veya omlet, istediğim kadar peynir, 4-5 adet zeytin ve istediğim kadar söğüş sebze.

- 1-2 ye kadar ev işlerim ile ilgilenip, sonrasını tamamen oğluma ayırmaya çalışıyorum.

- Öğle yemeği yemiyorum. Ara öğün gibi geçiyor. O da 1 kase yoğurt ve kuru meyve.


- Akşam 18.30 da akşam yemeği yiyoruz ve saat 21.00 a kadar oğlumuzla oynuyoruz.

- Oğlum 15 aylık. Çok fazla oyuncağı yok. Kademeli olarak oyuncak çıkarıyorum. Sürekli elinin altında olan şeyler; sadece kitaplar ve silindirik kutular ( 8 adet, iç içe geçen)

- 21.30 da oğlum uyuyor. Uyku rutinimiz diş fırçalama, pijama ve iyi geceler öpücüğü :)

- Oğlum uyuduktan sonra da eşimle benim zamanımız başlıyor. Ya film izliyoruz ya da kitap okuyoruz.

Bunlara ek olarak oğlum ve ben düzenli olarak probiyotik kullanıyoruz.

Oğluma ek olarak ocean ın balık yağını, D vitamini ve çinko veriyorum.

Günlük mutlaka, minimum 15 dakika, bahçeye çıkıp hava alıyoruz.

Evimde yaz/kış mutlaka bir cam açıktır. Sürekli havalandırıyorum.

Yemeklerimi günlük yapıyorum. Kurubaklagillerim, közlenmiş sebzelerim mutlaka derin dondurucuda mevcut.

Eşim çok fazla yemek seçiyor, bu sebeple işim zorlaşıyor.

Ben diyetisyen olduğum için, yemek düzeni konusunda sıkıntı yaşamıyorum. Eşimin öğle yemeği ile çakışmayacak şekilde, aylık yemek listesi hazırlıyorum.

Hergün çorba, yoğurt ve salata mutlaka var.

Yemeklerde zeytinyağı kullanıyorum.

Uyumadan önce melisa ve papatya içmeye gayret ediyorum.

Sanırım çok uzun yazdım, kusura bakmayın.
 
Teşekkür ederim canım
Diyetisyen misin?
süpermiş menülerini bizimle de paylaşırsan ne güzel olur

Bir de elecda elecda nın paylaştığı kitaplar hangileriydi Ben kaçırmışım sanırım

Kitaplar; Sade ( Begüm Başoğlu-Ege Erim) ve Derle Topa Rahatla ( Marie Kondo )

Menülerimi de elbette paylaşırım. Şuan annemlerle kahvaltıdayım. Müsait olunca fotoğrafını yüklerim hemen.
 
Fırsat buldukça okuyorum topiği, çok faydalı bilgiler mevcut gerçekten.

Çörekotu ve diğer yağlar için zadevital markasını tavsiye ediyorum. Güvenle kullanabilirsin. Kendin için de kızın için de. Hatta eğer hala çalışıyorsa, mümessilim ile irtibata geçirebilirim.
Her zaman beklerim. :KK50:Dediğim markayı alayım canım. Sen içiyormusun çörek otu yağı? Hangi yağları ne için kullanıyorsun?
 
Ben çalışırken işleri yetiştiremezdim sonra acil önemli sıralamasını öğrendim her gün bir not kağıdını 4e bölüp
sağ üst tarafa A. Ö.
Sol üste A. O. Ö.
Sağ alta A. Ö.siz
sol alta A. O. Ö.siz yazıp listeliyordum
AOÖsiz den zaman arttırıp AOÖ leri yapınca acil önemli haline gelmeden o işler bitiyor ve o kadar zaman arttırmaya başlamıştım ki çok şaşırmıştım
Bu ayrımı ben de sabah işe gidince senin dediğin gibi kağıdı 4'e bölerek yapıyorum. İlk iş acil ve önemli olanları bitiriyorum. Öğlen arasından önce de acil olmayan önemli işleri hallediyorum.
Sonrasında en uzun vakit ayırdığım kısım acil omayan fakat önemli olan işler oluyor. Bu kısmı hakkıyla yapınca acil ve önemli olan işler otomatikman azalıyor. Akşam çıkmadan da acil olmayan önemsiz işleri hallediyorum.
Benim masamda yapılacaklar için evraklık ar. Gün sonunda orayı boş görmek beni inanılmaz rahatlatıyor.
Bu şekilde çalışınca ben de ne kadar çok zamanı boşa harcadığımı fark ettim.
 
Ben de kendi minik rutinimle ilgili paylaşım yapmak istiyorum.

Oğlum olmadan önce bu düzen çok daha iyiydi; fakat şimdi beni biraz zorluyor. Çünkü şuan geçici bir süreçte olduğum için, kafamda tam olarak oturtamıyorum.

Öncelikle sade yaşamaktan çok keyif alıyorum. Bu bizde biraz genetik. Annem de böyle. Atma hastalığı var bizde :)

Eskiyen, işe yaramayan, kullanılmayan herhangi bir nesne, evde asla yer bulamaz.

Ama asıl sadeleşmeyi, bir kaç ay önce elecda elecda nın tavsiyesi ile okuduğum iki kitapla oturtmaya çalışıyorum.

Günlük rutinime gelirsek;

- Oğlum 6.30-7.00 gibi uyanıyor. Ben de 6.00-6.30 gibi. Yani oğlumdan yarım saat kadar önce. Ben çocukluğumdan beri hep erken uyanırım zaten. Hiç 9 u görmedim desem yalan olmaz. Ve bu beni inanılmaz dinç tutuyor.

- Hemen soğuk su ile elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalıyorum. Pijamalarımı çıkarıp uyku modundan kopuyorum.

- Mutlaka 1-2 bardak su içiyorum.

- Eğer şanslıysam oğlum hala uyanmamış oluyor :) ve ben de nefes egzersizleri yapıyorum. 10-15 dakikamı alıyor. Oğlum hala uyuyorsa, biraz da gevşeme ve esneme egzersizi yapıyorum.

- Eşim Kahvaltı yapmayı sevmiyor. Israrcı olmuyorum. O kahvaltı yapmadan gidiyor. 7.45 te çıkıyor evden. Ben de oğlumla 8.30-9 gibi kahvaltı yapıyorum. Rafadan yumurta veya omlet, istediğim kadar peynir, 4-5 adet zeytin ve istediğim kadar söğüş sebze.

- 1-2 ye kadar ev işlerim ile ilgilenip, sonrasını tamamen oğluma ayırmaya çalışıyorum.

- Öğle yemeği yemiyorum. Ara öğün gibi geçiyor. O da 1 kase yoğurt ve kuru meyve.


- Akşam 18.30 da akşam yemeği yiyoruz ve saat 21.00 a kadar oğlumuzla oynuyoruz.

- Oğlum 15 aylık. Çok fazla oyuncağı yok. Kademeli olarak oyuncak çıkarıyorum. Sürekli elinin altında olan şeyler; sadece kitaplar ve silindirik kutular ( 8 adet, iç içe geçen)

- 21.30 da oğlum uyuyor. Uyku rutinimiz diş fırçalama, pijama ve iyi geceler öpücüğü :)

- Oğlum uyuduktan sonra da eşimle benim zamanımız başlıyor. Ya film izliyoruz ya da kitap okuyoruz.

Bunlara ek olarak oğlum ve ben düzenli olarak probiyotik kullanıyoruz.

Oğluma ek olarak ocean ın balık yağını, D vitamini ve çinko veriyorum.

Günlük mutlaka, minimum 15 dakika, bahçeye çıkıp hava alıyoruz.

Evimde yaz/kış mutlaka bir cam açıktır. Sürekli havalandırıyorum.

Yemeklerimi günlük yapıyorum. Kurubaklagillerim, közlenmiş sebzelerim mutlaka derin dondurucuda mevcut.

Eşim çok fazla yemek seçiyor, bu sebeple işim zorlaşıyor.

Ben diyetisyen olduğum için, yemek düzeni konusunda sıkıntı yaşamıyorum. Eşimin öğle yemeği ile çakışmayacak şekilde, aylık yemek listesi hazırlıyorum.

Hergün çorba, yoğurt ve salata mutlaka var.

Yemeklerde zeytinyağı kullanıyorum.

Uyumadan önce melisa ve papatya içmeye gayret ediyorum.

Sanırım çok uzun yazdım, kusura bakmayın.
Yemek düzenlerimiz biribirine yakın. Müsait olduğun bir ara kullandığınız probiyotik ve çinko ile nefes egzersizleri hakkında bilgi talep ediyorum.:KK54:
 
canım, hayırlı olsun.... :) çok sık giremediğim için olsa gerek, kaçırmışım......

kaliteli paylaşımların yapıldığı bir yer arayıp duruyordum, tevafuk... :)
Hoş geldin. Gözlerim yollarda kaldı valla:KK50:
Senin paylaşımlarını oldukça faydalı buluyorum. Bize arada katılırsan çok sevinirim canım.
 
Merhaba, ben de takipteyim. Bilgilerinize ve tavsiyelerinize ihtiyacım var çünkü. Ben şuan çalışmıyorum oğlum var 21 aylık. O doğduktan sonra hayatım çok değişti. Kendimi bir türlü toparlayamıyorum. Sürekli Yorgunum birşey yapmak istemiyorum. Tahammülüm çok azaldı.

Ev içinde düzenleme yapmak istiyorum. Sade yaşama geçmek istiyorum artık. Önerdiğiniz kitaplar varsa okumak istiyorum. Zira uzun zamandır kitap okumuyorum :olamaz:. Çok tembel oldum ben,kendime yakıştıramıyorum bu durumu.

Bana da bir el atıverin:dua:. Tecrübelerinize bilgilerinize ihtiyacım var. Enerjinize de hayran kaldım :KK66:
 
Mutfak
@Mi_a Bugün öğleden sonra şirket merkezinde bir toplantıya katılacağım için sabahtan işe gitmedim. Uzun uzun yazabilirim:)

Ben evlenmeden önce mutfak için alışveriş yaparken misafirlik 12 kişilik yemek takımı, çatal kaşık takımı, günlük yemek ve çatal kaşık takımı ve 6 kişilik kahvaltı takımı almak suretiyle bütün mutfağı doldurmuştum. Bambu baharatlıklar, çay kahve kavanozları, gözüme güzel gelen herşeyi aldım. Bir de kapağı tek olan 6 lı kahvaltılık almıştım.
Eve yerleşip eşyaları kullanmaya başlayınca fark ettim ki benim süslü 6 kişilik kahvaltı takımımın tabakları, günlük takımın çatal kaşıkları 2gün de kirleniyor. Bulaşık makinesi o sürede dolmuyor. Bir de kahvaltılıkta tek kapak olunca bütün kokular birbirine karışıyor. Tezgahın üstüne doldurduğum bambular sürekli yağ lekesi oluyor. Bir de onları temizlemekle uğraşıyorum.:silah:
Misafir takımlarının da yaldızları bulaşık makinesine koyunca silinmeye başladı. Ee ben zaten kalabalık misafir gelince dünya kadar yoruluyorum bir de tabakları elde mi yıkayacağım yahu?
Sonra bir de tabak, bardaklar kırılmaya başladı. Takımlarda bozuldu. Aldığım yerleri arıyorum. Parça ürün satmıyoruz diyorlar:ruh:
Kendi evime geçerken misafir ne kadar yemek takımı varsa bir tanıdığımıza verdim. O da eşinden boşanıp çocukları ile yeni bir ev kuruyordu. Onun için de benim için de iyi oldu.
Sonrasında porlandın fabrika satış mağazasına gidip, tek tek alabileceğim bir ürün belirledim. Oradan kendime 12 kişilik bir yemek takımı yaptım. Hem misafire hem de kendimize bu takımı kullanıyorum. Kırıldıkça da gidip eksikleri tamamlayacağım. Misafir çatal bıçak takımını da günlük ve misafir için kullanmaya başladım.
Bardakları Paşabahçe'den yine takım olmayan ve narin olmayan ürünlerden seçtim. Evimizde 12 tane su bardağı mevcut.
Kahvaltılık olaraksa resimlerini yükleyeceğim küçük saklama kaplarından aldım. Sabah direkt çıkartıp koyuyorum. Derin olduğu için fazla malzeme alıyor, hafta içi doldurmama gerek kalmıyor.
Bakliyatlar için kavanozlar aldım. Ne var ne yok görebiliyorum.
Yeni mutfağımda tezgah üstlerim komple boş:))
 
IMG_2245.JPG
IMG_2250.JPG
IMG_2252.JPG
IMG_2254.JPG
IMG_2257.JPG
IMG_2259.JPG
IMG_2260.JPG
IMG_2262.JPG
IMG_2263.JPG
IMG_2264.JPG
 

Eklentiler

  • IMG_2243.JPG
    IMG_2243.JPG
    55,6 KB · Görüntüleme: 498
  • IMG_2244.JPG
    IMG_2244.JPG
    33,9 KB · Görüntüleme: 529
Merhaba, ben de takipteyim. Bilgilerinize ve tavsiyelerinize ihtiyacım var çünkü. Ben şuan çalışmıyorum oğlum var 21 aylık. O doğduktan sonra hayatım çok değişti. Kendimi bir türlü toparlayamıyorum. Sürekli Yorgunum birşey yapmak istemiyorum. Tahammülüm çok azaldı.

Ev içinde düzenleme yapmak istiyorum. Sade yaşama geçmek istiyorum artık. Önerdiğiniz kitaplar varsa okumak istiyorum. Zira uzun zamandır kitap okumuyorum :olamaz:. Çok tembel oldum ben,kendime yakıştıramıyorum bu durumu.

Bana da bir el atıverin:dua:. Tecrübelerinize bilgilerinize ihtiyacım var. Enerjinize de hayran ar"kaldım :KK66:
Doğru yerdesiniz:KK52:
Sade yaşamın ana kitabı Marie Kondo'nun Derle Topla Rahatla kitabı.
Ayrıca Ege Erim ve Begüm Başoğlu'nun Sade adlı kitabını tavsiye ederim.
Bunları okuyup sıra ile önerileri uyguladığımda ciddi sonuçlar aldım ben.
Yorgunluk için öncelikle kan değerlerinize ve D vitamini düzeyinize baktırmanızı öneririm. Eğer fizyolojik birşey yoksa aklındakileri yapmamanın verdiği bir sıkıntı ve yorgunluk halidir büyük ihtimalle. Harekete geçince o da geçecektir. Çok sevdiğim bir söz vardır"Evren hareketi alkışlar"
 
X