• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Vahşet Bitene Dek Çin Mallarını Boykot Edelim...

Halikarnas

DÖNDÜM
Kayıtlı Üye
24 Kasım 2008
14.247
37
208
İstanbul
arkadaşlar çin mallarını protesto edelimkötükedihüso


Çin mallarını, soydaşlarımıza yapılan eziyet işkence katliam vahşet sona erene dek almayalımyasakkelime



dty.jpg






Uygurlar ayaklandı. Çin katliam başlattı. Ancak halk duracak görünmüyor, özgürlük istiyor. Çin sadece tek bir kadını suçluyor. ışte o süper kadın;


Çin'in Sincan (Doğu Türkistan) Bölgesi'nde Çinlilerle Uygurlar arasında bir çatışma yaşanıyor. Resmi rakamlara göre 200 ama gayri resmi rakamlara göre 500'ün üzerinde Uygur öldürüldü.

Bu olaylar bizi dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan vahşetten daha fazla ilgilendiriyor. Çünkü orada yaşayan Uygurlar soydaşlarımız; Türkler, Türkçe konuşuyorlar... Edebiyat kitaplarımızda geçen Divanü Lügati't-Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmut da oralı!

Çin Uygurların ayaklanmasının ardında Rabiya Kadir'in olduğunu iddia ediyor. Peki kim bu Rabia Kadir? Nasıl bir gücü var? Ne istiyor?

UYGURLARIN ANNESı
Şu anda ABD'de yaşayan Rabiya Kadir Çin'in en zengin kadınlarından birisi. Rejim karşıtı. Uygurlar'a özgürlük istiyor. Uluslararası Af Örgütü üyesi ve Müslüman Uygur kadın hakları savunucusu. "Uygurların Annesi" olarak tanınıyor. Dünyaya "Çin vatanımızı işgal etti, zorla Çince konuşturuyorlar, Uygurları yok ediyorlar" diye haykırıyor


1.20090707112904..jpg



EŞı ESKı BıR SıYASı MAHKUM

Eski bir siyasi mahkum olan eşi Sıddık Ruzi'nin 1996 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçınca Çin Hükümetinin gözü onun üzerine daha fazla çevrildi. O sıralarda milletvekiliydi, dokunulmazlığı vardı ama Çin için önemli değildi.

EŞıNE MEKTUP YAZDI HAPSE GıRDı

Çin Hükümeti sesi çok çıkan Kadir'in milletvekilliğini düşürdü 1999 yılında 8 sene hapse mahkum etti. Suçu Amerika Birleşik Devletleri'ndeki eşine gazete küpürleri göndermekti. Devlet sırlarını yabancılara ifşa etmek, bölücülük ve devlet karşıtı faaliyetlerde bulunmaktan 6 yıl hapis yattı.

2.20090707113026..jpg



NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ'NE ADAY GÖSTERıLDı

Kadir, hapiste insan hakları mücadelesi nedeniyle birçok ödüle layık görüldü. ABD ve uluslararası baskısıyla 2005’te serbest bırakılan Kadir, 2006’da Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Daha hapisteyken de ınsan Hakları Ödülü'nün sahibi oldu.

BıLL GATES'ıN EN YAKIN ARKADAŞI

Hapisten çıktığında dünyanın baskısıyla pasaport aldı ve Çin'i terk etti. Ve o günden beri Dünya Uygur Birliği adına konferanslar veriyor. Ve Bill Gates'in yakın arkadaşı olarak tanınıyor.


DÜNYANIN SAYILI ZENGıNLERıNDEN BıRı
6.20090707113150..jpg

Forbes tarafından 1994 yılında Çin'in en zengin 7. kişisi gösterilen Kadir sesini çıkarana kadar örnek vatandaş olarak gösteriliyordu. Büyük bir süpermarket işleten Kadir müslüman kadınların iş bulup çalışmasını teşvik eden bir hayır kurumunun da kurucusuydu.

TAM 11 ÇOCUK ANNESı

Tüm hayatı boyunca Uygurların dünyadaki sesi olan Kadir tam 11 çocuk annesi. Kadir daha Sincan'da yaşarken bir Fransız gazetesine verdiği röportajda ''Ben süper kadın değilim. Sadece bir ailenin annesiyim'' diye tanımlıyor. Ve şunları söylüyor: ''Güç hepimizin içinde vardır. Ben sade halkıma yardım etmek istiyorum. Yapabildiğim kadarıyla bazı şeyle değiştirmeye çalışıyorum" diyor.

TÜRKıYE VıZE BıLE VERMEMıŞ
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Uygur Türklerinin liderlerinden olan dünyanın binbir ödüle boğduğu Kadir'in dertlerinden biri de Türkiye'den az destek görmesi. Hatta öyle ki Kadir "Türkiye'den vize bile alamıyorum" diyor.[/FONT]


[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
4.20090707113334..jpg
[/FONT]
[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]ZORLA ÇıNÇE OKUMAYA ZORLUYORLAR[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Ve Kadir verdiği konferanslarda Doğu Türkistan'da yaşananları şöyle özetliyor:[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]"Kaşkar'ın 5000 yıllık bir tarihi var. Şimdi bu tarih Çinliler tarafından tahrip ediliyor. Dilimizi, tarihimizi, kültürümüzü ve yaşam biçimimizi öldürmeye çalışıyorlar. Kızlarımızı zorla okutmak ve çalıştırmak için başka bölgelere gönderiyorlar. Uygur çocukları Çince okumaya zorluyorlar. Çocukların anne babaları şikayet ederse 'ayrımcılık' suçundan hapsediliyor.[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]KENDı TOPRAKLARIMIZDA DıLıMıZı KONUŞAMIYORUZ[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Uygurları eğitimden mahrum bırakıyorlar. Ekonomik kalkınmamızı engelliyorlar. Genç Uygurları hapsediyor, idam ediyorlar. Kendi topraklarımızda kendi dilimizi konuşamıyoruz. Terörle mücadele adı altında Uygurlar'a baskı uyguluyor, ıslamcı militan olmakla suçluyorlar.[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]UYGURLARA ÇıN ZULMÜ[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Biz namus, şeref için yaşarız. Çinliler en mukaddes değerlerimize saldırıyor. ınanç özgürlüğü yok. Çinliler namusumuza tecavüz ediyor, halkımızı bir plan çerçevesinde yavaş yavaş yok ediyorlar. Dünya Uygurların feryadını duymuyor. Çin zulmü altında sesimizi yükseltemiyoruz[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
3.20090707113345..jpg
[/FONT]


[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]BÖLGEYE BıLEREK ÇıNLı YERLEŞTıRıLıYOR[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Doğu Türkistan’ın 1949 yılında Çin tarafından işgal edildiğine dikkat çeken Rabiya Kader, bölgeye yarım asırdan beri Çinli yerleştirildiğini ve Uygur Türklerinin öz vatanlarında nüfus olarak azınlığa düştüğünü belirtti. Kader:[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]“Toprak sahibi uygurlar şimdi kendi topraklarında işçi olarak çalıştırılmakta, buna itiraz edenler sudan bahanelerle hapse atılmaktadır. Uygurlar her şeyi göze alarak zulme dirense de, aileleri ve çocukları Çinlilerin elinde rehin olduğundan dirençleri zayıflamaktadır” diyor.[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]ÇıN BıR HAPıSHANE[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Çin’in dış dünyaya kapalı bir hapishane olduğunu belirten Rabiya Kader, Uygur soydaşlarımıza yapılan zulmün dışarıya aksetmediğini, aksettiğinde de bunun gerektiği gibi algılanmadığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Maalesef Uygurların davasında Türkiye başta olmak üzere, birçok ülkeden beklediğimiz desteği göremedik. Maalesef dış dünya Çinlilerin Uygurlara yaptığı zulme duyarsız ve seyirci kaldı”[/FONT]
[/FONT]
 
Son düzenleme:
ayyy yazık yaa.neden destek verilmezki,onca soydaşımız varken.olmasa bile nasıl bir düzendirki,kendi topraklarında işçi olarak çalıştırılıyor.resmen kölelik bu,
kadına şiddetle destek verilmesini canı gönülden isterim.

oldu bitti sevmem zaten şu çin halkını,artık börtü böçek kalmadı uygur soydaşlarımızı yemeğemi kalktılar,lanetler,kendi toprakları yetmiyor tabii,böçek lavraları gibi ürüyolar nolcak.gözleri gariban ve sahipsiz halkın üzerinde şimdide.
inşallah dünya bu katliama,göz yummaz ,bir an önce gerekli önlemler alınsın.
ne kadınmış ama tek başına, kendi halkı için çalışan,dilini,inanclarını korumaya çalışan onurlu ve vicdanlı. :1hug:allah yardımcısı olsun.

haberlerde biraz izlemiştim sarduşum teşekkürler.a.s.
 
Çin'de etnik vahşet ....(site kuralları gereği vahşetin katliamın fotoğraflarını ekleyemiyorum)


Çin'in kuzey batısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesinin merkezi Urumçi'de, önceki gün akşam saatlerinde Uygurlar ve Han kökenliler arasında çıkan çatışma katliama dönüştü.

Urumçi'de iki gün boyunca güvenlik güçleriyle Uygur göstericiler arasındaki çatışmalar sonucu Çin devlet medyasına göre en az 156 kişi öldü, 1080 kişi de yaralandı.

Ölen ve yaralananlardan kaçının gösterici, kaçının olaylar sırasında orada bulunan ya da göstericilerce hedef alınmış kişiler olduğu bilinmiyor.

Bugün de Han milliyetinden Çinlilerle Uygurların taşlı sopalı çatışmaya girmesi gerilimi tırmandırdı.

Olaylar, Uygurların 26 Haziran'da Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında Han milliyetinden Çinlilerle Uygur işçiler arasında meydana gelen ve 2 Uygurun ölümüyle sonuçlanan kavgayı protesto etmek istemeleri üzerine başlamıştı.
 
890420090706102735123.jpg


Urumçi'den sonra Kaşgar da karıştı 156 ölü




Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde dün akşam saatlerinde meydana gelen olaylarda polisin müdahaleleleri sonucunda 156 kişi hayatını kaybetti. Olaylarda 828 kişi de yaralandı.



Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde meydana gelen ayaklanma ve sokak çatışmalarında ölenlerin sayısı, resmi rakamlara göre 156'ya yükseldi.

Müslüman Uygurlarla, Çin ırkını oluşturan Hanlar arasındaki çatışmalar, Sincan'ın başkenti Urumçi'nin ardından Kaşgar kentine de sıçradı.

Bölgede onyıllardır meydana gelen bu en büyük çatışmalarda 800'den fazla kişi de yaralandı.

Uygurlar, Hanların Sincan'a göç ederek mesleklerini, doğal kaynaklarını ellerinden aldıklarını, kendi topraklarında azınlık durumuna düştüklerini savunuyor.
Çatışmalarda ölenlerin bir çoğunun Han olduğu belirtiliyor. Hastaneye kaldırılanların da
233'unun Han, 39'unun Uygur olduğu bildirildi.


Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre olaylar, geçen ay bir fabrikada öldürülen iki Uygur işçinin katillerinin cezalandırılması isteğiyle, dün düzenlenen gösteride başladı.

Polisin barışçı gösteriye kuvvet kullanarak müdahale etmesiyle de yayıldı.

Bölgede internet haberleşme siteleri ile cep telefonları kesik, diğer internet sitelerine de güçlükle ulaşılıyor.

Kaşgar kentinde de olayları protesto için 300 kadar kişi gösteri düzenlendi. Gösteride olay çıkmadığı bildirildi.


Çin, ayaklanmalarla ilgili olarak Washington'da yaşayan, Dünya Uygur Kongresi'nin başındaki Uygur bir iş kadınını suçluyor.


Sincan'daki olaylar, uluslararası çevrelerde de kaygıyla izleniyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, hükümetlerin, halkın protesto hakkına saygı duyması gerektiğini söyledi. Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de gelişmeleri kaygıyla takip ettiklerini duyurdu.

Gözlemciler, Sincan bölgesinin doğal gaz, petrol ve maden yatakları bakımından zengin olduğuna, Çin'in en büyük pamuk ve domates tarlalarının bu bölgede bulunduğuna dikkat çekiyor.

BÖLGENİN GEÇMİŞİ
Çin'in hakimiyetindeki Uygur bölgesi, 1930'larda şiddetli bir ayaklanmaya sahne oldu. Bu ayaklanmalar netice verdi ve ''Şarki Türkistan Cumhuriyeti'' kuruldu. Ancak çıkan karışıklık ve yaşanan gelişmeler sonrasında bölgenin Çinli kumandanı Komünist Parti'ye bağılığını ilan edince, Çin ordusu kansız bir şekilde Uygur bölgesini ele geçirdi.

Rusya'nın da etkisiyle Çin'deki İsa Yusuf, Mehmet Emin Buğra ve binlerce Uygur ile Kazak Türkü, Pakistan ve Hindistan'a iltica etti. Uygurlar için karanlık günler başlamış oldu. Tansiyonun sürekli yüksek olduğu bu bölgede Uygurlar ile Çinliler arasında sık sık çatışmalar oluyor.


Çin, Uygurların El Kaide ile bağlantılı olarak bağımsız bir devlet kurma çabası içinde olduğunu savunuyor. Uygurlar ise Çin'in 'terörizm' kisvesi altında kendilerini yok etme planı uyguladığını ileri sürüyor. Çin'in özellikle '11 Eylül 2001' sonrasında uyguladığı baskı politikaları Uygurların büyük tepkisini çekiyor.


1 milyondan fazla nüfusa sahip Urumçi'de, 17 farklı etnik milliyet yaşıyor. Çin'in 1949'dan sonra Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne uyguladığı göç sonrası, Han Çinlilerinin sayısı Uygurların nüfusuna yaklaştı. Sincan, Çince'de yeni sınır anlamına geliyor.
 
yetkililer yine uyuyor onlar bizim soydaşımız niye kimse bir şey yapmıyor filistin için ayağa kalkan müslümanlar nerde :kızgın:
 
Sokağa çıkma yasağı

Bölgede etnik çatışmaların ardından bu gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Uygur bir kadın ise Çin askerinin karşısına tek başına çıkarak hesap sordu. Çin polisi Uygur kökenlilere daha sert müdahalede bulunuyor.Ellerinde sopalarla protesto gösterisi yapmak isteyen Çinlilere karşı polis göz yaşartıcı bomba kullandı. Resmi Şinhua haber ajansı, bazı apartmanlarda sakinlerin taş ve sopalarla olası bir saldırıya karşı hazırlık yaptıklarını duyurdu.

Kadınlara sarkıntılık tetikledi

Olayların fitilini, bir oyuncak fabrikasında zorla çalışmaya götürülen Uygur kadınlara sarkıntılık yapılması ve bazı kaynaklara göre iki Uygurun ölmesi ateşledi. Uygurların protesto gösterilerine güvenlik güçleri sert karşılık verdi.

SıNCAN Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de önceki akşam başlayan Pekin yönetimine yönelik protesto gösterileri, güvenlik güçlerinin sert müdahalesi üzerine ayaklanmaya dönüştü. Bölgeden gelen haberlere göre, şiddet olaylarında 156 kişi öldü, 828 kişi de yaralandı. Çin resmi haber ajansı Kaşgar’da da birkaç yüz göstericinin dağıtıldığını belirtti. Ayrıca Aksu ve Yılı şehirlerinde de hareketlenmelerin başladığı bildiriliyor. Ölü sayısının artmasından, olayların yayılmasından korkuluyor.

Caddeler ceset dolu

Olayların fitilini, Guang Dong eyaletinin Şao Guan kentindeki oyuncak fabrikasında zorla çalışmaya götürülen Uygurlar arasındaki kadınlara yönelik sarkıntılıklar ve Çinli saldırılarında bazı kaynaklara göre iki Uygurun ölmesini, Pekin yönetiminin ciddi biçimde soruşturmaması ateşledi. Önceki akşam Urumçi’de protesto gösterisi yapan kalabalık, hükümetten ölümle sonuçlanan taciz olaylarını soruşturmasını istedi.

Ancak polis kalabalığı dağıtmak amacıyla sert müdahalelerde bulununca, göstericilerin sayısı giderek arttı. Çinli yetkililere göre, sopa, bıçak ve taşlarla güvenlik güçlerine saldırmaya başlayan göstericiler, 261 aracı kundakladı. Göstericiler, dükkan ve evlere de hasar verdi. Bunun üzerine silaha başvuran güvenlik güçleri, kalabalığın üzerine hedef gözetmeksizin ateş açarak, katliam yaptı. Araçların ateşe verilmesi, evlere ve dükkanlara saldırılması ve silahların patlaması üzerine, ortalık savaş alanına döndü. Kanlar içindeki ceset ve yaralılar caddelere, alanlara yayıldı.

Çinli yetkililer, onlarcası elebaşı olduğu iddia edilen yüzlerce kişinin gözaltına alındığını, olaylarda kilit rol oynadığından şüphelenilen 90 kişinin arandığını ifade ettiler.

Şehirde ana caddelerin yanı sıra elektrik ve doğal gaz şirketleri ile televizyon istasyonu gibi önemli yerlerde güvenlik önlemleri artırıldı, komşu şehirlere giriş çıkışta kontrol noktaları oluşturuldu. Urumçi’de telefon ve internet kesilirken, şüphelilerin sorgulanması için komşu bölgelerden etnik gruplara mensup yüzden fazla yetkili Urumçi’ye getirildi. Bu arada protesto gösterilerinin, Kaşgar kentine de sıçradığı iddia edildi.

Batı’dan itidal çağrısı

Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering, olaylarda "protestocuların öldürülmesinden derin endişe duyduğunu" belirterek, Çin makamlarından "insan onuruna saygı göstermelerini" istedi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise Sincan’da 156 kişinin öldürülmesinden derin üzüntü duyulduğunu açıkladı ve bütün taraflara itidal çağrısı yaptı.

5 bin Çinli ile gelen linç

DOĞU Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk, Hürriyet’e Çin’deki gelişmelerle ilgili şu iddiada bulundu:

"Uygurlar, zorla 3 bin km. ötedeki Şao Guan kentindeki oyuncak fabrikasında çalışmaya götürüldüler. Çin kökenli erkekler, Uygur kızlarına sarkıntılıkta bulundu. Uygur gençlerinin tepki üzerine yaşanan gerginlik bir süre sonra yatıştı. Ancak iki gün sonra, sabaha karşı kalabalık bir grup Çinli (yaklaşık 5 bin kişi), Uygurların kaldığı yatakhaneye saldırdı. Bir grup, bölge halkı tarafından linç edildi. 300 kardeşimiz öldü. Uluslararası basının iki kişinin öldüğü iddiası doğru değil."

Ölü 500’ün üzerinde

Uygur bölgesinin demografik yapısını bozmak amacıyla, bölge halkının başka bölgelerde çalışmaya zorlandığını belirten Tümtürk, "Aldığımız bilgilere göre, ölü sayısı 500’ün üzerinde. Binlerce yaralı var. Bölgede yeni katliamlar yaşanmasından korkuyoruz" dedi.

Tümtürk, yatakhaneye saldırı olayının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çin ziyareti sırasında meydana geldiğini söyledi. Tümtürk, "Güvenlik güçleri olaylara seyirci kalmıştır. Bu diplomatik nezakete aykırıdır" dedi.

’Tanklarla eziyorlar’

ıstanbul’da yaşayan Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti Sözcüsü ve Turizm Bakanı ısmail Cengiz de, Çin’de Türklerin duvara dayanıp silahla tarandığını, üzerlerinden tankların geçtiğini öğrendiklerini söyledi. Çin’den bilgi almanın çok zor olduğunu, telefonla irtibat kurulamadığını söyleyen Cengiz, bilgisayar uzmanı tanıdıkları aracılığıyla internet üzerinden haber alabildiklerini söyledi.

Çin’in hedefindeki kadın

ÇıNLı yetkililer, şiddet olaylarından Uygurlar içindeki aşırılık yanlısı, ayrılıkçı unsurları sorumlu tutuyor. Çin makamlarının hedefindeki isim, ABD’de sürgünde yaşayan işkadını ve Dünya Uygur Kongresi lideri Rabiya Kadir. Çin, Kadir’i, ayrılıkçı eylemleri körüklemekle ve şiddet olaylarını başlatmakla suçluyor. 1999’da Çin’in en zengin yedinci kişisi olan, milletvekilliği 1997’de alınıp 8 yıl hapis cezasına çarptırılan Kadir, hapiste insan hakları mücadelesi nedeniyle birçok ödüle layık görüldü. ABD ve uluslararası baskısıyla 2005’te serbest bırakılan Kadir, 2006’da Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.

Geçen hafta ’Bütünleşin’ demişti


 
Doğu Türkistan'da aslında ne oldu


Uygurların katledilmesinin arkasında Çin medyasının provokasyonu çıktı. '6 Uygur 2 Çinli kadına tecavüz etti' haberi 7 kilometre ötede nasıl katliama dönüştü?


Anasol-D Hükümeti döneminde Türk Cumhuriyetleri ile ılişkilerden sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Ahad Andican, Urumçi’de yaşanan olayların perde arkasındaki gerçekleri açıkladı. 24 TV’ye telefonla bağlanan Eski Bakan Andican, dün akşam Urumçi bölgesinde patlak veren ve Çinli güvenlik güçlerinin 140 Uygurluyu öldürdüğü olayların perde arkasındaki provokasyonu anlattı.



GAZETENıN YALAN HABERı FABRıKAYI KARIŞTIRDI

Andican’ın aktardığı bilgilere göre Çin’de Uygur Türkleri’nin katledildiği olayların başlancıgı şöyle. “26 Haziran'da bir Çin gazetesi 6 Uygur genci 2 Çinli kadına tecavüz etti diye yalan haber yapınca, Hong Kong’a yakın bir eyaletteki oyuncak fabrikasındaki Çinli işçilerle Uygur işçiler arasında çatışma çıkıyor. 2 Uygur gencinin öldürüldüğü olaylardan sonra büyük bir bölümü Çin Devleti’ne ait olan fabrika yönetimi, olayı Çinliler çıkarmasına rağmen, ayrımcılık yaparak 600 Uygur işçisini işten çıkarıyor. ışten çıkarılan Uygur işçiler konuyla ilgili Urumçu’deki ailelerine bilgi aktarınca, bu durumu protesto etmek isteyen Uygurlar bir yürüyüş düzenliyor. Birkaç bin Uygur Türk’ü gösteri yürüyüşüne başlayınca, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na ait içindeki tankların da olduğu askeri konvoyun hızla Urumçi’ye giriyor ve 4-5 saat devam eden çatışmalardan sonra 140 kişi öldürülüp ve 900 yakın insan da yaralanıyor…”



ORTADA ETNıK ÇATIŞMA FALAN YOK

Olayı bu şekilde özetleyen eski Bakan Andican, “Burada bir etnik çatışma yok. Çin resmi askeri teşkilatlarının göstericiler üzerine ateş açması ve onları öldürmesi var. Urumçi’deki olayda iki etnik grubun çatışması söz konusu değil. Asıl etnik çatışma bir hafta önce Hong Kong’a yakın bir eyalette meydana geliyor. Arada yaklaşık 7 bin kilometre mesafe var.” dedi.



ÖLENLERıN MıLLETLERıNE BAKIN!

Dünya ve bazı Türk haber ajanslarının aktardığı gibi Urumçi’de çıkan olayların etnik bir çatışma olmadığını ve ama böyle bir çalışma olduğunun altını çizen Andican, ölenlerin milletlerine dikkat çekti: “Çin resmi haber ajansı ölenlerin kim oldukları ve ne şekilde öldükleri konusunda bir açıklama yapmıyor. Yani ölenlerin içinde Han grubu Çinliler yok. Uygurlu Çinliler yok. Ölenlerin ve yakalananların tamamı Uygur Türkü. Şu anda Çin yönetimi ele başı iddiasıyla 90 küsur kişiyi arıyor. Onlar da Uygur Türkü...”
 
yetkililer yine uyuyor onlar bizim soydaşımız niye kimse bir şey yapmıyor filistin için ayağa kalkan müslümanlar nerde :kızgın:




pekin olimpiyatlarını protesto bile etmedik:çok üzgünüm: Türkiye olarak katıldık ve evlerimiz de tv karşısında oturduk keyifle izledik:çok üzgünüm:
 
Öyle canım neden bu kadar duyarsız insanlar anlamamıyorum :çok üzgünüm:

orda yapılan katliamları bildiğim için ben bireysel olarak protesto etmiştim:çok üzgünüm:



arkadaşlar çin mallarını protesto edelimkötükedihüso

Çin mallarını, soydaşlarımıza yapılan eziyet işkence katliam vahşet sona erene dek almayalımyasakkelime




dty.jpg
 
Son düzenleme:
canım sardunyam senı cok ama cok sevıyorum herturlu olaya duyarlılııgnı tebrık edıyorum canımsın ıkı gozum esım ne alsak hemen ıcerıgne bakar cın malı yazıyo gorunce dellenır almazz
ordakı turkler yıllardır neler cekıyor sonuna kadar arkandayımm bırey olarka bende esımle aılemle varım..........!!!!!!!!!!!!!!!!
bır turk dunyayya bedeldırrr..........
 
çinliler her türlü zarar zaten.malları hastalıklı kendileri vahşi....
protesto edelim arkadaşlar ama çin malları heryerde nasıl başedicez.....
 
kendi yasadigimiz topraklarda bizi kultur,ahlak,orf ve adet anlaminda zaten yeterince yok ettiler..bizi 2 ye bolduler ve turklere ne yazik ki sahip cikmadilar en az 3 cocuk yapin dediklerine devlet ve sanatcilar herzaman cok daha cok sahip cikti..ne batidaki cocuklarimizin okutulmasi dusunuldu ne baska birsey.dogruya dogru..bize sahip cikamayanlar cindeki oz turklere hic sahip cikmazlar..filistine,kurtlere,ermenilere,araplara sahip cikanlar dilini,kulturunu unutmamak icin kahramanca direnen turkleri unutmayin..helal olsun onlara bizim gibi herseye boyun egmiyorlar..gerektiginde savasiyorlar...oz benliklerini unutmuyorlar..sizleri cok taktir ediyorum..icim aciyor ne hale geldik kendi milletimize sahip cikamiyoruz..dua ediyorum..ALLAH yaninizda ve yardimciniz olsun..yuregim herzaman sizinle...
 
Sincan’da Uygur avı



Sincan Özerk Bölgesi’nde önceki gün patlak verip onlarca Uygur Türkü’nün, ’çoğu kafalarına tek kurşun sıkılarak’ öldürülmesiyle süren olaylar durulmuyor. Bölgenin başkenti Urumçi’de binlerce Çinli, asker ve polisin de göz yummasıyla ellerinde kasap bıçakları, kalın sopalar ve çivili demir çubuklarla Uygur Türkü avına çıktı. Çin polisinin, gece yarısı evleri basıp16 yaşın üstündeki hemen hemen bütün Uygurları tutukladığı da iddialar arasında.



ÇİN’in batısında, Uygur Türkleri’nin çoğunlukta olduğu Sincan (Doğu Türkistan) Özerk Bölgesi, pazar günü yaşanan katliamın ardından dün de durulmadı. İki haftadır diken üstünde olan özerk bölgenin başkenti Urumçi’de dün binlerce Çinli sokaklara döküldü ve Uygurlara saldırdı.

Resmi Çin medyasına göre en az 150 kişinin öldüğü, 800 kişinin yaralandığı, 200-250 ev, dükkan ve otomobilin zarar gördüğü çatışmalardan iki gün sonra, Çinlilerin çoğunlukta olduğu Urumçi’de, "Uygurları yok edin" ve "Birlik kuvvettir" sloganları atıldı. Han Çinlisi olan binlerce Çinli, kasap bıçakları, demir çubuklar, kürekler ve tahta sopalarla yürüdüler. Tren istasyonunda yakalanan bir grup Uygur linç edildi. Sokaktan rastgele çevrilen birçok Uygur da, "Ülkeyi savunun" diye bağıran Çinliler tarafından dövüldü.

Özel polisi püskürttüler

Özel donanımlı yüzlerce Çin polisi, Uygur mahallesinin girişlerini tutarak öfkeli kalabalığı zaptetmeye çalıştı. Çinli göstericiler, akşama doğru kısa bir süre için güvenlik hattını yarıp, polisin 600 metre geri çekilmesine neden oldular. Çin milli marşını söyleyerek ilerleyen grup, Uygurlara ait dükkanlara saldırdı. Çin polisi, ancak birkaç saat sonra biber gazı kullanarak grubu durdurabildi.

Uygur’a gösteri izni yok

Binlerce Çinli’ye karşı, birkaç yüz Uygur’un dün yapmak istediği protesto gösterisine Çin polisi izin vermedi. Protestocuların başını, Uygur kadınlarının çektiği, bunların birçoğunun da, pazar günü ölen veya tutuklanan erkeklerin eşleri ve yakınları olduğu bildirildi. Reuters’e konuşan Maliya adlı bir Uygur kadını, "Kocamı dün (önceki gün) polis aldı. Neden olduğunu söylemeden götürdüler" dedi. Abdül Ali adlı 20 yaşlarında bir Uygur da, "Bizi nedensiz yere tutukluyorlar. Üç erkek ve bir kız kardeşim tutuklandı. Şimdi karşı koyma zamanı" diye konuştu.

Dünyayla bağlantı kesik

Urumçi’deki Çinliler, "Uygurlar suları zehirleyecek" dedikodusu üzerine marketlere akın edip şişe su aldı. Uygurlar ise, dün geceyi, evlerine saldırı olması ihtimaline karşı taş ve sopalar ellerinde geçirdiler. Uygur-Çin geriliminin arttığı ve şiddet olaylarının, Doğu Türkistan’ın diğer bölgelerine de yayılmasından korkulduğu vurgulandı. Özerk bölgenin güneyindeki Kaşgar’da İd Kah Camii önünde toplanmak isteyen 200 Uygur’u polis dağıttı. Bölgede birçok güvenlik kontrol noktası kuruldu.

Bölgede geceleri sokağa çıkma yasağı ilan eden Çin Yönetimi, 1434 kişinin tutuklandığını açıkladı. Uygur kaynakları, Çin polisinin gece yarısı evleri basıp, 16 yaşın üstündeki hemen hemen bütün Uygurları tutukladığını öne sürdü. Tutuklananların, güvenlik riski teşkil etmemeleri için iç çamaşırlarıyla karakollara götürüldüğü iddia edildi.

Doğu Türkistan’ın dünyayla internet ve telefon bağlantısı dün de kesik olduğu için, uluslararası medya durumu yakından izleyemedi. Dünkü gösterilerin, Çin hükümetinin rehberliğinde 60 yabancı gazeteci Urumçi’yi turlarken patlak vermesi dikkat çekti. Pekin, olayların arkasında yurtdışındaki Uygur diyasporasının bulunduğunu öne sürüyor. Müslüman Uygurlar ise, son yıllardaki ekonomik kalkınmaya rağmen Çin’in, milli kimlik ve dinlerine karşı baskıyı artırdığını savunarak daha fazla özerklik istiyor.

Han Çinlisinden Çinli bile kurtulamıyor

HAN etnik kökeninden gelen Çinliler, olayları sadece resmi medyadan takip ettikleri için, Uygurlara öfke dolu. Reuters’e konuşan bir Çinli, "Onlar bize saldırdı. Şimdi sıra bizde" dedi. Urumçi’de apartmanlara saldıran göstericilerin, "Şimdi sizin acı çekme zamanınız" sloganları attığı duyuldu. 2000 Çinli, Uygur dükkanlarını yağmaladı. Camiler de saldırılardan nasibini aldı. Han protestoculardan kaçan Uygur bir çocuk, ağaca tırmanarak kurtulmaya çalışırken, göstericiler onu sopayla düşürmeye çalıştı. Araya giren diğer Çinliler çocuğu kurtardı. Sükûnet çağrısı yapan Çinliler de öfkeli kalabalığın hışmına uğruyor.

Uygur Özerk Bölgesi’nin yeraltı kaynakları çok zengin

Nüfus: 20 milyon nüfuslu, 8 milyon Uygur asıllı .

Tarihçe: İpekyolu üzerinde. 19’uncu yüzyılda Çin’in kontrolüne geçti. 1930 ve 1940’lı yıllarda Uygurların kurduğu Doğu Türkistan Cumhuriyetleri uzun ömürlü olmadı. 1955’te Sincan Eyalet statüsünden çıkarılarak Özerk Bölge oldu.

Ekonomi: Buğday, pamuk, petrol, doğalgaz başlıca geçim kaynağı. Yılda 61 milyar dolarlık ekonomisi var.

Siyaset: Sovyetlerin çökmesi, Orta Asya’da militan İslam’ın yükselişiyle bölgede anarşi arttı. Çin, Uygur milliyetçilerini El Kaide bağlantılı olarak göstererek uluslararası destek sağlamayı umuyor.

Sincan’da uluslararası soruşturma açılsın

SÜRGÜNDEKİ Uygur lideri Rabiya Kadir, olayların uluslararası kuruluşlarca soruşturulmasını istedi. Kadir, "BM, AB ve ABD’nin Sincan’da gerçekten neler olduğunu incelemelerini umuyoruz" dedi. ABD’den daha sert açıklama beklediğini de belirten Kadir’e göre, Çin’den daha ihtiyatlı davranması, gerçekleri açıklaması ve Uygurlar’ın rahatsız olmalarının nedenlerine eğilmesi istenmeli.

Çin’den 2 ülkeye uyarı

ÇİN, Almanya ve Hollanda elçiliklerinin saldırıya uğraması üzerine, iki ülkeye, "Vatandaşlarımızı korumak ve diplomatlarımızın normal şekilde çalışmasını sağlamak üzere gerekli önlemleri almanız çağrısında bulunuyoruz" dedi. Dışişleri Bakanlığı, Çin’in yurtdışı temsilciliklerine yönelik saldırıların tekrarlanmaması ve saldırganların adalet önüne çıkarılmasını istedi. Lahey’de önceki gün Uygurlar elçiliğe taşla saldırılmış 142 kişi tutuklanmıştı. Münih Başkonsolosluğu da molotof kokteylli saldırıya uğradı.

Uygur kızlara tacize sonunda gözaltı geldi

OLAYLAR, Çinlilerin çoğunlukta olduğu Şao Guan kentinde bir oyuncak fabrikasında çalışan iki Uygur genç kızının tacize uğraması ve çıkan kavgada 2 Uygur’un öldürülmesi üzerine patlak vermişti. Resmi sayıya göre 156 kişi, Uygur kaynaklarına göre yaklaşık 500 kişi ölmüştü. Taciz olayının ardından hiçbir Çinli’yi tutuklamayarak Uygurların tepkisini çeken Çin, olayların ardından, bu vakayla ilgili olarak 15 kişiyi gözaltına aldı. Uygurlar ise, kendilerine yönelik ayrımcılığın şiddet uygulamasına dönüştüğünü savunuyor. Siyasi yorumcular da, "Artık ok yaydan çıktı" diyorlar.

Erdoğan’a ’One minute’ çağrısı

URUMÇİ’deki katliamı 200 gösterici dün Çin Büyükelçiliği önünde protesto etti. Doğu Türkistan Derneği Başkanı Seyit Tümtürk de, "Sayın Başbakan, Doğu Türkistanlılar ’One minute’ bekliyor" diye konuştu.

Her düzeyde temastayız

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, kaygı ve üzüntü ile takip ettikleri olayların durması için her düzeyde diplomatik ilişki kurduklarını söyledi. Sorumluların bir an önce bulunmasını ve bölgenin huzura kavuşmasını beklediklerini söyleyen Davutoğlu, olayların durulması noktasında yapılabilecekleri İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile koordine etmeye çalışacaklarını söyledi. Davutoğlu, "Ümit ediyoruz ki en kısa zamanda bu gerilim durur " dedi.

Gazze için şov yapanlar nerede

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Uygur Türkleri’ne yönelik saldırıları, "Toplu etnik katliam" olarak niteledi. Bahçeli, dün şunları kaydetti: "Gazze ve Filistinliler konusunda şov yaparak söylemediğini bırakmayan, Hamas’ın gönüllü avukatlığına soyunan ve Davos sahte kahramanlığını siyasi ranta çevirme hesapları peşinde koşan Başbakan’ın, Uygur Türkleri’nin katliamında sessiz kalmasının derin sebeplerini Türk milleti elbet takdir edecektir."
 
tabikide kimse sahip cikmaz turkiye cumhuriyeti vatandasi olmak baska turk olmak baska oyle degil mii(!)
 
yetkililer yine uyuyor onlar bizim soydaşımız niye kimse bir şey yapmıyor filistin için ayağa kalkan müslümanlar nerde :kızgın:

tabi ayağa kalktık ve filistini düşman işgalinden kurtardık dimi? mirmirmirmir yetkililer filistine yapabildi (!) birşeyler de şimdi urumçiye göz yumuyor?

anlıyorum öfkenizi de filistin için ayağa kalkmanın neresi yanlış, neden oradan saldırıyorsunuz?
 
he bu arada, vay soydaşlarım diyenlere mao dönemini hatırlatırım. o zaman da bu insanlar (sadece sincan özerk bölgesi değil, tüm doğu türkistan ve türk devletleri) çin propagandasına maruz kalmışlar ve sayısız işkence görmüşlerdi. asıl o zaman sormak lazımdı, nerdeydi bu insanlar?
 
tabi ayağa kalktık ve filistini düşman işgalinden kurtardık dimi? mirmirmirmir yetkililer filistine yapabildi (!) birşeyler de şimdi urumçiye göz yumuyor?

anlıyorum öfkenizi de filistin için ayağa kalkmanın neresi yanlış, neden oradan saldırıyorsunuz?


"din dil ırk renk" demeden her türlü zülume vahşete katliama müdahale etmek gerekir...

tam olarak ifade edemeseler de arkadaşların ne demek istediğini anlıyorum canım...filistin halkına kimsenin birşey diyeceğini asla düşünmüyorum...

lütfen sende anlamaya çalış......
yaşanan vahşetin katlimanın karşısında biraz daha anlayışlı olmamız gerekira.s.

ona kalırsa afrikada yaptırılan kabile savaşları da var:çok üzgünüm:
yeraltı kaynakları için birbirlerine kırdırılan zenciler.
 
Back