• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Popüler Konu Verimli Rutin

Selamlar.

Sormak istediğim; Özellikle adet dönemlerimde yoğun migren ağrısı çekiyorum.
Neler önerirsiniz?

Bu sıralar yoğun geçiyor günlerim, kızım sağolsun kendini 23 nisandaki her gösteriye ekletmiş: )
Hem sınıf gösterisinde hem koroda hem de jimnastik grubundaki gösterisinde. Hepsinin kıyafetleri de ayrı olunca bana
iş çıkıyor. Sosyal olması hoşuma gitse de bir yere girseydi iyiydi: )

Dün evdeydim, işe gelmedim ama anladım ki ben ev hanımı olsam tembel birşey olup çıkarım sanırım: ( Dün hiçbirşey yapmadan koca günü bitirdim.
Çalışmak bana düzen ve disiplin sağlıyor sanırım.
Aynı durumdayız migren hususunda.
Kesin bir çare bulamamakla birlikte demir ve B12 seviyem yüksekse ağrının dozu daha az şiddetli oluyor.
Bol su içmek de iyi geliyor.
 
Merhaba,
Tesadüfen gördüğüm bu başlığa yapışıp kaldım 💚 En faydalı konulardan biri olmuş.

2017 de açılmış kesin bırakmıştır konu sahibi deyip en son sayfaya geldim ki elecda elecda nın istikrarı beni utandırdı 🍀
@willedwoman ın yatırım konusundaki kararsızlığı üzerine yazmak istedim.
Yatırımın hangi vadede hangi acil ihtiyaçlar doğrultusunda ne kadar bekletilebileceği gibi kişisel detaylar içerse de araştırdığım kadarıyla tavsiye edilen şunlar;
5 parçaya bölünüp 5/2 nin yani 2 parçanın daima eli rahatlatmak için (alım-satımlardaki pozisyonlar açısından)Tl de bırakılması
Kalan 5/3 ün ise farklı enstrümanlara yatırım yapılması
Yani 1 parça usd 1 parça euro 1 parça sterlin ya da altın gibi

Bunların alım zamanlarını (yüksekten almamak için)seçerken ise pariteyi (euro/usd ) baz alabilirsiniz(düşükse usd alınabilir tl ile yüksekse euro alınabilir gibi)
ve devamında da parite takibiyle hiç tl ye girmeden usd ile euro arasında dönüştürerek elinizdeki enstrümanı artırabilirsiniz
Parite düşük ise örn 1,13 ve altı usd yi euro ya çevirip
Parite yükseldiğinde örn 1’i,60 ve üzeri euro yu usd ye çevirdiğinizde aradaki fark sizin elinizdeki usd nizi de artırmış olur.
(Parite makaslarına göre bankalar farklılık gösterir bankanızı iyi seçmelisiniz)
İster uzun ister orta vade isterseniz al-sat çı olun daima piyasayı takip edeceğiniz bir siteye hergün göz atmanız da faydalı olacaktır.

Keyifle , sağlıkla yatırımlarımızı kullandığımız aydınlık günler olsun hepimize,
Sevgiler
Hoş geldiniz :KK50:
 
ne güzel örnek..
Olaylara ılımlı ve pozitif yaklaşımınız sanırım o olayı çözülebilir hale getiriyor.
Ben olsam kızımı bırakamıyorum diyerek izin kullanır işe gitmezdim sanırım.
İşyerimin müsait olması da büyük etken tabi. Bu konuda kendimi şanslı hissediyorum.
 
Selamlar

Sabah regl oldum ben de. Dün gece bel ve sırt ağrım başladı. Sabah 07:15 gibi kalktım. Nefes egzersizi yaptım. Kendimi kahvaltı hazırlayacak kadar iyi hissetmiyordum. Bu yüzden Ela’ya muz ve süt verdim. Eşime de iş yerinde simit ye dedim:)) Abla gelince de hemen yattım. Saat 10:30 gibi geri uyanıp kahvaltımı yaptım. Bugün spor ve yürüyüş iptal tabi. Ben de bugün kendimi rahat bırakmaya karar verdim ve izlemeyi düşündüğüm bir belgeseli seyrettim.

Eşimle netflix bağlandığından beri fırsat buldukça La casa de papel dizisini seyretmeye çalışıyoruz. Geçen seyrettiğimiz bölümde hamile bir kadın bir adama “ Ebeveynlik nasıl bir duygu?” diye sordu. Adamın verdiği uzun cevabın içindeki bir cümleden etkilendim. “Çocuğunun sadece normal olmasını istiyorsun” dedi. Ben de tam olarak öyle olmasını istediğimi düşündüm ve normal olmayan çocukların ebeveynlerinin neler yaşadığı ile ilgili ufak tefek okuma ve izlemeler yapmaya başladım.

“Benim çocuğum” belgeseli ile bugün yolumuz kesişti. Cinsel yönelimi veya cinsel kimliği farklı olan çocukların ebeveynlerinin neler yaşadığı ile ilgili güzel ve etkileyici bir belgesel olmuş. İzlemenizi tavsiye ederim.
 
Selamlar.

Sormak istediğim; Özellikle adet dönemlerimde yoğun migren ağrısı çekiyorum.
Neler önerirsiniz?

Bu sıralar yoğun geçiyor günlerim, kızım sağolsun kendini 23 nisandaki her gösteriye ekletmiş: )
Hem sınıf gösterisinde hem koroda hem de jimnastik grubundaki gösterisinde. Hepsinin kıyafetleri de ayrı olunca bana
iş çıkıyor. Sosyal olması hoşuma gitse de bir yere girseydi iyiydi: )

Dün evdeydim, işe gelmedim ama anladım ki ben ev hanımı olsam tembel birşey olup çıkarım sanırım: ( Dün hiçbirşey yapmadan koca günü bitirdim.
Çalışmak bana düzen ve disiplin sağlıyor sanırım.
Merhaba binhüzünlühaz... Alexander Mauskas’ın yazdığı Migren isimli kitapta. Adet dönemi migreninin östrojen-progesteron hormonu miktarının değişmesinden kaynaklandığını anlatmış. Vücutta bu dönemde bulunan östrojen artışının migreni tetiklediği düşünülüyor. Östrojen fazla olunca kandaki magnezyum ve progesteron seviyesi düşüyormuş.
Önerisi ise şu; PMS dönemindeki sıkıntıların azalması için magnezyum desteği kullanılmalı, adet döneminde (doktora danışılarak) ağızdan veya vajinal progesteron hapı kullanmayı öneriyor. Böylece vucuttaki östrojen fazlalığı dengelenebiliyormuş.
 
Merhaba binhüzünlühaz... Alexander Mauskas’ın yazdığı Migren isimli kitapta. Adet dönemi migreninin östrojen-progesteron hormonu miktarının değişmesinden kaynaklandığını anlatmış. Vücutta bu dönemde bulunan östrojen artışının migreni tetiklediği düşünülüyor. Östrojen fazla olunca kandaki magnezyum ve progesteron seviyesi düşüyormuş.
Önerisi ise şu; PMS dönemindeki sıkıntıların azalması için magnezyum desteği kullanılmalı, adet döneminde (doktora danışılarak) ağızdan veya vajinal progesteron hapı kullanmayı öneriyor. Böylece vucuttaki östrojen fazlalığı dengelenebiliyormuş.


Teşekkürler,

Magnezyum desteğine sanırım ihtiyacım var. Kramp da giriyor çok nadir olsa da.


****
Hafta sonu cilt bakımına gideceğim, fresh temiz bir cilt istiyorum. Yüz yıkama jeli ile olacak gibi değil sanırım. Bakalım neler diyecek, fazla siyah nokta özellikle burun çevrem de var. Umarım temizlenip sıkılaşır oralar.

REformer dan çok memnunum. Sabah kalkarken ağrılarım azaldı ama hala istediğim seviyede esnek değilim: ( Zamanla olacağına inanıyorum.

Bu sıralar telefon ile bağım arttı, youtube dan ingilizce videolar izliyorum. Genelde day routine leri çeken vloglara bakıyorum. Faydası oluyor ama telefon elimde olunca bir huzursuz oluyorum, buna çözüm bulmam lazım.
 
DÖRT ANLAŞMA
1-Kullandığın Sözcükleri Özenle Seç: Söz kendini ifade etme ve iletişim kurma gücüdür. Sözle düşünürüz. Düşünmekte kullandığınız sözlerle yaşamınızdaki olayları yaratırsınız. Kendinize söylediğiniz sözlerle inançlarınızı yaratır, inançlarınız doğrultusunda hareket ederek onları doğrularsınız. Mesela kendinin beceriksiz olduğunu düşünen bir insan, buna inanır ve bir süre sonra yaptığı hareketler beceriksizce olur ve nihayetinde o insan beceriksiz olur.
Kelimeleri özenle seçmek önemlidir ancak onları söyleme biçimimiz de en az o kadar önemlidir.
Sözlerimizi yönlendiren başlangıçtaki niyetimizdir. Sözlerimiz niyetiyle ve ifade biçimiyle can yakmamalı, zarar vermemeli ve yaralamamalıdır. Sözlerimiz samimi ve saygılı kısaca günahsız olmalıdır.
Çoğu zaman kişisel ve subjektif olanı, objektif ve evrensel olarak değerlendirme eğilimindeyiz. Oysa gerçekte kimse haklı ya da haksız değildir.
Biri size bir başkası hakkında bir şey anlattığında Sokrates gibi şu 3 soruyu sorun:
  • Doğru mu? Doğruluğundan emin miyiz? Kanıt var mı? Kendi gözlerimizle gördük mü?
  • Bilinmesi Gerekli mi? Bunu bilmek bana ya da hakkında konuştuğumuz kişiye fayda sağlıyor mu?
  • İyi niyetli mi? Bunu bilmek o kişi hakkında iyi bir intiba yaratıyor mu?

Eğer cevaplar olumsuz ise şu iki soruyu ilave edin:
  • Bu birinin kalbini kırabilir mi?
  • Bu kimseye zarar verebilir mi?
Eğer bu son iki sorunun cevabı evet ise o konuşmadan kaçın veya sessiz kalın. Dedikoduyu yapan kişiye de “Bunu duymak istemiyorum. Bana bunu neden anlattığını söyleye bilir misin?

2-Hiçbir Şeyi Kişisel Algılama:
Kişisel algılamak ancak söylenen şeye katılmakla mümkündür.Karşınızdaki kişi iyi bir şey de söylese kötü bir şey de, söylediklerinin beni etkilememesi gerekir. Çünkü ben ne olduğumu biliyorum. Kabul görmek, onaylanmak gibi bir ihtiyacım yok. Birinin bana kim ve ne olduğumu söylemesine ihtiyaç duymuyorum.
Ancak biri sizi bir hatanızdan / eksiğinizden dolayı kınadığında o kişiye hatanızın ne olduğunu sorun, gerçekten bir hata yapmışsanız bunun nedenini açıklayın (mazeret varsa açıklayın yoksa bahane bulmayın) ve hatanızı kabul ederek,nasıl düzelteceğinizi sorun ve düzeltin.
Kendinize güvendiğinizde, diğerlerinin sizin hakkınızda söylediklerinin onların kendi görüşleri olduğunu ve buna pekala haklarının olduğunu, sizin de pekala bu görüşe katılmama hakkınız olduğunu bilirsiniz. Daha ileri gidecek olursak, bir kişi dünyadaki milyarlarca insan gibi sizden farklı bir görüşe sahip diye neden yara alasınız? Farklı insanlar olduğunuz için aynı durumu farklı bir biçimde algıladınız hepsi bu. Bırakın karşınızdaki kişi kendi sözlerinin sorumluluğunu alsın.
  • Diğerlerinin size karşı sözlerine ve davranışlarına engel olamazsınız ancak,
  • Üzerinize alınmamaya, sahip olmadıkları bir önem vermeye ve kişisel bir sorun haline getirmemeye,
  • Onlara sizi eleştirme, yargılama, aşağılama kısaca zarar verme gücünü vermemeye,
  • Bunu sadece karşınızdaki kişiyi ilgilendiren, belli bir gerçeğin subjektif ve kısıtlı betimlemesi olarak değerlendirebilirsiniz.
Böylece hiçbir şeye çok takılmadan mesafe alabilir, boş verebilirsiniz. Sonuç olarak, sahip olduğunuz gerçek güç, bir davranışın sizi etkileyip etkilememesine karar vermektir. Bir kere bunun bilincine vardığınızda hiçbir şey sizin onayınız olmadan sizi etkileyemez.
Tartışmaların büyük kısmı söylenen şeyleri yanlış yorumlayarak fazla önemsemekten kaynaklanır.
Karşındaki kişinin eleştirisini haklı buluyor fakat kullandığı tona tahammülünüz yok ise, “Eleştirinde haklısın ama bu tonla söyleyince kendimi saldırıya uğramış hissediyorum. Lütfen benimle daha sakin bir biçimde konuşabilir misin” deyin
Karşındaki kişinin eleştirisi size haksız veya anlaşılmaz geliyorsa; “Seni daha iyi anlayabilmem için sana tam olarak neyin uygun gelmediğini ve ne yapmam gerektiğini söyleyebilir misin”

3- Varsayımda Bulunma: Yaşamımızdaki üzüntülerin ve dramların kaynağında kişisel algılamak ve varsayımda bulunmak vardır.
İnsan kendini güvende hissetmek ister. Bir şeyleri bilmemek veya anlayamamak güvensizlik hissi yarattığı için hemen varsayımlarda bulunma eğilimindeyiz. Varsayımda bulunmanın ana problemi varsayımlarınızın gerçek olduğuna inanmanızdır.
Varsayımda bulunmaya başladığımızı fark ettiğimiz anda zihnimizin tek bir senaryoya inanmasının önüne geçmek için bütün olasılıkları düşünmeye başlamak bizi sakinleştirir.
Mesela bir arkadaşınız ile sinemada buluşmak için sözleştiniz ve gelmedi. Genellikle insanın aklına ilk gelen varsayım “Gerçekten beni umursasaydı, geç kalacağını haber verebilirdi” benzeri bir varsayım olur ve bu varsayım bizi negatif duygulara sürükleyecektir. Bu durumda diğer olasılıkları da düşünecek olursak ( randevu günü karıştırdı, yanlış sinemaya gitti, hasta oldu, kaza geçirdi vs) aslında her şeyin mümkün olabileceğini dolayısıyla, şimdilik neden gelmediğini bilmenizin mümkün olmadığına kendimizi ikna edebiliriz. Olayı kabullenmek (arkadaşınız gelmedi) ve yapmaya geldiğiniz şeyi yapmak (filmi seyretmek) yapılacak en doğru davranış olur.

4- Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap:
Siz bir makine değilsiniz, o yüzden o günün şartlarına bağlı olarak elinizden gelenin en iyisini yapmak, bazen başarmak bazen de başaramamayı kabul etmek demektir. Mükemmeliyetçiliğe kaçmadan elinizden gelenin en iyisini yapın. Kendinize karşı sabırlı, hoşgörülü ve değişikliklere karşı esnek olun. Öncelikle her zaman her şeyi mükemmel bir biçimde yapamayacağınızı kabul edin.
Beğendiğim Sözler
  • Sevginiz hiç kimseyi değiştiremez. Eğer birisi değişiyorsa değişmeyi seçtiği içindir, sizin onu değiştirebilme gücünüzden değil.
  • Tanrı hayattır. Tanrı yaşamın kendisinin ifadesidir. “Seni Seviyorum Tanrım” demenin en iyi yolu, yaşamınızı en iyisini yaparak yaşamanızdır. “Teşekkür ederim Tanrım” demenin en iyi yolu, geçmişi özgür bırakarak, anda yaşayabilmek, şimdi ve burada olabilmektir.
  • Yaşam sizden neyi alıyorsa, bırakın gitsin. Aktif bir teslimiyet duygusu içinde geçmişi bıraktığınızda, anda dolu dolu canlı olmanıza izin verirsiniz.
  • Bir çocuk olarak gelecekten korkmaz, geçmişten utanmayız. Doğal insani eğilimlerimiz hayattan zevk almak, keşfetmek, mutlu olmak ve sevmektir.
 
Dört Anlaşma Durum Değerlendirmesi

1-Kullandığın Sözcükleri Özenle Seç:
Genel olarak insanları yaralama amaçlı cümleler kurmam. Benim bu konuda niyetim her zaman temiz olmakla birlikte, anlık sinirle söylediklerim bazen insanları kırabiliyor. Bu konuda bulduğum çözüm "ağzından iyi bir şey çıkamayacaksa sus" şeklinde. Her zaman bunu başaramıyorum ama kesinlikle faydası oldu. O insana söylemek istediğim şeyleri içimden söylüyorum:))

Dedikodu konusunda kesinlikle gelişmeye ihtiyacım var. Genellikle dedikoduyu başlatmıyorum ya da insanlar hakkında kötü şeyler anlatmıyorum. Ancak karşımdaki dedikodu yapmaya başladığında bazen kendimi yorum yaparken ya da karşımdakinin söylediklerini onaylarken buluyorum ki, bu durumdan kesinlikle hoşlanmıyorum. Bu konuda kesinlikle kendimi değiştirmem gerek.

Önceleri dedikodu yaparken yalan söylemiyoruz sonuçta diye kendimi teselli ediyordum, ancak bir yerde "Dedikodu esnasında söylenenler doğrudur. Zaten doğru değilse onun adı dedikodu değil iftiradır" diye bir cümle ile karşılaşmıştım. Bildiğiniz tokat etkisi yaratmıştı.

Bir de laf taşımaktan olabildiğince kaçınıyorum. Bazen söylemek için çatlıyorum ama kendimi tutmaya gayret ediyorum.

2-Hiçbir Şeyi Kişisel Algılama: Bu benim iyi olduğum bir konu. Özellikle iş hayatında bu tavır çok rahat etmemi sağlıyor. Genel olarak şu şekilde düşünüyorum. "Bu karşımdaki insan, iş hayatımda mecburen görüşmek zorunda olduğum bir insan ve aslında benim için söylediklerinin bir önemi yok çünkü bu insan benim için önemli biri değil. Beni kızdırması ya da yaralaması mümkün değil, çünkü beni sadece değer verdiğim insanlar kızdırabilir ya da yaralayabilir. Bu kişi şu an saçmalıyor ama Allah bilir çocukluğunda ve bu yaşına gelene kadar neler yaşadı"
Böyle düşününce hem karşıdaki insanı sallamıyor hem de daha hoş görülü yaklaşıyorum.

3- Varsayımda Bulunma: Yaptığım işten kaynaklı olarak benim kafam sürekli olasılık üretme şeklinde çalışıyor. Bir durum karşısında genellikle tek varsayımda kalmam, bütün olasılıkları düşünürüm ve bunun iyi bir şey olduğunu u kitap sayesinde fark ettim. İş yerim tek ve en kötü varsayım inanıp, kendi kendini gaza getiren insanlar ile dolu. Bu tavrı hep çok garip bulmuşumdur.

4- Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap: Bu benim genel değerlerimden biridir. Yaptığım işi düzgün yaparım ve bu tamamen kendime duyduğum saygı ile ilgilidir. İşin ne olduğunun bir önemi yoktur. Yalnız anne olmadan önce kendime karşı daha acımasız ve eleştirel bir tavrım vardı. Sürekli her şeyi mükemmel yapma çabam beni çok yoruyor ve geriyordu.

Anne olduktan sonra zamanla, kendime karşı daha sabırlı ve hoş görülü bir insana dönüştüm. Aynı zamanda hayattaki ufak tefek aksilikleri hızlıca kabul edip, kendimi ve o günkü planımı buna uyduruyorum.

Şu an günlük hedeflerim belli. Bazen hepsini yapabiliyorum ve inanılmaz mutlu oluyorum. Bazen bir kısmını yapabiliyorum. Kendimi yapamadıklarım konusunda eleştirmek yerine yapabildiklerim konusunda tebrik ediyorum. Bazen de içimden hiç birşey yapmak gelmiyor ve o zaman hiç bir şey yapmıyorum. "Ne zamandır böyle bir güne ihtiyacın varsı, iyi oldu" diyorum kendime.

Bir de ben kendimle konuşurum. Kendi ihtiyaç ve isteklerimi önemserim ve ötelemem. Mesela sabah kendime kahvaltıda canımın ne istediğini sorarım, kendime hediye alırım, önce ben kendimi tebrik eder ya da teselli ederim.

Sonuç olarak, 4 maddenin 3'ü benim için ideal seviyede. Ancak ilk madde konusunda daha çok yolum var.

Annelere Not: İnsan anne olunca önce çocukların, eşin isteklerini ve yapılması zorunlu olan sorumluluklarını, kendi istek ve ihtiyaçlarının önüne koyma eğiliminde oluyor. Bunun adına fedakarlık deniyor ve nedense toplumda hep annelerin fedakar olması bekleniyor. Sonuç, hiç kendi için yaşamamış, tükenmiş ve mutsuz kadınlar ve "yapmasaydın" diyen büyümüş çocuklar ve nankör bir eş oluyor genelde.

Sen kendine değer vermezsen ve saygı duymazsan en yakınların da dahil kimse sana değer vermiyor ve saygı duymuyor. Fedakarlık olarak yaptığın her şey görevine dönüşüyor. O yüzden fedakarlık yapma! Kendine hak ettiğin değeri kendin ver ki başkalarının taktirine ihtiyacın olmasın.
 
Çok güzel özetlemişsin elecda elecda

Bende kitabı okurken çok fazla varsayımda bulunduğumu fark ettim, bu konuda gelişim göstermek çok güzel ama kitapta da dediği gibi 1. anlaşma en zoru. Çabalamak gerekiyor durmadan.
3. Hiç bir şeyi kişisel algılama kısmında şuna benzer bir örnek vardı, diyelim ki çok fit bir insansınız karşınızda ki size şişman dese buna üzülür müsünüz? Sonuçta kendinizi en iyi tanıyan insan kendinizsiniz. Size söylenen şey karşıdakinin gördüğü şeydir, tam olarak gerçek değil. Benim çok hoşuma gitmişti bu örnek. 4. Anlaşmaya ciddi bir takıntım var. Çok yorucu bir yaşam tarzı, törpülemeye çalışıyorum. Evde temizlikçi çalıştıramıyorum bile bu yüzden ya düzgün, tam istediğim gibi olmazsa diye diye kaç yıldır erteliyorum bir yardımcı bulmayı.

Bu uykusuz halimle karmakarışık yazıp biraz yolu açayım Mia- Mia- :KK48:
 
Çok güzel özetlemişsin elecda elecda

Bende kitabı okurken çok fazla varsayımda bulunduğumu fark ettim, bu konuda gelişim göstermek çok güzel ama kitapta da dediği gibi 1. anlaşma en zoru. Çabalamak gerekiyor durmadan.
3. Hiç bir şeyi kişisel algılama kısmında şuna benzer bir örnek vardı, diyelim ki çok fit bir insansınız karşınızda ki size şişman dese buna üzülür müsünüz? Sonuçta kendinizi en iyi tanıyan insan kendinizsiniz. Size söylenen şey karşıdakinin gördüğü şeydir, tam olarak gerçek değil. Benim çok hoşuma gitmişti bu örnek. 4. Anlaşmaya ciddi bir takıntım var. Çok yorucu bir yaşam tarzı, törpülemeye çalışıyorum. Evde temizlikçi çalıştıramıyorum bile bu yüzden ya düzgün, tam istediğim gibi olmazsa diye diye kaç yıldır erteliyorum bir yardımcı bulmayı.

Bu uykusuz halimle karmakarışık yazıp biraz yolu açayım Mia- Mia- :KK48:

Yok çok güzel anlatmışsın :)
 
Merhaba herkese Dört anlaşmayı sevdiyseniz ; Pierre Franckh ' in " Rezonans Kanunu" ve Joseph Murphy ' nin " Bilinçaltının Gücü " kitaplarını tavsiye ederim içerikleri daha derindir. Bu ikisini tek geçerim..
Kitapları incelemek isterseniz 1000kitap.com adresinde gerçek okuyucuların alıntıları, yorumları ve kitapların puanı bulunmakta. Ben kitap almadan önce mutlaka o sitenin değerlendirmelerine bir göz atarım iyi okumalar şimdiden :))
 
Kelimeleri özenle seç
Bu konu bence çevresel faktörlerle alakalı bir durum.
Mesela iş yerinde üstünlük sağlamaya çalışan kesim var.
İyi niyetle uyarsan anlamazlar. Net olmakta fayda var. Tabi ki kendime yakışır konuşurum.

Ben zaten içimden geldiği gibi davranırım.
Mesela olaylara karşı tepkisiz de kalamam.

Ama her olayı büyütecek kişilikte de değilim.
sadece haksızlığa gelemem.

Sevdiğim ortama uyum sağlarım bana uymazsa zaten ortamda bulunmam

Dedikodu meselesine çok takılmıyorum.
Biri koşa koşa aa şu şöyle yapmış demediği sürece sorun yok
bazen örnek verirken veya bir konuda laf kayabiliyor.
burda bile kızımızı ailemizi anlatıyoruz amaç dedikodu değil örnek teşkil etmesi :)

Algı
Benle alakalı olmadığı halde biri bana tavır koyarsa olayı büyütmem. Bende araya mesafe koyarım.
Konuşursa konuşurum.

Varsayım
Bu konuda rahatım kafamda kurgulamam.

Yapacağın en iyisini yap

Bu cümle benim mottom.
 
Çok güzel özetlemişsin elecda elecda

Bende kitabı okurken çok fazla varsayımda bulunduğumu fark ettim, bu konuda gelişim göstermek çok güzel ama kitapta da dediği gibi 1. anlaşma en zoru. Çabalamak gerekiyor durmadan.
3. Hiç bir şeyi kişisel algılama kısmında şuna benzer bir örnek vardı, diyelim ki çok fit bir insansınız karşınızda ki size şişman dese buna üzülür müsünüz? Sonuçta kendinizi en iyi tanıyan insan kendinizsiniz. Size söylenen şey karşıdakinin gördüğü şeydir, tam olarak gerçek değil. Benim çok hoşuma gitmişti bu örnek. 4. Anlaşmaya ciddi bir takıntım var. Çok yorucu bir yaşam tarzı, törpülemeye çalışıyorum. Evde temizlikçi çalıştıramıyorum bile bu yüzden ya düzgün, tam istediğim gibi olmazsa diye diye kaç yıldır erteliyorum bir yardımcı bulmayı.

Bu uykusuz halimle karmakarışık yazıp biraz yolu açayım Mia- Mia- :KK48:
Yok çok güzel anlatmışsın :)
Bence de gayet güzel yazmışsın. Bence yardımcı alıp beklentilerini ilk günden net ve detaylı ifade edersen sıkıntı yaşamazsın diye düşünüyorum.
 
Merhaba herkese Dört anlaşmayı sevdiyseniz ; Pierre Franckh ' in " Rezonans Kanunu" ve Joseph Murphy ' nin " Bilinçaltının Gücü " kitaplarını tavsiye ederim içerikleri daha derindir. Bu ikisini tek geçerim..
Kitapları incelemek isterseniz 1000kitap.com adresinde gerçek okuyucuların alıntıları, yorumları ve kitapların puanı bulunmakta. Ben kitap almadan önce mutlaka o sitenin değerlendirmelerine bir göz atarım iyi okumalar şimdiden :))
Önerileriniz için çok teşekkür ederim. Hepsini not aldım:KK200:
 
Back