- 25 Mart 2011
- 3.884
- 33
- 158
- 39
merhaba,
senin için çok ağladım, çok üzüldüm, kızdım, bağırdım,güldüm. her şeyi yaptım aklıma gelen....
sadece unutmak için.
ama öyle içimdesinki söküp atamıyorum seni....
her gece sana anlatıyorum bütün günümü...
önemli bir karar verirken senin ne diyeceğini tahmin ediyorum.
başkalarının yanında mutlu olduğumuz günlerden kısa anılar anlatıyorum sana dair.
sanki çok uzak bir geçmişe bakar gibi.
sanki sen beni evde bekliyormuşsun gibi.
bazen diyorum bu kadar sevilebilmen için senin de sevmen gerekirdi beni.
seviyor deyip, inanıyorum.
sonra şunu ekliyorum usulca, yeteri kadar değil.
beraber yaptığımız planları hatırlıyorum.
gideceğimiz yerleri, hayatımızın nasıl olacağını...
ve aynı düşünceyle bitiriyorum her düşü...
keşke buraya gelmeseydik. Sahi farklı olur muydu sevgili?
hala beraber mi olurduk, başkalarının etkisi miydi bu ayrılık?
bu kadar dayanıksız mıydı, aramızdaki bağ?
veya bu kadar büyük bir uçurum mu vardı aramızda, herkesin aramıza girebileceği?
sorun neydi, kimdeydi?
gerçekten bilmiyorum, ama hala düşünüyorum,sanki çözümü bulsam bir şeyler değişecek gibi...
ben bu kadar değersiz miydim hayatında, sana bütün benliğimi vermişken?
başka ne istedin?
bulduğum en büyük sorun buydu, biliyor musun?
sana her şeyimi vermem.
kendimi tüketerek seni mutlu etmeye çalışmam...
öğrendim ki mutsuz insan karşısındakini mutlu edemiyor.
seveceksen de ölçülü seveceksin.
ben her şeyi senin üzerine kurarak nasıl abarttıysam durumu,
sende hep ikinci plana atarak, hep görmezden gelerek bitirdin bizi?
şimdi kötü günleri düşününce en çok git deyişin geliyor, gözümün önüne....
ben böyleyim işine gelmiyorsa kapı orada demen....
sonra diyorum işte sana tekrar güvenemeyecek olmamın sebebi bu...
nasıl bir garantisi olabilir ki mutluluğun....
senin ısrar edemeyişin de bundan aslında...
biliyorsun beraber mutlu olamayacağımızı...
mutluluk kavramlarımızın, birbirine çok uzak olduğunu...
benim mutluluğum çok sakin, .ok huzurlu... sen ben kızımızın olduğu bir dünya...
seninse mutluluğun, çevrenin ne düşündüğü, dışarıda mutlu olmak, milletin bizi mutlu görmesi...
sen benim sevgime karşılık veremeyeceğini biliyorsun, ne kadar istesende...
seni benim kocam ve kızımın babası olmak mutlu etmeyecek...
sen annenin, babanın okumuş tek oğlusun...
her düşündüğün onların ne düşüneceğine bağlı...
beraber aldığımız şeyler, bizim ortak anılarımız değil, senin sahip olup, ne kadar iyi bir evlat olduğunu gösterme şeklin...
olmayacak biliyorum, sen asla tüm gemileri yıkacak cesareti bulamazsın....
oysa göümde öyle güçlüydün, o kadar doğruydun ki, gerçekten sadece senin doğrularınla hareket ettiğin günleri özlüyorum.
o günleri düşününce engel olamıyorum gözyaşlarıma....
internette gördüğüm kedi, köpek bile olsa; aile olan fotoğrafları görünce içim cız ediyor....
küçük bir bebek görünce biliyorum ki benim bir bebeğim daha olmayacak asla....
bazen çok üzülünce kardeşimi arıyorum, sadece ağlıyorum, bir kısmını anlıyor.
sonra kızımı düşünüyorum, o ileride ağlamak isteyince kimi arayacak?
bana geçenlerde marketten kardeş almayı önerdi.
gerçekten akıllı, anne kardeş alıp, senin karnına koysak dedi.
karnım şimdi çok küçük dedim, sığmaz ki...
arkadaşlarının, kuenlerin babaları gelince uzaktan bakıyor onlara,utanarak...
hiç açıklma istemedi, sormadı açıkça...
ama biliyor, yanlış bir şeyler olduğunu...
bunları sana neden mi anlatıyorum? kötü bir gün geçirdim.
bir günüm, bir günümü tutmuyor.
yokluğuna alışamıyorum, ama sanki sen hiç var olamayacaksın bir daha diye düşünüyorum.
senden vazgeçtim, ama seni özlemeyi bırakamıyorum.
sadece dua ediyorum, bıkmadan, usanmadan her gün....
hayırlısını Sen bilirsin Allah'ım...
hakkımızda ne hayırlıysa o olsun diye...
bir de o gün gelene kadar dayanma gücü istiyorum....
hoşçakal HAYATIM...
BEN SENİ HALA SEVİYORUM, UMUTSUZCA............
senin için çok ağladım, çok üzüldüm, kızdım, bağırdım,güldüm. her şeyi yaptım aklıma gelen....
sadece unutmak için.
ama öyle içimdesinki söküp atamıyorum seni....
her gece sana anlatıyorum bütün günümü...
önemli bir karar verirken senin ne diyeceğini tahmin ediyorum.
başkalarının yanında mutlu olduğumuz günlerden kısa anılar anlatıyorum sana dair.
sanki çok uzak bir geçmişe bakar gibi.
sanki sen beni evde bekliyormuşsun gibi.
bazen diyorum bu kadar sevilebilmen için senin de sevmen gerekirdi beni.
seviyor deyip, inanıyorum.
sonra şunu ekliyorum usulca, yeteri kadar değil.
beraber yaptığımız planları hatırlıyorum.
gideceğimiz yerleri, hayatımızın nasıl olacağını...
ve aynı düşünceyle bitiriyorum her düşü...
keşke buraya gelmeseydik. Sahi farklı olur muydu sevgili?
hala beraber mi olurduk, başkalarının etkisi miydi bu ayrılık?
bu kadar dayanıksız mıydı, aramızdaki bağ?
veya bu kadar büyük bir uçurum mu vardı aramızda, herkesin aramıza girebileceği?
sorun neydi, kimdeydi?
gerçekten bilmiyorum, ama hala düşünüyorum,sanki çözümü bulsam bir şeyler değişecek gibi...
ben bu kadar değersiz miydim hayatında, sana bütün benliğimi vermişken?
başka ne istedin?
bulduğum en büyük sorun buydu, biliyor musun?
sana her şeyimi vermem.
kendimi tüketerek seni mutlu etmeye çalışmam...
öğrendim ki mutsuz insan karşısındakini mutlu edemiyor.
seveceksen de ölçülü seveceksin.
ben her şeyi senin üzerine kurarak nasıl abarttıysam durumu,
sende hep ikinci plana atarak, hep görmezden gelerek bitirdin bizi?
şimdi kötü günleri düşününce en çok git deyişin geliyor, gözümün önüne....
ben böyleyim işine gelmiyorsa kapı orada demen....
sonra diyorum işte sana tekrar güvenemeyecek olmamın sebebi bu...
nasıl bir garantisi olabilir ki mutluluğun....
senin ısrar edemeyişin de bundan aslında...
biliyorsun beraber mutlu olamayacağımızı...
mutluluk kavramlarımızın, birbirine çok uzak olduğunu...
benim mutluluğum çok sakin, .ok huzurlu... sen ben kızımızın olduğu bir dünya...
seninse mutluluğun, çevrenin ne düşündüğü, dışarıda mutlu olmak, milletin bizi mutlu görmesi...
sen benim sevgime karşılık veremeyeceğini biliyorsun, ne kadar istesende...
seni benim kocam ve kızımın babası olmak mutlu etmeyecek...
sen annenin, babanın okumuş tek oğlusun...
her düşündüğün onların ne düşüneceğine bağlı...
beraber aldığımız şeyler, bizim ortak anılarımız değil, senin sahip olup, ne kadar iyi bir evlat olduğunu gösterme şeklin...
olmayacak biliyorum, sen asla tüm gemileri yıkacak cesareti bulamazsın....
oysa göümde öyle güçlüydün, o kadar doğruydun ki, gerçekten sadece senin doğrularınla hareket ettiğin günleri özlüyorum.
o günleri düşününce engel olamıyorum gözyaşlarıma....
internette gördüğüm kedi, köpek bile olsa; aile olan fotoğrafları görünce içim cız ediyor....
küçük bir bebek görünce biliyorum ki benim bir bebeğim daha olmayacak asla....
bazen çok üzülünce kardeşimi arıyorum, sadece ağlıyorum, bir kısmını anlıyor.
sonra kızımı düşünüyorum, o ileride ağlamak isteyince kimi arayacak?
bana geçenlerde marketten kardeş almayı önerdi.
gerçekten akıllı, anne kardeş alıp, senin karnına koysak dedi.
karnım şimdi çok küçük dedim, sığmaz ki...
arkadaşlarının, kuenlerin babaları gelince uzaktan bakıyor onlara,utanarak...
hiç açıklma istemedi, sormadı açıkça...
ama biliyor, yanlış bir şeyler olduğunu...
bunları sana neden mi anlatıyorum? kötü bir gün geçirdim.
bir günüm, bir günümü tutmuyor.
yokluğuna alışamıyorum, ama sanki sen hiç var olamayacaksın bir daha diye düşünüyorum.
senden vazgeçtim, ama seni özlemeyi bırakamıyorum.
sadece dua ediyorum, bıkmadan, usanmadan her gün....
hayırlısını Sen bilirsin Allah'ım...
hakkımızda ne hayırlıysa o olsun diye...
bir de o gün gelene kadar dayanma gücü istiyorum....
hoşçakal HAYATIM...
BEN SENİ HALA SEVİYORUM, UMUTSUZCA............