Vahşet Bitene Dek Çin Mallarını Boykot Edelim...

Çin: Sincan olayları iç meselemiz:1shok:kötükedihüso

09 Temmuz 2009 Perşembe 19:10

Pekin yönetimi, Sincan'daki Uygur-Çinli çatışmalarının Çin'in iç işi olduğunu ve bunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde tartışılması için herhangi bir neden bulunmadığını açıkladı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Qin Gang, bugünkü basın toplantısında Çin'in kuzeybatısında Doğu Türkistan olarak bilinen Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de en az 156 kişinin öldüğü ve binlerce kişinin yaralandığı olayların Çin'in iç işi olduğunu ve bunun BM Güvenlik Konseyi'nde tartışılması için bir neden bulunmadığını vurguladı.

Sözcü Qin, Urumçi'de '5 Temmuz' olayının planlı ve organize bir şiddet ve aynı zamanda bir suç olayı olduğu ifade ederek, "Bu olaylar Çin'in toprak bütünlüğünü ve milli birliğini bozmayı amaçlamaktadır. Uluslararası toplumun bu olayın içyüzünü kavrayıp, ülkenin birliği ve toprak bütünlüğünü korumak, milli dayanışma ve toplumsal istikrar sağlamak amacıyla Çin'in harcadığı çabaları anlayışla karşılamasını ve desteklemesini bekliyoruz." diye konuştu.

Qin, söz konusu olaylarda yabancıların yaralanmadığını da belirtti. '3 güç' olarak niteledikleri terörizm, bölücülük ve aşırıcılıkla mücadele konusunda bütün ülkelerin ortak tavır sergilemesini ve eşgüdümlü hareket etmelerini isteyen sözcü Qin, tüm ülkelerin adı geçen güçlerle ilgili işbirliğini güçlendirerek çifte standart uygulamaktan kaçınmaları gerektiğini de dile getirdi.

Çinli sözcü, çok sayıda kanıtın Çin'deki bölücü güçlerin ve '3 Güç'e mensup kişilerin yurt dışında terör örgütleri tarafından eğitildiğini ve bu güçlerle yoğun temaslarda bulunduklarını gösterdiğini aktardı. Qin, "Bu nedenle biz ilgili ülkelerin aralarındaki işbirliğini yoğunlaştırmalarını ve bölgedeki huzur ve istikrarı korumak için ortak çaba harcamalarını beklemekteyiz" dedi.

Çin'in olaylardan sorumlu tuttuğu Dünya Uygur Kurultayı Genel Başkanı Rabia Kader'in, başvuru yapması halinde kendisine vize verileceğini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sincan olaylarını BM'ye taşıyacaklarını söylemişti.

************************************************************************************************

şu an acilen yapmamız gereken şey ÇİN malları ALMAMAK!!!

(muadili olmayan sağlık ürünleri ve önceden alınmış ürünler için gerekli zaruri yedek parçalar hariç)


" 869 " ve "made in Turkey" ürünlerini alacağızturkbayragi


arkadaşlar tek başına " 869 " yeterli değil... üretim yerine de mutlaka bakmalıyız...


"MADE IN TURKEY"turkbayragi


"869"turkbayragi

 


turkbayragi Sonuna kadar katılıyorum Sardunyam.

..........
" 869 " ve "made in Turkey" ürünlerini alacağızturkbayragi
.......
 
Türksoy: Çin, 1434 Uyguru idam edecek

güncellenme zamanı 20.36 | 9.7.2009

Ahmet Oğuz GÜNDÜZ/KAYSERı, (DHA)

DOĞU Türkistan Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkan Yardımcısı Ebubekir Türksoy, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşanan olayların nedeni olarak gösterilen bin 434 Uygur Türkünün yargılanmadan idam edileceğini iddia etti. Kayseri Baro Başkanı Ali Aydın ise, Çin'in insan haklarını en hoyrat biçimde ihlal ettiğini söyledi.
Kayseri Barosu'nda yapılan basın toplantısında Baro Başkanı Avukat Ali Aydın ve Doğu Türkistan Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkan Yardımcısı Ebubekir Türksoy, Çin'in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki yaşanan olaylara tepkisiz kalınmamasını istedi. Baro Başkanı Ali Aydın, Uygur halkına yönelik saldırıların devam ettiğini belirterek, “Sistematik işkence, dil ve kültür değerlerini ortadan kaldırma, etnik yapıyı bozmak niyeti ile zorunlu göç politikaları yürütme, Ekonomik ve sosyal haklardan Uygurları mahrum bırakmak, yürütülen özel bir projedir. ınsan hakları en hoyrat biçimde Çin hükümeti tarafından ihlal edilmektedir. Yakın bir gelecekte, Uygur halkına yönelik sistematik tutuklama, sürgün ve idam olaylarının gerçekleşmesi beklenmektedir. Daha şimdiden adil olmayacağı belli olan bu uygulamaların engellenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır” dedi.

SON GELıŞMELER HAKKINDA BıLGı VERDı
Ebubekir Türksoy ise Uygur Özerk Bölgesi'ndeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Türsoy, olayların hala devam ettiği yönünde bilgi aldıklarını ifade ederek, “Çin ajansları, şu anda Urumçi'de her şeyin yoluna girdiğine dair fotoğraflar geçmekte ve iyi haberler vermektedir. Bunun nedeni de Urumçi'ye 20 bin tane asker yığmalarıdır. Her köşe başını tuttular. Burada uygulanan politikayla dışarıdan Çin göçmeni getirilerek nüfusun yüzde 80'ini Çinli, yüzde 20'sini de Türk durumuna getirdiler. Doğu Türkistan'da 500 bin Uygur, 2 milyon Han Çinlisi'ne karşı mücadele vermektedir. Askerler de Çinlilere değil, Uygurlara yönelik önlem almaktadır” diye konuştu.

‘MAHKEME OLMADAN ıDAM KARARI VERıLıYOR’
Çin hükümetinin olaylara karışan Uygurları idam edeceğini açıkladığını vurgulayan Türsoy, şunları söyledi: “Bu nasıl bir hukuktur ki, mahkeme olmadan idam kararı verildi. Resmi kaynaklara göre bin 434 kişi bu olayların sorumlusu olarak tutuklandı. Biz yaşanan gelişmelerden endişe ediyoruz. Hür dünyayı bu olaylara önlem almaya davet ediyoruz. Doğu Türkistan'daki bu feryadı duysunlar. Bu olaylar 60 yıldan beri yaşanan gerilimin sonucunda çıkmıştır. Kendi vatanında azınlık durumuna düşürülen bir millet var. Bu olaylar yatıştırılacaktır, ancak bir daha bu tür olayların yaşanmaması için hür dünyanın sorunlara çözüm bulması gerekiyor."


MıLLıYET
 
Pirinç beyinli yerden bitmelerin yaptıklarına bakın yahu
Allah yardım etsin uygur halkına dualarım onlarla :Saruboceq:
Protestoya katılıyorum ve bundan sonra daha dikkatli olacağım turkbayragi

 
keşke devlet bir şeyler yapsa da topluca boykot edebilsek..

van minüt falan desek..
 
keşke devlet bir şeyler yapsa da topluca boykot edebilsek..

van minüt falan desek..


canım kardeşim :1hug:lütfen din dil ırk siyaset bakan başkan karıştırmayalımyasakkelimea.s.




'Devlet boykot yapamaz, vatandaşlar yapsın'

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, en az 156 Uygur Türkü’nün öldürüldüğü olaylar sonrasında vatandaşları Çin mallarını boykot etmeye çağırdı.


Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Qin Gang, Sincan Uygur Özerk Bölgesinde meydana gelen olayların BM Güvenlik Konseyinde ele alınması için neden bulunmadığını söyledi.

Sözcü, Pekin'de düzenlediği olağan basın toplantısında, Türkiye'nin konuyu Güvenlik Konseyine götürmesi olasılığıyla ilgili soruyu yanıtlarken, bunun Çin'in iç işi olduğunu belirtti.

Qin, ülkenin bütünlüğü, etnik dayanışma ve sosyal istikrarın sağlanması için diğer ülkelerden anlayış ve destek beklediklerini kaydetti.

Kırgızistan Urumçi'deki vatandaşlarını tahliye etmeye başladı

Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olaylar nedeniyle vatandaşlarını tahliye etmeye başladığını açıkladı.

Dışişleri Bakanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, bakanlıktan bir heyetin bölgeye gönderildiği, Çinli yetkililerle birlikte yürütülen tahliye çalışmalarının, özerk bölgenin merkezi Urumçi'deki, öğrenci ve iş adamlarının da aralarında bulunduğu Kırgız vatandaşlarını kapsadığı belirtildi. ılk 45 kişilik grubun dün Urumçi'den Bişkek'e geldiği ifade edilen açıklamada, bugün de 50 kişilik bir grubun geleceği kaydedildi. Bu arada Sınır Birlik Komutanlığı, Kırgızistan-Çin sınırının açık olduğunu, önlemlerin ise artırıldığını bildirdi.

Çin tazminat ödeyecek

Çin Hükümeti, Urumçi'de çıkan şiddet olaylarının mağdurlarına 100 milyon yüen (21,7 milyon TL) tazminat ödeyecek. Çin Uluslararası Radyosunun (CRI) haberine göre, Urumçi Belediye Başkanı Jerla ısamudin düzenlediği basın toplantısında, 5 Temmuz olayları mağdurlarına 100 milyon yüen ödeyeceklerini açıkladı. Ölenlerden bir bölümünün kimliğini tespit ettiklerini ifade eden ısamudin, geriye kalanların kimlik tespiti için DNA örneklerinin incelendiğini dile getirdi.

Çin Komünist Partisi Urumçi Komitesi Sekreteri Li Cı, televizyonda yaptığı açıklamada, Urumçi'de sokaklardaki durumun normale dönmeye başladığını bildirdi. Li, güvenlik güçlerinin sokaklarda aralıksız devriye gezdiğini söyleyerek, şiddet olaylarından dolayı gözaltına alınanların birçoğunun öğrenci olduğunu kaydetti.

ınsanların tedirgin bir şekilde sokaklarda gezmeye başladığını aktaran Şinhua muhabiri, toplu taşıma araçlarının azlığına dikkat çekti. Urumçi'den ayrılmak isteyenlerin büyük kalabalıklar halinde havaalanında beklediklerini söyleyen muhabir, bilet bulamayanların endişeli bekleyişlerinin sürdüğünü bildirdi.

"HUZUR ıÇıNDE YAŞAMAK ıSTıYORUZ"

Yerel halka mensup kişiler CRI muhabiriyle yaptıkları söyleşilerde, en büyük isteklerinin güvenli yaşamak olduğunu dile getirdi. Sincan Uygur Özerk Bölgesi Çin Tıbbı Hastanesi Acil Servis Sorumlusu Doktor Cüret, üzüntülerini belirterek, "Herkes bu olayı nefretle kınıyor. Bir Uygur olarak ben de bu gibi girişimlerden büyük öfke duyuyorum. Bir doktor olarak, ne kadar yaralıyı kurtarabilirsem, içim o kadar rahat olacaktır" diye konuştu.

Şiddet olayları nedeniyle Urumçi'deki hastanelerin kan ihtiyacının büyük ölçüde arttığına değinen muhabir, kan merkezi tarafından kentte bulunan hastanelere toplam 180 bin mililitre kan sağlandığını bildirdi. Şehrin çeşitli yerlerinde kan toplanmaya başlandığını aktaran muhabir, kan bağışında bulunanların uzun kuyruklar oluşturduğunu söyledi. Kan vermek için bekleyen bir Uygur CRI muhabirine, "Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kan bağışlıyoruz ve ben sevgimi muhtaç insanlara vermek istiyorum" diyerek, istikrarlı bir Sincan Uygur Özerk Bölgesi istediklerini belirtti.
 
Çin'den Türkiye'ye pervasız cevap...

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Qin Gang, Sincan Uygur Özerk Bölgesinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak Türkiye'ye cevap verdi.


Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Qin Gang, Sincan Uygur Özerk Bölgesinde meydana gelen olayların BM Güvenlik Konseyinde ele alınması için neden bulunmadığını söyledi.

Sözcü, Pekin'de düzenlediği olağan basın toplantısında, Türkiye'nin konuyu Güvenlik Konseyine götürmesi olasılığıyla ilgili soruyu yanıtlarken, bunun Çin'in iç işi olduğunu belirtti.

Qin, ülkenin bütünlüğü, etnik dayanışma ve sosyal istikrarın sağlanması için diğer ülkelerden anlayış ve destek beklediklerini kaydetti.

Kırgızistan Urumçi'deki vatandaşlarını tahliye etmeye başladı

Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olaylar nedeniyle vatandaşlarını tahliye etmeye başladığını açıkladı.

Dışişleri Bakanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, bakanlıktan bir heyetin bölgeye gönderildiği, Çinli yetkililerle birlikte yürütülen tahliye çalışmalarının, özerk bölgenin merkezi Urumçi'deki, öğrenci ve iş adamlarının da aralarında bulunduğu Kırgız vatandaşlarını kapsadığı belirtildi. ılk 45 kişilik grubun dün Urumçi'den Bişkek'e geldiği ifade edilen açıklamada, bugün de 50 kişilik bir grubun geleceği kaydedildi. Bu arada Sınır Birlik Komutanlığı, Kırgızistan-Çin sınırının açık olduğunu, önlemlerin ise artırıldığını bildirdi.

Çin tazminat ödeyecek

Çin Hükümeti, Urumçi'de çıkan şiddet olaylarının mağdurlarına 100 milyon yüen (21,7 milyon TL) tazminat ödeyecek. Çin Uluslararası Radyosunun (CRI) haberine göre, Urumçi Belediye Başkanı Jerla ısamudin düzenlediği basın toplantısında, 5 Temmuz olayları mağdurlarına 100 milyon yüen ödeyeceklerini açıkladı. Ölenlerden bir bölümünün kimliğini tespit ettiklerini ifade eden ısamudin, geriye kalanların kimlik tespiti için DNA örneklerinin incelendiğini dile getirdi.

Çin Komünist Partisi Urumçi Komitesi Sekreteri Li Cı, televizyonda yaptığı açıklamada, Urumçi'de sokaklardaki durumun normale dönmeye başladığını bildirdi. Li, güvenlik güçlerinin sokaklarda aralıksız devriye gezdiğini söyleyerek, şiddet olaylarından dolayı gözaltına alınanların birçoğunun öğrenci olduğunu kaydetti.

ınsanların tedirgin bir şekilde sokaklarda gezmeye başladığını aktaran Şinhua muhabiri, toplu taşıma araçlarının azlığına dikkat çekti. Urumçi'den ayrılmak isteyenlerin büyük kalabalıklar halinde havaalanında beklediklerini söyleyen muhabir, bilet bulamayanların endişeli bekleyişlerinin sürdüğünü bildirdi.

"HUZUR ıÇıNDE YAŞAMAK ıSTıYORUZ"

Yerel halka mensup kişiler CRI muhabiriyle yaptıkları söyleşilerde, en büyük isteklerinin güvenli yaşamak olduğunu dile getirdi. Sincan Uygur Özerk Bölgesi Çin Tıbbı Hastanesi Acil Servis Sorumlusu Doktor Cüret, üzüntülerini belirterek, "Herkes bu olayı nefretle kınıyor. Bir Uygur olarak ben de bu gibi girişimlerden büyük öfke duyuyorum. Bir doktor olarak, ne kadar yaralıyı kurtarabilirsem, içim o kadar rahat olacaktır" diye konuştu.

Şiddet olayları nedeniyle Urumçi'deki hastanelerin kan ihtiyacının büyük ölçüde arttığına değinen muhabir, kan merkezi tarafından kentte bulunan hastanelere toplam 180 bin mililitre kan sağlandığını bildirdi. Şehrin çeşitli yerlerinde kan toplanmaya başlandığını aktaran muhabir, kan bağışında bulunanların uzun kuyruklar oluşturduğunu söyledi. Kan vermek için bekleyen bir Uygur CRI muhabirine, "Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kan bağışlıyoruz ve ben sevgimi muhtaç insanlara vermek istiyorum" diyerek, istikrarlı bir Sincan Uygur Özerk Bölgesi istediklerini belirtti.


"din dil ırk renk siyaset başkan vs." karıştırmayalımyasakkelimea.s.


şu an acilen yapmamız gereken şey ÇıN malları SATIN ALMAMAK!!!

(muadili olmayan sağlık ürünleri ve önceden alınmış ürünler için gerekli zaruri yedek parçalar hariç)


" 869 " ve "made in Turkey" ürünlerini alacağızturkbayragi

arkadaşlar tek başına " 869 " yeterli değil... üretim yerine de mutlaka bakmalıyız...


"869"turkbayragi "MADE IN TURKEY"turkbayragi


Çin ürünlerinin barkod numaraları (690-691-692) ile başlıyor , ya da etiketlerinde (Made in China) (Made in P.R.C)veya (Product of China) yazıyor.
 
Son düzenleme:
buna ben de destek veiyorum arkadaşlar bakın çinliler zamanında fransa ile olan olayında ülkelerine milletine sahip çıkıp protestoya başladılar küçük bi örnek daha bakın msn adreslerınde bıle kalp ve yanında ülkelerinin isimleri ... ile başlıyor hepsii..

 
Arkadaşlar lütfen "din dil ırk renk siyaset bakan başkan vs." karıştırmayalımyasakkelimea.s.




"Devlet boykot yapamaz, vatandaşlar yapsın"

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, en az 156 Uygur Türkü’nün öldürüldüğü olaylar sonrasında vatandaşları Çin mallarını boykot etmeye çağırdı.


turkbayragi​



şu an acilen yapmamız gereken şey ÇİN malları SATIN ALMAMAK!!!

(muadili olmayan sağlık ürünleri ve önceden alınmış ürünler için gerekli zaruri yedek parçalar hariç)




"869" ve "made in Turkey" ürünlerini alacağızturkbayragi



arkadaşlar tek başına " 869 " yeterli değil... üretim yerine de mutlaka bakmalıyız...




"869"turkbayragi "Made in TURKEY"turkbayragi




Çin ürünlerinin barkod numaraları (690-691-692) ile başlıyor , ya da etiketlerinde (Made in China) (Made in P.R.C)veya (Product of China) yazıyor.
 
sardunyam senı kac kere daha tebrık etsem
keske ste sahıbı olaydımm senı buraya
basbakan yapardım:)
hassas konumuzdakı
hassasıyetın ıcın cnm


kızlar bugun persembe kkda dua gecesı ıster oraya katılın ıster bırey olarka bu gece dua edınn
allahtan onları kahhar sıfatıyla kahretmesını ısteyın uygurluları rahman sıfatıyla merhamet etmesınıı
dua dua dua
boykot boykot boykot................
 




09/07/2009 23:13

Çocuklara bile saldırıyorlar
Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik Çin vahşeti, akıl almaz boyutlara ulaştı. Çinliler, göstermelik kordonu kolayca aşarak, polislerin gözü önünde Türkleri katlediyor. Çin katliamı Urumçi’den sonra Kaşgar, ıli ve Aksu kentlerine de yayılmış durumda... Türkler mahalle girişlerine kurdukları derme çatma barikatlarla kendilerini korumaya çalışıyor.

Cehennemden farksız
Doğu Türkistan’da Çinliler, Uygur Türklerini polislerin gözü önünde katlediyor. Alev alev yanan sokaklarda protestoculara gözdağı vermek için cesetler parçalanarak ortada bırakılıyor

Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de Han Çinlilerinin başlattığı katliam, Kaşgar, ırili ve Aksu kentlerine de yayılırken dün de sokaklarda kan aktı. Çin ordusu katliamdan üç gün sonra bölgeye müdahale ederken, “Sorumluların da idam edeleceği” duyurusu yapan Pekin yönetimi, Uygur Türklerinin katline seyirci kaldı.


Urumçi’de en az 800 kişi öldürüldü
Almanya’nın Münih kentinde bulunan Dünya Uygur Kongresi’nin Başkan Yardımcısı Asker Can, Doğu Türkistan’da çıkan olaylarda ölü sayısının 600 ila 800 civarında olduğunu söyledi. Telefonla AFP’ye açıklamalarda bulunan Can, “Bölgede gerçekler gizleniyor. Resmi rakamlar düşük. Vahşetin boyutu ise oldukça büyük.” dedi. Can, 2 Uygur öğrencinin parçalanarak öldürüldüğü ve ceset parçalarının Uygurları korkutmak için Tıp Fakültesi çıkışında gösterildiğini de kaydetti.


Evleri tahrip edip çocuklara saldırdılar
Haber ajansları da Çinlilerin, öldürdükleri Uygurların cesetlerini yoldan bile kaldırmadıklarını, çatışmaların devam ettiği bölgedeki insan cesetlerinin, protestocuların korkması için terkedildiğini belirtti.Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de Çin ordusunun yaptığı takviye ile birlikte saldırılar da sürdü. Çin ordusunun gövde gösterisi yaptığı kentte Uygur ve Han mahallelerinden karşılıklı saldırılar yaşandı.BBC’nin haberine göre, Han Çinlileri bir Uygur çocuğa saldırdığı söylentisiyle gerilim arttı.


Çin polisinin gözü önünde linç
AFP ise Hanlı kalabalığın iki Uygur’u polis gelene dek sopalarla dövdüğünü, yine başka bir yerde üç Uygur’un çembere alındığını, ikisinin kaçmayı başardığını ama birinin ölesiye dövüldüğünü aktardı. Ajans olay sırasında etraftaki onlarca kişinin ’vur vur vur’diye tezahüratlar yaptığını ve polisin kimseyi gözaltına almadığını da bildirdi.


Silaha karşı yumruk
Çin polisinin, eşlerini ve evlatlarını katletmesine tepki gösteren Uygurlu kadınlar dün de protestoda bulundu. Polis ise yine şiddet uyguladı.

Mahalle aralarında Türk avı başladı
Urumçi’de Han Çinlileri mahalle aralarında kadın ve çocuklara kurşun yağdırırken, tek tek Türklerin evlerine baskınlar düzenleniyor. Çin polisi sokaklarda Türkleri avlıyor.


Pekin, 22 milyon TL tazminat ödeyecek
Pekin, Urumçi’deki mağdura 100 milyon yüen (21,7 milyon TL) tazminat ödeyecek. Çin Radyosu’nun haberine göre, Urumçi Belediye Başkanı Jerla ısamudin basın toplantısında, ölenlerden bir bölümünün kimliğini tespit ettiklerini ifade etti. ÇKP, Urumçi Komitesi Sekreteri de Urumçi’de sokaklardaki durumun normale dönmeye başladığını söyledi.


Güvenlik Konseyi’nde veto restleşmesi
Türkiye, Uygur katliamını BM Güvenlik Konseyi’ne getirmeyi planlıyor Ancak Çin, Konsey’in veto yetkisi bulunan beş daimi üyesi arasında. Bu çerçevede, Çin’i kınayan herhangi bir kararın Konsey’den çıkması imkansız görünüyor. Türkiye’nin ABD ve Batı’nın da desteğini alması halinde ise Çin’in K. Kore ile ilgili veto restinde bulunması tahmin ediliyor.


Çin yönetiminden Türkiye’ye suçlama
Uygur Türklerini katleden Çin, olaylardan Dünya Uygur Kongresi’ni sorumlu tutarken, aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı ülkelerden kongreye destek veren “yerel bağlantıları ortaya çıkarıp, cezalandırmasını” istedi. Çin, Türkiye dışında, Pakistan, Afganistan ve ABD’nin de Uygur Türkleri’ni finanse ettiğini iddia etti.


Yaralıları sokakta ölüme terk ettiler
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabiya Kadir, “5 Temmuz günü barışçıl şekilde protesto yürüyüşüne çıkan kadın, çocuk ve gençler Çin hükümeti tarafından vahşice bastırılmıştır.” dedi. Kadir “4 Uygur kızının öldüğü haberini aldık. 400 kişinin öldüğünü duyduk. Yaralılar sokaklarda ölüme terk edildi.” yorumunu yaptı.




yeniçağ​
 
Çin esaretindeki doğu TÜRKİSTAN -1-







Yüzölçümü: 1.828.418 km2
Nüfusu: 30 milyon
Başkenti: Urumçi

ÇİN ZULMÜ ALTINDAKİ DOĞU TÜRKİSTAN’IN Dünü..Bugünü..Yarını..


Türklerin çocuk sahibi olması bile yasak!..
Doğu Türkistan’ın yıllardır verdiği özgürlük mücadelesi her seferinde kanla bastırılıyor. ’Çin işkencesi’nin Türk kimliği üzerindeki tahribatı inanılmaz boyutlarda


Orta Asya’daki Türk vatanı Doğu Türkistan Çin zulmü altında inim inim inliyor. İşkencelerin ölümlerin kol gezdiği bu topraklarda Türk kimliği yok edilmek isteniyor. Yıllardır süren özgürlük mücadelesi her seferinde kanla bastırılıyor. Türklerin yaşama hakkına bile saygı duymayan Pekin yönetiminin asimilasyon ve soykırımı politikaları dünyanın gözleri önünde tüm vahşetiyle devam ediyor. Doğu Türkistan’da son günlerde yaşanan vahşet dikkatleri tekrar bölgeye çekti. Her açıdan Türk tarihi için büyük öneme sahip bu ülkeyi derinlemesine inceledik ve ’Çin işkencesi’nin Türk kimliği üzerinde meydana getirdiği derin tahribatı, yaptığımız araştırmalar ve uzman görüşleriyle ortaya koyduk. Doğu Türkistan Vakfı Genel Başkanı Hamit Göktürk, Doğu Türkistan Devleti’nin ismi başta olmak üzere tüm haklarının gasp edildiğini söyledi.


Kimliğin ifadesi yasak
Doğu Türkistan’ın Türk dünyasının doğudaki kalesi olduğunu kaydeden Göktürk, bölgenin stratejik açıdan çok önemli bir konuma sahip olduğuna dikkat çekti. Çin ve müttefiklerinin varlıklarını istemediğini kaydeden Göktürk, Doğu Türkistan Türklerinin varlığının Orta Asya ve Anadolu Türkleri için de bir güvence olduğunu kaydetti. Türk milliyetçiliğinin bu bölgede yeniden etkinlik kazanmaması için Çin’nin elinden geldiğini yaptığını anlatan Göktürk, “Vatandaşlarımızın elinden anlamsız bahanelerle pasaportları alınıyor, aynı zamanda mallarına el konuluyor” diye konuştu. Çin tarafından işgal edilen Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin kendi kimliklerini ifade etmelerinin yasak olduğuna dikkat çeken Göktürk, insan hakları ihlallerinin soykırım boyutunda olduğunu söyledi.


Hamilelere işkence
“Doğu Türkistan topraklarını işgal eden Çin, Türk toplumunun her türlü davranışına sınırlama getiriyor” diyen Göktürk, şunları belirtti: “Türklerin doğum yapmasını bile yasaklıyorlar. 20 bin kişilik bir bölgede yüzde 1 oranında doğum yapılacak denilerek sınırlama getiriliyor. Bu sınırlamalar konusunda itiraz olduğu zaman da şiddet uygulanıyor. Dolayısıyla 20 bin kişilik bir kentte ancak 200 çocuk ya da bebek bulabiliyorsunuz. Doğu Türkistan’da bunun gibi daha bir çok anlamsız yasaklar ile de karşı karşıya kalmanız mümkün” Doğum kontrolü adı altında soykırımı yapıldığına vurgu yapan Göktürk, “Hamile Türk kadınlar yumruklanarak şiddete maruz kalıyor. Bölgede gerçekleştirilen uygulamaları tarif etmek mümkün değil. Bunun adına ne denir bilemiyorum. Doğu Türkistan’daki Türkler Çin yönetimi altında hiçbir şekilde huzurlu ve mutlu yaşamıyor”


Erkekleri köle yapalım, kadınları...
DoĞu Türkistan’da bir milyon kadar askerini silah altında tutan Çin, Doğu Türkistan’da Müslümanların attığı her adımı kontrol etmekte. Yollarda kurulmuş olan askeri denetim noktalarında tüm araçlar tek tek durdurulup içleri aranırken erkekler hakarete uğrayıp tartaklanmakta, Türk kadınlar ise tacize uğramakta.

Zehirlenmiş zihniyet
Buradaki zulüm zaman zaman Batı basınının bile dikkatini çekti. Urumçi Üniversitesi’nin duvarında hala asılı olan 2 Ekim 1988 tarihli The Independent gazetesi, Çin’in bakışını şöyle aktarıyor: “Türk erkeklerini sonsuza kadar kölemiz yapalım, kadınlarını da asırlar boyunca fahişemiz.” Gazete, bu düşünceyi ise şu şekilde değerlendiriyor: “Katıksız ırkçı düşünce ile zehirlenmiş bir zihniyetin göstergesi.” Japonya Mainichi Daily News gazetesi ise 2000 tarihli sayısında şunları yazıyor: “Doğu Türkistan’da bir kişi sadece boş bir şüphe üzerine yıllar boyunca tutuklu kalabiliyor. Türkler asılsız suçlamalarla idam edilmekte, zaman zaman da toplu olarak katledilmekteler. Kadınlara zorla kürtaj yapılmakta, birden fazla çocuğa sahip olanların çocukları ellerinden alınmakta.”


Petrol zengini
Petrol, wolfram, altın, kömür, uranyum gibi stratejik hammaddelere ve sayısız yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip bir ülke. Çin’de mevcut 148 madenin 118 çeşidi Doğu Türkistan’dan çıkarılmakta. Doğu Türkistan’da şimdiye kadar 5 bin yerde maden ocağı işletmeye açıldı. Bu Çin’deki toplam maden ocaklarının yüzde 85’ini teşkil eder.

Doğalgaz
Yaklaşık 500 bölgeden petrol, 30 bölgeden doğalgaz çıkarılmakta. Son yapılan araştırmalarda Türkistan’da petrol rezervi 8 milyar ton olarak tespit edildi. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin’e taşınmakta. Çin’in kömür rezervinin yarısı da Doğu Türkistan’da. Yıllık altın üretimi 360 kg. civarında. Uranyum, wolfram gibi stratejik madenlerle tuz ve renkli kristal taşları Doğu Türkistan’ın başlıca yeraltı ürünleri arasında.


Üç defa özgür oldular
Doğu Türkistan’da 1759’dan bu yana 200’den fazla silahlı ayaklanma oldu. Türk halkı üç defa özgür olabildi. 1863’te bağımsızlığına kavuşan Doğu Türkistan, Osmanlılar, İngiltere ve Rusya tarafından resmen tanındı. Ancak bu bağımsız Türk devletinin ömrü kısa sürdü. 1876 yılında Çin tarafından işgal edildi ve1884’de imparatorluğa bağlandı.20. yüzyılın başlarında Orta Asya’da başlayan milliyetçilik akımının sonunda 1933 yılında Kaşgar’da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti kuruldu. Bu Cumhuriyet1937’ye kadar sürdü. 1944’de “Üç Vilayet İnkılâbı” olarak bilinen ayaklanma ile Doğu Türkistan tekrar kuruldu. Çin Kuvvetleri, 1949’da Rusya’nın onayı ile Doğu Türkistan’a girerek, Türk ülkesini resmen işgal etti. O günden bu yana Çin işkencesi sürüyor.


Çay: Ankara net olmalı
Devlet eski Bakanı Prof. Dr. Abdulhaluk Çay, Çin’nin Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerden tahmin edilenin çok üstünde rahatsız olduğunu söyledi. Pekin yönetiminin Türkleri suçlamak için basit bahaneler bulduğunu dile getiren Çay, “Çin, doğum kontrolünden asimilasyon politikalarına kadar bir çok insan haklarını aşan politikalarını da Doğu Türkistan’da uyguluyor. Bunların içinde asimilasyon politikaları üzerinde özellikle durmak gerekiyor. Doğu Türkistan’a Çinli yerleştirilerek buradaki Türkler asimile edilmek isteniyor. Doğu Türkistan Türklerinin varlığı ortadan kalkma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor” şeklinde konuştu. Çin yönetiminin insan haklarından uzak tam anlamıyla bir terör devleti anlayışıyla Doğu Türkistan’a yaklaşım içerisinde olduğunu tüm dünyanın artık bilmesi gerektiğini belirten Çay, Türkiye’nin de bu konuda net politikalar izlemesi gerektiğini kaydetti.


Ölümüne direndiler
Doğu Türkistan’daki milli uyanış 20. yüzyılın başlarında başladı. Türklere öncülük eden isim ise AbdülKader Damulla. Damulla, açtığı Matle’ul Hidayet ismindeki okul ile mukaddes değerleri Doğu Türkistan gençlerine aşılayarak bilinçlenmelerini sağladı. Damulla’dan sonra da Doğu Türkistan’da mücadeleyi “Üç Efendiler” olarak anılan İsa Yusuf Alptekin, Muhammed Emin Buğra ve Mesud Sabri Baykuzu üstlendi. Mesud Sabri Baykuzu’nun Doğu Türkistan için verdiği mücadele, 1951 yılında Çin yönetimi tarafından tutuklanıp, 1952 yılında zehirli bir iğneyle öldürülmesi ile son buldu. İsa Yusuf Alptekin ve Muhammed Emin Buğra’nın mücadeleleri ise ömürlerinin sonuna kadar devam etti.


Erdoğan: Rabia Kadir’e vize veririz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir’in müracaat etmesi halinde kendisine vize verileceğini söyledi. G-8 Zirvesi çalışmalarına katılmak üzere İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin daveti üzerine İtalya’ya giden Başbakan Erdoğan, hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Doğu Türkistan’da yaşananlara değinen ve konuyla ilgili girişimlerin başlatıldığını belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Dışişleri Bakanlığımız konuyla ilgili olarak Çin Büyükelçisini de bakanlığa çağırarak gerekli görüşmeler yapıldı. Bunun bir vahşet olduğunu söyledik. Bu vahşetin süratle durdurulmasının gereğinden bahsettik. Çin devlet başkanı da G-8’de olacaktı fakat katılmadı. Başta Amerika olmak üzere, G-8’deki ülkelerle bu konuyu ben ayrıca görüşeceğim. Böyle bir vahşete seyirci kalmamız, hele hele Türkiye olarak söz konusu olamaz. Bunun için bütün girişimlerimizi hep birlikte sürdürüyoruz.”


Türkiye’ye geliyor
Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk, Rabia Kadir’in en kısa zamanda vize başvurusu yapacağını ve Türkiye’ye geleceğini açıkladı

Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir’in Türkiye’den vize alması talebiyle ilgili olarak da konuşan Erdoğan, “Bu tür şeylerde davet olmaz, müracaat olur. Benim şahsıma böyle bir bilgi gelmiş değil. Daha önce dışişlerine böyle bir müracaatın olduğunu bir gazete haberinde öğrendim. Müracaatı olması halinde biz kendisine vize veririz” açıklamasında bulundu. Erdoğan’ın açıklamasına çok sevindiklerini belirten Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk, telefonla konuştukları Rabia Kadir’in haberi sevinçle karşıladığını belirterek en kısa zamanda vize başvurusu yapacağını ve ardından da Türkiye’ye geleceğini bildirdi.


Önce boykota çağırdı sonra geri adım attı!
Üstü kapalı şekilde Çin mallarını boykot çağrısı yapan Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün’den, kısa süre sonra ’düzeltme’geldi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Yozgat’ta yaptığı açıklamada “İnsan haklarına saygı yoksa, bu ülkenin ürünlerine karşı tavrımızı ortaya koymamız lazım” dedi. Ergün, şunları söyledi: “Ucuz mal diye kötü malı almak zorunda değiliz. Başka bir şey daha arayalım. Malını tükettiğimiz ülkelerin insanlığa saygısı var mı, diye bakalım. Eğer malını tükettiğimiz ülkelerde insana, insanlığa saygı yoksa, o zaman bizim bu tüketimi gözden geçirmemiz, bu ürünlere karşı da tavrımızı, tutumuzu açıkça ortaya koymamız lazım.” Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bu açıklamadan birkaç saat sonra sözlerinin yanlış anlaşıldığını belirtti. NTV “ye konuşan Ergün, hükümet olarak bu yönde bir karar alınmadığını belirtti.


Davutoğlu Clinton’ı aradı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Doğu Türkistan’daki olaylarla ilgili olarak sürdürdüğü telefon diplomasisi çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüştü. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre Davutoğlu, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylara ilişkin Clinton’ı telefonla arayarak, Türkiye’nin konuya ilişkin hassasiyetini aktardı. Davutoğlu’nun diğer telefon görüşmelerinde de vurguladığı gibi Clinton’a da uluslararası toplumun
konuya daha fazla ilgi göstermesi gerektiğini ilettiği öğrenildi. Doğu Türkistan’da insanlık trajedisi yaşandığına dikkati çeken Davutoğlu, bu olayların etnik gerginliğe yol açmasının önüne geçilmesinin şart olduğunu da belirtti. Bakan Davutoğlu, Sincan’daki olaylarla ilgili olarak Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve İran Dışişleri Bakanı Mutteki ile telefonda görüşmüştü. (AA)


Yusufiyelilerden sert tepki
Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı Genel Başkanı Ahmet Yılmaz, Doğu Türkistan’daki Türklerin Çinli’ler tarafından katledilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile MHP milletvekillerini de sert şekilde eleştirdi. Yılmaz yazılı açıklamasında şunları söyledi: “MHP milletvekillerinin göbek atma
yarışmalarına sahne olduğu günün ertesi, sayıları 500’ü geçen ölü ve binlerce yaralısıyla soydaşlarımıza katliam yaptırılmış, bu vesileyle de Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza mesaj verilmiş, dolayısıyla da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin aciziyeti gösterilmiş, sahipsiz olduklarını bütün dünyaya göstermişlerdir. “


YARIN : Bir ırk yok edilmek isteniyor

 
ablacım kusura bakma siyaseti karıştırdığım için.

çin mallarını protesto ediyoruz..
lütfen herkes duyarlı olsun..

 
Türk hackerlardan Çin sitelerine 'Uygur istilası' :lepi:turkbayragi​


Ayyıldız Tim, Çin'de Uygur Türklerine yapılan vahşete tepki göstermek için Çin'den yayın yapan binlerce siteyi çökertti.

Dünyanın ilk siber savunma ordusu olarak bilenen ve bu zamana kadar çökerttiği sitelerle adından sıkça söz ettiren Ayyıldız Tim Türk internet korsanları, Çin'de Uygur Türkleri'ne uygulanan vahşete tepki göstermek amacıyla Çin'den yayın yapan binlerce siteyi çökertti.

Çin'in bazı kamu kurum ve kuruluşlarının internet sitelerini de çökerten Ayyıldız Tim üyeleri, çökerttikleri internet sitesine "Uygur Türkleri yalnız değil" ve "Bu vahşete bir son verin" şeklinde sloganlar yazdılar.

Ayyıldız Tim üyeleri, Uygur Türkleri'nin vahşice katledilmesine göz yummayacaklarına ve Çin'in askeri ve bankaların internet sitelerini çökerterek milyon dolarlarca zarar açacaklarını söylediler. Şu ana kadar 2 bini aşkın sitenin çökertildiğini belirten Ayyıldız Tim üyeleri, Çin'den yayın yaptığı tespit edilen bütün sitelerin çökertileceğini duyurdular.

alkisalkisalkis alkisalkisalkis alkisalkisalkis alkisalkisalkis alkisalkisalkis alkisalkisalkis alkisalkisalkis alkisalkisalkis alkisalkisalkis​


çocuklar ellerinize yüreklerinize sağlıka.s.

turkbayragi​
 
Müthiş bir harket olmuş arkadaşlar.Heryere mailler attım yapabilinecek ne var bilmeden durmak kadar acı veren başka birşey daha yoktur hehalde.Irkaşlarımıza yıllardır yapılan eziyetler bu gün su yüzüne çıktı ama sahiplenmiyor kimse çok üzgünüm çok boykot ediyorum zaten edebildiğim kadar çinle başetmek ne kadar mümkün aldığın en lüks telefonun bile bir parçası çin malı ama yinede yapabildiğimiz herşeyi yapmalıyız.
Atalarımızın korkusuna çin seddini yapanlar neler yapabileceğimizi bildikleri için yıllardır oradaki Türklere nefes aldırmıyorlar.Bizi küçümsedikleri an başlarına geleceği biliyorlar yeter ki biz bir olalım.
 
10.07.2009 Cuma günü saat 15.00de, Finlandiya’nın başkenti Helsinki de parlamento binası önünde Uygur Türk katliamı kınanacaktır.

Yine 12.07.2009 Pazar günü öğle namazı sonrasında, İstiklal Gazetesi Finlandiya temsilciliği tarafından, şehit olan kardeşlerimizin ruhları için Yasin-i Şerif okutulacaktır.

Tüm soydaşlarımız ve duyarlı vatandaşlarımız davetlidir.


Finlandıya da bulunan kk dostları emınız kı orada olacaksınız...

turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi turkbayragi​
 
Çin, Uygurlu Ünlü Bilim Adamına Ne Yaptı?
Pekin'de Yaşayan Uygurlu Ünlü Ekonomi Profesörü İlham Tohti'nin Çin Polisi Tarafından Salı Günü Karakola Davet Edildiği, Daha Sonra Kendisinden Haber Alınamadığı Bildirildi.

Çin'in başkenti Pekin'de yaşayan Uygurlu ünlü ekonomi profesörü İlham Tohti, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olayların ardından kayıplara karıştı. Tohti'nin Çin polisi tarafından Salı günü karakola davet edildiği, daha sonra kendisinden haber alınamadığı bildirildi.

Pekin'deki Central Nationalities Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Tohti'nin, en son 7 Temmuz'da Radio Free Asia (RFA) ile irtibat kurduğu, telefonda, "Polis iki gündür evimi gözlüyor, hayatım tehlikede" dediği belirtildi.

Çin'deki Müslüman dünyasında 'Uygur aydını' olarak nitelendirilen İlham Tohti, en az 156 kişinin öldüğü Sincan olaylarıyla ilgili olarak RFA'ya verdiği son demecinde, "Ben hiçbir şeye karışmadım. Ancak güvende değilim. Polis beni çağırıyor. Gitmem gerek" dedi. Tohti'nin bir önceki gün ise, "Çatışmalarla alakalı olarak önemli bilgiler elde ettim. Ancak bunları yayımlayamam, çünkü çok hassas bir dönemdeyiz" dediği öğrenildi.

Tohti'nin, editörü olduğu 'Uyghur Online' adlı internetteki blogunda son olarak, Pekin yönetimi yanlısı açıklamalarıyla dikkat çeken Sincan Uygur Özerk Bölgesi Başkanı Nur Bekri'yi eleştirdiği belirtildi. İnternet sitesi, Çinli kullanıcılara kapatıldı.

Doğu Türkistan'da bağımsızlığı savunan Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kader'e yakınlığıyla da bilinen İlham Tohti, daha önce de defalarca tutuklanmış, daha sonra serbest bırakılmıştı.

1969'da Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin Atuş kentinde doğan Tohti, Çin'deki Kuzeydoğu Normal Üniversitesi ve Ekonomi Okulu'ndan mezun oldu. İlham Tohti, şimdiki üniversitesinde profesörlüğe kadar yükseldi.




 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…