• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Popüler Konu Verimli Rutin

elecda elecda vestiyerde kullandığın bölmeli düzenleyici vardı resim atmıştın bulamıyorum zahmet olmazsa tekrar atar mısın?
 
Selamlar,

Bugün benim için salon ve antre düzenleme ve beyazları yıkama günü. Salonu geçen hafta detaylı düzenlediğim için bu hafta yaptığım kontrolde fazla bir şey çıkmadı. Geçen haftanın etkinliklerini ayıkladım, çiçekleri suladım.

Antre dolabında ise ne zamandır el atmak istediğim “Atkı-Bere” kutusunu düzenledim. Özellikle Ela’nın küçülen atkı, bere, eldivenleri ile bana hediye gelen fakat bir türlü kullanamadığım şalı ayırdım. Öncesi/sonrası görsellerini ekliyorum.

Antre dolabının sağ tarafındaki tekli bölümde, en üst kutuda çocuk ayakkabıları yer alıyor. Ela’nın küçülen fakat tekrar kullanılabilir durumda olan ayakkabılarını İpek için saklıyorum.

Onun altındaki rafta “Ayakkabı Bakım” kutusu yer alıyor. Ayakkabı boyaları, fırça ve süngerleri bu kutuda yer alıyor.

Bir alttaki kutu bugün düzenlediğim “Atkı-Bere” kutusu.

Onun altında eve gelir gelmez anahtar, cüzdan vs koyduğumuz, eve gelen kargo ve suyun ödemesi için belirli bir miktar nakit para cüzdanda duruyor. Bu alan evdeki tüm anahtarların bulunduğu yer aynı zamanda.

Altta ise ayakkabı rafları yer alıyor. En üstteki eşime, bir altyaki bana, onun altındaki Ela’ya ait. En alttaki raf boş duruyor, misafir gelince kullanıyoruz.

İki kapaklı bölümde ise halihazırda kullandığımız montlarımız yer alıyor. Bu bölümün en üst rafında, sezon dışı ayakkabılar var. Altta yer alan iki çekmeceden alttakinde misafir terlikleri, üsttekinde ise Ela’nın çantaları bulunuyor. Ela’nın çantalarının bulunduğu çekmecedeki büyük alan okul çantasına ait. Okuldan gelir gelmez çantasını boşaltıp buraya koyuyoruz.

Fikir vermesi açısından hepsinin fotoğrafını çektim.

Herkese verimli bir hafta dilerim:KK200:
Buldum oniii :53:
Benim vestiyere de lazım böyle bişey. Ben bi tane kutu koydum ellerine geçen herşeyi oraya atıyorlar. İki kutu koydum sonra ikisi birden doldu. Bunu rafın birine koysam diğerine ellerine geçeni koymaya ayırırım çözülür belki :53:
 
Herkese merhaba,

Çocuklarla konuştum, yemek konusunda.
Kızım haftada 2 gün jimnastik 2 gün yüzme,
oğlum haftada 3 gün yüzme yaptığından
onlara
"ya sporu bırakacasınız(çünkü kas erimesi olsun istemiyorum)
yada her sebzenın tadına bakıp,
et, süt, yoğurt yiyeceksiniz" dedim.
Tercih hakkı sundum. Sporu seçtiler: )

birkaç gündür iyi gidiyor, ben de zorlamıyorum.
Dün et haşlama yediler, oğlum çok zorlandı ama
ses etmedi. Önceki gün taze barbunya yediler.
İçindeki patatesi yemek istemediler, olur dedim.
Zorlayıp bıktırmak istemiyorum.

Dün çalışmadık, pikniğe gittik kahvaltıya, güzel geçti.
Şimdi aklımda yalnız olarak yeşillik bir alanda kafa dinleme
düşüncesi var, en kısa zamanda yapmak istiyorum.

Ramazan geldiği için heyecanlıyım nedense.
Alışveriş yapmam lazım. Evde eksik çok. Babam için iftar
vermek istiyorum bir yerde. Insallah nasip olur.
Eve de bol bol misafir almak istiyorum iftara.

Cilt bakımının ikincisinin zamanı geliyor. Işıl ışıl fresh bir cilt
nasip olsun insallah.
Kuru vücut fırçalamayı yapıyorum düzenli olarak.
Saçlarıma da düzenli olmasa da hindistan cevizi yağı sürüyorum.
Bu hafta içine birazda elma sirkesi katarak süreceğim.

Farkettim ki birileri ile gerek yüzyüze gerekse telefonda konuşurken
"sözlerini kesip araya giriyorum", bitirmelerini beklemiyorum.
Bu konuda kendimi geliştireceğim. Buna çalışacağım.

"gece" diye bir kitap okuyorum. Her kelimesi tüylerimi diken
diken yapıyor.
Yahudilerin Auscwitz kampı olaylarını yaşayan biri kaleme
almış. Henüz 16 yaşında iken bunlara şahit olmak ve o
psikolojiyi üzerinden atabilmek çok zor.

Kütüphaneye daha sık gitmeliyim, artık kitapları para ile
almak istemiyorum. Özellikle bende olmasını istediğim
kitapları alacağım sadece.

İngilizce ile ilgili çok kötü durumum. İlerlemiyor, kendime çok
kızıyorum ve çözüm bulamıyorum: (((

Sinemaya-tiyatroya gitmek istiyorum ama vakit ayıramıyorum.
Vaktimi daha verimli kullanmalıyım. Bunun üzerinde çalışacağım.

Birikim konusunda bu ay ve sonrası daha rahat bir döneme
geçeceğim. Birkaç yere borcumu kapatım-kartlar- daha çok birikim
yapmak istiyorum.

Bu yıl İtalya seyehatı düşlüyorum. Bunun için biraz € almalıyım,
kurlar da almış başını gidiyor. İnsallah nasip olur oraları görmek.

Şimdilik benden bu kadar.

Herkese selamlar...
Ben de geçen gün Berlindeki Yahudi Müzesine gittim, mimarisi toplama kampına girmişsin gibi yapılmış hala etkisi altındayım 😮😔
 
Bizim burda bazen tuhaf karşılanabiliyor.
Acaba arkadaşları arasında sorunda yaşarmı diye düşündüm.
yoksa nesneleri türkçe ve ingilizce söylüyorum.
ingilizce çizgi film açıyorum.
konuşması da yarı türkçe ingilizce.
Hiçbir şey olmaz olumsuz merak etme. İmkanınız varsa one language one parent mode en iyisi. Anne İngilizce baba Türkçe gibi.
 
Çok olmadı ama idare etsin bakalım 🙈
 

Eklentiler

  • 4302275F-0D00-411F-8B34-E7D4DF4FD9AA.jpeg
    4302275F-0D00-411F-8B34-E7D4DF4FD9AA.jpeg
    107 KB · Görüntüleme: 138
günaydın,

Herkese hayır ve bereketi ile ramazanı geçirmek nasip olsun.

İlk gün biraz zor geçer diyorlar ama mod düşürmek, çoşkusunu öldürmek yok...

buzdolabım sanırım can çekişiyor, son günleri sanki. Umarım idare eder.

Akşam iftara neler yapacaksınız, buraya da yazsak fikir olur birbirimize.
 
günaydın,

Herkese hayır ve bereketi ile ramazanı geçirmek nasip olsun.

İlk gün biraz zor geçer diyorlar ama mod düşürmek, çoşkusunu öldürmek yok...

buzdolabım sanırım can çekişiyor, son günleri sanki. Umarım idare eder.

Akşam iftara neler yapacaksınız, buraya da yazsak fikir olur birbirimize.
Aminn,inşallah.
Ben iftarda en çok tarhana çorbasını seviyorum,meşhur ev yapımı Uşak tarhanası
var evde,onu pişireceğim.
Her akşam çorba ve salata fiks bizde,
aksi takdirde sindirim sorunları yaşanıyor.
Çorbayı biraz fazla yapıyorum sahurda da içip,bitiriyoruz.
Dünden zeytinyağlı biber dolması ile trileçe tatlısı var.
Biraz da köfte kızartıp,oğluma patates püresi yaparım.
Peynir,zeytin,hurma oldu bitti.
Fazla yenmiyor zaten iftarda.
 
günaydın,

Herkese hayır ve bereketi ile ramazanı geçirmek nasip olsun.

İlk gün biraz zor geçer diyorlar ama mod düşürmek, çoşkusunu öldürmek yok...

buzdolabım sanırım can çekişiyor, son günleri sanki. Umarım idare eder.

Akşam iftara neler yapacaksınız, buraya da yazsak fikir olur birbirimize.
Merhaba,
Biz de Tarhana çorbası, kuru fasülye, pirinç pilavı, yoğurt ve salata var.
 
Selamlar,

Hayırlı bir ramazan geçirmenizi diliyorum. Ben emzirdiğim için oruç tutmuyorum. Eşim niyetli.

Bugün salon ve antre düzenleme günüm. Sabah kahvaltıdan sonra salondaki TV ünitesinin çekmecelerini ve büfeyi kontrol ettim. Kızımın biriken etkinliklerini ayıkladım. Kablolar birbirine girmiş onları düzenledim. Antre dolabında kışlık ayakkabılarımı kaldırdım.

Çok severek okuduğum, Başak BUĞDAY'ın Ihlamur Günlükleri kitabından sevdiğim cümlelerin özetini çıkardım. Paylaşıyorum. Umarım siz de beğenirsiniz.

Sevgiler:KK200:
 
IHLAMUR GÜNLÜKLERİ

  • Düşürülmüş bozuk para gibiyim bugün. Eğilip kendimi alacak halim yok.
  • Yüklemi uzağına düşmüş cümle gibiyim. Uzun ve zahmetli anlaması.
  • Belki de evden, dolaptan, çantadan evvel kafayı toplamak lazımdır. Yanlış yerden başlıyor olabilirim.
  • İncelikli bir yenilmeyi, vahşi bir zafere tercih ederim.
  • İlkokuldaydık ve “seni seviyorum” demek, sevdiğimiz çocuğun montunun yanına asabilmekti montumuzu. Ben hala montumu...
  • Kış saati uygulaması ezelden beri sevmem. Hakkım yenilmiş gibi hissediyorum. Küçükken az oyun oynuyorduk. Şimdi fazladan çalışıyormuşum gibi.
  • Kesin sonuçla yerine olasılıkları, “nokta” yerine “virgül”ü, “hayır yerine “belki”yi... Aramızda tatlı/hoş bir ihtimal olarak kalıyor olmamasını her şeyin. İşte bunu seviyorum.
  • Çırpınmanın, bir varlık gösterme biçimi olduğunu inkar edecek değilim. Yine de gözümü hareketsizliğin zarafetinden alamıyorum.
  • Kim gerçekten kazanmış ki; ben kaybetmiş olayım.
  • Babam yaşasaydı hepinizi döverdi diyen çocuklar gibiyim.
  • Ayrılmayı değil de çekip gitmeyi severim.
  • Geçmişin sahibi olabilirim. Oysa geleceğin sadece esiriyim.
  • Beni asıl üzen şey, kuşun uçup gitmesi değil de; gittiği yerde mutsuz olma ihtimali.
  • Ne zaman bir konuda çok düşünsem bilirim ki yanlıştayım. Gönül razı olmadı mı akıl karar veremiyor.
  • Üzülecek yerim kalmadı! Belki de budur, kalbin yeni bir sefere çıkarken bahanesi.
  • Taşındık! Kalbim, kalbinizden 100 metre ileriye taşınmıştır. Ama küçük adımlarla.
  • Dümdüz yolda yürürken, ayağımız bir şeye takılır hani. Dönüp ayağımızı acıtan nedir, diye bakarız önce. Bilmek acıdan daha mühimdir bazen.
  • Susuyorum, evet. Çünkü insan evvela incindiği yerden küsüyor hayata.
  • Görmemek kalbinizi kırdığında, bakmamak yerine yok olmayı mı tercih ediyorsunuz? Güzel! Sizi bir yerden tanıdığımı biliyordum.
  • “Ah!” Sadece bu! Çünkü bildiğim tüm kırgın ünlemler, kısa ve müstesna!
  • İnsanın kendine mahçup olmasından daha fena ne olabilir ki? Hiç!
  • Başına bir iş gelmesin diye kalbimizi, sakladığımız yerde unuttuk. Hasarsız ve mutsuzuz. Aferin bize!
  • İstisnasız hepimizi, her yerde misafiriz. Sanırım evvela bunu kabul etmek lazım.
  • Dersi derste öğrenmek gibi. Seveceksen vaktinde seveceksin. Sonra zor oluyor.
  • İnsan ilişkileri özetim: Dakikada 1 cümle kur. Yanlış anlaşıldı sanıp 2 saat açıklama yap. Sonraki 3 gün bu konuyu düşün!
  • Babalar “prensesim” diye sevmesin, taç almasın anneler. İnanıyoruz! İnciniyor, inceliyor, kopuyor bileklerimiz...
  • Bir şeyi bitmesinden korkacak kadar çok seviyorsanız, en iyisi başlamamak.
  • Acıyı hatırlatan elinde kalan ip midir, uçup giden balon mu*
  • Acı dünden mi kalır, yarından mı gelir?
  • Huzur, insana en çok sabretmeyi öğretiyor.
  • Hüzün saklanabilir bir şey değil. Ne renge boyarsan boya, dibi kendi rengiyle çıkıyor.
  • Vicdanın mezarı olmadığı için; her katil, cinayet işlediği yerde ölür. Geri döndüğü yalan!
  • Tesadüf diyen de var. Oysa göz, gönlün aradığına denk geliyor hep.
  • Küsmek bir vakit kazanma şeklidir.
  • Hatanın eskisine tecrübe, yenisine” ya kısmet” denir.
  • İyileşmiyor, sadece susmayı öğreniyor yara.
 
İyi Görünmek

Benim için iyi görünmek, kendi kriterlerime göre iyi görünmek anlamına geliyor. Moda diye, başkasında güzel duruyor diye aldığım ve sonra kullanmadığım tonla kıyafetten kurtulmam epey zamanımı aldı. Artık nasıl görünmek istediğimi biliyorum.

İlk kez "Sade" kitabını okurken, kendi tarzım, bana yakışan renkler gibi konulara hiç kafa yormadığımı fark ettim. Önce renk analizine gittim. Soğuk ve canlı renklerin bana yakıştığını öğrendim. Sarı içeren tüm renklerden uzak durmam gerekiyordu. Bu analiz benim çok işime yaradı. Artık mağaza gezerken gözüm direkt bana yakışan renklere odaklanıyor. Diğerlerini görmüyorum bile.

Sonraki aşama tarzımı belirlemek oldu. Öncelikle aklıma gelen sıfatları tek tek yazdım. Pinterestten kombinlere baktım. Beğendiğim kombinlerin fotoğraflarını kaydettim ve bir süre sonra hepsini açıp, bu kombinlerde neleri beğendiğimi yazdım. "Ben rahat, sade, uyumlu, üstüme tam olan kıyafetlerden hoşlanıyorum. Dikkat çeken, dekoltesi olan, eskitilmiş, pullu, zımbalı ve karışık desenli kıyafetlerin içinde kendimi iyi hissetmiyorum." Bu cümleyi kurabilmek epey vaktimi aldı:))

Ben 1.74 boyunda, 65 kilo beyaz tenli ve siyah saçlı bir kadınım. İş yerimde kıyafet konusunda kurallar yok. Dolayısıyla iş için ayrı kıyafetlere ihtiyacım yok.Tarzımı ve neyi isteyip neyi istemediği belirledikten sonra dolabımda elemelere başladım. Kendim için kıyafet bazında ayrıntıları belirledim:

Üstler: Tercihim V yeya U yaka, olmadı bisiklet yaka. Boğazlı üstlerden hoşlanmıyorum. Çok kısa veya çok uzun olmamalı. Dar ya da bol olmamalı.

Altlar: Her türlü pantolonu (boru paça,ispanyol, boyfriend vs) denedikten sonra, kesin olarak biliyorum ki ben orta/normal bel, bilekte biten ve üzerime tam oturan pantolon seviyorum. Düşük ya da yüksek bel içerisinde rahat hissetmiyorum. Aynı şekilde uzun paçalar da beni rahatsız ediyor. Yıkanmış ya da eskitilmiş pantolon sevmiyorum. Şort ve kısa etek sevmiyorum. Aynı şekilde, bütün moda bloglarında "dolabın olmazsa olmaz parçası" olarak kabul edilen kalem etek kesinlikle bana uygun değil:)

Elbise ve Tulumlar: Bu kategori, giymekten en çok hoşlandığım kıyafet grubunu oluşturuyor. Ben uzun etek ve tulum giymeyi çok seviyorum. Boyumun uzun olmasının bu konuda avantajı var.

Dış giyim:
Trençkottan hiç hoşlanmıyorum:) Belin biraz altında biten montlar tercihim. Aynı şekilde kaban da bana göre değil.

Ayakkabı: Çok mecbur kalmadıkça topuklu ayakkabı giymem:) Düz ve rahat ayakkabılardan hoşlanıyorum.

Takı: Günlük olarak, bir çift küpe, tektaş yüzük ve kolye kulanıyorum. Özel günler için inci bir takımım var. Gri bileklik ve küpeyi de arasıra kullanıyorum.

Görselleri aşağıya ekliyorum. yatağın üzerine serip fotoğrafladığım için buruşuk çıktılar biraz:)

Yaz sezonu için 3 gömlek, 3 tişört, 4 pantolon, bir tulum ve 3 elbisem var. Özel günlerde giymek için 2 kıyafetim var. Dış giyim olarak 2 montum, 2 ayakkabım ve bir çantam var. Hepsini ekliyorum.
 
İlkbahar-yaz kreasyonum:)
 

Eklentiler

  • A93C37E9-79A7-4EC0-BEEA-05DE2AC07A85.jpeg
    A93C37E9-79A7-4EC0-BEEA-05DE2AC07A85.jpeg
    109,7 KB · Görüntüleme: 309
  • 7D035997-DB62-47BC-B54A-4A630B0C8E1B.jpeg
    7D035997-DB62-47BC-B54A-4A630B0C8E1B.jpeg
    124,1 KB · Görüntüleme: 297
  • 4F8F6A79-C544-4C4E-BDDD-66F2F5C8F74D.jpeg
    4F8F6A79-C544-4C4E-BDDD-66F2F5C8F74D.jpeg
    209,8 KB · Görüntüleme: 293
  • 6CCAC975-8C22-4F67-A3C8-169999316321.jpeg
    6CCAC975-8C22-4F67-A3C8-169999316321.jpeg
    114,5 KB · Görüntüleme: 276
  • 255A1878-F111-49DD-B471-C205ACD275E8.jpeg
    255A1878-F111-49DD-B471-C205ACD275E8.jpeg
    116 KB · Görüntüleme: 275
  • F82858BE-92C2-451D-A9AB-819855E65F2B.jpeg
    F82858BE-92C2-451D-A9AB-819855E65F2B.jpeg
    233,9 KB · Görüntüleme: 275
  • D47F2890-D40B-4AE6-9C46-5201D12FB02F.jpeg
    D47F2890-D40B-4AE6-9C46-5201D12FB02F.jpeg
    158 KB · Görüntüleme: 268
  • B8495ED8-77D3-4C39-823E-45F72F603114.jpeg
    B8495ED8-77D3-4C39-823E-45F72F603114.jpeg
    152,3 KB · Görüntüleme: 264
  • FC561444-CB9D-493B-8EBD-3AC232693E0D.jpeg
    FC561444-CB9D-493B-8EBD-3AC232693E0D.jpeg
    155,4 KB · Görüntüleme: 265
  • 4A6CDA38-3D2B-4881-BB1D-C26369896BF5.jpeg
    4A6CDA38-3D2B-4881-BB1D-C26369896BF5.jpeg
    149,4 KB · Görüntüleme: 266
İyi Görünmek

Benim için iyi görünmek, kendi kriterlerime göre iyi görünmek anlamına geliyor. Moda diye, başkasında güzel duruyor diye aldığım ve sonra kullanmadığım tonla kıyafetten kurtulmam epey zamanımı aldı. Artık nasıl görünmek istediğimi biliyorum.

İlk kez "Sade" kitabını okurken, kendi tarzım, bana yakışan renkler gibi konulara hiç kafa yormadığımı fark ettim. Önce renk analizine gittim. Soğuk ve canlı renklerin bana yakıştığını öğrendim. Sarı içeren tüm renklerden uzak durmam gerekiyordu. Bu analiz benim çok işime yaradı. Artık mağaza gezerken gözüm direkt bana yakışan renklere odaklanıyor. Diğerlerini görmüyorum bile.

Sonraki aşama tarzımı belirlemek oldu. Öncelikle aklıma gelen sıfatları tek tek yazdım. Pinterestten kombinlere baktım. Beğendiğim kombinlerin fotoğraflarını kaydettim ve bir süre sonra hepsini açıp, bu kombinlerde neleri beğendiğimi yazdım. "Ben rahat, sade, uyumlu, üstüme tam olan kıyafetlerden hoşlanıyorum. Dikkat çeken, dekoltesi olan, eskitilmiş, pullu, zımbalı ve karışık desenli kıyafetlerin içinde kendimi iyi hissetmiyorum." Bu cümleyi kurabilmek epey vaktimi aldı:))

Ben 1.74 boyunda, 65 kilo beyaz tenli ve siyah saçlı bir kadınım. İş yerimde kıyafet konusunda kurallar yok. Dolayısıyla iş için ayrı kıyafetlere ihtiyacım yok.Tarzımı ve neyi isteyip neyi istemediği belirledikten sonra dolabımda elemelere başladım. Kendim için kıyafet bazında ayrıntıları belirledim:

Üstler: Tercihim V yeya U yaka, olmadı bisiklet yaka. Boğazlı üstlerden hoşlanmıyorum. Çok kısa veya çok uzun olmamalı. Dar ya da bol olmamalı.

Altlar: Her türlü pantolonu (boru paça,ispanyol, boyfriend vs) denedikten sonra, kesin olarak biliyorum ki ben orta/normal bel, bilekte biten ve üzerime tam oturan pantolon seviyorum. Düşük ya da yüksek bel içerisinde rahat hissetmiyorum. Aynı şekilde uzun paçalar da beni rahatsız ediyor. Yıkanmış ya da eskitilmiş pantolon sevmiyorum. Şort ve kısa etek sevmiyorum. Aynı şekilde, bütün moda bloglarında "dolabın olmazsa olmaz parçası" olarak kabul edilen kalem etek kesinlikle bana uygun değil:)

Elbise ve Tulumlar: Bu kategori, giymekten en çok hoşlandığım kıyafet grubunu oluşturuyor. Ben uzun etek ve tulum giymeyi çok seviyorum. Boyumun uzun olmasının bu konuda avantajı var.

Dış giyim: Trençkottan hiç hoşlanmıyorum:) Belin biraz altında biten montlar tercihim. Aynı şekilde kaban da bana göre değil.

Ayakkabı: Çok mecbur kalmadıkça topuklu ayakkabı giymem:) Düz ve rahat ayakkabılardan hoşlanıyorum.

Takı: Günlük olarak, bir çift küpe, tektaş yüzük ve kolye kulanıyorum. Özel günler için inci bir takımım var. Gri bileklik ve küpeyi de arasıra kullanıyorum.

Görselleri aşağıya ekliyorum. yatağın üzerine serip fotoğrafladığım için buruşuk çıktılar biraz:)

Yaz sezonu için 3 gömlek, 3 tişört, 4 pantolon, bir tulum ve 3 elbisem var. Özel günlerde giymek için 2 kıyafetim var. Dış giyim olarak 2 montum, 2 ayakkabım ve bir çantam var. Hepsini ekliyorum.
Giyim tarzımız çok benziyor gerçekten. Sarı kesinlikle eve katmadığım bir renk çocuklarda bile. Kalem etek ben de sevmiyorum. Çok tez canlıyım büyük adımlarla yürüyorum kalem etek aldım bir kere yürümek işkence:olamaz: uzun elbise çok severim ama şu sıralar göbeğimden dolayı hamile sanıyorlar giymiyorum :olamaz:
 
Back