Yaşadığın kötü deneyime üzüldüm patate. Neyse ki geçti gitdi. Bilinç altımızda gizlenmiş, hatırlamadığımız kötü tecrübeler de vajiye sebep olmuş olabilir. O kaçınma duygusunu kötü anılar yüzünden öğrenmiş olabiliriz. bir şarkı dinlerken onu ilk dinlediğimiz andaki duyguları yaşarız. Beynimize o duyguyla kodlanmış çünkü. Bir meyve yerken de böyle, ilk yediğimiz anlar aklımıza gelir. Bir kokuya karşı hissetdiğimiz tepki de. Mesela ben ilk şeftali yediğimde 7 yaşındaydım ve hastanede yatıyordum. Her şeftali yediğimde hastane koridorları, serum, yediğim iyneler capcanlı karşıma çıkıyor. Başka türlü o kadar net hatırlamıyorum. O yüzden şeftali yemeyi sevmiyorum çok. Bana meyve gibi gelmiyor. İlaç kokuyor. Çizgi film Heidinin jeneriğini izlerken birden çocuk oluyorum. O anlara gidiyorum. Bir yetişkin olduğumu unutuyorum. Bütün öğrendiklerimizle ilk karşılaşmamız, Hafızamıza içinde bulunduğumuz o an ki koşullarla beraber kodlanmış. O yüzden ilk izlenimler de çok önemlidir ya. vajili olmamızın sebebi de belki, oramız da hissetdiğimiz ilk duygunun acı olmasıdır. Art niyetsiz bir eylem bile buna sebep olabilir. Şuursuz yapılan sevgi gösterileri ( bebeği seveyim diye orasını burasını ısıran, acımasızca gıdıklayan anne babalar, teyzeler amcalar gördüm.) bebeğin altı temizlenirken bile bilinçsizce , hoyratca davranılması bebeğe kötü bir deneyim kazandıracaktır. Bütün yeni öğreneceklerimizin temelinde bu ilk bilgi ve deneyimler var. Bir binayı , bir temel üzerinde inşa ederiz. Temel yanlış atılmışsa da artık onu yıkmak, bina inşa edildikten sonra mümkün değildir. Ama mühendisler, biraz daha beton, demir desteğiyle zayıf temeli , sağından solundan güçlendirerek binanın yıkılmasını engelleyebilirler.Bizim bilinç altımızın mühendisleri de psikologlar, psikiyatristler dir. Yeri geldiğinde onlardan yardım almalıyız. Bazanda insan kendi kendinin doktoru olur. Hassas kırılgan yerlerini bilir, ve oraya çok yüklenmez. (Sosyal fobisi olan birisinin sosyal ortamdan kaçınması gibi.) Bu tam olarak iyileşme değildir, ama idare eder. Issız bir adada gayet mutlu olabilir. Tabi bir apartmandan bunu bekleyemeyiz. "Ana yola bakan cephemde ki temel papucumun zemini bayağı zayıf, beni taşıyamıyor. Zemini kaya olan papuca yükleneyim bari" diyemez, ona mühendis şart olmuştur. Aksi takdirde yumuşak zemine doğru eğilmeye , bina çatlamaya başlayacaktır.
benim hatırlamadığım, ama annemin bana söylediği yaşadığım kötü bir tecrübe var. Ben daha bebekken. uzaktan iki "bayan"akrabam beni hep sevmek için alır, evlerine götürür. Geri getirdiklerinde de ağlıyor olurmuşum. Bir tanesinin kucağında yine ben ağlarken, annem onun kasıklarımı gizli gizli çimdiklediğini tesadüfen farketmiş. Ondan sonra daha onlara beni bırakmamış. Ama kimbilir ne yaşadım evlerinde. Üstümdeki izleri pişik sanmış. Ben tabi bunu hatırlamıyordum. Onlar çocuklara sürekli hediyeler alır. Çantalarında sakız, şeker eksik olmaz. Her ortamda ikram ederlerdi. Bu yüzden çocukken onları severdim. Altı yedi aylıkken yaşadığım şeyi ne bileyim. Annemde onlardan uzak durmam için bana bunu anlatmak zorunda kalmıştı. Tabi hiç bir şey hatırlamıyorum ben. Artık bilinç altımdan gelen mesajın doğru olmadığını biliyorum. Bana uyarı göndermeye devam ediyor. Ama ben "bas git! " diyorum. Benim kararlı olduğumu görüncede mesajlar zayıflıyor, etkisini kaybediyor. Çünkü onun verdiği bilgiler, yeni öğrendiklerimle çelişiyor ve yeni öğrendiklerim daha eğlenceli olduğu için ben onları dikkate almayı tercih ediyorum.
Bende biraz psikoloji paraladım affınıza sığınarak.