Popüler Konu Verimli Rutin

Masal Anlatıcılığı Eğitimi

Kızım hikaye kitapları kadar masalları da sever. Benim ona masal anlatmamı istiyor. Masal uydurma ve anlatma konusunda çok yetenekli sayılmam. Masal anlatılarak büyüyen bir çocuk değilim. Bu nedenle hayal gücümün de sınırlı kaldığını düşünüyorum. Ananem sobanın başında çocuklarını toplayıp, masallar anlatırmış. Bu bir zincir aslında. Ananem de bu masalları kendi annesinden veya ananesinden öğrenip çocuklarına aktarmış. Yüzlerce kadının emeği var bu masallarda. Ancak benim annem büyük bir ihtimal bu zinciri devam ettirmeyi anlamsız bulmuş ve zincir kopmuş. Benim niyetim bu zinciri tekrar kurmak, öncelikle çocuklarını masallarla büyüten bir anne sonrasında da anane olabilmek. Bu nedenle bu konuda kendimi geliştirmeye karar verdim.

Nurten Ceceli’nin “Masal Anlatıcılığı Eğitimi'ne katıldım. Eğitim bir gün sürdü ve benim için çok faydalı olduğunu söyleyebilirim.

Ne öğrendim?

  1. Masallarda mutlaka adalet olmalı ve kötünün cezalandırılması gerekiyormuş ki, çocuk ileride içinden kötü birşey yapmak geldiğinde sonuçlarını düşünerek kendini bu davranıştan uzak tutabilsin.

  2. Çocuğun masalı içselleştirebilmesi için yer ve zamanın belirsiz olması gerekiyormuş. “Uzak diyarların birinde, bir zamanlar bir ... yaşarmış gibi.

  3. Batı masallarında kurtarıcı her zaman 3. Bir kişi olduğu için (bu ayrıntıyı daha önce fark etmemiştim), insanların büyüdüklerinde hep bir kurtarıcı beklediği bu nedenle bu masalları anlatırken sonunu değiştirmemiz gerektiği söylendi. Mesela Kırmızı Başlıklı Kız masalında, Kırmızı Başlıklı Kız ormanda giderken yolda bir kuş tüyü buluyor ve cebine atıyor. Kurt kendisini ve büyük annesini yediğinde, kurdun karnının içindeyken bu kuş tüyü aklına geliyor ve kurdu gıdıklamaya başlıyor. Kurtta gülerken kırmızı başlıklı kızı ve büyük anneyi yanlışla tükürüyor gibi

  4. Masal dünyasına girmek ve çıkmak için bir takım ritüellere ihtiyaç var. Çocuğun masal ve gerçek dünya arasındaki farkı anlayabilmesi için yapılabilecekler şu şekilde. Bir masal halısı veya minderi belirlenerek, ne zaman masal anlatılacaksa o zaman çıkarılabilir. Mum veya abajur yakılıp, loş bir ortam sağlanabilir.

  5. Masal’a başlarken masal dünyasının bir kapısı olsun ve anahtar ile o kapıyı açın. (Trik-trak şeklinde bir interaktif bir ritm kullanılabilir). Siz trik derken çocuk trak diyebilir. Çıkarken de geri kitleyin. Bir de masala başlamadan önce “Görünmezlik Kremi” sürüyoruz. Biz masal diyarındakileri görelim ancak onlar bizi göremesin diye. Hayali bir krem bu, ama her yerimize gerçekten sürer gibi yapıyoruz ve masal bittiğinde de mutlaka çıkarmayı unutmuyoruz.

  6. Tekrarlar (Pıt-pıt şıp-şıp) veya ritmik sayma (bir değil, iki değil tam üç tane gibi) ifadeler kullanmak önemli. Annesi bir sepet meyve getirmiş. İçinde neler olabilir mesela? Gibi sorular ile çocuğun interaktif katılımı sağlanabilir.

  7. Masal anlatırken betimleme-eylem ve duygu dengesine dikkat ediyoruz. Önce tavşanı, çocuğun 3 boyutlu olarak gözünde canlandırabileceği şekilde betimliyoruz. Tavşanın başına gelen olayları anlatırken de tavşanın duygularını da mutlaka tanımlıyoruz.

  8. Bu konu ile ilgili duayen isim “Judith Malika Liberman”. Kendisinin masal atölyeleri ve seminerleri oluyor. Sosyal medyadan takip etmenizi öneririm. Ayrıca “Ayşegül Dede” de bu konudaki uzman isimlerden biri. Her ikisinin de konuya ilişkin kitapları var. Özellikte Judith’i canlı olarak dinlemeyi çok istiyorum. Kendisinin NTV Radyo’da Masal Bu Ya diye bir programı varmış. Aynı zamanda Tedx konuşmaları varmış. İnternetten en kısa zamanda bakacağım.

  9. Masalın nasıl anlatılması gerektiği konusunda you tube’da Torun Tombalak - Nurten Ceceli Alkan” diye aratırsanız anlattığı masalları izleyebilirsiniz.
Müthiş.
 
Masal Anlatıcılığı Eğitimi

Kızım hikaye kitapları kadar masalları da sever. Benim ona masal anlatmamı istiyor. Masal uydurma ve anlatma konusunda çok yetenekli sayılmam. Masal anlatılarak büyüyen bir çocuk değilim. Bu nedenle hayal gücümün de sınırlı kaldığını düşünüyorum. Ananem sobanın başında çocuklarını toplayıp, masallar anlatırmış. Bu bir zincir aslında. Ananem de bu masalları kendi annesinden veya ananesinden öğrenip çocuklarına aktarmış. Yüzlerce kadının emeği var bu masallarda. Ancak benim annem büyük bir ihtimal bu zinciri devam ettirmeyi anlamsız bulmuş ve zincir kopmuş. Benim niyetim bu zinciri tekrar kurmak, öncelikle çocuklarını masallarla büyüten bir anne sonrasında da anane olabilmek. Bu nedenle bu konuda kendimi geliştirmeye karar verdim.

Nurten Ceceli’nin “Masal Anlatıcılığı Eğitimi'ne katıldım. Eğitim bir gün sürdü ve benim için çok faydalı olduğunu söyleyebilirim.

Ne öğrendim?

  1. Masallarda mutlaka adalet olmalı ve kötünün cezalandırılması gerekiyormuş ki, çocuk ileride içinden kötü birşey yapmak geldiğinde sonuçlarını düşünerek kendini bu davranıştan uzak tutabilsin.

  2. Çocuğun masalı içselleştirebilmesi için yer ve zamanın belirsiz olması gerekiyormuş. “Uzak diyarların birinde, bir zamanlar bir ... yaşarmış gibi.

  3. Batı masallarında kurtarıcı her zaman 3. Bir kişi olduğu için (bu ayrıntıyı daha önce fark etmemiştim), insanların büyüdüklerinde hep bir kurtarıcı beklediği bu nedenle bu masalları anlatırken sonunu değiştirmemiz gerektiği söylendi. Mesela Kırmızı Başlıklı Kız masalında, Kırmızı Başlıklı Kız ormanda giderken yolda bir kuş tüyü buluyor ve cebine atıyor. Kurt kendisini ve büyük annesini yediğinde, kurdun karnının içindeyken bu kuş tüyü aklına geliyor ve kurdu gıdıklamaya başlıyor. Kurtta gülerken kırmızı başlıklı kızı ve büyük anneyi yanlışla tükürüyor gibi

  4. Masal dünyasına girmek ve çıkmak için bir takım ritüellere ihtiyaç var. Çocuğun masal ve gerçek dünya arasındaki farkı anlayabilmesi için yapılabilecekler şu şekilde. Bir masal halısı veya minderi belirlenerek, ne zaman masal anlatılacaksa o zaman çıkarılabilir. Mum veya abajur yakılıp, loş bir ortam sağlanabilir.

  5. Masal’a başlarken masal dünyasının bir kapısı olsun ve anahtar ile o kapıyı açın. (Trik-trak şeklinde bir interaktif bir ritm kullanılabilir). Siz trik derken çocuk trak diyebilir. Çıkarken de geri kitleyin. Bir de masala başlamadan önce “Görünmezlik Kremi” sürüyoruz. Biz masal diyarındakileri görelim ancak onlar bizi göremesin diye. Hayali bir krem bu, ama her yerimize gerçekten sürer gibi yapıyoruz ve masal bittiğinde de mutlaka çıkarmayı unutmuyoruz.

  6. Tekrarlar (Pıt-pıt şıp-şıp) veya ritmik sayma (bir değil, iki değil tam üç tane gibi) ifadeler kullanmak önemli. Annesi bir sepet meyve getirmiş. İçinde neler olabilir mesela? Gibi sorular ile çocuğun interaktif katılımı sağlanabilir.

  7. Masal anlatırken betimleme-eylem ve duygu dengesine dikkat ediyoruz. Önce tavşanı, çocuğun 3 boyutlu olarak gözünde canlandırabileceği şekilde betimliyoruz. Tavşanın başına gelen olayları anlatırken de tavşanın duygularını da mutlaka tanımlıyoruz.

  8. Bu konu ile ilgili duayen isim “Judith Malika Liberman”. Kendisinin masal atölyeleri ve seminerleri oluyor. Sosyal medyadan takip etmenizi öneririm. Ayrıca “Ayşegül Dede” de bu konudaki uzman isimlerden biri. Her ikisinin de konuya ilişkin kitapları var. Özellikte Judith’i canlı olarak dinlemeyi çok istiyorum. Kendisinin NTV Radyo’da Masal Bu Ya diye bir programı varmış. Aynı zamanda Tedx konuşmaları varmış. İnternetten en kısa zamanda bakacağım.

  9. Masalın nasıl anlatılması gerektiği konusunda you tube’da Torun Tombalak - Nurten Ceceli Alkan” diye aratırsanız anlattığı masalları izleyebilirsiniz.

yaaa sen süpersin ne güzel bilgiler paylaşıyorsun bizimle hemde hiçbir çıkar gözetmeden maşallah sana
evet bizimde her akşam kitap okuma rutinimiz var ama bende masal anlatmayı pek beceremiyorum
bunun için daha çok okumam gerekiyor sanırım :)
 
Çok sıkıntı gerçekten. Allah nasip ederse 2018'de çocuk doğurup hepsinden kurtulmayı planlıyorum ben:))[/QUOT

benimde planlarım arasında ama eşim 2019 diyor bakalım kim kazanacak :) 2. ye küçülenler gidecek de 2 çocuğun eşyası etrafta olacak düşününce bile garip oldum :olamaz:
 
yaaa sen süpersin ne güzel bilgiler paylaşıyorsun bizimle hemde hiçbir çıkar gözetmeden maşallah sana
evet bizimde her akşam kitap okuma rutinimiz var ama bende masal anlatmayı pek beceremiyorum
bunun için daha çok okumam gerekiyor sanırım :)
Çok teşekkürler. Masal anlatmayı ben de çok beceremiyorum ama azmettim öğreneceğim:))
 
Son soru sürdükten sonra tekrar suyda duruluyormusunuz ? Benimde cildim kuru denemek isterim :KK200:

Sürüyoruz ve öylece kalıyor. Durulama, silme yok. Zaten öyle aşırı miktarlarda değil. Avuç içine alıp elimi biraz ovuşturup sonra vücuduma sürüyorum. İyice yedirdikten sonra kıyafetlerini giyebilirsin
 
Fiyatlar market fiyatları ile yakın. Kimyasallardan çocuğunu korumak isteyen bir Kimya Mühendisi tarafından kurulmuş bir firma. Ben diş macununu da kullanıyorum. Tavsiye ederim. Bir ara hangi ürünlerini beğendim, hangilerinden memnun kalmadım onları da yazarım:)
Çok sevinirim sağolasın.
 
Küçülen kıyafetleri saklıyor musun? Ben 2. olursa diye saklıyorum ama gittikçe daha çok yer kaplıyorlar.
Evet canım saklıyorum ama çok yer kaplıyor üstelik yıpranmamışları saklıyorum her alınanı da değil.
2. İstemiyoruz aslında ama kıyamıyorum da.
 
Canım ben bu karışımları Döndü Mens Yılmaz'ın "Ev Yapımı Güzellik" diye bir kitabından almıştım. Kendisinin Ayşe Arman ile röportajı var. Oradan kopyalıyorum.

"Çay tabağına birkaç damla limon sıkıyoruz. Üzerine bir tatlı kaşığı kadar su ekliyoruz. Pamuk yardımıyla bu suyla cildimizi siliyoruz. İşte temizleme aşaması bitti! Şimdi gelelim beslemeye: Yine çay tabağına bir çay kaşığı doğal zeytinyağı, birkaç damla limon, birkaç damla su ekliyoruz. Parmak uçlarımızla bütün yüzümüze yedirip masaj yapıyoruz. Besleme de tamam. Şimdi gelelim korumaya. İçmek için yapar gibi ıhlamur demliyoruz. Dikkat edin, kaynatmayın. Üzerine sıcak su dökün sadece. En az on dakika demlensin. Soğusun. Pamuk yardımıyla cildimize sürüyoruz. Bu da cildi sakinleştiren, alerjileri, kızarıklıkları alan, cildin nefes almasını sağlayan bir bakım. Özellikle akşam yatmadan uygularsanız cildiniz kendini yeniler..."
Bir insanın her konuda fikrinin olması ne güzel, sen çok yaşa güzel yaşa elecda elecda
 
Bende öyle yapmayı planlıyorum ama uygulayamıyorum.
Aaa bunu giydiğinde şöyle oldu bunu giydiğinde böyle derken o kalsın bu kalsın dağ gibi kıyafet.

Canan hocayı çok takip ederim. Dediklerini de uygulamaya çalışırım. Özellikle oğluma paketli katkılı hiçbir ürünü vermemeye çalışıyorum.
Gdo ne yazık ki aldı başını gitti özellikle mısırda.ihraç olan bir ürün gdo lu ise o taşıtta taşınan başka bir ürüne ve hatta ürünün alındığı yan toprağa bulaşıyormuş. Taşıyıcı olarak bile yiyoruz ne yazık ki. Bu yüzden yerli üretim tercih ediyorum ama o kadar güvensizim ki yazan menşai türkiye yazısına bile acaba mı diye düşünüyorum. Bu yıl kanada dan mercimek alındı ve ben yerli üretimi zor buldum.
Bir de takip ettiğim Ahmet Rasim Küçükusta var o da çok değerli bilgiler veren dr.
 
Bayıldım buraya emeklerinize sağlik yarin sabah ilk sayfadan baslayacagim okumaya cok sey katacak bana
 
Bende öyle yapmayı planlıyorum ama uygulayamıyorum.
Aaa bunu giydiğinde şöyle oldu bunu giydiğinde böyle derken o kalsın bu kalsın dağ gibi kıyafet.

Canan hocayı çok takip ederim. Dediklerini de uygulamaya çalışırım. Özellikle oğluma paketli katkılı hiçbir ürünü vermemeye çalışıyorum.
Gdo ne yazık ki aldı başını gitti özellikle mısırda.ihraç olan bir ürün gdo lu ise o taşıtta taşınan başka bir ürüne ve hatta ürünün alındığı yan toprağa bulaşıyormuş. Taşıyıcı olarak bile yiyoruz ne yazık ki. Bu yüzden yerli üretim tercih ediyorum ama o kadar güvensizim ki yazan menşai türkiye yazısına bile acaba mı diye düşünüyorum. Bu yıl kanada dan mercimek alındı ve ben yerli üretimi zor buldum.
Bir de takip ettiğim Ahmet Rasim Küçükusta var o da çok değerli bilgiler veren dr.
Ahmet Rasim Küçükusta'yı ben de takip ediyorum. Kesinlikle değerli bir doktor.
Ben eve paketli gıda almıyorum. Kızımın canı atıştırmalık birşeyler istediğinde önüne kuru kayısı, kuru incir, ceviz veya meyve koyuyorum. Zaten bizim akşam yemeği sonrası atıştırma alışlanlığımız yok. Yemek hazır olana kadar acıkmışsa bunlardan veriyorum.
Bakliyatı köylerden almak mantıklı. Markettekilere bulaşmamak lazım.
 
X