- 25 Şubat 2014
- 899
- 1.705
- 133
Merhaba, elecda’ya sormuşsun, ben de yanıtlamak isterim. KıZım 6 yaşında. Yakınlarda sorduğu iki zor soru şunlardı. Allah ve yaratılış ile ilgili konuşurken babasına “iyi de babacığım Allah bizi neden yaratmış ki, bizimle oyun mu oynamak istemiş?” dedi. Bu sanırım insan oğlunun en temel sorusudur. Babası elinden geldiğince ortak inançlarımız doğrultusunda kısa ve net bir açıklama yaptı. Neden böyle dedin, Allah hakkında bu şekilde konuşamazsın demedi. Bana da “anne fıstığımı (vulvamı) elleyebilir miyim, anneannem elleme dedi.” dedi. Ben de “tabii ki dokunabilirsin orası da senin vücudunun bir parçası ama tabii sürekli dokunma” dedim. “Neden sürekli dokunmayayım ki” dedi. Sanırım cinsel hazzı keşfetmiş ve bence bu yüzden soruyor. Haz almasının kötü bişey olarak algılamasını istemedim, ama bu yaşlarda alışkanlık haline gelebilecek çocuk masturbasyonunun da önüne geçmek gerektiğinden ben de “nasıl ki ağzımıza, burnumuza, kulağımıza sürekli dokunmuyoruz oraya da sürekli dokunmak normal olmaz değil mi kızım” dedim. Hak verdi bana.Son 3 sayfam kaldı, buraya kadar merak ettiğim bir şey hakkında yazınıza denk gelmedim. Sormak istiyorum.
Ela'nin sorduğu zor sorular ıllaki olmuştur. Bazı sorularda ağzımız açık kalir. Bu gibi sorulari oldu mu? Neler oldu ve ne cevaplar verdiniz?
Kızım 4 aylık, en çok merak ettiğim kısım bu
Şimdiden teşekkür ederim
Merhaba,
Eşiniz büyük fedakarlık göstermiş ameliyat riskini alarak ,dilerim sorunsuz mutlu bir süreç olur her ikiniz için de.
Ayşegül Çoruhlu'nun sosyal medyadan da dünya gündemini takip eden konusunda uzman ve sürekli araştıran bir doktor olduğundan düzenli takipçisiyim ve tüm kitaplarını da okudum ama kendimce beslenmedeki sürecin ve neyin neden olduğuna dair sorularıma detaylı cevap bulduğum en faydalı ve muadilinin olmadığını düşündüğüm kitabı son kitabı ,''Sirkadiyen Beslenme''kitabı oldu.
Çünkü yalnızca biyolojik iç saate göre beslenmeyi anlatan bir kitap değil,beslenmeye dair tüm süreci anlaşılır bir dille hücresel bazda anlatan bir kitap.İlginizi çeker belki diye yazmak istedim.
Mutlu haftasonları
Sen hayallerdeki hapla beslenme olayını bulmuşsun sanki :)Merhaba,
Hepimiz birbirimizden öğreniyoruz,benim tavsiye verecek bir yetkinliğim yok sadece kendi bedenimden deneyimimden yola çıkarak çok araştırarak ürün kullanıp beslendiğimden belki faydam dokunur dedim hepsi bu, teşekkür ederim.
Çok KISA yazdım aşağıya
Bir günüm beslenme ve takviye anlamında şöyle geçiyor;
(Markalar ürün içeriği ve mümkün mertebe katkısız olmaları nedeniyle seçtiğim markalar onları özelden paylaşırım isterseniz çünkü yasak diye hatırlıyorum forum kurallarında :)
Yalnız şunu yazacağım insanlık namına :))yüksek fiyatlardan dolayı alternatif olarak vefa grubu hepsinin muadilini çıkardı çok uygun fiyatlara incelemedim ama sanırım onlara geçeceğim.
Sabah
Zerdeçal hin.cev.yağı ve çok az ing.karbonatından hazırladığım diş macunu ile ağız temizliği
*soğuk sıkım zyağı yaklaşık 1 ymk kaşığı(şişeden diktiğim için miktar yok :))
*1 çay kaşığı organik hindistan cev yağı
*1 su bardağı ılık suya org elma sirkesi 1 ymk kaşığı
*1tatlı kaşığı zerdeçal zencefil karabiber zeytinyağı karışımı
*6 adet spirulina
(bu bir yosun çeşidi günde 6-12 tablet arası alınabiliyor vücudu toksinlerden ağır metallerden arındırıyor,aynı zamanda protein de barındırıyor bu yosunun doğal içeriği ,yani hayvansal ürün kullanmayanlar için de faydalı,kullandığım ürün yerli değil pasifik okyanusundan hiçbir ısıl işlem görmeden gelen tablet derken sadece yosunun sıkıştırılmış hali bir katkı maddesi olmayan Türkiye pazarında satılan bir ürün)
*D3 1000 IU Damla
(Z.Yağı içinde,FDA onaylı,BHA,gluten,koruyucu,tatlandırıcı,şeker,renklendirici ve kimyasal katkı içermiyor)
*DK2 (1 adet)
(OMEGA3,VİT D VE MK-7 içeren Trigliserid formda,İFOS onaylı)
*Omega 3 (2 adet)
(Astaksantin ektresi de içeriyor,trigliserid formda,İFOS onaylı, EPA 680 DHA 470)
*B12
(Metilkobalamin formda,ağızda dağılan tablet)
*Q10
(omega3 ve Ubiquinol içerikli)
içine 1 kaşık org hin cev yağı katılmış org filtre kahve 1 fincan
Gün içinde 1 çay kaşığı ingiliz karbonatı veya limon sıkılmış sudan 2-3 lt arası
Türk kahvesi içeceksem ö. önce içiyorum.
Kahvaltı ve Öğle yemeği yemiyorum.(Herkesin fikrine saygı duyarım benim doğrum böyle :))
Saat 15.30 ile 16.00 arası:
*Sabah içtiğim zerdeçallı karışımdan üzerine dökülmüş 1 avokado(şekersiz ve yüksek oranda protein,yağ içeriyor)
(çekirdeklerini de suda filizlendiriyorum toprağa ekeceğim)
*1 küçük kase taze yaban mersini yoksa organik ybn mersini suyu (şekersiz ,diğerleri şekerli olduğu için bu iki meyve dışında meyve tüketmiyorum en zorunlu alternatif yeşil elma)
*yiyeceklerle beraber ayda 1 hafta uyguladığım 10 milyar farklı bakteri içeren probiyotik takviyesi(gluten,şeker vs içermiyor)
*yeşiller(ıspanak-pazı-brüksel lah-enginar-bamya-kabak çiğ veya buharda)
*sarımsak turşusu(24 ay karanlıkta himalaya tuzu ve org sirkede bekletilmiş siyahlaşmışı en faydalısı)
*sınırsız yeşil ve siyah zeytin
*en son Magnezyum (demir çinko magnezyum 3 ünden birini alacaksam aynı gün hepsini almıyorum-demirin yükseği tehlikeli tahlilsiz düzenli kullanmamak ve demiri mutlaka c vitamini ile almak lazım-mış :))
Akşam
Kekik çayı
BİTTİOkuma sabrını gösterenlere teşekkür ederim.
elecda konuya pek yazamıyorum ama takipteyim her daim, bir konuda senden destek almam lazım, misafir agırlayacagım zaman
elecda konuya pek yazamıyorum ama takipteyim her daim, bir konuda senden destek almam lazım, misafir agırlayacagım zaman günler öncesinden çok geriliyorum, temizlikdi hazırlıkdı falan, kendimi strese sokuyorum...Bununla ilgili zihnimi rahatlatmak için ne önerirsin.? Basit belki ama her misafir agırlayışımda bu sefer stres yapmayacagım dememe ragmen, bu düşüncem devam ediyor..
Misafir gelecegi zaman bende cok geriliyorum. Cok zor fark ettim ve kabul etmekte zorlandim. Herkesin onerilerini merakla bekliyorum.
Bence her Türk kadını misafir konusunda gerilir. Biz küçükken annelerimiz için misafir çok önemliydi. Çoğumuz annemizin misafire yaklaşımının aynısını sergiliyoruz. Bence önce bunu kabul etmek lazım. “Ben bu konuda geriliyorum çünkü annemden böyle gördüm ve böyle yetiştim.” Bu şekilde bir kabul, sorunun bizim kişiliğimizden değil, yetiştirilme tarzımızdan kaynaklandığının da kendi içimizde kabulüdür aslında. Sonrada kendimi bu konuda nasıl rahatlatabilirim konusunu çözmek lazım.Bende öyleyim temizlik ikram her sey hem gözümde büyüyor hem de sikintilaniyorun
Calistigim icin yük gibi geliyor..ama böyle olmamalı bence
Ben en çok ölüm ile ilgili sorularda zorlanıyorum. Benim annem ve babam vefat ettiği için kızım çok soruyor. Soruları yazayım:)Son 3 sayfam kaldı, buraya kadar merak ettiğim bir şey hakkında yazınıza denk gelmedim. Sormak istiyorum.
Ela'nin sorduğu zor sorular ıllaki olmuştur. Bazı sorularda ağzımız açık kalir. Bu gibi sorulari oldu mu? Neler oldu ve ne cevaplar verdiniz?
Kızım 4 aylık, en çok merak ettiğim kısım bu
Şimdiden teşekkür ederim
Misafir gelecegi zaman bende cok geriliyorum. Cok zor fark ettim ve kabul etmekte zorlandim. Herkesin onerilerini merakla bekliyorum.
Bende öyleyim temizlik ikram her sey hem gözümde büyüyor hem de sikintilaniyorun
Calistigim icin yük gibi geliyor..ama böyle olmamalı bence
Ben evde vakit geçirmeyi seviyorum. Misafir de severim ama misafir için kendimi paralamıyorum. Zaten çocuklu aileler geliyor genellikle. Hep beraber yiyor ve beraber topluyoruz. Herkes çayı bitince kendi dolduruyor.Bu arada 'misafir' demişken geçen işyerinde, şimdi herkes dışarda buluşuyor, zaten evler küçücük, kimse zahmete girmiyor, nasıl misafir ağırlanır unuttuk, elimiz ayağımıza dolaşıyor şeklinde bir sohbet geçmişti.
Aklıma gelmişken yazmak istedim.
Sanırım hazıra fazlasıyla alıştık.
Gününüz güzel geçsin
verimli rutinleriniz bol olsun
Bilmiyorum demek önemli gerçekten. Çocuklar bizim de herşeyi bilmediğimizi anlayabilirler bence. Konunun üstünü kapatmaya çalışmaktansa “bilmiyorum, öğrenirsem sana anlatırım.” demek daha tatmin edici.Ben en çok ölüm ile ilgili sorularda zorlanıyorum. Benim annem ve babam vefat ettiği için kızım çok soruyor. Soruları yazayım:)
Niye öldüler?
Hani doktorlar hastalıkları iyileştiriyordu?
Hasta olunca ben de mi öleceğim?
Sen ne zaman öleceksin?
Ölünce nereye gidiliyor?
En son Ben de daha hiç ölmedim o yüzden bilmiyorum ne olacağını dedim:)
Oncelikle cevaplarınız ve güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim.Merhaba, elecda’ya sormuşsun, ben de yanıtlamak isterim. KıZım 6 yaşında. Yakınlarda sorduğu iki zor soru şunlardı. Allah ve yaratılış ile ilgili konuşurken babasına “iyi de babacığım Allah bizi neden yaratmış ki, bizimle oyun mu oynamak istemiş?” dedi. Bu sanırım insan oğlunun en temel sorusudur. Babası elinden geldiğince ortak inançlarımız doğrultusunda kısa ve net bir açıklama yaptı. Neden böyle dedin, Allah hakkında bu şekilde konuşamazsın demedi. Bana da “anne fıstığımı (vulvamı) elleyebilir miyim, anneannem elleme dedi.” dedi. Ben de “tabii ki dokunabilirsin orası da senin vücudunun bir parçası ama tabii sürekli dokunma” dedim. “Neden sürekli dokunmayayım ki” dedi. Sanırım cinsel hazzı keşfetmiş ve bence bu yüzden soruyor. Haz almasının kötü bişey olarak algılamasını istemedim, ama bu yaşlarda alışkanlık haline gelebilecek çocuk masturbasyonunun da önüne geçmek gerektiğinden ben de “nasıl ki ağzımıza, burnumuza, kulağımıza sürekli dokunmuyoruz oraya da sürekli dokunmak normal olmaz değil mi kızım” dedim. Hak verdi bana.
Çok çeşitli sorular gelebiliyor çocuklardan bence verilecek cevap kadar soruyu cevaplayanın tepkisi çok önemli. Çocuğu sorduğu sorudan dolayı asla yargılamamalı, kendini kötü hissettirmemeli, soru sorma şevkini kırmamalıyız.
Bir de açıklayamayacağım bir soru sorarsa “şimdi açıklayamam, büyüyünce anlatırım”, cevabını bilmediğim bir soru olursa “bunu bilmiyorum kızım” diyorum.
Genel olarak cevaplarımdan tatmin oluyor. Ve soru sormaktan çekinmiyor. Sanırım doğru yoldayım.
Bu uzun ve keyifli yolda bol şanslar diliyorum. Keyifle yaşadığın bir anne-çocuk serüvenin olsun. Gerisi kendi kendine halloluyor inan.
Gün tarzı bence de en zoru. Şu an katıldığım bir tane gün var. Kızımın kreşten arkadaşlarının anneleri ile yapıyoruz. Herkes bir çeşit yapıp getiriyor. Bulaşığı da eve dağılan oyuncakları da hep beraber hallediyoruz. Keyifli oluyor. Öbür türlü ev sahibine eziyet gerçekten.Ben kendimce şöyle yapıyorum. Misafiri ya kahvaltıya ya akşam yemeğine çağırıyorum. Gün tarzı bir misafir ağırlamışlığım yok. Bana çok zor gelir sanırım çeşit çeşit ikram hazırlamak. Çaya geleceklere iki çeşit hazırlıyorum. Muhallebi ve börek. Çayın yanında kuru meyve ve kuruyemiş. Benim için misafir ağırlamak keyif demek. Sanırım keyif almadığım hiç bir ortamda bulunmamayı başarıyorum. O yüzden ancak samimi olduğum insanlar geliyor evime.
Misafir gelmeden önce kahvaltı veya yemek için bir menü yazıyorum. Tarif defterimde bir kaç liste var, önceki menülerimi yazdığım onlara bakıyorum bazen. Bi kaç gün önceden malzemeleri evde hazır bulunduruyorum. Ve listenin dışına çıkmamaya ekstra bir şeyler eklememeye gayret gösteriyorum. Çeşitin bol olmadındansa menünün uyumlu, çeşitlerin lezzetli ve yeterli olması daha önemli benim için. Misafir geldiğinde her şey hazır olmalı mantığı var maalesef ben de o kısımda geriliyorum. Kahvaltıya gelenler kalabalıksa geceden sofrayı kurup, herşeyi dilimleyip buzdolabına öyle koyuyorum. Nette bir yazı okumuştum. Sanırım ondan sonra ben daha az gerilmeyi öğrendim . Yazıyı bulamadım
Cevabınıza bayıldımBen en çok ölüm ile ilgili sorularda zorlanıyorum. Benim annem ve babam vefat ettiği için kızım çok soruyor. Soruları yazayım:)
Niye öldüler?
Hani doktorlar hastalıkları iyileştiriyordu?
Hasta olunca ben de mi öleceğim?
Sen ne zaman öleceksin?
Ölünce nereye gidiliyor?
En son Ben de daha hiç ölmedim o yüzden bilmiyorum ne olacağını dedim:)
Ben de çok bilmiyorum diyorum, çünkü bilmiyorum:) Bazen de bunu bir araştırıp öğrenelim diyorum. Cevabı beraber öğreniyoruz.Bilmiyorum demek önemli gerçekten. Çocuklar bizim de herşeyi bilmediğimizi anlayabilirler bence. Konunun üstünü kapatmaya çalışmaktansa “bilmiyorum, öğrenirsem sana anlatırım.” demek daha tatmin edici.
Aslında hayatın her alanında böyle. Özellikle ölüm sonrasında şöyle olacak böyle olacak diye anlatılanların çoğu bende karşılık bulmuyor. Ölüm sonrası hayata inanıyorum ama ne olacağını, nasıl olacağını en iyi Allah bilir biz bilmiyoruz diyorum ben.
ölüm ile ilgili ben de pedagogların bi takım yazılarını makelelerini okumuştum .Ben de çok bilmiyorum diyorum, çünkü bilmiyorum:) Bazen de bunu bir araştırıp öğrenelim diyorum. Cevabı beraber öğreniyoruz.
Allah’ı niye göremiyoruz sorusuna bir yerde okuyup beğendiğim bir cevabı verdim ben. “Bir resime bakınca onu bir ressamın yaptığını biliyoruz ama ressamı göremiyoruz. Aynı şekilde dünyaya bakınca da Allah tarafından yaratıldığını biliyoruz ama onu göremiyoruz” demiştim.
Doğumla alakalı da kızım bir sürü soru sordu tabi. Hamileliğimi gördüğü için epey merak uyandırdı. Bu konuyu cevaplarken okulun pedagogundan yardım aldım ben. Bebek nasıl doğar sorusuna “Bebek, annenin bacakları arasından, doktor tarafından çıkartılır” cevabını verdim.Cevabınıza bayıldım
Korktuğum soru tipleri bunlar.
Ölüm ve doğum
petunya_love Aynen, benimde yaninda rahat oldugum misafirler var. Onlari misafir olarak gormuyorum zaten. Beni geren kisilerle de artik misafircilik oynamiyorum . Biraz asosyal oldum ama obur turlu de cok geriliyordum. Boyle kafam daha rahat.
Çok soru soruyorum kusuruma bakmayınDoğumla alakalı da kızım bir sürü soru sordu tabi. Hamileliğimi gördüğü için epey merak uyandırdı. Bu konuyu cevaplarken okulun pedagogundan yardım aldım ben. Bebek nasıl doğar sorusuna “Bebek, annenin bacakları arasından, doktor tarafından çıkartılır” cevabını verdim.
çocuk nasıl olur sorusu için yoğun araştırmalarım sonucu ( annenin yumurtası babanın spermi ) diye söylemek gerektiğini okumuştum . 5-6 yaşlarında soruyu sık sormaya ve cevap vermem konusunda ısrar etti. sıkıştırıyordu artık .Bütün mesajları bitirdimsevineceğimi düşünürken üzülüyorum. Cu
Çok soru soruyorum kusuruma bakmayınama cevabınıza karşılık daha çok soru sordu mu? Yani nasıl çıkıyor, çok acıdı mı falan gibi. Neler dusunebildiklerini bilmiyorum o yüzden sorum saçma olmuş olabilir
Ileride çocuk doğurma durumuna karşı tepkili olur diye korkuyorum
Çok ilginççocuk nasıl olur sorusu için yoğun araştırmalarım sonucu ( annenin yumurtası babanın spermi ) diye söylemek gerektiğini okumuştum . 5-6 yaşlarında soruyu sık sormaya ve cevap vermem konusunda ısrar etti. sıkıştırıyordu artık .
okumadığım pedagog yayını kalmamıştı sanıyorum . ama yeterli cevap bulamıyordum .
en son okuduğum yayında aklıma yattı . ve onu uyguladım .
annenin yumurtası , babanın spermi , demek yeterli geldi
daha fazla ayrıntı vermeyin ve bu kadar olduğunu söyleyin diyordu makalede.
ve soru da sormayı bıraktı böyle söyleyince. garip şekilde yeterli geldi .
böyle şeyler sorduklarında , evet biraz acıdı ama sonra geçti diyorum .Bütün mesajları bitirdimsevineceğimi düşünürken üzülüyorum. Cu
Çok soru soruyorum kusuruma bakmayınama cevabınıza karşılık daha çok soru sordu mu? Yani nasıl çıkıyor, çok acıdı mı falan gibi. Neler dusunebildiklerini bilmiyorum o yüzden sorum saçma olmuş olabilir
Ileride çocuk doğurma durumuna karşı tepkili olur diye korkuyorum
Aslında bu konuda doğru fakat detay içermeyen ve yeni sorular doğurmasına sebep vermeyen bir cevap vermek gerekiyor. Benim kızım bu cevabı verdikten sonra ilave soru sormadı. Bebek nasıl olur sorusuna da @demirleke nin verdiği cevabın aynısını vermiştim. Pedegoglar bu soruların bu şekilde cevaplanmasını uygun görüyor. Sizin bu soruları cevaplarken mümkün olduğunca sakin ve tepkisiz kalmanız önemli. Duygu durumu değişikliğini çocuklar hemen fark edip, yeni sorular sormaya başlayabiliyorlar.Bütün mesajları bitirdimsevineceğimi düşünürken üzülüyorum. Cu
Çok soru soruyorum kusuruma bakmayınama cevabınıza karşılık daha çok soru sordu mu? Yani nasıl çıkıyor, çok acıdı mı falan gibi. Neler dusunebildiklerini bilmiyorum o yüzden sorum saçma olmuş olabilir
Ileride çocuk doğurma durumuna karşı tepkili olur diye korkuyorum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?